Kelimelerin kökenini merak ettiniz mi?

Alper...

MarmaranınKralı
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
9,574
Tepkime puanı
452
Puanları
0
Konum
İsLamBol
Web sitesi
cennetsarayi.blogcu.com
benim merak ettiğim bir mevzu var. osmanlı da ki konuşma şeklinden ,günümüz türkçesine nasıl geldik, dilimiz de ki budeğişim nasıl olmuştur...
 

AdigeBatur

Profesör
Katılım
19 Eyl 2006
Mesajlar
1,678
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Ayıntab
Web sitesi
www.blogcu.com
benim merak ettiğim bir mevzu var. osmanlı da ki konuşma şeklinden ,günümüz türkçesine nasıl geldik, dilimiz de ki budeğişim nasıl olmuştur...

Aslında mevzu uzun ve ayrıntılı... Ama kısacası Bu değişim dilin tarihi sevri ve batı dilleriyle etkileşiminden kaynaklanmış... Fransız ihtilalinden sonra milliyetçilik akımı bize de sıçramış ve dilde bir değişimi tetiklemiş... Tabi bu yapay bir değişim... Dönemin şair ve yazarları ihtilalain etkisiyle halka yönelik bir edebiyat oluşturmaya girişince halkın anlayacağı bir dil kullanma fikrini benimsemişler... Osmanlıcadaki arapça ve farsça kelime ve tamlamalar bu dönemden sonra giderek önemini ve ağırlığını yitirimeye başlamış...
Ve sonra malum dil devrimi... Tam bir rezalet... bir imparatorluk dili kelime hazinesinin büyük çoğunluğu talan edilerek mahfedilmiş... Ve Necip Fazıl'ın "kuş dili" diye tarif ettiği günümüz türkçesi ortaya çıkmış... Bu dönem dil devriminin öncülerinden Nurullah Ataç'ın "Türkçeyi latinceye yaklaştıracağım" ifadesi bu talanın sinsi nedenini çok net açıklıyor. Ve Türk Dil kurumunun başında bir ermeninin bulunduğu yıllar: Agop Dilaçar...

Kendi öğrencilerimden duyduğumda öfkelendiğim bir söz var: Türkçe lastik gibi bir dil nereye çekersen gidiyor???
Bundan dilin ne suçu var. Siz 100.000 den fazla kelimeye sahip Osmanlı Türkçesini küçültüp 30-40 binlere indireceksiniz. Yazarlarınız bile topu topu 1000 kelimeyle yazacak, vatandaşınızın günlük kullandığı kelime 150 yi bulmayacak, ondan sonra da suçu türkçeye atacaksınız... Türkçeyi lastik haline biz getirdik maalesef...
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Bir adet AdigeBatur aranmaktadır, kendisini gören ya da yerini bilenlerin İhvan Forum'a yönlendirmeleri rica olunur. :p:)
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
Ben ettim :) Çocukluğundan beri hep merak etmişimdir. İşimin gereği kelimelerle haşır neşir olunca kullandığımız bir çok kelimenin anlam inceliğini ve nereden geldiğini bilmediğimizi gördüm.

Bakalım kelimeler nerden gelmiş?


İYİ: En eski şekli edğü dür, Eski Anadolu Türkçesinde eyğü Osmanlı Türkçesinde de eyü şeklini almış. Osmanlının sonlarında da son seklini almış.

HEMŞİRE: (hem-şira) Farsça'da hem aynı anlamında kullanılıyor. (hemcins= aynı cins gibi) Şîr, süt demek. Hem-şîre sütkardeş anlamında...
Osmanlıda uzun süren savaş yıllarında kadınlar cephe gerisinde hastalarla ilgilendiği için askerler, nezaket örneği olarak onlara hemşire (sütkardeş) diye hitap ederlermiş. Bu da kan bağımız olmasa da sen benim kardeşim gibisin demenin nazik şekli.
Zamanla, bu kelime kız kardeş yerine kullanılmaya başlanmış.(örnek, eski Türk filmleri)

DIŞARI: Taşgaru kelimesinden zamanla dışarı şekline dönüşmüş (taş: dış, garu:yön edatı)

ÖRÜMCEK: Ör-mek fiilinden. Eski türkçede örümçi, örgücü demekti. Örümcek de ağ ören anlamında.

KAHVALTI: Kahve + altı şeklindedir. Aç karnına kahve içmemek için sabahları kahve öncesi atıştırılan şeyler. Sonradan bir öğün haline gelmiş.

KAPLUMBAĞA: Bağa, kurbağa demektir. Eski hali Kaplu bağa şeklindedir. Kaplu, kaplı, kabuğu olan anlamında. Yani kurbağanın kabuklu olanı. Tosbağa da aynı şekildedir, yine Kaplumbağa anlamına gelir fakat başındaki tos kelimesinin anlamı tam olarak bilinmiyor. Bence toslamak filiyle bir alakası var :)

DAZLAK: Yabancı kökenli bir sözcüğe benziyor ama Türkçe. Eski Uygurcada taz, kel demekti. eski şekli taz-lak

GÜN İSİMLERİ:

ÇARŞAMBA: çehar-şembe şeklindedir ve farsçadır. çehar, dördüncü, şembe ise gün anlamında. yani dördüncü gün. (Pazarı ilk gün sayın)

PERŞEMBE: penc-şembe, yine farsçadır. penç, beşinci demek yani beşinci gün.

CUMA: Arapca cem kelimesinden gelir. Aslı cum'at şeklindedir. Cem olma, toplanma anlamında. (cuma namazı)

CUMARTESİ: Cuma-ertesi, cumadan sonraki gün

PAZAR: Eski Türkçede bazar şeklindeydi, farsça kökenlidir. Alışveriş anlamı da vardır.

PAZARTESİ: pazar-ertesi, pazardan sonraki gün.

SALI: Arapça salis kelimesinden olması kuvvetle muhtemel. salis, üç, üçüncü...

Şimdilik bunlar...

Sizde kökenini bilmek istediğiniz kelimeleri yazabilirsiniz.




Güzel konu.

 

Mugalata

Kıdemli Üye
Katılım
10 Mar 2014
Mesajlar
4,252
Tepkime puanı
146
Puanları
0
Konum
izmir
daha önce görmemişim bu başlığı. görseydim benim "farklılaşan ifadeler"i ayrı başlık olarak açmayıp buradan devam ettirebilirdim. adigebatur adlı üye keşke devam ettirseymiş. "kahvaltı"nın etimolojisini de doğru açıklamış.
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,990
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
HEMŞİRE: (hem-şira) Farsça'da hem aynı anlamında kullanılıyor. (hemcins= aynı cins gibi) Şîr, süt demek. Hem-şîre sütkardeş anlamında...
Osmanlıda uzun süren savaş yıllarında kadınlar cephe gerisinde hastalarla ilgilendiği için askerler, nezaket örneği olarak onlara hemşire (sütkardeş) diye hitap ederlermiş. Bu da kan bağımız olmasa da sen benim kardeşim gibisin demenin nazik şekli.
Zamanla, bu kelime kız kardeş yerine kullanılmaya başlanmış.(örnek, eski Türk filmleri)

Ekmek teknesi dizisinde Hemşire kelimesi yukarıdaki manası ile çok kullanılırdı.

76782_0.jpg
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,990
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
İki büyük kadim dil Hintçe ve Farsçadır.

Hintçe ve Farsça film izleyince ortak bir çok kelimeye rastlıyorsunuz.
 
Üst