Kadın Cinayetleri

İHD kadın cinayetleri raporunu açıkladı: Erkekler 2014’te 257 kadını öldürdü
Türkiye, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusunda kara bir yılı geride bıraktı. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi geçen sene 257 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü duyurdu.

İstanbul Galatasaray Meydanı’nda yaptıkları basın açıklamada, rapora göre 2014’te, sadece ihbarlar üzerine elde edilen rakamlara göre 282 kadın taciz ya da tecavüze uğradı, 575 kadın ise eşleri ya da partnerlerinden şiddet gördü. Dernek, devletin ifşa edilmediği ve gün yüzüne çıkmayan vakalar da değerlendirildiğinde bu rakamların daha kabarık olduğu konusunda uyardı.

Açıklamada 1997 ve 2012 yılları arasında 363 kadının gözaltında taciz ve tecavüze uğradığını belirtildi.

‘DEVLET KORUMASI CAYDIRICI DEĞİL'

İHD İstanbul Şubesi Kadın Komisyonu adına açıklamayı yapan Mürvet Yılmaz, devletin geleneksel olarak aldığı uzaklaştırma ve devlet koruması gibi önlemlerin sorunun kökten çözülmesi için yeterli olmadığını söyledi. Günde en az bir kadın erkekler tarafından öldürüldüğünü vurgulayan Yıldız “Uzaklaştırma süresi biter bitmez erkek kadına şiddet uygulamakta, öldürmektedir. Bir anlamda tüm kadınlar en temel hak olan yaşam hakkının ihlali ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Erkek egemen devlet ve erkekler tarafından gerçekleşen kadınlara yönelik bu şiddet sarmalı bilinçli ve sistematik bir cins kırımıdır” dedi.

Türkiye'nin 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi'ni çekincesiz olarak kabul ettiğini hatırlatan Yıldız, İHD Kadın Hakları Komisyonu olarak Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi ve Cedaw'dan doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini belirterek, "Kadınlar yaşamın her alanında; evde, sokakta, iş yerinde en yakınları tarafından şiddete uğramaktadır" dedi.

Birgün Acans.

Özgecan Aslan üzerine benzin dökülerek hunharca katledildi.


Çağ Üniversitesi psikoloji bölümü okuyan Özgecan Aslan katledildi. Genç kız önce tecavüze uğruyor daha sonra yakılarak denize atılıyor. Üniversiteli genç kız Özgecan Aslan'ı neden öldürdüler? Özgecan Aslan kimdir? Özgecan Aslan cinayetinde son dakika gelişmesi
Özgecan'ın katilinin şoke eden fotoğrafları

Mersin'de öldürüldükten sonra cesedi yakılan Özgecan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken'in Facebook hesabındaki fotoğraflar şok etti.
Özgecan Aslan'ın iki katil zanlısının ardından aranan üçüncü şüpheli bugün yakalandı.

SİLAHLI POZ VERMİŞ

Özgecan'ın katil zanlısı Suphi Altındöken adına Facebook'ta açılan sayfada zanlıların çok sayıda fotoğrafı paylaşıldı. Elinde silahla poz veren zanlı Fatih Gökçe'nin, ülkücü işareti yaptığı fotoğraflar da dikkat çekti.

İşte Özgecan'ın katil zanlısı adına açılan hesaptan yapılan paylaşımlar. Link

haber7 acans.

Soldaki şahsın kim olduğun bilene bir adet teşekkür vereceğim.

Birkaç bunun gibi itiraf edip itiraftan indirim uman katiller var.

Bunlar vesilesiyle idamın gelmesi gerekiyor. İdamın şimdi gelmesi anlamlı olur. (Hatta belki Sonra bir ara tekrarkaldırılır, ne zman birileri itiraf eder yinegetirilir aslılırlar.bu itifar edenlerin olması ve işte yanlışlık yapılmasını engellemek amaçlı olarak)

Idamın tartışılması anlamsızdır;
fakat devlet erkanının nasıl geleceği üstünde düşünmesi, fikir üretmesi anlamlı olacaktır.

(Lütfen sayın insanlar sürekli şu tartışmak kelimesini yanlış şekilde kullanmayınız. idama farkında olmadan karşı değilken bile sonunda karşı olmaz halde kendinizi bulup şaşırırsınız sonra. bunu yapanaları gördüm).

Zengin iktidar elemanlarının zamanlarını memleketteki kabaların, şirk ehlinin, küfürbazların, gerizekalılıkların tedavisine, ve burada görüldüğü üzere konuların çözülmesine harcamaları gerekiyor.


Ha bir de bakanların bazılarını konuşmayı daha iyi bilenlerle değiştirmek gerekiyor. aşağıdakilerin bir kısmını duymuştum... Bakanların "kadınlar" kelimesini bir cümle içinde kullanırken, ardından "kapsamlı bir sonuç" önüne bir girizgah koyamayacaklarsa susmaları gerekiyor. Yoksa böyle iki anlamlı nahoş bir görüntü veriyor:


Bunun çözümü bakanlarınızı daha iyi bir staj ve kitleye hitap etme tecrübesinden geçirerek getirerek olacaktır. Ama önce akp ve iktidar üyeleri olan memurların kendilerinden başlamaları ve şu lukslerinden feragatler etmeleri ve biraz değişiklikler yapmaları gerekiyor.


Konuyla ilgili olarak tekrardan ifade edelim.

Idamın tartışılması anlamsızdır; fakat devlet erkanının nasıl geleceği üstünde düşünmesi, fikir üretmesi anlamlı olacaktır.

Özgecan Aslan Kardeşime ALLAH tan rahmet dilerken geride kalan Ailesine Büyük sabırlar dilerim....Devamında Türkiye Halkına Büyük Geçmiş Olsun Dileklerimi İletiyorum...Umudumuz birdaha Böyle vakaların yaşanmamasına dair önlemlerin tez ve hızlı bir şekilde alınmasıdır....

----------------

Yukarıya çizgi çekmek istedim çünkü Hayatını kaybeden özgecan kardeşim mahsum bir hayatın bedelini ağır şekilde ödedi...

Mahsumların bununla birlikte İNSANLIĞIN yaşama ve özgürlük hüvviyeti çok önemlidir...O yüzden herdaim söylenip dile getirilir mahsumlara dokunmayın hayatlarını yaşasınlar diye...

Buradaki kardeşim öncelikle bedensel şiddete magruz kalmış sonrasında ise gelen korkulardan ötürü ölümle son bulmuş....yapılanların yanlış olduğunu bilen insanların bu cüratkarlığı yapmalarının tek açıklayıcı bir sebebi olabilir oda YASALARIN BOŞLUĞU VE UYGUN ZEMİNİ olmasıdır...

Eğer bir Hukukçu bu tarz ölümlerin önüne geçemiyor ve bu tarz ölümler için bir HUKUK METNİ yazamıyor ve bu METİNLERİ KANUNLAŞTIRAMIYORSA sizlerde Yaşarken Ölmüş gibisiniz pek bir farkınız yok...

Bir Hukukçu ve Adalet İnsanı İNSANI nasıl yaşatabilirimin derdinde olabilmeli ve mücadelesini KANUNLARDAKİ EKSİKLİKLERİ gidererek yapabilmelidir...Yapamadığınız her an ve saniye sevilen bir değerin yaşamdan yitip gitmesi demektir...

Eğer Ortada SOSYAL ADALET EŞİTLİĞİ KADIN-ERKEK arasından sağlanamıyorsa o zaman SOSYAL REFAH KANUNLARINDA pürüzler yada eksiklikler vardır bilinmez ama bilinmesi için ARAŞTIRMA yapılabilmesi çok önemli....

İNSANLIK Ahir Zaman dilimlerinde dahada bozulmaya devam edecek gibi gözüküyor çünkü gerçekte ALLAH sevgisi yaşayan insan çok azalıyor....Eğer Dünyaya sevgiyi yayamazsak ve devamında ÖZ olarak ALLAH değer vermeyi yayamazsak sevgi azaldığında saygıda ortadan İNSAN a dair kalkar...

Mesele elbette DİN değil Mesele insanın yetişmesi ,Ahlaklanması ,erdemlenmesi, karakterlenmesi ile ilgili ama zaman ÖYLE hızlı ilerliyor ki bugün bu zamanın akışında her bireyi ayrı kontrol edebilmen çok zor....her bireyi ayrı tanımlayıp kararkterlerini belirlemek çok zor....ve her bireyde karakter oturmasını sağlamak çok zor ama bu tarz zorluklar var diye EKSİKLİKLER giderilmeyecek anlamını ifade etmemelidir...

MESELE

SOSYAL BAKANLIĞIN VE ADALET BAKANLIĞININ ortak çalışması ile ÇÖZÜME kavuşabilir kanatindeyim......Çözümler için sorunlar ve sorunların eksiklikleri iyi belirlenmesi ve gerçektende samimi 20 yıl sürecek ağırlaştırılmış hapis yada müebbet hapis gibi kavramlar ile neticelendirlebilinir.....

Böyle.

Cani çark etti!
Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'a tecavüz etmek isteyen, Aslan direnince bıçaklayarak ve kafasına levye ile vurup öldürdükten sonra babası ve arkadaşıyla yakan Suphi Altındöken'in arkadaşı Fatih Gökçe, jandarmada verdiği ifadede, kendisini azmettiricilikle suçlayan arkadaşının Özgecan'ı öldürdüğünü anlattı.

Gökçe, "Bana, 'geminin oradan bir cono aldım, beni soymaya çalıştı, yüzüme biber gazı sıktı. Ben de bıçağı salladım. Biraz boğuştuk. Arkada yatıyor, ölük' dedi" diyen Gökçe, avukatının uyarısıyla ifadesini yarıda kesti.
Özgecan'ın katilinden kan donduran yeni itiraflar!

Gökçe, jandarmada şu ifadeyi verdi:

Olay günü 20.30 sıralarında 6-7 yıllık arkadaşım Ahmet Suphi telefonla aradı, 'başım belada' dedi. 'Ne oldu hayırdır' dedim ama cevap vermedi. Bana Yenimahalle'de Dörtyol'un oradayım. Boş bir şişeye 5 TL'lik benzin getir dedi. Sonra aradı, Dörtyol'a geçtiğini söyledi. Arkadaşım Osman Taş'ı aradım. Acil arabasıyla beni almasını söyledim. Osman'la Ahmet Suphi birbirlerini isim olarak bilmezler. Ancak belki birbirlerini görmüş olabilirler. Osman, beni aldı ve Dörtyol'a gittim. Suphi'nin istediği benzini almadım. Oraya gittiğimde Suphi aracın içinde oturuyordu. Ben Suphi'nin aracı olan TOK otobüsüne geçtim. Ön koltuğa oturdum. Osman ayrıldı. Osman'a yolda Suphi'nin kavga ettiğini söylemiştim. Suphi ile yolda giderken elinin yüzünün yaralı olduğunu gördüm. 'Hayırdır birader' dedim.

MSN ajans

Ne demiştim. insanlar itiraflarını bir kere ettikten sonra idamı getireceksin diye! İşte adam çarkediyor baktı heryerde idam konuşulur hale geldi!!

İdam varlığında itiraflar beklemek adeta imkansızdır. çünkü idam suçundan duşulmesi diye bir olgu yoktur.

Bırakın itirafları idamın olmadığı evrede yapmalarının önünü açın. Sonra bir idam getiriş getirin hepsini idam edin, sonra yine kaldırın. 50 100 itiraf oldukca idamı kaldırıp kaldırıp getirsinler...Bir dönem daha idamsız atmosferde itiraf edicilerin itiraf etmelerini bekleyin... böylece yaşayıp gidin.

(Gerçi bunlar devlet sırrı olarak yürütülebilecek uygulamalardır. yoksa anlamı yok zaten.. Ben sadece fikir verdim).

Aile içi şiddet sonucunda yaşamını yitiren erkek sayısında artış yaşanıyor. Kaç kadın kaç erkeği öldürdü?

Aile içi şiddette erkeklerin de kadınlar kadar zarar gördüğü, bir soru önergesiyle TBMM gündemine getirildi. CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, töre-namus gerekçeli olanlar dahil aile içi şiddet sonucunda yaşamını yitiren erkek sayısındaki artış olduğunu savundu. Bilgehan, aile içi şiddet sonucunda bir kadının erkeği öldürdüğü kaç olayın olduğunu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e sordu.
Bilgehan, TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, 2012-2013’ün mart aylarını kapsayan dönemde aile işi şiddet sonucunda 190 kişinin yaşamını yitirdiğini, bunun 83’ünün kadın olduğunu bildirdi. Bilgehan, bir yıllık dönemde, öldürülen kadın sayısında yüzde 5,9; öldürülen erkek sayısında ise yüzde 2.4’lük artış olduğunu kaydetti. Bilgehan, kadınların cinayetin faili olduğu kaç olayın meydana geldiğini, öldürülenler arasında LGBT bireylerinin olup olmadığını, failler arasında daha önce tehdit ya da yaralama suçlarından yatan olup olmadığını da sordu.
Bilgehan, erkeklerin hem şiddeti ürettiğini hem de hedefi olduklarını söyledi. Bilgehan, bakan Şahin’in soru önergesini yanıtlaması durumunda aile içi şiddet sonucunda erkekleri öldüren kaç kadın olduğunun ortaya çıkacağını belirtti. Bilgehan, Türkiye’nin kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamasına karşın olumlu sonuçlar alınmadığına da dikkat çekti.

Asıl bunun sebeblerini araştırıp çaresine bakılması gerekmezmi? Sonra takılan organ gibi yabancı kültür işgali sonrası bünye kabul etmiyor, etmeyecek.

Genişletmek için tıkla ...

Cinayetlerde artma olduğun kim söylemiş?!

Ya da, bundan önce de günübirlik böyle olmadığını kim söylebilir!!

Siz sizin gözünüze sokulan haberlerle ilgilendikçe böyle düşünürsünüz!

Erkek ile kadın bir toplumda evli olmadan, evlilik dışında, nişanlı olmadan, nişanlı olmaktan öncelerde "normal bir muhatap olabilme" gibi bir anlayış ve kültüre sahip olmazsa Erkek_Kadın ilişkilerinin düşük seviyeli devam etmesi kaçınılmazdır.

["Normal muhatap olmak", ciddiyet gerektirir, fuzuli konuşmaktan tat almamak gerektirir, sınırları bilmek gerektirir, içinde kötülük olmamak gerektirir, günlük hayatında küfre(her ikisine de) yer vermemek ve diğer cinsin gözlem dairesine girdiğinde ikinci ve radikal bir yüze girmemek gerektirir, bu yüzün hala adi, bayağı, çocuksu olmaması bilirseniz, daha iyidir.]

(nişanlılık demişken. gerçi bu ülkede nişanlılık var mı zannetmiyorum, olmadığından onun ikamesi yönlerin çevrildiği batılının flörtizmi olmuştur!)

Şu söylediğimi sağlamak mümkün olursa avamiler arasındaki "anlaşmazlıklar" tatlı tuzlu ekşi sonlanabilir, ama canice sonlanmaz! Noktamız da budur.


Aşk nefreti de bazen çağırır. Her aklınıza geleni söylemeyin.
Arkadaşlık araların iyi olması değildir!
Ya da "canım cicim şekerim" veya "kankim dostum kardeşim" hiç değildir!
Avamiler için bile, arkadaşlık bir seviye üstüne bir yoldaşlık haline gelmek zorundadır.



Antalya. Hüsne Aslan.

Hala idamda tereddüt edenler, ve nasıl geleceği üstünde düşüneye koyulmayanları allah ıslah etsin!

Söyledik! Canileri katakulleyle getireceksiniz! İdamı ara sıra tekrar kaldırıp geri getrireceksiniz! ortalığı temizleyip geri kaldıracaksınız!

Sonra takılan organ gibi yabancı kültür işgali sonrası bünye kabul etmiyor, etmeyecek.

Genişletmek için tıkla ...

Çok bilmişler her yerde. Nakarata sarıyorsunuz ve bir şey söylediğinizi zannediyorsunuz, bunu yaparken çoğunuz pek az düşünüyorsunuz.

Birincisi, Eğer öyle bir teknoloji ve büyü olsaydı, batılıdan flörtcülüğü çekip alsaydınız iki günde jecüc decuc ve eşcinseller memeleki haline dönüşürdü. bu bir.

Bu memeleket de, o memleketler de, doğan büyüyen erkekle kadını çiftleşimle çocuk yaptığı, hayatı öğrendiği ve varsa birkaç öğrendiğini veya yanlış öğrendiğini çocuklarına aktardığı, bazısının çocukların sorumluluğunu red bile etmeden terk eden(sorumluluğu terkte terki terk makamı!) yaşadığı, nihayetinde öldüğü insanlardan meydana geliyor!

Bir milletin avami veya heva-i-sinin bazı toplumsal hatta dindarî isim koyulmamış açıklarını, kendilerince bir takım gördükleri, gösterildikleri içinden yaptıkları tercihlerle tamamlamasını kınayamazsınız. Zira kınayan kınadığı başına gelmedikce ölmez bunu da bilesiniz!

Onlar, ve onların acınası hali, sizin elitlerinizin, veya iddia sahiplerinizin allaha vaadinden döndüklerinin bir işaretidir!

O durum elbete yersiz acılarla ve enerji kayıplarıyla sonuçlanacaktı ama kınamanız bu durumu sandığınızın aksine şiddetlendirme yönünde tesir gösterebilecektir. Belki sizin kaşıntınız, bu küfür edişiniz sizin konuya fransızlaşmanıza neden olacaktır. Ve zamanla sizin, değilse efradınızın aynı sorunla yüz yüze kalmasına neden olabilecektir.

Batıyı görmese "coğrafi" ve "haberi" bakımdan önünde en yakın osmanlı ve araplar var. Onlar mükemmel miydiler? Hayır. Mükemmel ne olabilir ki diye merak edenler mükemmel aramasın. çünkü farklı öznelerden sorumlu bir'lerder oluşan toplumdan bahsediyoruz. Fakat sadece doğuya veya batıya bakmayıp, asrı saadet dedikleri zamana da (şartlarını kavrayacak, yeterli düzeyde tahayyül edecek bir kapasiteye eriştikten sonra) bir baksınlar, doğal olan nasıl olabilir, bir akıl, bir konjektürel ayrdetme perspektifinden baksınlar.

Düşünen tabaka olduğunu idddia eden(gerçi bunlar bunu iddia etmiyor, bilen tabaka olduğunu iddia ediyor!) bazılarınızın yapması gereken bir kültür ve medeniyet inşa etmektir.! Eskilerin hikayelerini gazele girizgah tarzında üfürüp üfürüp, değerlerin mersiyesine asla geçememek değilidir!

İşin doğrusu iyilik ve kötülük konusunda mücadelenin bir yan ürünü ve sonucu olarak bu sorunları çözebilirdiniz! Bir kültür ve anlayış oluşturabilirdiniz! Zira iyilik ve kötülüğün cinsiyeti yoktur düşünmeyen herkesi sıkıntı döner dolaşır bulur.

Pek az düşünenler, ondan kaçtığının akisleriyle sıkınıtısını bulacaktır. Allah bizden bir vaad aldı, o da sözle değil varlıklarımızlaydı. Önce debelenmekti, sonra emeklemekti, sonra yemek içmek ve şeyleri kimseleri ve kendini sevmekti. Bunların hepsi allaha olan vaadlerimizdi: "biz hareket edecek ve düşünecek ve herşeyin üstesinden en güzel bir şekilde gelecek bir olgunluğa geleceğimize yemin ediyoruz, eğer olmazsa sen bize belamızı ver! (vermeyecektiysen zaten var olamazdık!)" bu ahit herkes için en eski ahittir!

İnsanlar ancak allaha kulluk etsinler diye yaratıldılar! Kulluk bu vaadi bildikten sonra sadık olmak ve gerektirdiklerini yapmak, Dosdoğru olmaktır! bunun için gereken biriktirmelerden vazgeçip dağıtmak, dost olarak allah deyip, dost ve tanıdıklarla tatsızlıklar da yaşamaktır, yüzleşmektir!

13 Ekim 2012'de tecavüze uğrayıp katledilen ve başörtülü bir kız olan Fatma Nur Çelik'i unuttular.

Katledilen kızlarımıza üzülüyor, yakınlarına,sevenlerine başsağlığı diliyoruz.

Tecavüzcü katilleri ve bu katilleri adeta aklamaya çalışan düşünüşün de (yani düşünmeyişin sonucu varolan gerizekalılığın da) allah belasını versin diyoruz.