Kaybolmak...

Bedrin_Aslanı

Profesör
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
1,792
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Dört kelebek bir gün bir ateş görmüşler. Bunun nasıl bir şey olduğunu öğrenmek istemişler. Birinci kelebek ateşe biraz yaklaşmış ve üzerinin aydınlandığını görmüş. Arkadaşlarının yanına gelmiş ve:
"Bu ateş aydınlatıcı bir şey!" demiş..
İkinci kelebek bununla yetinmeyerek daha fazla şey öğrenmek istemiş. Biraz daha yaklaşmış ve ısındığını hissetmiş… Demiş ki:
"Aynı zamanda bu ateş ısıtıcı bir şey!"
Üçüncü kelebek bununla da yetinmemiş. Biraz daha, biraz daha yaklaşmış. Bir anda ateşin kanatlarını yaladığını hissetmiş ve yanmış kanatlarıyla geri dönmüş. O da şöyle demiş:
"Ve bu ateş yakıcı birşey!"
Sonuncu kelebek daha da çok şey öğrenmek istiyormuş...
Biraz yaklaşmış, aydınlandığını görmüş!
Biraz daha yaklaşmış, ısındığını hissetmiş!
Biraz daha yaklaşmış, ateş kanatlarını kavurmuş!
Ve biraz daha yaklaştıktan sonra tamamen yanan kelebek "pofff" diye ortadan kayboluvermiş...
Ateşin gerçekten ne olduğunu belki bir tek o öğrenmiş ama geri dönüp te anlatamamış… Çünkü o, kaybolmuş ateşin içinde; ve bir şeyi ancak içinde kaybolan bilebilirmiş!..
 

BeHReM

Doçent
Katılım
2 Nis 2007
Mesajlar
618
Tepkime puanı
27
Puanları
0
Allah razı olsun.

Hepimiz bu öyküdeki dördüncü kelebek olmayı düşlüyor ama ömrümüzü diğer üç kelebek gibi tamamlıyoruz...
Sadece birkaç gün yaşadı kelebekler...
Ömrünce gerçek aşkı bulamayan insana inat,ateşin aşk olduğunu bilerek,aşk için yanmayı bilerek...
 

BeHReM

Doçent
Katılım
2 Nis 2007
Mesajlar
618
Tepkime puanı
27
Puanları
0
ŞEM İLE PERVANE (Mum ile Kelebek)


Gün dönüpte kamere yenik düşünce
Başlar ıstıraplı geceler...
Giyisileri kanlar içinde şem,
Yeniden yeniden yanmaya başlar aşk acısıyla
Yüreğindeki ateş her gece daha fazla bitirmekte onu
Kanlar yeniden boşalmaya başlar
Görenler bataklıkta sanır mumu
Ateşten kanı bile ısınmıştır artık
Eski yarelerin üzerinden süzülüp
Yeniden yakmaya başlar onu.

Derken...Duyulur sevdanın feryatları
Yana yana;döne döne yaklaşmakta aşkın ıstırabına
Tam kavuştum derken...
Zalim ateş,kızgın aşk ateşi yakmaktadır tenini

Mum kavuşamayınca ona doğru
Ve sevdasının kavuşamadığını
Kendine ulaşamadığını görünce erimeye başlar
Aşk ateşi yaktıkça yakar mumu
Ya kelebek?Perişan kelebek.
Yakıyor kanatlarını ateş
Her "yaklaşayım,sarılayım" derken yanar kanatları
Yanar,o özenilmiş bezetilmiş eşsiz güzelliği
Bir yandan şem erir aşkından
Bir yandan pervane...

Ateş yaktıkça mumu erir git gide
O kadar ki boğulacak olur kendi kanıyla
Ateş yaktıkça kelebeğin kanatlarını
Ölür gibi olur git gide

Onlar çabaladıkça yandılar,eridiler
Mum bekledikçe,pervane kavuşmaya çalıştıkça
Takatsız kaldı artık ikiside
Mum son kanını akıtmakta
Kelebek kanatsız kalmaya alçalmaya başlamakta.

"Ne tatlıdır ya Rab;bu gönül sevdası
Ne eşsiz ya Rab; bu aşk acısı" dedi şem.

"Ne kadar zormuş ya Rab;şem ile bir şeb
Ne kadar hoşmuş ya Rab:şem ile aşk meşk" diye haykırdı pervane.

Ve bitti mumdaki kan,öldü O eşsiz sevdasından.
Söndü zalim ve bir o kadarda tatlı aşk acısı
Yığıldı sereserpe pervanenin sevdası
Hasret bitirdi mumu

Dayanamaz pervane!
"Kahrolsun o zaman şemsiz bir şeb"
Bıraktı kendini ölü ve sıcak maşuğun vücüduna
Dayanamadı fazla o da,O ölümcül sıcaklığa...


Divan-ı Divit
 
Üst