İyİ MÜslÜmanlik ÖlÇÜlerİmİz 1

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
İyi Müslümanlık



Ölçülerimiz



1



Cehaletin karartmasına,bilginin şımartmasına,​



düşmanların ezmesine,nefsin saptırmasına karşı eğilip​



bükülmeden,mümin izzeti ile dik durup İslamı​



ilk günlerindeki berraklığı ile yaşayabilmek,​



CENNET’i-CEHENNEM’i görür gibi hissedebilmek​



İçin inancımızla alakalı​



Öncelikli ölçülerimiz




1-İtikad,amel ve ahlakta itidalliyiz ve orta ümmetiz



ifrat ve tefridimiz yoktur


Orta bir ümmetiz;Yaparken yıkmayız.Kaldırırken uçurmayız.İndirirken batırmayız.
İyiye iyi kötüye kötü demekten çekinmeyiz.Geceyi gece gibi,gündüzü gündüz gibi yaşarız.Cenazeye de katılırız,düğüne de;birinde ağlar,birinde güleriz.Çocukla eğlenir,büyükle ilgileniriz.Evimizi ev gibi,mescidimizi de mescid gibi kullanırız.

Sevgili peygamber aleyhisselamın hayatını önümüze koyar,dersler çıkarırız:nelerle neleri iç içe yaşamış,aynı mescidi kaç amaç için nasıl kullanmış;çocukların,kadınların,gençlerin,ihtiyarların nebisi aynı zamanda ve aynı yerde nasıl olmuş?Aşırı düşünceye kapılıp,kendisine dünya lezzetlerini yasaklayanları nasıl ayıplamış?

İtikadde itidalimiz:
İmana ait şeylere ne ilave yaparız,ne de zaman ve mekan farklılığından ötürü değişikliği kabul ederiz.Allah ve Rasulunden bize nasıl geldi ise öyle ve o kadar.Küçültmez veya abartmayız.
İtikadımıza ait bir şeyi anlayalım veya anlamayalım;ona imanımız aynı imandır.Aklımızı,imanımızın önünde bir süzgeç gibi tutmayız.İmanı şekillendirmek,keyfilendirmek gibi,önceki ümmetlerin düştüğü hatalara düşmeyiz.İmanı,tam bir teslimiyet olarak anlarız.

Amelde itidalimiz:
Amellerimizin temel karakteri,niyet,ihlas ve uygunluktur.Niyetsiz,riyakar ve Peygamber aleyhisselama uygun olmayan ameli,amelimiz olarak görüp ecir beklemeyiz.İbadetler arasında kendi beğeni ve takdirimize göre ne bir sıralama,nede bir azaltma çoğaltma yapmayız.Sabaha kadar namaz kılmak yerine emredildiği kadar kılmayı yeğleriz.Aylarca oruç yerine,vaktinde ve sünnete uygun olanı yaparız.Birini diğerine ezdirmeyiz.Farzlardan başlayıp,edeplere doğru inen bir sıralamadaki inceliği kavrayarak ibadet ederiz.Yığma ibadet yapmayız.Yaptığımız her ibadetin ecrini alacağımıza,Rabbimizin amellerimizi zayetmeyeceğine imanımız kesindir.

Ahlakta itidalimiz:
Hürmet eder,secde etmeyiz.Sever,tapmayız.Hak yemez ve yedirmeyiz.İnsanları,Allah’ın kulları olarak görür,din farklılığımız olsa bile,insanlığın ortak noktasını,aynı toprakları ve nimetleri paylaşmayı ‘iyi ilişkiler’ için yeterli sayarız.Söz konusu olan dinimiz ve tabii haklarımız olursa,ezilmemeyi,dik durmayı imanımızdan bir parça olarak biliriz.Toplumda,işte ve evde mümin kimliğimiz bize,uğrunda çok şeyi feda ettirecek kadar nazik bir kimlik yüklediğinin şuurunda olur,mümin kimliğimiz zedelenmesin diye,açlığa ve yokluğa bile rıza gösterebiliriz.Menfaatlerimizi koruruz;ama menfaati ön planda tutmayız.Ahlakımızı ibadet olarak bilir,ibadet hassasiyetlerimizi ahlakta gösteririz.


2-Kur’an ve sünnet tartışmasız iki kaynağımızdır.



Bidatten uzağız


Allah bize,Peygamberini elinde Kur’an ve Kur’an’ın yanında Peygamberinin sünneti ile gönderdi.Bizi serbest bıraktığı alanlar dışında,Kur’an ve sünnet bizim vazgeçilmez iki kaynağımızdır.Yaşadığımız hayatın ne kadar Müslümanca olduğu veya olmadığı Kur’an sünnete bakılarak belirlenebilir.Bilhassa,ibadet maksadı ile yaptığımız işlerde uydurarak değil uyarak kazanabiliriz.Bid’at,kaymanın başlangıcıdır.Neyin bid’at olup olmadığını da ümmetin ehil alimleri belirler.Bid’at,bir anlamda içten çökerttiği için,nasıl dış tehlikelere karşı dikkat ediyorsak,aynı hassasiyetle dinin sulandırılmasına,yönünün değiştirilmesine karşı da tetikte olmalıyız.
Kur’an ve Sünneti,hayat rehberi ve hidayet kaynağı olarak görürüz.Bu yüzden hem Kur’an’ın hem de Sünnetin ebedileşmesi açısından yapılacak çalışmalara fiili olarak katılırız.onları ilim membaı bilir;öğrenmeyi,yaymayı cihad telakki ederiz.Öğrendiklerimizin eylemlerimize yansıması için nefsimizle mücahede ederiz.
Bir ayet,bir hadis bile olsa,öğrenilmesi uğruna şehir şehir dolaşmaya,yaşa başa bakmadan diz çökmeye değer,diye düşünürüz.Servet ve getirmese bile ibadet olması yeter diye inanırız.Kur’an ve sünnet için harcadığımız malı harcamadan saymayız.Kazanç biliriz.


3-Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem dışında masum bir liderimiz yoktur.İnsana göre hak değil Hak’ka göre insan biliriz.


Allah nebisini yanlış yapmaktan korumuştur.Böylece o,masumdur.O’nun dışında hata etmeyen, ne yaparsa yaptığı bir hikmete binaen olan kimse yoktur.Sahabiler ve alimler de bu ilkeye dahildir.Onlarda yanılmış olabilirler.Ne var ki yanılmaları kötü olduklarını, değerlerini yitirdiklerini göstermez.Kimin ne olduğunu sadece Allah katında bilinen şeylerdendir.Biz onların Kur’an ve Sünnete,ümmeti Muhammed’in genel ıcmaına uygun olan söz ve eylemlerini sahiblenir,diğerlerini almayız.Gidişimiz,sevişimiz,bağlılığımız körü körüne değildir.Alimlerimizi de sever,hürmet ederiz.Onlara uymakla Allah’ın rızasını kazanacağımıza inanır,peşlerinden gideriz.Hizmetlerinde bulunmaktan haz duyarız.Şeytan ve şeytana alet olanların bizi onlardan uzaklaştırmasına,onlarla aramıza vasfı ilim olmayanları sokmasına karşı müteyakkız bulunuruz.Ancak,onları masum görmez,Peygamberlere uygun görülen masumluk vasfını onlara yapıştırmayız.
Bununla beraber,alimleri ve o tip mevkilerde bulunanları masum görmeme anlayışımız,edep perdesini yırtmak gibi bir aşırılığa düşmemize de neden olmaz.Cahilin alime had bildirmesi gibi bir hadsizliği kendimize ar sayarız.Asırlar sonra gelmiş bir Müslüman’ın,ilk asra daha yakın ve gayretleri samimi bir alimi Allah dostu olarak bilinen bir zahidi diline dolamasına kabullenemeyiz.
Peşinde bulunduğumuz liderin emrine itaat eder;ama o,Ömer bile olsa,Selman olup karşısına dikilmeye hazır oluruz.Sessiz kalmaya dilsiz şeytanlık,kaçmayı da vefasızlık biliriz.


4-Din hakkında,dinin temellerinden olan konular hakkında tartışma,çekişmemiz yoktur.Bize göre Din değil,Dine göre biz varız.


Din Allah’ın dinidir.Biz ise O’nun kullarıyız.Kul,Rabbinin dinini,beşerin bir kitabını okuyup tenkit eder gibi yorumlamaya kalkar veya tenkit ederse baştan yanlış bir yola girmiş olur.İslam teslim olmanın adıdır.
Bilhassa Müslümanlardan olmayanların veya onlara çanak tutanların başlattığı tartışmalarda izleyici olmak bile imanla çelişebilir.İslam görücüye çıkmamıştır;can ve mal verip cenneti alacaklara sunulmuştur.
Vahyi akıldan üstün tutarız.Ne tevil yapar,ne de akıl ile vahiy arasında bir çelişki kabul ederiz.
Dinin açık ve kesin çizgileri içinde kalan konularda‘basit’konu yoktur.Din bir bütündür.Biz veya bana göreleşmiş din, daha önce hak din iken hahamların ve papazların elinde muharrefleşmiş dinlerdir.
Dinimizi kalkan yapıp birbirimizle çekişemeyiz.Dinimiz için ölürüz de,dinimizin içinde tartışmayız.Sığ konular etrafında yürütülen tartışmalar,nefislerimizi tatmin etmenin ötesine gitmeyeceği gibi asıl görevlerimize harcamamız gereken enerjimizi de heder etmektedir.


5-Selef-i salihin’e ta’zimimiz vardır.Onlar hakkında ileri geri konuşmayız,yollarını yolumuz biliriz.


Selef-i salihinin bu ümmetin ilk üç nesli için kullanılan bir vasıftır.Sahabiler,onların ardından gelenler ve ikinci kuşağı izleyen üçüncü nesil selef-i salihin olarak adlandırılmıştır.Bu adlandırma o üç dönemde doğup büyümüş her insanı verilen bir ad değildir.O dönemde Müslüman adı ile yaşayıp,o adın hakkını verecek,ibadet ve cihad içinde bulunan,yaşadığı ahlakı ve kimliği dillere destan olmuş müminlerdirler.Onların hayatları,büyük oranda Kur’an ve sünnetin gösterdiği işaretlere uygun olduğu için ‘örnek nesil’ olarak gösterilmeyi hak etmişlerdir.Onların saygı ve övgü ile anılmalarında İslam’ın yanlış tanıtılması sonucuna ulaştırabilir.
Hem yaptıkları hizmetlerin,gösterdikleri vefanın ve sadakatin sonucu olması açısından,hemde kıyamete kadar gelecek nesillere yaşamış ve yaşanmış güzel örnekler göstermek bakımından o isimlerin muhafaza edilmesi önem taşımaktadır.
Onlara saygımız asla bir putlaştırma değildir.Onların yolundan gitmeyi,güttükleri hedefi gütmeyi kendimize şiar ediniriz.Onların hayatlarını eğlence konusu yapmadığımız gibi,teselli ve avuntu malzemesi olarak da düşünmeyiz.


6-İlim ile ibadeti,tevekkül ile sebepleri kullanmayı,dünya nimetlerini kullanmakla dünyada zühdü,korku ile umudu,Allah için sevmekle Allah için buğzu ,merhametle metaneti aynı oranda benimser uygularız.Su-i istimal yok gayret var.


Kitap hamalı gibi ilim öğrenmek hesap yerinde yorucu sorulara muhatap olmaktır.Öğrendiklerimizi amele dönüştürmeye çalışırız.Cahil abidliğe razı olmayacağımız gibi,ilminden uzak bir hayat yaşayan bilgi hamalı da olmaya razı olmayız.
Allah’a tevekkül ederiz.Hem tevekkül eder, hem de kul olarak üzerimize düşeni gereği gibi yapıp yapmadığımıza bakarız.Tevekkülü tembelliğin kılıfı yapmayız.Tevekkülle beraber,en çok çalışan da olmaya çalışırız.
Allah’ın yarattığı dünya nimetlerini elde etmekte bir sakınca görmeyiz.Bütün nimetlerden hissemiz olsun isteriz.Fakat o nimetlerin esiri olmayız.Önce hakkı verilmiş nimetlere sahip oluruz.Sonra da o nimetleri cehenneme değil,cennete taşıyan sebepler yapmaya gayret ederiz.Her şeye rağmen zühdün üstünlüğünü unutmayız.
Allah’ın sevdiğini sever,buğz ettiğine buğz ederiz.O’nun düşmanları ile iyi geçinme çelişkisinden O’na sığınırız.
Allah’tan çok korkar,korktuğumuz kadar da rahmetinden ümitvar oluruz.Hazreti Ömer radıyallahu anhın düşündüğü gibi düşünürüz.
“Cehenneme girecek tek kişi vardır dense o benim diye korkarım.
Cennete bir kişi girecek dense,o girecek olan benim diye ümitvar olurum.”
Bizi kuşatan olaylar ve üzerimizdeki baskılar belki gözümüzden yaş akıtır;ama ümidimizi kaybetmeyiz.Rabbimizin rahmetinin ulaşamayacağı bir kuyunun olmayacağına iman ederiz.


7-Ne zamanın değişmesi,ne de genel şartların değişmesi akidemizi ve amelimizi değiştirmez.İbadetsiz kalmayı tehlikeli görürüz.İbadeti ve zikri var olmamızın gayesi görürüz.​


Müslüman kimliğimizle onur duyarız.Allah’ın mülkü olan her yeri O’na kulluk için uygun yer olarak görürüz.İbadetsiz kalmayı imanımız ve akibetimiz için ciddi bir tehlike görürüz.Bunun için de işten eğitime,evlilikten sosyal ilişkilere,mesken yeri seçmekten arkadaş belirlemeye kadar hayatımızın her kademesinde ibadet öncelikli bir anlayışı tercih ederiz.
Evi mescide yakın
Arkadaşı Allah’tan korkan,
Gıdayı helal,
Eğitimi Kur’an’i,
Mekanı temiz,
Yüreği sağlam,
Akıbeti Cennet isteriz.



.
 
Üst