AdigeBatur
Profesör
- Katılım
- 19 Eyl 2006
- Mesajlar
- 1,678
- Tepkime puanı
- 6
- Puanları
- 0
- Yaş
- 43
- Konum
- Ayıntab
- Web sitesi
- www.blogcu.com
Allah razı olsun üstad. Devamını da bekliyorum.
Çerkezce hokus pokus kelimelerinin karşılığı "haroşe maroşe" dir.Bu kelimelerin kökeni harut ve marut kelimeleridir.
Kelimelerin kökenine bir hatırlatma veya katkı.
benim merak ettiğim bir mevzu var. osmanlı da ki konuşma şeklinden ,günümüz türkçesine nasıl geldik, dilimiz de ki budeğişim nasıl olmuştur...
Ben ettim Çocukluğundan beri hep merak etmişimdir. İşimin gereği kelimelerle haşır neşir olunca kullandığımız bir çok kelimenin anlam inceliğini ve nereden geldiğini bilmediğimizi gördüm.
Bakalım kelimeler nerden gelmiş?
İYİ: En eski şekli edğü dür, Eski Anadolu Türkçesinde eyğü Osmanlı Türkçesinde de eyü şeklini almış. Osmanlının sonlarında da son seklini almış.
HEMŞİRE: (hem-şira) Farsça'da hem aynı anlamında kullanılıyor. (hemcins= aynı cins gibi) Şîr, süt demek. Hem-şîre sütkardeş anlamında...
Osmanlıda uzun süren savaş yıllarında kadınlar cephe gerisinde hastalarla ilgilendiği için askerler, nezaket örneği olarak onlara hemşire (sütkardeş) diye hitap ederlermiş. Bu da kan bağımız olmasa da sen benim kardeşim gibisin demenin nazik şekli.
Zamanla, bu kelime kız kardeş yerine kullanılmaya başlanmış.(örnek, eski Türk filmleri)
DIŞARI: Taşgaru kelimesinden zamanla dışarı şekline dönüşmüş (taş: dış, garu:yön edatı)
ÖRÜMCEK: Ör-mek fiilinden. Eski türkçede örümçi, örgücü demekti. Örümcek de ağ ören anlamında.
KAHVALTI: Kahve + altı şeklindedir. Aç karnına kahve içmemek için sabahları kahve öncesi atıştırılan şeyler. Sonradan bir öğün haline gelmiş.
KAPLUMBAĞA: Bağa, kurbağa demektir. Eski hali Kaplu bağa şeklindedir. Kaplu, kaplı, kabuğu olan anlamında. Yani kurbağanın kabuklu olanı. Tosbağa da aynı şekildedir, yine Kaplumbağa anlamına gelir fakat başındaki tos kelimesinin anlamı tam olarak bilinmiyor. Bence toslamak filiyle bir alakası var
DAZLAK: Yabancı kökenli bir sözcüğe benziyor ama Türkçe. Eski Uygurcada taz, kel demekti. eski şekli taz-lak
GÜN İSİMLERİ:
ÇARŞAMBA: çehar-şembe şeklindedir ve farsçadır. çehar, dördüncü, şembe ise gün anlamında. yani dördüncü gün. (Pazarı ilk gün sayın)
PERŞEMBE: penc-şembe, yine farsçadır. penç, beşinci demek yani beşinci gün.
CUMA: Arapca cem kelimesinden gelir. Aslı cum'at şeklindedir. Cem olma, toplanma anlamında. (cuma namazı)
CUMARTESİ: Cuma-ertesi, cumadan sonraki gün
PAZAR: Eski Türkçede bazar şeklindeydi, farsça kökenlidir. Alışveriş anlamı da vardır.
PAZARTESİ: pazar-ertesi, pazardan sonraki gün.
SALI: Arapça salis kelimesinden olması kuvvetle muhtemel. salis, üç, üçüncü...
Şimdilik bunlar...
Sizde kökenini bilmek istediğiniz kelimeleri yazabilirsiniz.
HEMŞİRE: (hem-şira) Farsça'da hem aynı anlamında kullanılıyor. (hemcins= aynı cins gibi) Şîr, süt demek. Hem-şîre sütkardeş anlamında...
Osmanlıda uzun süren savaş yıllarında kadınlar cephe gerisinde hastalarla ilgilendiği için askerler, nezaket örneği olarak onlara hemşire (sütkardeş) diye hitap ederlermiş. Bu da kan bağımız olmasa da sen benim kardeşim gibisin demenin nazik şekli.
Zamanla, bu kelime kız kardeş yerine kullanılmaya başlanmış.(örnek, eski Türk filmleri)