güzel bir soru...
ben kadavra kısmını iyi bilmiyorum ama geçen organ nakli ile ilgili bir konu okumuştum...aynen aktarayım...
Organ bağışı ve nakli caiz mi? (1)
Soru sahiplerine hemen arz edeyim ki, tıpta her geçen gün yeni bilgiler ve bulgular elde edilmekte, insanlığın hayrına olan sevinilecek hizmetler üretilmektedir.
Bundan herkes sevinir, mutluluk duyar. Peygamberimiz (sas)’ in hadislerinden aldığımız işaretlere göre tıp ilmi daha da gelişecek, nihayet bütün dertlere deva bulunacaktır. İki şey müstesna tabii. Biri ihtiyarlık, ikincisi de ölüm! İhtiyarlıktan ve ölümden kurtarma ilacı bulunamayacaktır.
Ancak bu ikisinin dışındaki gelişmeleri, büyük bir ümitle bekleyebiliriz. Nitekim Peygamberimiz (sas) tıptaki çalışmaları teşvik ettiği hadisinde şöyle buyurmuştur:
- Allah ilacını yaratmadığı derdi de yaratmamıştır. Bir yerde dert varsa mutlaka onun devası da vardır. Yeter ki insanlık, ümidini kesmesin, deva araştırmasına devam etsin!..
İşte bu çarelerin biri de, organ nakli buluşudur.
Organ nakli, insan hayatında oldukça mühim yer işgal etmektedir. Çünkü bu çarenin alternatifi yoktur. Varsa zaten organ nakline gerek de olmaz, cevaz da.
Yeni ve alternatifi olmayan bir uygulama olduğundan bazı ilim adamları henüz bu uygulamaya da olumlu bakmasa da, İslam dünyasının şu andaki belli başlı İslami kuruluşları, organ bağışının ve naklinin (şartlarına uyulması halinde) caiz olduğu yolunda kararlar almışlar, bunu da kendi özel yayınlarında insanlığa duyurmuşlardır...
Mesela, Mısır’daki Ezher Fetva Kurulu, Suudi Arabistan’daki İslam Konferansı Teşkilatı’na bağlı İslam Fıkıh Akademisi, Kuveyt Evkaf ve Din İşleri Başkanlığı’na bağlı Fetva Kurulu, Dünya İslam Birliği’ne bağlı Fıkıh Akademisi, organ nakli ve bağışı konusunda fetvalar vermişlerdir. Bunlara bizim Diyanet İşleri Başkanlığı’mıza bağlı Fetva Kurulu’nun da fetvasını ekleyebilirsiniz. (Bakınız, Diyanet Vakfı İlmihali. Organ Nakli -168)
Konuya ait bilgiyi şöyle özetleyebiliriz:
Ölenden organ nakli yapıldığı gibi, yaşayandan da organ bağışı alınmaktadır..
İkisi de birbirine benzerse de küçük farklar vardır aralarında. Şöyle ki:
Ölüden yapılacak organ naklinin caiz olabilmesi için gerekli şartları şöyle ifade edebiliriz:
1- Hastaya organ naklinden başka çare bulunmadığı konusunda ehliyetli tıp adamlarının karar vermiş olmaları gerek.
2- Konunun uzmanları olan doktorlar, hastanın bu nakille iyi olacağı yolunda kuvvetli kanaat sahibi olmaları gerek.
3- Ölümünden önce hastanın kendisinin, ölümünden sonra da mirasçılarının organın nakline izin vermiş olmaları gerek.
4- Tıbben ve dinen! ölümün kesinleşmiş olması gerek.
5- Organın maddi bir karşılık ve para mukabilinde satılıyor olmaktan uzak olmak.
6- Alıcının da bu nakilde rızası bulunmak.
Bunlar ölenden alınacak organ naklinde aranan şartlar. Bunlara bir de yaşayandan nakledilecek organın şartlarını ilave edecek olursak şunu da ifade edebiliriz:
1- Organı kendi isteğiyle hibe edecek olan insanın sağlığını bu hibenin bozmayacağı yolunda doktorların görüşleri kesin olmalıdır.
2- Doktorların bu naklin başarılı olacağı, hayati tehlikenin bulunmayacağı yolunda raporları bulunmalıdır.
3- Organ bağışında bir ücret ve maddi menfaat söz konusu olmamalıdır.
Burada akla gelen bir suali de cevaplayalım. Verilen organ, yerleştirildiği öteki bedende biyolojik görevini yapacaktır. O şahsın iyilik veya kötülük yapmasında bir etkisi bulunmayacağından sorumluluğu olmayacaktır. İsterse bu insan gayrimüslim olsun. Çünkü günahı işleyen organ değil, organa yön veren insanın kendi iradesidir. İrade sahibinindir sorumluluklar.
Ayrıca nakledilen organ, tekrar dirilmede ilk bedenindeki yerini alacak, sonrakinde sabit kalamayacaktır. Geniş bilgi için adı geçen eserin ikinci cildine bakılabilir.