kabir suali!...

Arifane

Profesör
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
843
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Bursa
evet canlar ! kabir suali sorulacak ve bizde cevap vericez .
diyecekler ki! rabbin kim , dinin kim, biz rabbimizi yaşarken tanımış olmamız gerekir ki cevap verebilelim. dinimizi yaşamış olmamız gerekir ki cevap verebilelim.
bu bölgeye bir beyitle cevap verelim,

arama hakkı sen nerde
cu mevcuttur o her yerde,
arada sen iken perde
allah nerde sen nerde

fehmi hz. allah cc. varlığından başka bir varlık olmadığını beyitleriyle işaret ediyor demekki ! insan rabbin birliğine eyvallah! demesi lazım ki ! kabirde ikinci bir varlık çıkmasın. burda talipli olan işleyen her hareketin sahibi görünen her sıfatın sahibi ve mevcut olan tüm bilgilerin ( zannetiklerimiz)zatiyenin sahibi olan rabbim bu tüm saydığımız görünen ve görünmeyen varlıkların tek sahibi kabirde şahit olacaktır.yoksa arkadaşlar işimiz çok zor..........



 

dayi

Profesör
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
1,918
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
69
Arifane abi..neler oluyor..ne kabiri..BEDEN,den gayrı kabirmi var..

Şehadet alemi bu alem değilmi..burada demedikmi BELİĞ..demedilermi eyyyyyy arifane çık kalabalıklardan gel beri..:D..Hasan babanın ÇAY,cısıyım desende geçirirler o dar aradan seni..HU..:D

HU..
 

fani

Üye
Katılım
4 Ara 2006
Mesajlar
51
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Sevgili Dostlar!
Allah veresiyeci değildir. Kuluna peşinen ihsanını, ikramını yapmaktadır. Avam-ı nas da “Bura bizim mezramızdır. Burada geçiciyiz, burada kazanıp ahirette bulacağız.” der.
Şu insanların bir kısmı ehl-i dünyadır, dünyasını yaşar. Bir kısmı ehl-i ahirettir, ahirete hazırlanır. Yine bir taife var ki onlar ne dünya ne ukba ehli! Hakk’ı yaşarlar. Onları ne dünya engelleyebilir, ne ahiret sevindirip kendine çekebilir! Hak dostlar, işlerini kesinkes halletmişler.
“Müminler felâh buldular. Korktuklarından kurtulup felâha, huzura kavuştular.” Felâh bulan, huzur bulan bu zat-ı muhteremler, bir gelecekle tatmin olmazlar. Hâlde tevhid etmişlerdir. Görerek, bilerek şahadet vermişlerdir. Taklit müminlikten tahkik müminliğe ulaşmışlardır.

Geçmeyecek onlar sırat,
Vermeyecek onlar hesap
Dünyada verdiler hesap

HU..
 

fani

Üye
Katılım
4 Ara 2006
Mesajlar
51
Tepkime puanı
0
Puanları
0

Ölmeden evvel ölüp kabre giren anlar bizi
Haşrolup haşrolmadan mahşer gören anlar bizi.
Biz o zerre-i muhitiz, şemse karıştı varımız
Ol hakikat şemsine ilhak olan anlar bizi.
HU..
 

dayi

Profesör
Katılım
15 Kas 2006
Mesajlar
1,918
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Yaş
69
fani abi..:shake2[1]:

ŞEHİD...ŞAHİD..

Eywallah abi...

HU..
 

ÇiLe-i AşK

Asistan
Katılım
21 Eki 2006
Mesajlar
542
Tepkime puanı
2
Puanları
0
acaba kalbimizde sadece Allah'mı var..

yoksa yanına başka bişeylerde ekledikmi?

dünyalık yaşayanlardanmıyız?

ahiretlik yaşayanlardanmıyız?

yalnız Hakkı yaşayanlardanmıyız?

yaşayabilsek yalnız Hakkı düşünmemiz gerekmeyecek ne dünya ne ahiret....

gelecek hepsi birer birer peşimiz sıra...
 
U

ummuhan

Guest
Rabıta-i mevt de işte bu tefekkürü sağlamk içindir...... kabr i ve oradaki sorguyu düşünüvermek bile insanın kendine ve içine şööle bi bakmasına sebep oluveriyor....
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
birgün güzel efendimiz bu halleri anlatıyor yani kabir hallerini soruları falan
hz ömer ra soruyor kabirdede bugünkü gibi mi olucaz evet cevabını alınca diyorki ozaman ben onlara yeterim
ömer olmak sizlerede neler hatırlatıyor dersiniz
 

ekvani

Asistan
Katılım
7 Ara 2006
Mesajlar
243
Tepkime puanı
0
Puanları
0
gönlünüze sağlık olsun,
''allah hesabı en çabuk görendir'' seriül hesab.
hesabı evvelakendinize veriniz.
bu bazısına kolay,bazısına zor oluyor;

Sırat kıldan incedir kılıçtan keslincedir,
Varıp anın üstüne köşkler kurasım gelir. Y.EMRE
teşkkürler.
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
Bizim Van'linin birisi, kabirde soyle dayak yiyecegiz boyle azab gorecegiz diye vaaz eden bir Hocayi dinledikten sonra eve gidince dusunur, dusunur. Kabre gidince Munker Nekir'in sorgusundan sualinden kurtulmanin yollarini arar.

Sonra sagligindayken kefenini alir tandira asar . ( tandir = eskilerin ekmek yapiminda kullandigi ocak ) sonra da vasiyet eder.

Ben ölende gafami gazin . ( kafami kaziyin ) kefgir kimin ( kevgir gibi ) olsin! Sonra da dislerimi sökün. beni de a bu kefine sarin gömin!. mezarimin ustunde de tümsek birakmam ha!.. Dümdüz edin...

Akli sira kefeni eskitip, sarartarak, kafayı gazitip dislerini sokturerek, kendisine, sorgusu suali coktan yapilmis bir olu süsü verecek de kurtulacak.

Neyse hikaye bu ya! Adamin vadesi yetmiş ölmüs. Vasiyet ettiği şeylerin hepsi de aynen yerine getirilmis, gömülmüs.

Derken Munker Nekir gelip de: Men Rabbuk, men Nebiyyik ( Rabbin kim, nebin kim? ) diye sorunca... Bu, dunyadaki tilkiligini orada da sürdürebilecegini zannetmis. saflik da var serde tabii.. Ne desin, ne etsin..

Adamin Rabia adinda bir kizi varmis. Rabik deyiverirmis ona kisaca. Bir de oglu varmis Nebi isminde.

Munker Nekir: Men Rabbuk, men nebiyyuk deyince, zavalli, kiziyla oglunu sorduklarini, Rabik nerde, Nebi ne yapiyor, dediklerini sanarak:

Nebi dagdadir, davar güdir. Rabik de tandirda ekmek idir, hazahir... Ben yenni(mi) geldi(m)ki siz benden sorir?. demis. ( Ben eski oluyum, nerden bileyim, demek istiyor yani)

Sonra da dayagi yiyip de dogruyu deyiverince Munker Nekir, birbirlerine, bu once yalan soyledi, sahtekarlik etti, fakat sonunda itiraf etti, dogruyu soyledi, ne yapalim bunu diye müzakere ederken adam:

Sefaat Ya Rasulallah! diye inleyince. Bu halini Allah'in Rasulune arzetti. Rasulullahin ruhaniyetinden soralim durumu! demisler. Sormuslar Hazreti peygamber:

Birakin onu, o da Allahin kulu, ummetimdendir, demis. ve adam kefeni yirtmis, kurtulmus yani. Alemlere Rahmet Olan Peygamberimizin şefaatiyle...

Rabbimiz, Zati Rahmetinden ve Rasulunun şefaatinden mahrum etmesin hic kimseyi.. hiç birimizi.... amin


karasakal hoca'dan naklen...
 

Arifane

Profesör
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
843
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Bursa
Arifane abi..neler oluyor..ne kabiri..BEDEN,den gayrı kabirmi var..

Şehadet alemi bu alem değilmi..burada demedikmi BELİĞ..demedilermi eyyyyyy arifane çık kalabalıklardan gel beri..:D..Hasan babanın ÇAY,cısıyım desende geçirirler o dar aradan seni..HU..:D

HU..

dayııı dayııı biraz örtülü konuşalım dedik olmadı galiba açık konuşuyoruz kızıyorsun. üstte bedeni kabir yapmışsın kamil babaların !.. zatiyesi kabirlik yapar neyine sıfatına dayımmmmm hu diyelim.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Hayy Allah, Hak-Dilaram abim..

Hiç gülesim yoktu..

İnsan böyle mi güler yahu..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Abim şimdilik temkin ve iktisat ediyorum..

Takipteyim, gönül zenginliğinizden nasiptar olma azmindeyim..

Güldüğüm konu ise, Hak-Dilaram abimin anlattığı Erzurumlu'nun kabir macerası...

Hakikaten çok hoş, çok latif bir hikaye idi.. Belki de yaşanmıştır..
 

zaman

Asistan
Katılım
3 Eyl 2006
Mesajlar
520
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Rabbin kim, kitabın ne Peygamberin kim. Sorular bunlar. Çok basit ancak İslam üzere yaşamayanlar buna cevap veremeyecek.
 

Arifane

Profesör
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
843
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Bursa
Rabbin kim, kitabın ne Peygamberin kim. Sorular bunlar. Çok basit ancak İslam üzere yaşamayanlar buna cevap veremeyecek.

zaman kardeşim! islam üzerine ne yaşayanlar varda rabbiyle rabıta kuramamış kuran,ı okumuşta hitabı olamamış peygamberini tanımışta kulu olamamış sualler hep bunlaradır saydıklarımızı tanımayanlara zaten sual yok çünkü onlar gölge gibidir!
 

hamra-a

Üye
Katılım
4 Ocak 2007
Mesajlar
26
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
Hz. Ömer vefat ettiği zaman, bütün dinî muamelesi yapıldıktan sonra, her fani gibi onu da getirip kabre koydular. Vazifeli şahıs, telkinini de yapıp cemaat dağıldıktan sonra, Hz. Ali Kerremellahü veçhe, bakalım Ömer, sual meleklerine ne cevap verecek diye merak ederek, kabrin bir kenarına, kimse görmeden çömelmiş neticeyi beklemekte idi. Biraz sonra beklenen melekler gelip dünyadan gelen herkese sordukları soruları Ömer'e de sormaya başladılar.

Meleklerden biri:

— Rabbin kimdir? Nebin kim? diye sormaya başladı. Meleklerin bu sualleri karşısında hiddete gelen büyük halife, kendisi başladı:

— Siz kimsiniz, Buraya nereden ve niçin geldiniz- Sizin derdiniz ne de, beni gelir gelmez suale çekiyorsunuz? diye sormaya başlayınca melekler, onun diğer insanlar gibi olmadığını anladılar ve sorularına cevap vermeye başladılar:

— «Biz yedi kat semadan, buraya sana soru sormak için geldik. Bizi bu vazife ile Allah vazifelendirdi, biz münker ve nekir melekleriyiz ve herkese aynı soruları sormak bizim vazifemizdir» dediler.

Melekleri sonuna kadar dinleyen Hazreti Ömer, sorularına devam etti:

— Siz yedi kat semadan geldiğiniz halde, Allah'ı unutmadınız mı? diye sorunca, melekler, kendilerinin vazifelerinin Allah'a ibadet etmek olduğunu ve unutmadıklarını söylediler.

Melekler bu cevabı verince, Hazreti Ömer daha da kızdı ve şunları söyledi:

— Siz o kadar uzak yerden geldiğiniz halde Allah'ı unutmadınız da, ben iki karış toprağın altına girmekle mi Allah'ı unutacağım. Bir daha ümmeti Muhammed'e, böyle çirkin surette gelmeyeceksiniz ve böyle yakışıksız sualler sormayacaksınız. Bakın, şu anda sizi geri gönderiyorum, sakın bundan sonra söylediklerimi unutmayın.
Ömer-ül Faruk hazretlerinden bu nasihatleri dinleyen melekler, bir daha ümmeti Muhammed'e kötü surette gelmeyeceklerine ve onların memnun olması için ellerinden geleni yapacaklarına dair söz verip, daha fazla üstelemeden Allah'a ısmarladık, deyip çekip gittiler.

RABBİM HEPİMİZİ CEVABI KALAY OLANLARDAN EYLESİN
 
Üst