İsra suresinde bahsedilen Hz.Musa mı Hz.Muhammed mi?

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
11062770_10202894889492913_580171863295328450_n.jpg


Eyup Balsar
Musa mı? | Muhammed mi?

Geçtiğimiz haftalarda değerli bir Kuran düşünürü arkadaşımızın dikkatimi çekmesi üzerine, peygamberimize atfedilen Miraç hadisesi için Kuran’da delil gösterilen tek ayet olan İsra suresi 1. ayeti bu uyarı ile tekrar incelemeye başladım.

Bu kapsamda bağlantılı olduğunu düşündüğüm başka ayetlere de baktım ve kendisi ile benzer bir sonuca ulaştım. Maalesef ön koşullu çeviriler ve meallendirmeler bizi yanlış sonuçlara ulaştırıyor.

Bu ayette miraç hadisesi gibi bir olaydan bahsedilmediğine zaten kaniydim ama bu çalışmadan sonra ben de gördüm ki İsra 1’de anlatılan olayın peygamberimiz Muhammed ile yakından uzaktan bir alakası olmadığı gibi, bahsekonu gece yürüyüşünün Kâbe, Mekke ve Kudüs’le de bir alakası yok. Ve çoklarınca miraç zannedilen bu gece yürüyüşü Musa peygambere ait.

Dolayısıyla Kuran’dan başka bir mucize verilmemiş olan peygamberimize mucize uyduranların son kalesi de zihnimde tamamen yerle bir oldu. Arkadaşımızın uyardığı gibi taraflı ve kültürel ön kabullerden sıyrılmış olarak bu ayete, devamına ve bağlılarına baktığımda gerçeği gördüğümü düşünüyorum.

Her yönüyle benim gibi düşünüp düşünmediğini anlayacak kadar uzun konuşmadık ama ufkumu açtığı için kendisine buradan teşekkür ediyorum. İlgili ayetleri aşağıya yazacağım. Lütfen dikkatle inceleyin ve eğer yanılıyorsam yanıldığımı bana bildirin. Bundan rahatsız değil bilakis memnun olacağımı bilin.

17 İsra 1 Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya yürüten O (Allah) yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir.

“Bir kısım ayetler (ayat), kul, gece, mescidi haram, yürütülmek, mübarek kılınmak, mescidi aksa” tabirlerini unutmayalım.

17 İsra 2 Ve Musa’ya kitap verdik ve ‘Benden başka vekil edinmeyin’ diye onu İsrailoğullarına hidayetçi kıldık.

Dikkat ettiyseniz ikinci ayet “ve” diye başlıyor. Birçok mealde buradaki “vav” harfi atlanmış durumda. Bu “vav” harfi bize ikinci ayetin birinci ayetle bağını göstermiyor mu? Bu ayette Musa’nın İsrailoğullarına hidayetçi olarak (elçilikle) görevlendirildiği belirtilmiyor mu ?

17 İsra 3 Nuh ile birlikte taşıttığımız kimselerin soyu; o şükreden bir kuldu.

Gördüğünüz gibi bu ayetteki “kul” kelimesi de Musa için kullanılıyor.

17 İsra 4 Ve kitapta İsrailoğullarına şu hükmü verdik: ‘Muhakkak siz yer(yüzün) de iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir azgınlıkla kibirlenip yükseleceksiniz.

İsra 4’ten itibaren İsrailoğulları ile ilgili kıssa anlatılmaya devam ediliyor. Bu kavmin iki defa bozgun çıkaracakları önceden bildiriliyor. Birçok mealde bu ayetin başındaki “vav” da atlanmış.

17 İsra 5 Nihayet, o ikiden birincinin vadesi geldiğinde, üzerinize aşılmaz bir güce sahip kullarımızı gönderdik de onlar, barınakların aralarına girip araştırdılar. Ve bu, yerine getirilmiş bir vaat idi.

Mealde “barınak araları” diye çevrilen tamlama “hilal ed-diyar” yani o memleketinizin hilali, diyarınızın sokakları, yurdunuzun içleri gibi bir anlama geliyor. Bahsedilen şey bir bölge. Bildiğimiz kadarıyla da Mısır olsa gerek.

17 İsra 6 Sonra onlara karşı size tekrar ‘güç ve kuvvet verdik’, size mallar ve çocuklarla yardım ettik ve topluluk olarak sizi sayıca çok kıldık.

Birinci vaat yerine geldikten sonra kavim ve yaşadığı bölge bir kez daha Allah tarafından destekleniyor. Gelelim 7. Ayete…

17 İsra 7 Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da aleyhinizedir. Sonunda vaad geldiği zaman, (yine öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi ‘kötü duruma soksunlar’, birincisinde girdikleri gibi o mescide girsinler ve ele geçirdiklerini ‘darmadağın edip mahvetsinler.’

Gördüğünüz gibi bu ayette de yine İsra 1’deki gibi bir mescidden (mevkiden, memleketten, yerden) bahsediliyor. Şimdi Musa ile ilgili Neml suresindeki bölüme bakalım…

27 Neml 7 Hani Musa ailesine: ‘Şüphesiz ben bir ateş gördüm’ demişti. ‘Size ondan ya bir haber veya ısınmanız için bir kor ateş getireceğim.’

Musa’nın bu gece yürüyüşünü hatırladınız sanıyorum. Ve Musa ateşe doğru yaklaşır… Âlemlerin Rabbi olan Allah Kuran’da başka hiçbir yerle irtibatı olmayan ve çözülemeyen bir İsra 1 ayeti gönderip ve de oradaki gece yürüyüşünü eksik ve açıklamaksızın bırakır mı?

27 Neml 8 Oraya geldiğinde şöyle seslenildi: Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!

“Ateşin bulunduğu yer ve çevresindekilerin mübarek kılınması” tabirini İsra 1 ile bağdaştıramaz mıyız, ne dersiniz? İsra 1’de “mübarek kılınan” yerle burası aynı değil mi!!!

27 Neml 9 ‘Ey Musa, gerçekten Ben, güçlü ve üstün, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ım.’

Musa peygamberlikle görevlendiriliyor. Ateşin başında ilk defa vahye muhatap oluyor ve dolayısıyla o çevre kutsal bir hale geliyor.

27 Neml 10,11 Ve bırak asanı! ” Derken onu çevik bir yılan gibi çalkanıp kıvranır görünce, dönüp kaçtı ve arkasına bakmadı. “Ey Musa, korkma; çünkü peygamberler benim huzurumda korkmaz.” Ancak zulmeden, sonra yaptığı kötülüğün yerine iyilik yapan olursa ona karşı da ben bağışlayıcı, esirgeyiciyim.

Gördüğümüz gibi burada Musa’ya bir ayet (mucize) öğretiliyor. Asa-yılan mucizesini daha sonra Firavun karşısında kullanacak olan elçiye talim ettiriliyor. Ayet gösteriliyor ve Musa korkuyla arkasına bile bakmadan kaçmaya kalkıyor.

27 Neml 12 Bir de elini koynuna sok; bembeyaz, kusursuz çıksın, Firavun ve kavmine dokuz mucizeden biri olarak. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplum oldular.

Ve ikinci bir mucize ile ayet çoğalıp “ayat” (ayetler, mucizeler) oluyor. Allah İsrailoğullarına delillendireceği mucizelerin bir kısmını bu gece yürüyüşü esnasında kulu Musa’ya gösteriyor.

İsra 1’de unutmamamız gerektiğini belirttiğim kelimeleri şimdi gözden geçirelim.

“Gösterilecek bir kısım ayetler (ayat) ortaya çıktı… Kul’un Musa olduğu ortaya çıktı… Gece yürüyüşünü kimin yaptığı ortaya çıktı… Mübarek kılınan yerin ateş ve çevresi olduğu ortaya çıktı… Mescid’in memleket, vatan, yer, mahal manasında kullanıldığı ortaya çıktı…

Şimdi geriye mescidi haram ve mescidi aksa tamlamaları kaldı. Mescid-i haram’ı sadece Mekke, hatta Kâbe ya da peygamberimiz Muhammed’in evi olarak çeviren meallerin ve rivayetlerin sınıfta kaldığı açık değil mi? Mescidi haram kişilerin sahibi olduğu, onlara ait olan yer, sıla, kendi yaşadığı, yediği, içtiği, secde ettiği mahal gibi bir anlama geliyor. Bu durumda sıladan gurbete bir gece yolculuğu söz konusu oluyor. Çünkü “aksa” uzak anlamına geldiğine göre Mescid-i aksa uzak yer anlamında kullanıldığı ortaya çıkıyor. Mescid-i aksa’yı Kudüs olarak parantezleyen mealler hatalı değil mi? Birbirinin zıt anlamlısı olan iki tamlama sanki özel isimmiş gibi nasıl da çevrilip parantezlerle hapsedilmiş, inanılır gibi değil !

Görüldüğü gibi İsra suresinin başında Musa peygamberin vahiy aldığı gece yürüyüşü resmedilmiştir. Peygamberimiz Muhammed’in Allah’tan vahiy alışının resmedildiği Necm suresi gibi. En doğrusunu Allah bilir. Kültürel temayüllere takılmadan eleştirilerinizi getirirseniz ortak akıldan da faydalanmış oluruz.

Kalemzade | Cengiz Yardım
 

efonaltı

Kısıtlı Erişim
Katılım
13 May 2015
Mesajlar
703
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
44
Konum
almanya
arkadaş bu dediğin doğruysa hadis kulliyatı toptan çöker!
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Kafana göre takıl. :gl

Ama şu soruların cevabı lazım. 1- ''Minel mescidil harami - Mescidi Haramdan'' dendiğine göre Hz. Musa hangi mescidi Haramdaydı ki oradan mescidi Aksa ya götürüldü ?
2- Yemin VAV'ı hariç diğer VAVlar atıf veya maiyyet içerir. Yani '' Meşeytu vel Bahr'' dersen vav maiyyet içindir ve deniz boyunca yürüdüm dersin. Deniz başka sen başkasın. Atıf vavlarında ise harften önceki ve sonraki şeyler birbirinden farklıdır. Yani Ali ve Ahmed ve Huseyn geldi dediğinde üç ayrı şahıs gelmiş demektir. Şimdi diğer meallerde gözden ırak tutulan vavları :D göz önüne alırsan birbirinine atf edilen farklı peygamberlerden bahs etmiş olman gerekirken neden bu amacı dışında kullanarak böyle bir çıkarımda bulunalım.


1. Ayetteki Hz. Muhammed ve 2. Ayetteki Hz. Musa ve 3. Ayetteki Hz. Nuh ve ............ şeklinde gider iken neden birinci Ayettekini de ikinci ayettekinide Hz. Musa diye algılayalım ? :gl
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Mescidi Haram

Gökdelenlerin önünde mahsun duran siyah örtülü mekan ve çevresine denir @adams77


220px-Kaaba_in_macca.jpg
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
İman üzre ahirete irtihal eden bil cümle ehli imana Rabbimizin Rahmeti ve Mağfireti olsun.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
İman üzre ahirete irtihal eden bil cümle ehli imana Rabbimizin Rahmeti ve Mağfireti olsun.


Allah 'ın sevgili kuluymuşsunuz suya sabuna dokunmadan cenneti vermiş. Bilorum beni ciddiye almazsın fakat yinede bu kavramları bir araştırsanız hani belki atalarınız hata etmiş olabilir kitap bu şekilde bir uyarı yapıyor değil mi.

Babaları uyarılmamış böylece gafil kalmış bir kavmi gerisini bilorsunuz zaten
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara



Mescidi Aksa'dan Beytul Makdisi kast ediyorsan Peygamberimiziden yaklaşık 600 yıl önce Romalılar tarafından yıkılmıştı.

M.Ö. 70 yılında Romalı kumandan Titüs, Kudüs’ü tamamen yaktı, yıktı. Şehri viraneye çevirdi. Beyt-i Mukaddes de yandı. Sadece batı duvarı kaldı.

Yok , bu gün Mescidi Aksa olarak adlandırılan camiyi kast ediyorsan M.S 638 yılında Hz.Ömer tarafından yaptırılmıştır.

Netice Hz.Peygamber zamanında her ikisi de yoktu.
O halde Peygamberimizin yürütüldüğü ve "çevresi bereketli kılınmış" Mescidi Aksa neresi?



Mescid-i Aksa (Arapça: المسجد الأقصى), İslam dinine inananlarca kutsal mekânlardan biridir.
Mescid'i Aksanın Süleyman Tapınağı kalıntılarının da bulunduğu tapınak tepesine halife Ömer tarafından M.S. 638 yılı itibariyle yaptırıldığı, daha sonra Emevi halifeleri I. Mervan ve Abdulmelik tarafından genişletilerek I. Velidzamanında son şeklinin verildiği bilinmektedir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Mescid-i_Aksa








 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
arkadaş bu dediğin doğruysa hadis kulliyatı toptan çöker!

Toplanan bir milyon hadisi derleyenler bunlar uydurma diye nitelendirdiler,yüzde birine doğru dediler onlar da uydurma.Hadis külliyatı dediğiniz zaten çökük vaziyette ama zorla ayakta tutulmaya çalışılıyor.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
1- Battığı zaman yıldıza andolsun;
2- Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı.
3- O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz.
4- O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.
5- Ona (bu Kur'an'ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
6- (Ki O,) Görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. Hemen doğruldu.
7- O, en yüksek bir ufuktaydı.
8- Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
9- Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı.
10- Böylece O'nun kuluna vahyettiğini vahyetti.
11- Onun gördüğünü gönül yalanlamadı.
12- Yine de siz gördüğü (şey) üzerinde onunla tartışacak mısınız?

13- Andolsun, onu bir de diğer inişte görmüştü.

14- Sidretü'l-Münteha'nın yanında.
15- Ki Cennetü'l-Me'va onun yanındadır.
16- Sidreyi örten örtmekte iken,
17- Göz kayıp-şaşmadı ve (sınırı) aşmadı.
18- Andolsun, o, Rabbinin en büyük ayetlerinden olanı gördü.


Burada konu edilen kisi Peygamberimizdir. Dolayisiyla Necm suresinin ilk onsekiz ayeti İsra olayına işaret eder ve bu iddia da güme gider.
 

garip70

Ordinaryus
Katılım
30 Kas 2009
Mesajlar
2,779
Tepkime puanı
309
Puanları
0
Toplanan bir milyon hadisi derleyenler bunlar uydurma diye nitelendirdiler,yüzde birine doğru dediler onlar da uydurma.Hadis külliyatı dediğiniz zaten çökük vaziyette ama zorla ayakta tutulmaya çalışılıyor.

Hadisleri reddettiniz. Şimdi de Hz. Muhammed'i(sav) mi aradan çıkarmaya çalışıyorsunuz? Ne demek İsra suresi Hz. Musa(as) için indi? Bu mu sizin put kırma anlayışınız. Neyin peşindesiniz anlamadım. İsterseniz açıktan açığa salyangoz satabilirsiniz. Biz anladık anlayacağımızı...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Birinci ayet zaten mirac'tan bahsetmez ki... İsra'dan bahseder...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Mirac "haber-i ahad"la hükme bağlanmıştır...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
1- Battığı zaman yıldıza andolsun;
2- Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı.
3- O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz.
4- O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.
5- Ona (bu Kur'an'ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.
6- (Ki O,) Görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. Hemen doğruldu.
7- O, en yüksek bir ufuktaydı.
8- Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi.
9- Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı.
10- Böylece O'nun kuluna vahyettiğini vahyetti.
11- Onun gördüğünü gönül yalanlamadı.
12- Yine de siz gördüğü (şey) üzerinde onunla tartışacak mısınız?

13- Andolsun, onu bir de diğer inişte görmüştü.

14- Sidretü'l-Münteha'nın yanında.
15- Ki Cennetü'l-Me'va onun yanındadır.
16- Sidreyi örten örtmekte iken,
17- Göz kayıp-şaşmadı ve (sınırı) aşmadı.
18- Andolsun, o, Rabbinin en büyük ayetlerinden olanı gördü.


Burada konu edilen kisi Peygamberimizdir. Dolayisiyla Necm suresinin ilk onsekiz ayeti İsra olayına işaret eder ve bu iddia da güme gider.


Yukarılarda olan Hz Muhammed değildir... Yukarılarda olan Cibril'dir... Hz Muhammed yeryüzünde Cibril'in o hallerine vakıf olmuştur, O'nu görmüştür ve gelen hakikatleri de kabüllenmiştir...

Tefsirlerin beyanı böyledir...

Mirac'ın delili "haberi vahid sünnet"tir... Bu ayetlerle uzaktan yakından ilgi ve alakası yoktur...

Cebrail'i Peygamber yapmışsın ya... Aklını seveyim...
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Necm 13: "And olsun ki, O'nu -Cibril'i- diğer bir inişinde de gördü."

Ömer Nasuhi BİLMEN
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Kaptan, İsra'da şunlar vardır:

1-) Hane-i Saadet

2-) Mescid-i Haram

3-) Mescid-i Aksa

Halan geçmiş olduğun Necm ayetlerini "İsra"dan haber veriyor diyorsun... Ne İsra'sı arkadaşım...

İsra başka bir şey... Mirac başka bir şey...

Kur'an sadece İsra'ya işaret eder...

Mirac, sünnetle sabittir...
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Yukarılarda olan Hz Muhammed değildir... Yukarılarda olan Cibril'dir... Hz Muhammed yeryüzünde Cibril'in o hallerine vakıf olmuştur, O'nu görmüştür ve gelen hakikatleri de kabüllenmiştir...
Tefsirlerin beyanı böyledir...

Mirac'ın delili "haberi vahid sünnet"tir... Bu ayetlerle uzaktan yakından ilgi ve alakası yoktur...

Cebrail'i Peygamber yapmışsın ya... Aklını seveyim...


Pekala akillim, Necm 15'de gecen Cennetü'l Meva neresidir?
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Cibril'i orada görmüştür... Eğer bunlar "mirac"a delil olsaydı, mirac'ın delili için "haber-i vahid" ifadesi kullanılmazdı...

Bunlar bir çok yazılı ve mülakat sınavlarında da bizlere soruldu...

İlgili ayetlerin miracla alakası yoktur...
 
Üst