İznin Var Mı Sultanım

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,306
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
1957


Yirmi Nisanda doğdun pazartesi günüydü
Güneş doğdu sevinçle ay giderken üzgündü
Toprak üstünde gezen ne şer varsa sürgündü
Nur yüzüne bakmama iznin var mı Sultanım!

Ateşe tapan halkın o gün ateşi söndü
Putlar bir bir yıkıldı çöldeki kuma döndü
Âlemler Abdullah’ın yetimiyle övündü
Nur yüzüne bakmama iznin var mı Sultanım!

O gün zalim kalbini sardı korkunç sıkıntı
Mutluyken birdenbire göğsü yardı usantı
Yetimlerde heyecan, gözlerde yar ışıltı
Nur yüzüne bakmama iznin var mı Sultanım!

Tüm insanlık adına Kâbe muntazam eser
Evin Kâbe’ye bakar ilahi meltem eser
Kalkmıştı sır perdesi yoktu tek müphem eser
Nur yüzüne bakmama iznin var mı Sultanım

Baksalar cemaline kalpler aşkı keşfeder
Özlemine dayanmak olur beterden beter
Kısa bir anda olsa huzurda olsam yeter
Nur yüzüne bakmama iznin var mı Sultanım!


Saffet Kuramaz
 

Ekli dosyalar

  • peygamber2.jpg
    peygamber2.jpg
    76.1 KB · Görüntüleme: 1

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Mübarek ayakları toprağa değince toprağı temiz eden Habibe sonsuz salatü selam olsun.

Tüm ümmeti muhammedin mevlidi şerifi kutlu olsun.
 

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,306
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
Allah ve melekler peygambere salât ediyorlar; ey iman edenler, siz de ona salât ve selâm okuyun.**** Diyanet meali.... Ben alim değilim elbette... siz böyle deyince iyice araştırdım. Salat kelimesinin iki manası var.

salât:
ESKİMİŞTİR : namaz.
* Hazreti Muhammet’in adı anıldıkça saygı göstermek için okunan dua.* *** Allah peygamberimizi salat ediyor demek, onu anıyor, seviyor ona değer veriyor diye anlıyorum.

sonuçta bir Müslüman olarak peygamberimize salat ve selam okumalıyız.

Allah en doğruyu anlamayı ve onun istediği gibi amel etmeyi bize nasip etsin inşallah... Selam ve dua ile.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Getirdiğin mealde salat eder demiyor, dikkatli oku lütfen "salavat getirirler' diyor, itirazımız burayaydı, yoksa salat ederler doğru meallendirmedir.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
ayette yusallune geçiyor.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
namaz kılacağına inanıyorsunda selavet getireceğine mi inanmıyorsun :)
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
kahve boğazımı aldı şimdi, yahu selavata karşı geliyorsun ama salat eder diyorsun :)
Ya adams açık yakaladığını mi düşünüyorsun.

Daha önce de ifade ettim salat tek anlamlı bir kelime değildir. Konunun bütünlüğü içerisinde başka başka anlamlar barındırır. Allah ve meleklerin "salli ala Muhammed" demeleri herhalde düşünülemez. Demek ki burada salat'ın anlamlardan bir anlamı olan "desteklemek" anlamını vermek daha doğrudur.
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Türkçe’de genellikle çoğul şekliyle salavat olarak kullanılan salât kelimesinin kök mânası “ateşe tutmak, kızartmak”tır. İnsan kendini ya Allah’a yöneltir, O’na arzeder, O’nun şuurunda olarak yaşar veya O’ndan yüz çevirir, bu takdirde kendini ateşe tutmuş, ateşin üstüne koymuş olur. Bu kök mânadan hareketle bir dinî terim olarak kulların “salât”ı iki mâna ifade etmektedir: 1. Genel olarak dua. Çünkü dua, kulun özünü ve gönlünü Allah’a yöneltmesidir. 2. Özel olarak namaz ibadeti. Çünkü bu ibadet, kendini Allah’a vermenin, O’nun huzuruna sunmanın en güzel aracıdır, en uygun şeklidir. Müminlerin Hz. Peygamber’e salâtı, ona dua etmeleri, onu övgü ve hayırla anmalarıdır. Kendisine, “Selâmın nasıl verileceğini bildik, sana salât nasıl olacak?” diye sorulduğunda, Resûlullah namazların oturuşlarında okuduğumuz “salavât-ı şerife”yi öğretmiş, “Bana böyle salât edersiniz” demiştir (Buhârî, “Tefsîr”, 33/10). Sahih kaynaklarda meleklerin salâtı da dua, övgü ve tebrik olarak açıklanmıştır (Buhârî, “Tefsîr”, 33/10). Allah’ın bir kuluna salâtı şüphe yok ki büyük bir iltifat, şeref, lutuf ve rahmettir. Ancak bunun mahiyet ve keyfiyetini bilmek mümkün değildir. Kaynaklarda bu açıdan salât, “rahmet ve övgü” şeklinde tanımlanmıştır.


43. âyette Allah’ın müminlere rahmetiyle lutuflarda bulunması, meleklerin de onlara dua etmeleri salât kelimesiyle ifade edilmiş, hemen arkasından da bu salâtın doğurduğu sonuç açıklanmıştır: İnsanı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak. Şu halde Allah’ın salâtı yalnızca övgü ve rahmetle sınırlı değildir, ona mazhar olanların gözlerini ve gönüllerini hakikate açan bir tecellidir.



“Siz de ona salât ve selâm okuyunuz” emri bağlayıcıdır, emrin yerine getirilmesi gereklidir. Ancak bunun zamanı, mekânı ve sayısı konusunda açıklama yapılmadığı için fıkıhçılar farklı yorumlar yapmışlardır. Ömürde bir defa Hz. Peygamber’e salavat okumanın ve selâm vermenin farz olduğunda ittifak vardır. Onun adı anıldıkça uygun aralıklarda aynı şeyi yapmanın müstehap (dince tavsiye edilmiş bir davranış) olduğu da ifade edilmiştir (Cessâs, III, 370; Ebû Bekir İbnü’l-Arabî, III,1584; İbn Âşûr, XXII, 98 vd.). İbn Âşûr yaptığı araştırma sonunda sahâbenin, Hz. Peygamber’in ismi her anıldığında veya yazıldığında salavatı da okuyup yazdıklarına dair bir bilgi bulamadığını kaydetmektedir. Onun tesbitine göre sahâbe, her ismi geçtiğinde değil onun bazı fiil ve niteliklerini konuştuklarında bunu yapmışlardır. Kitapların başlangıcında salavata yer verme (salvele) âdeti Hârûnürreşîd zamanında hicrî 181 yılında başlamıştır. İsminin her geçtiği yerde salavatı okumak ve yazmak ise daha sonra, muhtemelen hicrî IV. asırda hadisçiler tarafından âdet haline getirilmiştir (s. 100-101). Ehl-i sünnet’in ilk temsilcileri salavatın Hz. Peygamber’e, kişinin gıyabında selâm vermenin ona ve diğer peygamberlere mahsus olmasını, yüz yüze selâmın bütün müminlere verileceğini bir edep olarak kabul etmişlerdir (selâmın hükmü için ayrıca bk. En‘âm 6/54; Yûnus 10/10; Nûr 24/27).





Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 397-399

 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
Ya adams açık yakaladığını mi düşünüyorsun.

Daha önce de ifade ettim salat tek anlamlı bir kelime değildir. Konunun bütünlüğü içerisinde başka başka anlamlar barındırır. Allah ve meleklerin "salli ala Muhammed" demeleri herhalde düşünülemez. Demek ki burada salat'ın anlamlardan bir anlamı olan "desteklemek" anlamını vermek daha doğrudur.

Yahu neden böyle davranıyorsun bana çocuksun diyorsun ama
neden açık yakalamak gibi algılıyorsun ki!!

Destekleyebiliryorsa ona selavet etmeside yadırganmaması gerekiyor. Tamam sen işin mantık yönüne gidiyorsun ve kelimenin başka anlamına kayıyorsun iyide bu kitabın kuralına aykırı sen dilediğin yerde farklı anlamıda var onu kullanayım mı diyorsun sürekli ? Aynı kelimeyi birden fazla anlam ile kullanamazsın tek bir anlamı vardır. Çünkü bu sıradan bir kitap değil yasa ve kanunların yazıldığı bir kitap
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars

sen bulunduğun cemaate göre kaynakları ele alıyorsun başkasıda senin yaptığını yapıyor yani parçalara ayrılmış durumdasınız. Farklı düşünce ve görüşlere sahipsiniz oysa kitap insanları birleştirip bir araya getiriyor. Demekki burada bir sorun var.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
Demek ki burada salat'ın anlamlardan bir anlamı olan "desteklemek" anlamını vermek daha doğrudur.

birden fazla anlamını kullandın diyelim peki çıkan sonucu düşündün mü? kitabın bütünlüğüne götürdün mü?
Çıkardığın sonuç kitabın diğer ayetleri ile ters düşüyorsa ne yapacaksın
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
sen bulunduğun cemaate göre kaynakları ele alıyorsun başkasıda senin yaptığını yapıyor yani parçalara ayrılmış durumdasınız. Farklı düşünce ve görüşlere sahipsiniz oysa kitap insanları birleştirip bir araya getiriyor. Demekki burada bir sorun var.


Valla adams kimin ne düşündüğü zerre kadar umurumda değil. Burada çoluk çocuk yok. Herkesin okuması yazması var. Herkesin az çok kafası çalışıyor. Muhammed Mustafa sav'in doğumuna sevinmeyen yahut sevinip bunu kutlayanı yereni korkarım Allah cc. Muhammed Mustafa'sız ( sav ) bırakır.

Çok önceleri bir kıstastan bahsetmiştim.

bir tarafta:

Seyyid Abdülkadiri geylani
İmamı Rabbani
Şahı nakşibendi
Muhammed Mustafa İsmet Garibullah büyük şeyh efendi ve diğer Allah dostları diğer tarafta bazıları. Biraz aklı olan birisi seçmesi gereken tarafı bilebilir
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
Haklısın ne diyebilirim ki
 

Yüzde bir

Doçent
Katılım
18 Haz 2011
Mesajlar
711
Tepkime puanı
356
Puanları
63
herkes kendine göre anlam veriyor :) kimisi destek diyor kimsi dua diyor kimisi namaz diyor bazıları direk diyor şimdi sende ateşe tutmak felan diyorsun bunun aslını kim biliyor?

hadi bende bir mana vereyim BAĞ kurmak olsun :)

Verilen mana çok güzel. Ayet, bu manada iman edenlerin nebiyye bağlanmalarını emrediyor. Aynı minvalden devam edersek; rabbimize olan bağlılığımızı bu açıdan nereye koyabiliriz, ayrıca bu iki bağlılık arasında bir fark olur mu ?

Bu bağlamda; bu bağ/bağların nerede ve nasıl kurulması gereklidir ?

Karanlık bir geceyi aydınlatan bir kandil timsali; bu gecenin, bizde ki muhammed-i hakikatin doğumuna vesile olması temennilerimle, tüm ihvan forum arkadaşlarımın mevlid kandilini kutlarım.
 
Üst