Kara olsun yüzleri...

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,240
Puanları
113
Konum
bâbil...
Resulullahın, kahraman Eshabı, bir an önce bu müşrik güruhunu kılıçlarıyla cezalandırmak için sabırsızlanıyordu. Peygamber efendimiz de mübarek dilinden düşürmediği şu duayı tekrarlıyorlardı; "Allahım! Bana yaptığın vaadini yerine getir!.. Allahım! Şu bir avuç İslâm cemaatini helak edersen artık sana yeryüzünde ibadet edecek kimse kalmaz!.."

Bu sırada müşrik saflarında, Kureyş'in en cesaretli ve keskin ok atıcılarından hazret-i Ebu Bekir'in henüz Müslüman olmayan oğlu Abdurrahman meydana yürüyüp, er diledi.

Mücahidlerin saflarından da bir kimsenin, derhal kılıcına davranıp ileri yürüdüğü görüldü. Bu kimse, ilk Müslüman olmakla ve Sıddıklık makamıyla şereflenen, peygamberlerden sonra en üstün insan, kahraman hazret-i Ebu Bekir'di!.. Oğluna karşı çarpışmak için ileri atılmıştı. Fakat Alemlerin efendisi ona; "Ya Eba Bekir! Bilmez misin ki, sen benim, gören gözüm, işiten kulağım yerindesin!.." buyurarak çarpışmaktan men etti.

Ebu Bekir-i Sıddık, oğluna; "Ey habis! Bana olan münasebetin nerede kaldı?" demekten kendini alamadı.

Sonra peygamberlerin sultanı Habib-i ekrem efendimizin yere eğilip bir avuç kum aldığı görüldü. Bu kumları düşman üzerine savurarak; "Kara olsun yüzleri!.. Allahım! Kalblerine korku Sal, ayaklarına titreme ver!" buyurdu ve Eshabına dönüp; "Hücuma kalkınız!.. Saldırınız!.." emrini verdiler.

Bu işareti bekleyen şanlı Eshab, önceden verilen talimat üzerine hareket etmeye başladı. "Allahü ekber!.. Allahü ekber!.." nidaları arasında oklar vınlamaya, taşlar hedeflerini bulmaya, mızraklar zırhlara çarpmaya başladı...

Allahü teâlânın aslanları hazret-i Ali, hazret-i Ömer, Zübeyr bin Avvam, Sa'd bin Ebi Vakkas, Ebu Dücane, Abdullah bin Cahş müşrik saflarının bir ucundan girip bir ucundan çıkıyorlar, kafirleri şaşkına çeviriyorlardı.

Her biri geçilmez birer kale olmuştu. "Allahü ekber!.." Allahü ekber!.." sadaları alemi dolduruyor, Allahü teâlânın şanının büyüklüğü, kafirlerin beyinlerine balyoz gibi indiriliyordu. Peygamber efendimiz; "Ya Hayyu! Ya Kayyum!" diye, Allahü teâlâya yalvarıyordu.

Hazret-i Ali; "Bedir'de hepimizin en cesaretlisi, en kahramanı Resul aleyhisselamdı. Müşrik saflarına en yakın olan da O idi. Sıkıştığımız zaman O'na sığınırdık" demiştir.

Hazret-i Ali, bir müşrikle çarpışıyordu. Müşrik, kılıcını hazret-i Ali'ye sallamış, kılıç kalkana saplanıp kalmıştı. Hz.Ali Zülfikarını, müşrikin zırhlı vücuduna sallayınca, omuzundan göğsüne doğru zırhıyla birlikte biçtiği sırada başı üzerinden bir kılıcın parladığını gördü. Sür'atle başını eğdi. Kılıcı parlatan; "Al! Bu da Hamza bin Abdülmuttalib'ten" derken, müşrikin kellesi miğferiyle beraber yere düştü.

Hz. Ali dönüp baktığında amcası hazret-i Hamza'yı iki kılıçla çarpışır gördü. Peygamberimiz, Eshabının böyle yiğitçe çarpıştığını gördükçe; "Onlar, Allahü teâlânın yeryüzündeki aslanlarıdır" buyurarak, onları takdir ediyordu.

Bir ara, Resulullah efendimizin yanıbaşlarında çarpışan hazret-i Ukaşe'nin kılıcı kırıldı. Bu hali gören sevgili Peygamberimiz, yerde gördüğü bir sopayı alıp ona uzattı ve; "Ya Ukaşe! Bununla vuruş!.." buyurdular.

Ukaşe hazretleri, eline sopayı alır almaz; Peygamberimizin bir mucizesi olarak; uzun parlak, sırtının ortası kuvvetli ve keskin bir kılıç oluverdi. Harbin sonuna kadar bu kılıçla bir çok müşriki öldürdü.
 

leyli

Paylaşımcı
Katılım
7 Tem 2006
Mesajlar
208
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
mağara :)
...bu güzel insanların rabbim şefaatine nail eylesin..onlara hakkıyla ittiba eden kullarından eylesin bizleri..!amin..!
 

ARaZ

Üye
Katılım
19 Tem 2006
Mesajlar
58
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Rabbim bizleri şefaatlerine nail eylesin...
 
Üst