İsmet Paşa demokrasisine laf ettirmem arkadaşlar![FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Kendisi doğuştan demokrat bir zattı.. Asla diktatör değildi.. Ancak memleketi tek başına idare etmeyi tercih etti.. Hem o zaman da kelebek bıyıklıydı.. Şimdi mi Hitler’e benzer oldu? Bak işte fikirlerim kısa devre yaptı.. Hep sinirden..
Sebep olan Allahından bulsun..
Durduk yerde, İsmet Paşamız’ı yattığı yerde ters dönderttiler..
Kimse bana “Önce o başlattı!” diye gelmesin..
“Hitler’e kim daha çok benziyordu..” tartışmasında Seyrek Bıyıklı Asabi Şahsiyet’in hiç suçu yok..
Nizayı Altı Kazık Partisi’nin gölgesiyle eşbaşkanı Domates Bey çıkardı.. “Hitler benzetmesi” yaparak Ampul Partisi’nin sigortasını attırdı..
O da haklı olarak döndü..
“Sen önce kendi partinin kelebek bıyıklı eski liderine bak” deyiverdi..
Eski liderden kasıt İsmet Paşamız..
***
Bizde bir tartışma başlamasın..
Âdetimizdir, çığırından çıkarırız..
Zarfa değil mazrufa bakarız.. Yani içeriğine, özüne değil de şekline..
Kırk senedir siyaseten dilimize yapışmış “faşist” sözcüğünün ne mânâya geldiğini ahalinin kısm-ı umumisi bilmez..
Gazeteler de bunu en azından sözlük anlamı ile tarif edeceklerine bıyık benzetmesinden giderek kafa karıştırıyorlar.. Temsil Milliyet..
Şarlo’nun kelebek bıyıklı fotoğrafını basmış.. “Bu da mı faşistti..” diye soruyor..
YÖNTEM YANLIŞ..
Uyarıyorum medyayı!
Arkadaşlar yanlış yoldasınız.. Ahali bu örneklemelere bakacak faşist lafını yanlış belleyecek.. Her kelebek bıyıklıyı faşist zannedecek..
Bizim ahalide “yanlışa sahip çıkma” eğilimi vardır.. Dil devrimi yaptık.. Harf devrimi yaptık.. Daha nüfusun yarısına “dispanser” demeyi öğretemedik..
İnatla “Dişpanser..” diyor.. “Şemşiye..” diyor.. “Eşki..” diyor..
Bir “Bayan” lafını soktular ağzımıza.. Makattan fitil olarak mı tatbik ettiler ne? Dilimize yapıştı kaldı işte..
Kelebek bıyıklıları ahaliye “faşist” olarak bellettik mi bundan sonra yapılacak siyaset tartışmalarından hayır bekle..
İnanmıyorsunuz ama bizim ahali komünistin de insan olduğunu Kore Savaşı çıkmasaydı bilmeyecekti..
Oradan gelen gaziler “Komünistler de aynen bizim gibi iki ayaklı oluyor.. İnsan gibi fikirleri var..” diye anlattılar da ahalimiz zor ikna oldu..
Bilgi bilgidir.. Söylenti şeklinde gelse bile.. İlla ki akademik tarif aramayacaksın..
“Komünist” denen şeyin insandan ayrı bir mahlûk olmadığını geç de olsa belledik..
Gerçi dönemin aynı görgü tanıkları “Çin çok kalabalık bir ülke.. Ahalisinin tamamı Tatar..” bilgisini de ağızdan ağıza transfer etmişti ama yan etkisi olmadı..
Şimdi aynı yanlışı bu tartışmada yapıp, vatandaşı yanlış yönlendiriyoruz..
İsmet Paşa’nın demokrat biri olup olmadığını değil de bıyıklarını tartışıyoruz..
***
İşin acı tarafı koskoca İnönü ailesi bu tartışmada sahipsiz kaldı..
İsmet Paşa’nın kızı Özden Hanım söylemi çok yakışıksız buldu..
Torunu Gülsün Hanım dedesinin “Hadi canım sen de..” lafını araya sıkıştırdı o kadar!
İsmet Paşa bu lafı sıkıştığı zaman ederdi.. Yaşlılığında ak pak sempatik biri olmuştu..
Gazetecilerin ortalığı fiştiklemek için sorduğu bir soruya “Hadi canım sen de..” cevabını verdi mi herkes keh keh gülerdi.. Gerisini kurcalamazlardı..
Kah kah kah, keh keh keh nidaları arasında İsmet Paşa’nın demokrat olup olmadığı da kaynayıp gitti..
DEMOKRASİ BU..
İsmet Paşa’nın bir devlet adamı olarak en büyük hizmetinin “çok partili hayata geçmek” olduğunu yazar dururlar..
Doğruluğu tartışılır..
Paşa bana göre etrafındakilerin oyununa geldi.. Havarileri tarafınan kazıklandı..
Demokrat Parti’nin kuruluşuna izin verdiğinde seçim kaybedeceğini aklına bile getirmiyordu..
Şimdinin deyişi ile yağdanlıklar, yalakalar onu öyle inandırmıştı..
1946 seçimine Demokrat Parti bütün illerde girmedi bile.. Yine de Altı Kazık Partisi’ni salladı..
Demokrasilerde seçimler “gizli oy, açık tasnif” ile yapılıyordu.. Vatandaş oyunu gizli bir bölmede, zarfa koyup atıyor..
Oy kullanma süresi bittiğinde açılan sandıklardan çıkan oylar herkesin gözü önünde sayılıyordu..
Altı Kazık Partisi bu yönteme yeni bir yorum getirdi..
Oylar, sandık kurulunun gözü önünde alenen atılıyordu.. Yani kimin kime oy verdiğini herkes görüyordu..
Sandıklar açılınca gizlilik başlıyor, zarflardan çıkan oylar gizlice sayılıyordu..
“Açık oy, gizli tasnif..”
Bence İsmet Paşa’nın demokrasiye en büyük katkısı budur.. Yöntemi tersine çevirip demokrasiyi kafasına göre yorumlamak..
Bir icatları daha vardır ki yakın tarihi tartışanlar bunu sıkça dile getirmez.. Ben İsmet Paşamız’ın hakkını yememek için kayda geçeyim..
Sandıklardan çıkan oylar bir itiraz ihtimaline karşı saklanmıyordu.. Sayım gizlice yapılıp da tutanağı imzalanır imzalanmaz, oylar imha ediliyordu..
Alın size, İsmet Paşa yönetiminden demokrasiye bir katkı daha..
***
Oyları imha etmenin faydası çoktu..
Karşı partiden biri sırf gıcıklık olsun diye itiraz edip, milletin başına “yeniden sayma” işi çıkarırdı.. Nitekim daha sonra bu olaylar hemen her sandıkta yaşandı..
Paşa’nın yöntemi sayesinde bu gibi haller kökünden hallediliyordu.. Vatandaş da aralarında itişip kakışmıyordu..
Bir de partilerin ağır topları iki yerden birden aday gösteriliyordu..
Temsil hem Malatya adayısın hem Ankara.. İki şehirden birden kaybedecek değilsin ya! Birinde kazanıp, karizmayı çizdirmiyorsun..
İsmet Paşamız için de 1946 seçiminde iki yerde birden kaybetmişti, derler.. “Gizli sayım” fikri sağolsun..
Ahalinin zihnindeki karışıklık bir mazbata ile halledildi, bugünlere gelebildik..
Şahsen İsmet Paşamız’ın demokrat olduğuna inananlardanım.. Bunu ilerideki günlerde yazacağım risalelerle ispat etmeye hazırım..
Gözünüz demokrasi görsün nankörler..
Selahattin Duman -vatan
[/FONT]
Kendisi doğuştan demokrat bir zattı.. Asla diktatör değildi.. Ancak memleketi tek başına idare etmeyi tercih etti.. Hem o zaman da kelebek bıyıklıydı.. Şimdi mi Hitler’e benzer oldu? Bak işte fikirlerim kısa devre yaptı.. Hep sinirden..
Sebep olan Allahından bulsun..
Durduk yerde, İsmet Paşamız’ı yattığı yerde ters dönderttiler..
Kimse bana “Önce o başlattı!” diye gelmesin..
“Hitler’e kim daha çok benziyordu..” tartışmasında Seyrek Bıyıklı Asabi Şahsiyet’in hiç suçu yok..
Nizayı Altı Kazık Partisi’nin gölgesiyle eşbaşkanı Domates Bey çıkardı.. “Hitler benzetmesi” yaparak Ampul Partisi’nin sigortasını attırdı..
O da haklı olarak döndü..
“Sen önce kendi partinin kelebek bıyıklı eski liderine bak” deyiverdi..
Eski liderden kasıt İsmet Paşamız..
***
Bizde bir tartışma başlamasın..
Âdetimizdir, çığırından çıkarırız..
Zarfa değil mazrufa bakarız.. Yani içeriğine, özüne değil de şekline..
Kırk senedir siyaseten dilimize yapışmış “faşist” sözcüğünün ne mânâya geldiğini ahalinin kısm-ı umumisi bilmez..
Gazeteler de bunu en azından sözlük anlamı ile tarif edeceklerine bıyık benzetmesinden giderek kafa karıştırıyorlar.. Temsil Milliyet..
Şarlo’nun kelebek bıyıklı fotoğrafını basmış.. “Bu da mı faşistti..” diye soruyor..
YÖNTEM YANLIŞ..
Uyarıyorum medyayı!
Arkadaşlar yanlış yoldasınız.. Ahali bu örneklemelere bakacak faşist lafını yanlış belleyecek.. Her kelebek bıyıklıyı faşist zannedecek..
Bizim ahalide “yanlışa sahip çıkma” eğilimi vardır.. Dil devrimi yaptık.. Harf devrimi yaptık.. Daha nüfusun yarısına “dispanser” demeyi öğretemedik..
İnatla “Dişpanser..” diyor.. “Şemşiye..” diyor.. “Eşki..” diyor..
Bir “Bayan” lafını soktular ağzımıza.. Makattan fitil olarak mı tatbik ettiler ne? Dilimize yapıştı kaldı işte..
Kelebek bıyıklıları ahaliye “faşist” olarak bellettik mi bundan sonra yapılacak siyaset tartışmalarından hayır bekle..
İnanmıyorsunuz ama bizim ahali komünistin de insan olduğunu Kore Savaşı çıkmasaydı bilmeyecekti..
Oradan gelen gaziler “Komünistler de aynen bizim gibi iki ayaklı oluyor.. İnsan gibi fikirleri var..” diye anlattılar da ahalimiz zor ikna oldu..
Bilgi bilgidir.. Söylenti şeklinde gelse bile.. İlla ki akademik tarif aramayacaksın..
“Komünist” denen şeyin insandan ayrı bir mahlûk olmadığını geç de olsa belledik..
Gerçi dönemin aynı görgü tanıkları “Çin çok kalabalık bir ülke.. Ahalisinin tamamı Tatar..” bilgisini de ağızdan ağıza transfer etmişti ama yan etkisi olmadı..
Şimdi aynı yanlışı bu tartışmada yapıp, vatandaşı yanlış yönlendiriyoruz..
İsmet Paşa’nın demokrat biri olup olmadığını değil de bıyıklarını tartışıyoruz..
***
İşin acı tarafı koskoca İnönü ailesi bu tartışmada sahipsiz kaldı..
İsmet Paşa’nın kızı Özden Hanım söylemi çok yakışıksız buldu..
Torunu Gülsün Hanım dedesinin “Hadi canım sen de..” lafını araya sıkıştırdı o kadar!
İsmet Paşa bu lafı sıkıştığı zaman ederdi.. Yaşlılığında ak pak sempatik biri olmuştu..
Gazetecilerin ortalığı fiştiklemek için sorduğu bir soruya “Hadi canım sen de..” cevabını verdi mi herkes keh keh gülerdi.. Gerisini kurcalamazlardı..
Kah kah kah, keh keh keh nidaları arasında İsmet Paşa’nın demokrat olup olmadığı da kaynayıp gitti..
DEMOKRASİ BU..
İsmet Paşa’nın bir devlet adamı olarak en büyük hizmetinin “çok partili hayata geçmek” olduğunu yazar dururlar..
Doğruluğu tartışılır..
Paşa bana göre etrafındakilerin oyununa geldi.. Havarileri tarafınan kazıklandı..
Demokrat Parti’nin kuruluşuna izin verdiğinde seçim kaybedeceğini aklına bile getirmiyordu..
Şimdinin deyişi ile yağdanlıklar, yalakalar onu öyle inandırmıştı..
1946 seçimine Demokrat Parti bütün illerde girmedi bile.. Yine de Altı Kazık Partisi’ni salladı..
Demokrasilerde seçimler “gizli oy, açık tasnif” ile yapılıyordu.. Vatandaş oyunu gizli bir bölmede, zarfa koyup atıyor..
Oy kullanma süresi bittiğinde açılan sandıklardan çıkan oylar herkesin gözü önünde sayılıyordu..
Altı Kazık Partisi bu yönteme yeni bir yorum getirdi..
Oylar, sandık kurulunun gözü önünde alenen atılıyordu.. Yani kimin kime oy verdiğini herkes görüyordu..
Sandıklar açılınca gizlilik başlıyor, zarflardan çıkan oylar gizlice sayılıyordu..
“Açık oy, gizli tasnif..”
Bence İsmet Paşa’nın demokrasiye en büyük katkısı budur.. Yöntemi tersine çevirip demokrasiyi kafasına göre yorumlamak..
Bir icatları daha vardır ki yakın tarihi tartışanlar bunu sıkça dile getirmez.. Ben İsmet Paşamız’ın hakkını yememek için kayda geçeyim..
Sandıklardan çıkan oylar bir itiraz ihtimaline karşı saklanmıyordu.. Sayım gizlice yapılıp da tutanağı imzalanır imzalanmaz, oylar imha ediliyordu..
Alın size, İsmet Paşa yönetiminden demokrasiye bir katkı daha..
***
Oyları imha etmenin faydası çoktu..
Karşı partiden biri sırf gıcıklık olsun diye itiraz edip, milletin başına “yeniden sayma” işi çıkarırdı.. Nitekim daha sonra bu olaylar hemen her sandıkta yaşandı..
Paşa’nın yöntemi sayesinde bu gibi haller kökünden hallediliyordu.. Vatandaş da aralarında itişip kakışmıyordu..
Bir de partilerin ağır topları iki yerden birden aday gösteriliyordu..
Temsil hem Malatya adayısın hem Ankara.. İki şehirden birden kaybedecek değilsin ya! Birinde kazanıp, karizmayı çizdirmiyorsun..
İsmet Paşamız için de 1946 seçiminde iki yerde birden kaybetmişti, derler.. “Gizli sayım” fikri sağolsun..
Ahalinin zihnindeki karışıklık bir mazbata ile halledildi, bugünlere gelebildik..
Şahsen İsmet Paşamız’ın demokrat olduğuna inananlardanım.. Bunu ilerideki günlerde yazacağım risalelerle ispat etmeye hazırım..
Gözünüz demokrasi görsün nankörler..
Selahattin Duman -vatan
[/FONT]