İster Misiniz, Kapınızda Bir Mercedes, Bir BMW, Bir AUDİ Olsun?

thetevhit

Üye
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
76
Tepkime puanı
2
Puanları
0
İster Misiniz, Kapınızda Bir Mercedes, Bir BMW, Bir AUDİ Olsun?

Hiç düşündünüz mü? Kur’an-ı Kerim ne kadar sizin kitabınızdır?

Kur’an-ı Kerim’in ne kadarına sahipsiniz?
Kur’an-ı Kerim’den ne kadar ezberiniz var?
Dilinizden düşürmediğiniz, namazlarınızda tekrarladığınız ayetler ve sûreler ne kadardır, hangileridir?
Sizi etkisi altına alan ayetler, sûreler hangileridir?
Günlük yaşantınızda gelip karşınıza dikilen, size yön veren, tercihlerinizde daima göz önünde bulundurduğunuz bölümler, ayetler veya sûreler var mıdır, hangileridir?
Dostlarınıza Kur’an-ı Kerim’den ne kadar sohbet edebiliyorsunuz?
Sohbetlerinizde Kur’an-ı Kerim’den dile getirmeden edemediğiniz bölümler ne kadardır, hangi ayetler ve sûrelerdir?
Yani, Kur’an-ı Kerim’den sizin dilinizde, sizin hafızanızda, sizin yüreğinizde ne kadar bir bölüm var?
Kur’an’ın kendisinde nazil olduğu şu Ramazan ayında bu konuyu samimi olarak masaya yatıralım.
Eğer siz bu sorulara olumlu ve tatmin edici bir cevap verebiliyorsanız, o halde gerçekten sevinin. Çünkü siz çok büyük bir şeye sahipsiniz demektir. Sakın, bu sahip olduğunuz şeyi küçümsemeyin, basit görmeyin.

Eğer sizin dilinizde, eğer sizin yüreğinizde, eğer sizin beyninizde ve hayatınızda Kur’an-ı Kerim’den bir bölüm varsa, geliniz bunun ne anlama geldiğini Rasûlullah (s.a.v) Efendimizden öğrenelim:
“Ebu Hureyre’den: Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurmuştur: ‘Sizden birisi evine döndüğünde orada üç semiz hamile deve bulmak ister mi?’ ‘Evet’ dedim
‘Sizden birisi namazda (fatihadan sonra)üç ayet kıraat etmesi, onun için üç besili ve hamile deveden daha hayırlıdır.”

Ukbe bin Amir’den rivayet edilmiştir. “Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurmuştur: ‘Hanginiz her gün Buthan’a veya Akika’ya gidip günaha girmeden ve akraba ile bağı kesmeden iki tane iri hörgüçlü deve getirmek ister?’
Dedik ki; Ey Allah’ın Rasûlü, bunu hepimiz isteriz.
Şöyle buyurdu: ‘Sizden birinizin mescide gidip orada Allah’ın kitabından iki ayet öğrenmesi ya da kıraat etmesi kendisi için iki deveden daha hayırlıdır. Üç ayet üç deveden dört ayet dört deveden ve okunacak ayetler kendi sayısınca deveden daha hayırlıdır!” (Rudani, Tefsir Bölümü, Müslim ve Ebu Davud’dan rivayet etmiştir.)

Bu hadis-i şeriflerin 2010 yılına tercümesi, yazımın başlığında olduğu gibidir, Efendimizin müjdelediği o develerin bugünkü karşılığı iyi bilelim ki bir Mercedes’tir, bir BMW’dir ve bir AUDİ’dir.
Aslında bunu çok daha muhteşem bir şekilde ortaya koyan ayet-i celileler var, fakat nedense insanımızın gözünden kaçtığı için ben Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin somut değerlendirmesini başlık yaptım. Yoksa, Yunus Sûresindeki şu iki ayeti celileye iyi dikkat edelim:
"Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur'an) geldi. De ki: 'Ancak Allah'ın lütuf ve rahmetiyle, yalnız bunlarla sevinsinler. Bu, onların toplayıp durduklarından daha hayırlıdır." (Yunus: 57-58)
Yani, eğer sizin Kur’an’ınız varsa, eğer siz Kur’an-ı Kerim’e sahipseniz, size gelen bu Kur’an gerçekten sizin olmuşsa…
İnsanların toplayıp yığdıklarından,
İnsanların sayıp sayıp destelediklerinden,
İnsanların uğruna koşuşturduklarından,
İnsanların uğruna birbirlerini yediklerinden
İnsanların hazinelerinden ve bütün birikimlerinden
İnsanların birbirlerine övündüklerinden çok çok daha hayırlıdır!
Elbette böyledir, fakat önemli olan bunun farkına varmaktır.

Hicr Sûresindeki ayetler ise bu konuda çok daha vurucudur.
"Andolsun, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve büyük Kur'an'ı verdik. Kâfirlerden bir kısmını faydalandırdığımız şeylerde sakın gözün kalmasın. Onlara karşı mahzun olma ve mü'minlere (şefkat) kanadını indir. (Hicr: 87-88)
Ey Resûl ve siz ey müminler!
Mademki size Kur’an-ı Azîm verildi, mademki size Seb-i mesani verildi, Mademki siz böyle bir Kitab’a sahipsiniz…
O halde birilerine oyalansınlar diye verdiğimiz şeylere gözünüzü dikmeyin
Birilerine birazcık faydalansınlar diye verdiklerimiz dikkatinizi çekmesin!
Birilerine verdiğimiz dünyalıkları sakın önemli bir şeymiş gibi görmeyin!
Değil mi ki sizin Kur’an’ınız var, değil mi ki sizin Seb-i Mesani’niz var, tekrarlanan yediniz, yani Fatiha’nız var, o halde sakının kendinizi fakir görmeyin, sakının kendinizi zayıf görmeyin, sakının kendinizi güçsüz kuvvetsiz görmeyin!

Evet, aziz dostlar, geliniz Kitabımıza bir de bu gözle bakalım.
Sahip olduğumuz ayetlerin, sûrelerin ihtişamını yüreğimizde duymaya çalışalım ve şu mübarek günlerde bunun miktarını artıralım, ezberlerimizi çoğaltalım, ezberlediklerimizi başta kendi hayatımıza, sonra çevremizdekilere yansıtalım.

M. Göktaş
 
Üst