soru 1 hadisler değiştirilemez mi ? hükmü terk edilemez mi?
soru 2 hadisler bir ayeti fes edebilir mi? kendileride ayetmidir?
soru 3 her rivayet hadismidir doğru veya yanlış ola bilir mi?
soru 4 hadislerin yazılımını peygamber efendimiz istemiş mi ?yoksa yasaklamış mı?
1- Hadisi değiştirmek derken, Peygamberimiz'e ait olan metni değiştirmekten bahsediyorsanız, bu asla olmaz. Haramdır. Hükmü terkedilemez mi derken, zaten bunlar dün yapılmış bugün de yapılır. İmam Şafii abdestin "FARZ"larını 6 olarak ifade ederken, iki farzın refaransı "hadis"tir... İmam Azam refarans alınan hadisler üzerinden abdeste "farz" olarak ilave yapmamıştır. Dahası, Şafii'nin sahih gördüğü hadisi, İmam Azam onunla amel eden olmamıştır. Yani dün bunlar çelik çomak oyuncağı gibi yapılmış. Çelik çomak derken ilimle yapılmış ama rahat rahat yapılmış, kafircilik oynamamışlar günümüzdeki gibi.
Günümüzde yapılabilir mi, yapılır deniyor ama ona da bir şart getirmişler, o şart da, kişinin "MÜCTEHİD" olmasıdır...
Ama bugün günümüzde şahsen ben müctehid falan değilim lakin bir çok meseleyi Peygamberimiz'e tekraren sormak isterim ama bu mümkün değil, artık önümüzü koyulana razı olacağız Ömer Kardeş...
2- Ben alim değilim ama hadisler ayeti feshetmemiştir (nesih yani), ama ayetin uygulamasını göstermesi açısından hadisler önem arzeder ama burada şunu da söyliyeyim, ayetleri açıklayan bazı hadisleri ayeti feshetmiş gibi algılayabiliriz, bu hataya düşmemek için güvendiğimiz alimlerden istifade etmemiz gerekecektir.
Şunu da biliyorum, müctehid ülamadan bazıları ya da tamamı, gerektiğinde "hadis", ayeti nesheder, hükmünü kaldırır demişlerdir... Mesela, recm...
Hadisler, Allah kelamı değillerdir... Öyle olsa idi cem'an kabul edilmeleri gerekirdi ve Sahabe ve Peygamberimiz bu noktada çok daha hassasiyet içersinde olurlardı...
Lakin Hanbeliler ve Selefiler ya da ikisi de aynı anlamı ifade eder, hadisleri vahiy olarak da kabul ederler...
3- Her rivayetin hadis olmadığı öteden beri gelen "hadis disiplini" içersinde zaten ifade edilmiş, hadis olanlar, hadis olmayıp uydurma olanlar belirtilmiştir...
Tabiki doğru da olur yanlış da... Yani, hadis bildiğiniz bir cümle, hadis olmayabilir; hadis bilmediğiniz bir cümle de hadis olabilir... Mümkündür...
4- Hadisin yazımını, belli sebeplere havi olarak Peygamberimiz önce yasaklamış (ama yasakladığı dönem içersinde de az da olsa hadisleri bir takım ağaç yapraklarına, deri kılıntılarına yazanlar da olmuştur ---)) ), daha sonraları ise Peygamberimiz serbest bırakmıştır...
Ya da Kur'an'la karıştıralacağı korkusu ortadan kalktığından doğal ve tabii olarak hadisler yazılmıştır...
NOT
Ama şu da unutulmamalıdır, Sahabe hadisler noktasında bizim gibi heyacanlı değillerdi... Ortalığı kırıp dökmüyorlar her hadiseyi Kur'an ayeti gibi sahiplenmiyorlardı, bu önemli bir hadisedir...
Teravih için sahur vaktine kadar nice sahabiler mescitte Peygamberimiz'i bekliyor ama Peygamberimiz gelmiyor sabah namazına geliyor sabah namazına gelince sahura kadar bekleyenler ortalığı dağıtmıyor mesele anlaşılıyor ve teravih falan da kılmıyorlar....
Dört halifenin teravih kıldıkları vaki midir mesela..???
Yani burada teravihin olmadığını dillendirmiyorum yanlış anlaşılmasın,
Sahabe her meseleye "Aha bu Kur'an'dır" mantığıyla yaklaşmıyor işi biliyordu...
Bizdeki tekfirlerin göbeğinde Kur'an" yoktur, Kur'an yerine konan gelenek vardır...
Aradaki farkı bir görüverin onun için zikrettim...