Kader Risalesi” üzerinden kaderi inkâr eden Mustafa İslamoğlu

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
AL iste.. kaste ettigim seylerden biriside buydu.. Kaderi inkar ediyor(!).. Peygambere hakaret ediyor..

GErcek den bu yapilanlar bir rezillik. Rezil edecek derecesinde bu iddiaya da yanit verildi. Ancak hala mercimek gibi ayni seyi sürüp getiriyorlar.
Birileride bunlara inanip baliklama atliyor bunlarin üstüne. Sizde ayni hataya düsmeyin sayin @Kurtuluş26 .

Bakin cevap burda var: https://www.facebook.com/mustafaislamoglu.resmisayfasi/posts/938909222804671

Kocaman büyük harfle yazmış.Siz neyini savunuyorsunuz?Hangi cevaba inanmak istiyorsanız inanın.

10380438_973426696018130_8166800197890122323_o.png


10478642_973765619317571_7960177130532280477_n.png
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Şu hususta kavga etmeye gerek yoktur.

Mesela diyelim Kıyamet Alametleri var... Bir örnek...

İster büyük alametler tamamlansın ve isterse küçük...

Elbet de o anda yaşayan insanların bilmediği, ya da hiç hesap etmediği ya da hiç akıl etmedikleri bir zaman diliminde Kıyamet gelecektir...

Bu yorumuma karşı çıkan arkadaşımız var mıdır?

Ölüm de öyle değil mi?

Tepeden tırnağa kanser olmuş birine bir ömür biçiliyor gün ve zaman olarak ama ölüm ne biçilen günü ne de tayin edilen zamanı dinliyor, o emredildiği şekliyle ansızın geliveriyor...

Bu mes'ele çok da münakaşalık bir mes'ele değildir...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Kur'an meali dersine katıldığımda bu hususu ifade etmiştim.

İSLAMOĞLU iki ciddi eser yazacak bir ikinci baskınsında her bir eserde 10'ar tane yeri değiştirecek, o görüşlerden feragat ettiğini açık açık ifade edecek,

Bir ciddi eserin her baskısı farklı olursa,

İSLAMOĞLU'nu nereye koyacağız..???

Adama gülerler ya...

:) :) :)

İlim adamı mısın filim adamı mısın diye..???

Bu son cümlemi burada ifade ettim yukarıdakileri ise meal sohbetinde ifade ettim...

Evet Mustafa İSLAMOĞLU "ilm"i oyuncak sanmasın "ilm" ciddi iştir...

Selamlar...
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Bu ayeti neden eklemiyorsunuz?

“Onlar Kıyamet Zamanının
Ansızın Başlarına Gelmesinden Başka Bir Şey mi Bekliyorlar?
Onun Alâmetleri Gerçekten Gelmiştir.”

(Muhammed: 18)


"... Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in Hâtemü’l-enbiyâ olarak gönderilmesi kıyamet alâmetlerindendir.
Sehl bin Sa’d -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şehadet parmağı ile orta parmağını yanyana göstererek şöyle buyurdular:
“Ben, kıyamet şöyle yakın olduğu halde gönderildim.” (Buhârî, Rikâk 39 - Müslim: 2950)
....




ayeti kerime farkli bir sey söylemiyor, yine ani den gelmesinden bahsediyor..

Buhari hadisinde gecen ifade malum bilgidir, Hz. Peygamber son peygamberse elbette Kiyamet yakindir, ama zamani belirsiz ve ansizin olacak.

Kul kiyamet saatini bulmakla ugrasmak yerine kendi kiyametiyle ilgilenmelidir. her gecen gün kendi kiyametimize yani ölümümüze yaklasiyoruz. Akli basinda adam bunun farkinda olarak kendini düzeltmeyle, salih amel islemeyle ugrasir. Bir hadiste denilirki : " ölen kisinin kiyameti kopmustur".

Burdan anlasilir ki kiyamet 2 tanedir, birisi kulun kendi kiyameti ki bizi bu daha cok ilgilendirir , digeride hesab günün baslayacagi kiyamet.
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
Hz. İsa Gelmeyecek! (Mustafa İslamoğlu)

https://www.youtube.com/watch?v=FpvAA1ETDVo
İslâm Âlimlerinin,
Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın
Yeryüzüne İneceğini Tasdik Eden Sözleri
Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn-i Mâce, Hakîm, Nesâî, Taberânî, Ebû Nuaym el-Isfahânî, Deylemî, Beyhakî, Sa'lebî, Münâvî, İbn-i Kayyum el-Cevzî, Mâverdî, İmâm-ı Şa'rânî, Dârekutni, Taberî, İbn-i Hacer el-Heysemî, Celâleddîn es-Suyûtî, Kurtubî, Begâvî ve daha pek çok büyük muhaddis, İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne gönderileceğine işâret eden Hadis-i şerif'leri eserlerinde nakletmişler ve bu Hadis'lerin hepsini sahih ve mütevâtir kabul etmişlerdir.
İsâ Aleyhisselâm'ın âhir zamanda yeryüzüne indirilip Muhammed Aleyhisselâm'ın ümmetinden biri olacağı ve onun şeriatı ile amel edeceği Kitap, Sünnet ve İcmâ ile sâbit olup; İslâm âlemini nurlandıran en meşhur ve en yüksek âlimler, müfessir ve muhaddisler tarafından dâimâ tasdik edilmiş, bu hususta hiçbir şüphe ve itirâza meydan verilmemiş, bu ilâhî gerçeği inkâra kalkışanların küfre düştükleri ittifakla beyân edilmiştir.
Nitekim Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn-i Mâce, Hakîm, Nesâî, Taberânî, Ebû Nuaym el-Isfahânî, Deylemî, Beyhakî, Sa'lebî, Münâvî, İbn-i Kayyum el-Cevzî, Mâverdî, İmâm-ı Şa'rânî, Dârekutni, Taberî, İbn-i Hacer el-Heysemî, Celâleddîn es-Suyûtî, Kurtubî, Begâvî ve daha pek çok büyük muhaddis, İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne gönderileceğine işâret eden Hadis-i şerif'leri eserlerinde nakletmişler ve bu Hadis'lerin hepsini sahih ve mütevâtir kabul etmişlerdir.
Bunlar İslâm âleminde asırlar boyunca herkes tarafından kabul görmüş en büyük ve en muteber âlimlerdir. Onların "Sahihtir!" ve "Mütevâtirdir!" dedikleri Hadis'leri reddedip onlara muhâlefete kalkışanlar kimdir?

İmâm-ı A'zam Ebû Hanife (r.a.):
İslâm âlimlerinin ve mezhep imamlarının en büyüğü, en üstünü ve mezhebimiz "Hanefî mezhebi"nin kurucusu olan İmâm-ı A'zam Ebû Hanife -rahmetullâhi aleyh- Hazretleri "el-Fıkhü'l-Ekber" adlı eserinin son bölümünde; İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceğini gösteren Hadis-i şerif'lerin hepsinin sahih olduğunu ve bu Hadis'lerde beyan buyurulan haberlerin mutlakâ gerçekeleşeceğini haber vermiştir:
"Deccal'in, Ye'cüc ve Me'cücün çıkması, Güneşin batıdan doğması, İsâ Aleyhisselâm'ın gökten inmesi ve diğer Kıyâmet alâmetleri, sahih haberlerde varid olduğu (geldiği) üzere haktır ve mutlakâ olacaktır." (İmâm-ı A'zam Ebû Hanife, "el-Fıkhu'l-Ekber", trc. Hasan Basri Çantay; Ankara, 1982.)

İbn-i Kesîr:
Büyük müfessir İbn-i Kesîr "Tefsîr-i İbn-i Kesîr" adlı meşhur tefsirinde ve "Sünen-i Ebû Dâvud" kitabına yazdığı "Avnu'l-Mâbud" adlı şerhte, İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceğini gösteren Hadis-i şerif'lerin hiçbir yoruma meydan bırakmayacak kadar kesin ifâdeler taşıdığını; Kitab'a, Sünnet'e ve ehl-i sünnet âlimlerine zerre kadar imânı olan bir kimsenin, bu ilâhî gerçeği inkâra kalkışamayacağını beyân etmiştir:
"İşte bunlar Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- den mütevâtir olarak rivâyet edilmiştir ve bu Hadis-i şerîf'lerde, İsâ Aleyhisselâm'ın nasıl ve nereye ineceği hususu açıklanmıştır. İsâ Aleyhisselâm'ın cesed-i şerîf'iyle dünyâya ineceği hakkında zikredilen sahih ve mütevâtir Hadis-i şerîf'ler, te'vile (yoruma) imkân vermeyecek kadar açıktır. Dolayısıyla zerre kadar îmânı ve insâfı olan herkesin, İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceğine mutlakâ inanması gerekir. Bunu ancak şerî'ata zıt, Allah'ın Kitâb'ına, Resul'ünün sünnetine ve ehl-i sünnet'in ittifâkına muhâlif olan kimseler inkâr edebilir." (İbn-i Kesîr, "Tefsîr-i İbn-i Kesîr", c. 1, s. 578-582; "Avnü'l-Mâbud", c. 11, s. 457-464.)

İmâm-ı Rabbânî (k.s.):
İslâm târihinin yetiştirdiği en büyük âlim ve velîlerden olan İmâm-ı Rabbânî -kuddise sırruh- Hazretleri, İsâ Aleyhisselâm'ın kıyâmete yakın bir zamanda yeryüzüne ineceğini "380. Mektup"larında açıkça beyan buyurmuşlardır:
"İsâ Aleyhisselâm Mehdî zamânında yeryüzüne inecektir. Mehdî, Deccal'in katlinde İsâ Aleyhisselâm'a muvâfakat eder. Onun saltanatı zamânında Ramazan ayının on dördünde güneş tutulacak, o ayın ilkinde ise ay kararacak. Bunların oluşu, âdetin ve müneccimlerin yaptıkları hesâbın hilâfına olacaktır." (İmâm-ı Rabbânî, "Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî", c. 2, s. 1162-1163)
Hazret "Mektûbât" adlı eserinin "209. Mektub"unda ise; Hazret-i Mehdî'nin ve İsâ Aleyhisselâm'ın yeryüzüne ineceğini bizzat Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in bildirdiğine dikkati çekerek, onun Resulullah Aleyhisselâm'dan bin sene sonra, yâni ikinci bin yılın içinde nüzûl edeceğini haber vermiştir:
"Aradan bin sene geçtikten sonra, Mehdî'nin gelişi de bunun içindir. Onun mübarek gelişini, Hâtemü'r-rüsul olan Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz müjdelemiştir. İsâ Aleyhisselâm dahî aradan bin sene geçtikten sonra nüzûl edecektir." (İmâm-ı Rabbânî, "Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî", c. 1, s. 440)

.....

Devamı
http://www.hakikat.com/dergi/151/bsyz15106.html
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Kocaman büyük harfle yazmış.Siz neyini savunuyorsunuz?Hangi cevaba inanmak istiyorsanız inanın.

Koca harfle yazsin nasil yazarsa yazsin...

Allta aciklama var, o aciklamanin tamamini okuyun, isine geldigi gibi makaslayip sunmak sahtekarliktir.

Abese Suresinde klasik tefsir surede tek bir sahistan bahsedildigini kabul eder, islamoglu surede 2 farki sahisin gectigi söylüyor, bunlardan birisi sureye ismini veren münafigin birisidir, digeride Rasullulah (sav). Buna vurgu alttada var, onun devami da var, devamini okuyun. Elinizde yoksa verdigim linkte aciklamasi var.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Halife Ömer in bir çok hayat yaşam örnekleri var hangisini bahsediyorsun..??

Yöneticilik dönemine dair örnek yaşam hikayesi de var konuyu açabilirsen daha sağlıklı yazışabiliriz.
Bir şehre geliyor yanında arkadaşları da var.Şehre girmeden haber geliyor şehirde veba hastalığı var.
Halife Ömer şehre girmekten vazgeçiyor.Geri dönmek emri veriyor.
Yanındaki arkadaşlarından biri
"Ey emir el müminin Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?" diyor.

Halife Ömer de "evet Allah'ın bir kaderinden diğer kaderine kaçıyorum" diye cevap veriyor.

Benim için kaderi çok güzel tarif eden bir cümledir.
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Allah kulunu günah işlemeye zorlar mı?

ALLAH kullarının iyiliğini ve güzelliğini ister fakat güzel olanları seçmek için bizleri SINAV a tutar..

YÜCE BÜYÜK ALLAH ın kulları için Dünya yaratıldığından bu yana kötü bir şey istediği hiç görülmemiştir ve görülmezde...ALLAH insanlığa iyi ve kötü olan durumları peygamberler aracılığıyla bildirmiştir ..Asıl Cennetten kovulmuş insanlığa güzel şeyler istemez isteseydi zamanında bizim babamıza ve annemize haset edip cennetten çıkmalarını sağlamazdı ...

Zaman ve ömür işte...

Böyle.
 

elbiss

Ordinaryus
Katılım
21 Kas 2013
Mesajlar
2,514
Tepkime puanı
43
Puanları
0
Konum
Türkiye
Bir şehre geliyor yanında arkadaşları da var.Şehre girmeden haber geliyor şehirde veba hastalığı var.
Halife Ömer şehre girmekten vazgeçiyor.Geri dönmek emri veriyor.
Yanındaki arkadaşlarından biri
"Ey emir el müminin Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun?" diyor.

Halife Ömer de "evet Allah'ın bir kaderinden diğer kaderine kaçıyorum" diye cevap veriyor.

Benim için kaderi çok güzel tarif eden bir cümledir.

ALLAH Peygamberleri Veba vb gibi hastalıklar için uyarmış ve hatta bu konuda bir yerde hastalık görürseniz oraya yaklaşmayın demiştir...Orada bulunan hastalıklar ya o kabilelerin (o dönemde yerleşik düzen hayat genelde kabile aşiret üzereneydi).. günahlarından ötürüydü yada içlerinde ki kötülüklerin arınmasından ötürüydü...

Ki tarihte bilinir Helak olan kavimlerin durum şaart ve ehvalleri...

ALLAH sebepsiz yere bir sonuç vermez....elbette doğruları ALLAH bilir bizim aklımız ermez fakat şu gerçek ki ALLAH insanların kaderine etki etmez kaderi bilir ama seçimleri için insanlara hayatlarında yollar sunar....ki bazen sen çok istesende ALLAH sana o kaderi ve yolu yazmışsa o yoldan geri duramazsın vardır bildiği dersin...

HZ Ömer ,Peygamberin yanında olan Adaleti ve Güven i ile değer kazanan değerli bir Halife ve insan....Peygamberlerden feyz alıp bereketlenmemesi gibi bir durum söz konusu dahi olamaz ki bu insan varlıkta ve yoklukta her daim Peygamberin yanındaydı tıpkı HZ ALİ gibi ...ve diğer güzel insanlar gibi...

Zamanın ve vaktin var ise burayı okumanı isterim verdiğin bulaşıcı hastalık ile ilgili...(sadece küçük bir araştırma ile buldum ki Böyle bir yazı okduğumu hatırladığım için bulmam zor olmadı.)

http://www.islamdahayat.com/riyaz/bulasici hastalik olanyer361.html
--------------------------------------------------------------------------------------------------------

Mesele kaderin nasıl tarif edildiği değil mesele kader yaşanırken senin yada bizlerin hayatlarına neler katıp ekleyebildiğidir....Kader ÖYLE birşey ki bazen görebilmen için oluşur işte burada senin adına bizler adına meyvalar oluşur bu meyvalar ÖYLE bir bereketlidir ki senden sadece ŞÜKÜR beklenir...ŞÜKRETTİKÇE ALLAH o kader yolunda eminim ki bir çok yolu senin için dahada genişletecektir...

ALLAH nasıl Peygamberleri seçip onlara değerler yüklüyor ise ALLAH ın sevgili kulları arasında olmakta güzeldir....Fakat şu var ALLAH ne kadar verirse SINAV ın dereceside ve sabrıda o kadar derece yükseliyor...bunu insanın unutmaması gerek...

Bazen ÖYLE bir sınav olur ki KADER hayatında çok iyi bir mümin ken bir anda KADER de kendini kaptırdığında tek AŞKI dünyaya tercih ettiğinde sen Dünyada kazanırsın ki ALLAH kendisini unutanlara daha çok isteği üzerine dünyalıkları verir hemde bol kazan fakat ÖYLE bir kader şekillenir ki tam kaybettiğin esnada ÖYLE bir iyilik yada güzellik yaparsın ki işte ALLAH ın burada RIZASI nı kazanmak olur ki..burada insan ALLAH ın 99 isminden Afüv ve Gafûr (affedici-affeden) e nail olunur

Sonrasında insan Rezzâk (rızıklandıran)...olur....ALLAH katından esas rızıkları doğru yola çevrilerek alınır...

Hayatta kaderi iyi görebilmek gerek....

hayatımız nasıldır bilirmisin güzel insan?..

Pamuk ipi gibi ince bir çizgi bu çizgi üzerinden yürürüz hergün emin ol ufacık bir sarsıntıda yanlış yolu seçer ve ilerlersek oradan düşebiliriz....yolda ilerlediğinde kavuşmak istediğin arzuladığın biri varsa ve o ALLAH ise o çizgi aşkına yolda olabildiğince eğilsende sarsılsanda yürüyebilmelisin Bu AŞK ı ÖYLE bir yakmalısın ki sana ve çevrene zarar vermeden ilerleyebilmelisin...ve sadece bu AŞK ı sen bilmelisin...

Böyle..
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
İslamoğlu kaderi inkar ediyor diyenlere gelsin !

Kitabın önsözünden:




ve kitabın sonuç bölümünden:

 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
gözükmüyor mu?

ebediyelik konusunda ibn temiyyede benzer şey söyler.
Ayeti kerimede "gökler ve yer durdukça " diyerek bir ebediyetle ilgili bağlanti kuruluyor. Burası bence tefekkür edilmesi gereken bölümdür.

Şu videoda izahat buldum : http://m.youtube.com/watch?v=edMC1UPBXP0
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
Kader risalesi şerhi kitabının önsözü ve sonuç bölğmünden.
2. deneme :




sonuç kısmı :

 
Üst