İsrail Uluslararası Hukuku İhlal Etmiştir

  • Konbuyu başlatan Kaçak
  • Başlangıç tarihi
K

Kaçak

Guest
ust-logo.gif


Arka Plan

Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım filosu mayıs ayında, İsrailin dört yıla yakın süredir Gazzede sürdürdüğü ablukayı sona erdirmek ve 1 milyonu mülteci kamplarında yaşayan 1,5 milyonluk Gazze halkı için bir insani yardım koridoru açmak için yola çıkmıştı.
mavimarmaraistanbul.jpg


36 ülkeden, farklı dil ve görüşlerden 600den fazla kişinin katılımıyla yola çıkan filoya, İsrail ordusu 31 Mayıs sabahı Akdenizde, uluslararası sularda saldırmış; saldırı sonucu dokuz insani yardım gönüllüsü hayatını kaybetmiş, 54 gönüllü yaralanmıştı.

Uluslararası hukuk ihlal edilmiştir; Gazze ambargosu hukuk dışıdır!

Birleşmiş Milletler (BM), İsrailin Mavi Marmara gemisine saldırısı sonrasında ağustos ayında başlattığı soruşturmanın sonuçlarını açıkladı. BM İnsan Hakları Konseyi Tespit Komisyonu, İsrailin uluslararası insan hakları yasası da dâhil olmak üzere uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirtiyor. BM, İsrailin yardım filosuna saldırısının orantısız ve kabul edilemeyecek kadar gaddar olduğunu açıklıyor ve Gazzeye uygulanan ambargonun yasa dışı olduğunu ifade ediyor.

İsrail Saldırısında İşlenen Suçlar

BM raporu, İsrailin, Cenevre Sözleşmesinin 147. maddesinde belirtilen suçları işlediğini; delillerin bunu açıkça gösterdiğini belirtiyor. Cenevre Sözleşmesinin ilgili maddesinde yer alan ve İsrailin ihlal ettiği suçlar ise şöyle:

-Taammüden adam öldürme,
-İşkence,
-Gayriinsani muamele,
-Bilinçli olarak sağlığa zarar verme,
-Ağır yaralanmaya neden olma.

BM raporu, İsrailin, uymakla yükümlü olduğu uluslararası insan hakları hukukunu, aşağıdaki maddeler bağlamında birçok kez ihlal ettiğini bildiriyor:
Yaşam hakkı (madde 6, ICCPR / Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi)
İşkence ve kötü, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ya da ceza (madde 7, ICCPR; CAT/İşkence ve Diğer Zalimane, Gayriinsani ve Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme)
Kişinin özgürlük ve güvenlik hakkı ile keyfî tutuklama veya gözaltı dokunulmazlığı (madde 9, ICCPR)
Gözaltına alınanların insanca ve insan onuruna saygılı bir şekilde muamele görme hakkı (madde 10, ICCPR)
İfade özgürlüğü (madde 19, ICCPR)
mavimarmarasaldiriani.jpg


BM Raporunda vurgulanan hususlardan bazıları:

İsrail, insan hakları hukuku da dâhil olmak üzere uluslararası hukuku ihlal etmiştir.
İsrail askerlerinin yolculara hukuksuz müdahalesi vahşet boyutlarındadır.
Gazzeye uygulanan yasa dışı ve hukuksuz ambargo sürdürülemez, kaldırılmalıdır.
Mavi Marmaraya yapılan müdahale hukuksuzdur.
Gazzedeki sivil halkın cezalandırılması hangi koşullarda olursa olsun hukuksuzdur.
İsrail hükümeti, askerlerinin müdahil olduğu olayın soruşturulmasında iş birliği yapmamıştır.
Filo yolcuları, kendilerini samimi olarak yardımseverlik ruhuna adamış ve Gazze sakinlerinin refahı için derin ve içten bir ilgiyle dolu kimseler olduklarına dair bir izlenim bırakmışlardır.
Uluslararası toplumun yapıcı adım atmakta isteksiz olduğu uzun süreli insani kriz durumlarına müdahale etme arzusundaki insani kuruluşlar, terörist veya düşman ajanı olmakla suçlanmaktadır.
İsrail, yolcuların özel eşyalarına el koyarak bir başka hukuksuzluk daha işlemiştir.
Saldırıdan dolayı oluşan zararlar tazmin edilmelidir.

yaralilar.jpg
 
K

Kaçak

Guest
BM Mavi Marmara Raporu Sonuç Bölümü

BM uluslararası Tespit Komisyonu'nun İsrail'in insani yardım taşıyan filodaki gemilere saldırısı sonucu, uluslararası ve insani hukuk ile insan hakları hukukuna yönelik ihlalleri araştırmak için yayınladığı raporun sonucudur.

260. Filoya yapılan saldırı, İsrail hükümeti ile Filistin otoritesi ve Filistin halkı arasında devam eden sorunlar bağlamında değerlendirilmelidir. Yaşananlar, tarafların kendi yüklendikleri misyonu yerine getirirken pozisyonlarının doğruluğuna olan derin inançlarını ortaya çıkarmıştır. Mevcut koşullarda önemli bir değişiklik olmaması hâlinde benzer felaketlerin meydana gelmesi muhtemeldir. Güç ve iktidarın, adil ve eşit koşullar oluşturma bilincine sahip olması durumunda daha değerli olduğu unutulmamalıdır. Barış ve saygı, karşıt görüşteki birinden zorla alınmaya çalışılmamalı, kazanılmalıdır. Adil olmayan bir zaferin kalıcı bir barış getirdiği görülmemiştir.

261. Misyon, 31 Mayıs 2010 tarihinde Gazze’de bir insani krizin mevcut olduğuna dair kesin bir sonuca varmıştır. Kaynaklardan elde edilen kanıtların üstünlüğü, aksi bir görüşe varmaya izin vermeyecek derecede güçlüdür. Bu durumun inkârını, herhangi bir rasyonel temelde desteklemek mümkün değildir. Buradan çıkan sonuçlardan biri de, tek başına bu sebeple bile ablukanın yasa dışı ve hukuken kabul edilemez olduğudur. Ablukanın yasallığını ortaya koymak için aranan gerekçeler ne olursa olsun durum böyledir.

262. Bu sonuçtan birtakım neticelere varılmıştır. Temel olarak, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin Mavi Marmara’ya açık denizde, ilgili şartlar altında ve gösterilen sebeplerle müdahalesi açıkça kanunsuzdur. Özelde bu eylem, en azından Birleşmiş Milletler Sözleşmesi Madde 51’deki şartlar çerçevesinde hiçbir şekilde savunulamaz.

263. İsrail, ablukayı güvenlik gerekçesiyle haklı göstermek istemektedir. Diğer tüm devletler gibi İsrail de barış ve güvenlik içinde yaşama hakkına sahiptir. Gazze’den İsrail topraklarına roket ve diğer mühimmatların atılması, uluslararası hukukun ve uluslararası insani hukukun ciddi anlamda ihlalini teşkil etmektedir. Ancak Gazze’deki sivil halkın topluca cezalandırılması şeklindeki bir misilleme, mevcut şartlarda veya başka herhangi bir koşulda meşru değildir.

264. İsrail askerlerinin ve diğer personelinin filo yolcularına karşı davranışı, sadece orantısız olmakla kalmayıp gereğinden oldukça fazla ve olağanüstü şiddet boyutunda,olup, kabul edilemez bir vahşet düzeyinde ortaya konmuştur. Bu davranış, güvenlik gerekçesiyle veya başka bir gerekçeyle meşru görülemez veya görmezden gelinemez. Bu, insan hakları hukuku ile uluslararası insani hukukun ağır bir şekilde ihlalidir.

265. Misyon, kendisi için belirlenen çalışma süresi içerisinde tüm ihlallerin tatmin edici şekilde kapsamlı bir listesini derleyememekle beraber, pek çok ihlal ve saldırının işlendiği görüşündedir. Dördüncü Cenevre Konvansiyonu’nun 147. maddesindeki şartlara göre, aşağıdaki suçların kovuşturulmasını destekleyecek açık kanıtlar bulunmaktadır:
• Kasıtlı adam öldürme
• İşkence veya insanlık dışı davranış
• İnsan bedenine ya da sağlığına yönelik kasıtlı eziyet ya da yaralama
Misyon, İsrail’in, uymakla yükümlü olduğu uluslararası insan hakları hukukunu, aşağıdaki maddeler de dâhil olmak üzere birçok kez ihlal ettiği kanaatindedir:
• Yaşam hakkı (madde 6, ICCPR / Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi)
• İşkence ve kötü, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ya da ceza (madde 7, ICCPR; CAT/İşkence ve Diğer Zalimane, Gayriinsani ve Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme)
• Kişinin özgürlük ve güvenlik hakkı ile keyfî tutuklama veya gözaltı dokunulmazlığı (madde 9, ICCPR)
• Gözaltına alınanların insanca ve insan onuruna saygılı bir şekilde muamele görme hakkı (madde 10, ICCPR)
• İfade özgürlüğü (madde 19, ICCPR)
Tüm mağdurlara en uygun tedavi hakkı sağlanmalıdır. Misyon’un, hiçbir şekilde, bu listenin kapsamlı bir liste olduğunu ifade ettiği anlaşılmamalıdır.

266. Misyon, İsrail mercilerinin kanunsuz olarak el konulan malları alıkoymasının devam eden bir suç olduğunu ve İsrail’in söz konusu malları derhâl iade etmeye çağrıldığını belirtmektedir.

267. Daha ciddi suçların gizlenen failleri, İsrail yetkililerinin yardımı olmaksızın teşhis edilememektedir. Bu kişiler, birisinin kendilerini teşhis etmek istediğini düşündükleri her seferde şiddetli tepki göstermişlerdir. Misyon, suçluları kovuşturmaya ve duruma açıklık getirmeye yönelik teşhis için İsrail hükümetinin iş birliği içerisinde olmasını samimi bir şekilde umut etmektedir.

268. Misyon, İsrail hükümetinin, askerî personelinin müdahil olduğu olayların soruşturulmasında iş birliği içerisinde olmayı ilk defa reddetmediğinin farkındadır. Bu olay üzerine Misyon, İsrail Daimi Temsilciliği’nin, takip etme talimatını aldığı görevin hiçbir surette kişisel konumları çerçevesinde Misyon üyelerine yönelik olmadığı şeklindeki teminatları kabul etmektedir. Ancak, İsrail ordusunun elindeyken meydana gelen yaşam kaybı gibi vakaları da içeren olayların soruşturulduğu başka bir durumda, İsrail hükümetinin, kendisi tarafından atanmamış veya büyük oranda temsil olunmadığı bir soruşturma heyeti ile iş birliği yapmayı reddetmesi üzücüdür.

269. Misyon, İsrail’in Daimi Temsilciliğine yönelik bilgi taleplerinin kabul edilmemesinden dolayı müteessirdir. İlk başta sunulan sebep, İsrail hükümetinin filo olayını araştırmak üzere kendi seçtiği kişilerden müteşekkil bağımsız kurulunu oluşturduğu şeklindedir. Bu sebeple ve aynı zamanda Genel Sekreter’in de benzer yetkilere sahip başka bir seçilmiş kurulun oluşturulduğunu açıklaması nedeniyle, Misyon’a, “buna yönelik ek bir İnsan Hakları Konseyi girişiminin hem gereksiz hem de verimsiz olduğu” söylenmiştir.

270. Misyon, bu iddiaya katılmamaktadır. Bu sebeple İsrail Daimi Temsilcisi’ne, Misyon’un raporunu, başka soruşturma kurullarının da görevlerini yerine getirmelerine fırsat verecek şekilde sunmasını ertelemesine dair talebini Misyon’a değil Konsey’e yöneltmesini önermiştir. Misyon, bugüne kadar Konsey’den bu konuda herhangi bir talimat almamış olup, Konsey’den gelebilecek olan bu yöndeki bir direktife olumlu yanıt vermek durumunda olduğunu dikkate almaktadır.

271. Türkel Komitesi ile Genel Sekreter kurulunun oturumlarını tamamlaması ışığı altında, Misyon, bu oluşumların görevlerini “dış olaylardan etkilenmeksizin” tamamlamalarına izin vermeyeceği şeklinde yorumlanabilecek herhangi bir beyandan kaçınacaktır. Misyon, bir inceleme sürecinde, şu andakine benzer koşullarda, inceleme konusunun kendi kendisini de incelemesi veya süreçte merkezî bir rol oynaması durumunda kamu güveninin yükselmediğini gözlemek suretiyle kendini sınırlandırmaktadır.

272. Bu raporun diğer kısımlarında, Misyon, kendisi için verilecek kararın beyan edilmesi durumunda görevini yeniden yorumlaması gerektiği gerçeğine atıfta bulunmuştur. Bu tarz meselelerin ortaya konuşunda, herhangi bir ön yargının mevcut olduğuna dair bir izlenimin verilmemesi önemlidir. Misyon, görevini, meseleyi herhangi bir peşin hüküm veya ön yargı olmaksızın ele alması gerektiği şeklinde tanımladığını belirtmek için özel dikkat göstermiştir. Tüm ilgililere, bu yaklaşıma özenle bağlı kaldığını temin etmek arzusundadır.

273. Filoyu oluşturan gemilerde yer alan yolculardan Misyon üyeleriyle görüşenler, üyeler üzerinde, kendilerini samimi olarak yardımseverlik ruhuna adamış ve Gazze sakinlerinin refahı için derin ve içten bir ilgiyle dolu kimseler olduklarına dair bir izlenim bırakmışlardır. Misyon, bölgede barış ve uyumun var olabilmesi için ihtilafların uzun değil kısa vadede çözümlenmesine dair sadece umudunu ifade edebilir.

274. Dokuz insan hayatını kaybederken pek çok kişi de ciddi şekilde yaralanmıştır. Misyon, sadece gemideki yolcular için değil, aynı zamanda yara alan askerler için de çok travmatik bir deneyim olan bu olayın derin psikolojik izler bıraktığını gözlemlemiştir. Misyon üyeleri, tüm ilgililerin ve özellikle de yaşamını yitiren kişilerin ailelerinin acılarını paylaşmaktadır.

275. Misyon, Gazze’de elim bir durumun mevcut olduğu yönündeki tespitinde yalnız değildir. Bu, “sürdürülemez” olarak nitelenmiştir. 21. yüzyılda asla hoş görülemez ve kabul edilemez bir durumdur. Herhangi biri tarafından oradaki insanların durumunun tatmin edici ve kabul edilebilir en temel standartlarda olduğu yönünde bir tanımlanma yapılması şaşkınlık vericidir. Taraflar ve uluslararası toplum, her ikisi de “gök kubbe altındaki kendi yerleri”ni eşit derecede hak eden hem İsrail hem de Filistin halkının tüm meşru güvenlik endişelerine acilen cevap veren bir çözüm bulmaları yönünde teşvik edilmiştir. Güvenlik hakkı ile insanca yaşama hakkının rekabet ettiği bu durumun açık ikiliği, ancak eski düşmanlıkların yerini adil ve eşit şartlarda yer alma bilincinin alması durumunda çözüme ulaştırılabilir. Taraflardan birinin, derinlere kök salmış acılarını bir yana bırakarak bu şekilde devam etme gücünü bulması zorunludur.

276. Misyon, uluslararası toplumun her ne sebeple olursa olsun pozitif adım atmakta isteksiz olduğu uzun süreli insani kriz durumlarına müdahale etme arzusundaki insani kuruluşların konumunu da göz önünde bulundurmuştur. Bu kuruluşlar çoğunlukla “bir şeylere burunlarını sokmakla” ve en kötüsü de “terörist” veya “düşman ajanı” olmakla suçlanmaktadırlar.

277. Krizleri hafifletmek için yapılan faaliyetler ile krizleri oluşturan sebeplere yönelik atılan adımlar arasında bir ayrım yapılmıştır. İkinci fiil, siyasi fiil olarak sınıflandırılmış olup bu sebeple insani olarak nitelendirilmek istenen gruplar için uygunsuzdur. Bu açıklama; bazı yolcuların sadece Gazze halkına malzeme teslim etmekle alakadar olmalarına karşın, bir kısmının abluka ile ilgili farkındalığı arttırmayı, bu sayede krizin tek çözüm yolu olarak ablukanın kalkmasını amaçlamaları sebebiyle yapılmıştır. İnsani krizler meydana geldiğinde üzerinde anlaşmaya varılmış bir müdahale şekli ve yargı alanı olabilmesi için, yardımseverliği insani eylemden ayrı olarak açıkça tanımlamak üzere bir inceleme yapılmalıdır.

278. Misyon, İsrail askerî kuvvetlerinin hukuksuz eylemleri sonucunda zarara uğrayanların zararının yeterli bir şekilde ve ivedilikle tazmin edilmesi önüne hiçbir engel konulmamasını içtenlikle ümit etmektedir. İsrail hükümetinin derhâl adım atması umulmaktadır. Bu adım, ülkenin uluslararası meselelerdeki kişisel dokunulmazlığına ve
uyuşmazlığına dair üzücü şöhretini tersine çevirecek uzun yolun da başlangıcı olacaktır. Bu durum ayrıca, onların sorunlarına gerçekten sempati duyanların da, damgalanmaksızın kendilerini desteklemelerine yardımcı olacaktır.
 
Üst