Kaygısız nasıl irşad oldu.

melami

Paylaşımcı
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
238
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
İSTANBUL
Kaygısız Hz., müridi olduğu Şeyh'in tekkesinde çalışıyordu. Kendinden sonra gelip çalışmaya başlayanlar irşad oluyor. Fakat kendisi irşad olamıyordu. Bir gün şeyhine:

– Benden sonra gelenler hep irşad oluyor. Ben neden irşad olamıyorum, dedi. Şeyhi:

– Onlar memleketlerindeki mal, mülk ne varsa hepsini satmışlar, Allahu Teâlâ'nın yoluna vermişler. Senin memleketinde malın mülkün var. O kafana takılıyor, onun sevgisi var. İki sevgi bir arada olmaz. Memleketinde neyin varsa hepsini sat, parasını getir, der. Kaygısız Hz. memleketinde neyi varsa hepsini sattı. Şeyhine getirdi. Şeyhi kendisine:

– Şimdi bunu ben alsam nefis, şeytân sana diyecek ki; malımı mülkümü sattırdı. Kendisi aldı. Bu seferde kalbine o yer edecek. Altını, gümüşü kesesi ile beraber hepsini birden denize at, gel dedi. Kaygısız Hz. denize parayı atmaya kıyamadı. Kesenin ucuna sağlam bir ip bağladı. O ipi deniz kenarında, sağlam bir kayaya bağladı. İstediği zaman ipi çekip keseyi alabilecekti. Para; altın ve gümüş olduğu için, ne kadar denizde kalırsa kalsın zâyî olmayacaktı. Böylelikle hem şeyhin kapısında durup çalışıyor, hem de arada bir gidip ip koptu mu, para duruyor mu? diye bakıyordu. Bir gün yine şeyhine:

– Ben malımı sattım, sana getirdim. "Denize at, dedin" attım. Bu paramı atalı yedi sene oldu. Neden irşad olamıyorum?

Şeyhi kendisine:

– Bu seferde kafan kesenin ipine takılıyor. İp koptu mu, kopacak mı? diyorsun. Git de o ipi kes dedi. Kaygısız Hz. gitti, ipi kesti. Şeyhinin yanına geldi. Şeyhi:

– İşte şimdi tam kaygısız oldun, dedi. Kafana takılacak bir şey kalmadı, demektir. Bundan sonra adı Kaygısız kaldı, irşad oldu.
........................................................................................................
.
 

Arifane

Profesör
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
843
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Bursa
evet melami dostum!.. çok güzel bir yaşantı örneği anlatmışsın!.

bir gün geylani hz. müridine helva yaptırıyormuş. mürid ise şeyhim ! beni ne zaman mürşid yapacaksın diye sürekli rahatsız ediyormuş. geylani hz. oğlum ! karıştır helvayı dip tutmasın diye sürekli uyarıyormuş. günün birinde hindistandan bir heyet gelir bir mürşid isterler ve gavs müride döner hazırlan oğlum gidiyorsun der! ve ardından şartım var der gavs ne kazanırsan ortadan bölüşmek şartıyla hepsi senindir şeyhim der mürid! ve yola çıkar 13 yıl sonra geri gelir evlenmiş ve bir oğlu olmuştur müridin gavs evet oğlum kazancını bölelim anlaştığımız gibi mürid kazancı ikiye böler tamamı efendim der !hayır der gavs birde çocuk var burdan giderken o yoktu şeyhim nasıl böleriz onu sen karışma ben hallederim der !gavs mürit ise nasılsa bende görevliyim gavs,ı öldürsem kimse bir şey diyemez bana der ve arkasına geçip kılıcını saplamaya başlar ve kendine geldiğinde hala helvayı karıştırdığını anlar gavs der ki oğlum karıştır helvayı dip tutmasın der!
gavs 13 yılı birkaç saniyede göstermişti büyüklere akıl sır ermez.dostlar!.......
mutlu bayramlar.................................
 

melami

Paylaşımcı
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
238
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
İSTANBUL
Cümle azadan gelir zikri enel Hak naresi

Diyor NİYAZİ .

Azalardan Bir tanesi dahi tastiklemedi ise sıdkiyet bozuluyor. Değilmi arifane kardeş . Deryaya bırak kendini batmazsın kalırsın su üstünde.
 

noktacı

Üye
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kaygısızın olayındaki parasını atma olayı yanlıs anlasılmaya acık gorundugunden biraz acıklama gerekir.
Her malını atıp bırakmaklada olmuyor bu iş , mallara tutunup da olmuyor.Mallar senin "illa"n olmıyacak.Zengin olcan ama yedircen icircen sana hediye gelen bu malları Hak yoluna kullanacaksın.Kalbinde Allah , Muhammed , Ehl-i Beyt sevgisinden ustun sevgi olmayacak.Efendinin emrini uygularken tereddüt etmiycen ,akıl karıştırmıycan o işe.Bizim varlıgımızın hakkın varlıgı oldugunu tastik etmemiz gerekir.
Cümle mevcudatı verdim ben vucudu Vahid'e
Zat-ü esma ve sıfatın ile hala yek demim
 

dayi

Profesör
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
1,918
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
69
Parasız olmaz dostlarım..para olacak elbette..fakat cüzdanda cepte yada kasada...sakın ha sokmayasınız gönlünüze..

Bugün mülk kiminse yarında ''O''nun olacak..misafir olduğumuz unutulmadan,kimseye muhtaç olmadan..fuzuliye harcayıpta Lüzum ettiğinde ağlamadan..

Kaygusuz olmak RIZKINDAN endişe duymadan KUL gibi yaşamakla,çalışıp kazanmak ile olacaktır..

HU..
 

gezgin

Üye
Katılım
13 Şub 2007
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
medeniyet şehri
Web sitesi
www.gezginamca.blogcu.com
Kaygısız Hz., müridi olduğu Şeyh'in tekkesinde çalışıyordu. Kendinden sonra gelip çalışmaya başlayanlar irşad oluyor. Fakat kendisi irşad olamıyordu. Bir gün şeyhine:

– Benden sonra gelenler hep irşad oluyor. Ben neden irşad olamıyorum, dedi. Şeyhi:

– Onlar memleketlerindeki mal, mülk ne varsa hepsini satmışlar, Allahu Teâlâ'nın yoluna vermişler. Senin memleketinde malın mülkün var. O kafana takılıyor, onun sevgisi var. İki sevgi bir arada olmaz. Memleketinde neyin varsa hepsini sat, parasını getir, der. Kaygısız Hz. memleketinde neyi varsa hepsini sattı. Şeyhine getirdi. Şeyhi kendisine:

– Şimdi bunu ben alsam nefis, şeytân sana diyecek ki; malımı mülkümü sattırdı. Kendisi aldı. Bu seferde kalbine o yer edecek. Altını, gümüşü kesesi ile beraber hepsini birden denize at, gel dedi. Kaygısız Hz. denize parayı atmaya kıyamadı. Kesenin ucuna sağlam bir ip bağladı. O ipi deniz kenarında, sağlam bir kayaya bağladı. İstediği zaman ipi çekip keseyi alabilecekti. Para; altın ve gümüş olduğu için, ne kadar denizde kalırsa kalsın zâyî olmayacaktı. Böylelikle hem şeyhin kapısında durup çalışıyor, hem de arada bir gidip ip koptu mu, para duruyor mu? diye bakıyordu. Bir gün yine şeyhine:

– Ben malımı sattım, sana getirdim. "Denize at, dedin" attım. Bu paramı atalı yedi sene oldu. Neden irşad olamıyorum?

Şeyhi kendisine:

– Bu seferde kafan kesenin ipine takılıyor. İp koptu mu, kopacak mı? diyorsun. Git de o ipi kes dedi. Kaygısız Hz. gitti, ipi kesti. Şeyhinin yanına geldi. Şeyhi:

– İşte şimdi tam kaygısız oldun, dedi. Kafana takılacak bir şey kalmadı, demektir. Bundan sonra adı Kaygısız kaldı, irşad oldu.
........................................................................................................
.

Biz de diyoruz bizde niye tık yok.
 

A.R

Profesör
Katılım
10 Mar 2007
Mesajlar
795
Tepkime puanı
10
Puanları
0
:)

İyi ya, sonradan giden paralara da takmamış demek kafayı, kemale ermiş hemen ipi kesince;)
 

avare

Üye
Katılım
19 Ağu 2007
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
dünya malını gönlünden boşaltmadınmı yüce yaradan o günüle gelmez...
 

alis

Yeni
Katılım
11 Kas 2006
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ol deniz dipsiz dalalım oraya ipsiz . :rtfm:
 

gönül kuşu

Asistan
Katılım
7 Mar 2007
Mesajlar
366
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
61
dervişlik dedikleri
rivayetsiz denizdir
bu payansız denizin
neslini duyan gelsin
.​
 
Üst