İsmail Heniyye'nin Cuma Hutbesi ...

  • Konbuyu başlatan Kaçak
  • Başlangıç tarihi
K

Kaçak

Guest
Hamd Allah’adır. Ona hamd ediyor, O’ndan yardım, bağışlanma diliyor, nefsimizin ve kötü amellerimizden şerrinden ona sığınıyoruz. Allah’ın hidayet verdiği hidayete ermiştir, sapan onu doğru yola iletecek kimseyi bulamaz. Allah’tan başka ilah olmadığına, onun ortağı olmadığına şehadet ederim. Vaadine sadıktır, kuluna yardım etmiş, askerini aziz kılmış ve bütün grupları tek başına yenmiştir. Allah’tan başka ilah yoktur, bizler ancak O’na kulluk ederiz ve kâfirler istemese de dini yalnız O’na has kılarız. Efendimizin Allah’ın resulü olduğuna, mesajı ilettiğine, emaneti yerine getirdiğine, ümmete nasihat ettiğine, Allah yolunda kâfirlerin sözü alçalana ve Allah’ın sözü yükselene kadar canla başla cihat ettiğine şehadet ederim.

Salât, selam ve bereket efendimiz Muhammed’e, onun ehline ve ashabına olsun. Allah Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali’den, (a.s.) ashab ve kıyamet gününe kadar onlara tabi olanlardan razı olsun. “Bu sizin ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin rabbinizim. O halde bana ibadet edin.” “Ey insanlar biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışıp anlaşmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında sizin en hayırlınız Allah’tan en çok korkanınızdır. Allah herşeyi bilendir, her şeyden haberdardır.”

Mümin kardeşler ve mümin hanımlar! Değerli misafirler, hür insanlar, bu ümmetin hür insanları, bu ümmetin Filistin, Kudüs ve Aksa ile irtibatı olduğunu ifade edenler, bu ümmetin vicdanını ifade edenler! Yaşayan bu vicdan bütün sabotelere ve ümmetin karşılaştığı özellikle de Filistin’in maruz kaldığı komplolara rağmen halen yaşamaktadır.

Bugün Gazze sevinçlidir. Filistin halkı, Filistin hükümeti, Filistinli gruplar, izzet yurdu Gazze’den, mübarek Filistin halkından kadınlar, erkekler, küçükler ve büyükler çok mutlular, çok sevinçliler. Onlar bu saygıdeğer insanlara, bu yiğitlere, sabırlı mümin hanımefendilere ve Hayat Damarları-5 kafilesiyle Gazze topraklarına gelen dünyanın dört bir yanındaki uluslar arası toplumun evlatlarına kucak açıyor.

Bizler Filistin halkı adına bütün kardeşlerimize hoş geldin diyor ve duyduğumuz mutluluğu, onur ve gururu dile getiriyoruz. Allah’tan cihadınızı ve çabanızı bereketlendirmesini, sizleri işinizde dengeli kılmasını, bu çalışmayı Kudüs ve Aksa’nın özgürleştirilmesi, mübarek Filistin topraklarının geri alınması ve, izzetin, direnişin, bekleyişin, şehadetin ve şehitlerin Gazze’sine uygulanan ambargonun kaldırılması yolunda emin bir adım kılmasını niyaz ediyoruz.

Mümin kardeşler! Ambargo yılları süresince Gazze’ye çok sayıda kişi geldi. Kara ve deniz yolunu kullanarak Gazze’ye geldiler. Bu kafileler, nicelik ve nitelik bakımından farklılık arz eden bu mübarek kafileyle taçlandırıldı. Bu kafilede entelektüeller, âlimler, liderler, siyasetçiler, parlamenterler, düşünürler, sendikacılar, uzmanlar, kadınlar, erkekler, küçükler, büyükler var. 350 kişiyi aşan bu kutlu sayı Gazze’ye ulaştı. Filistin ve ambargo altındaki Gazze’ye hayat getiren bu kafile bu topraklara ulaşan en büyük sayıyı oluşturuyor. Bu kafile, bu sayı ve bu kutlu seçkin insanlar açısından özel bir kafiledir. Bu değeri 5 milyon dolara varan yardım bakımından değil taşıdığı sevgi, duygu ve bu topraklara karşı gösterilen samimiyet bakımından da ayrıcalıklı bir kafiledir. Kafilede bu ümmete besledikleri sevgileri ile, Filistinliler ve Filistin toprakları karşısındaki yaşayan rollerini yeniden oynayan, uluslar arası toplumdan ve Müslüman olmayanlardan bu işgali, ambargoyu ve aşağılanmayı reddeden, bu işgalin çirkin ve vicdansız olduğunu, Batılı toplumlarda da halen vicdan, ahlak ve değerlerin diliyle konuşan insanlar olduğunu kanıtlamak için dünyanın farklı yerlerinden vicdanları, ahlakları ve değerleriyle kalkıp gelen yaşayan vicdan sahipleri var.

Bu kafile taşıdığı anlamlar ve Filistin halkına verdiği mesajlarla temeyyüz eden bir kafiledir. Kardeşler! Bu kafileler peşpeşe gelmeye devam ediyor ve çok büyük anlamlar taşıyor. Bunlar ambargo duvarına, Gazze halkına ve Gazze’ye dayatılmış zalim ambargoya vurulmuş güçlü bir darbe ve atılmış güçlü bir adımdır. Bu halk rabbim Allah’tır dediği, Filistin topraklarından taviz vermediği ve ihmalkâr davranmadığı, cihat ve direniş seçeneğine tutunduğu, sadece Allah karşısında eğildiği, ümmetin onurunu ve Kudüs ile Aksa’daki mirasını müdafaa ettiği için ambargoya maruz kalmaktadır.

Bu kafileyle, nitelik, nicelik ve içinde taşıdıklarıyla özellikle de Arap kardeşlerimizden farklı Arap ve İslam ülkelerinden gelenlerle gurur duyuyoruz. Bu kafiledeki en yüksek sayıyı aralarında engeller bulunan Arap kardeşlerimiz oluşturuyor ve onlar kendilerini bugün nöbet yerlerinde, işgalciyle sınır olan bölgelerde ve menfur Siyonist projeyle karşı karşıya buluyorlar. Bu proje, İslam âlemiyle Arap dünyasını birbirinden ayırmak, ümmetin birliğini parçalamak, bu canlı bedeni, Arap-İslam ümmetinin bedenini vuracak kanserli bir ur olmak için Filistin topraklarına ekildi.

Bu kafile ambargo duvarına vurulmuş güçlü bir darbe, onu sonlandırma yolundaki, ambargo altında ama özgür, onurlu ve gururlu Gazze ve Filistin halkına uygulanan tarihi zulmü kaldırma yolunda atılmış emin bir adımdır. İnsanlar yiyecek lokmalarında ve hareket hürriyetlerinde ambargoya maruz kalabilirler, bu gerçek bir ambargodur. Ama en tehlikeli ambargo irade, karar, sabiteler ve ilkelere ambargo konulmasıdır. Bu bağlamda Allah’ın izniyle Gazze özgürdür, kararlarında ve iradesinde hürdür. Çünkü Gazze özgür bir halkı ve özgür bir ümmeti ifade etmektedir. Bu mübarek ümmetin vicdanı sizlersiniz kardeşler! Bu yaşayan ümmetin Filistin’i ne derece sevdiğini, Kudüs’le olan irtibatını ve daha nicelerini biliyoruz. Arap, Müslüman ve yabancı ülkelerin başkentlerinde bu ümmetin ve halkın öncüleriyle sokaklara dökülen milyonlarca insanın bu ümmetin canlılığını, geleceğin biletinin bu ümmete kesildiğini, geleceğin bu dinin ve Allah’ın “Sizi orta bir ümmet kıldık ki insanlar üzerinde şahitler olasınız ve peygamber de sizin üzerinize şahit olsun” dediği ümmetin olduğunu biliyoruz.

Sevgili kardeşler bu kafile ambargonun gerçekten kırılmasıdır. Ambargoya indirilmiş güçlü bir darbedir. Filistin halkının maruz kaldığı bu tarihi zulme sessiz kalan uluslararası kurumların yüzüne karşı haykırılan bir çığlıktır. Bizler halkımıza yardım, sevgi ve şefkat taşıyan kafilenin aynı zamanda evrensel suskunluğa, Güvenlik Konseyi’nin tavrına, 1,5 milyon Filistinliye uygulanan ambargoya karşı sessiz kalan uluslararası kurumların konumlarına karşı kınama ve suçlama taşıdığını da biliyoruz. Bu Filistin halkına sempati besleme ve suskunluğu kınamadır. Bu kafile bu zulme son verilmesi ve ambargonun kırılması yolunda atılan emin bir adımdır.

Kardeşler! Bu kafile ve bunun benzeri kafilelere, şehit kanlarıyla Marmara gemisi ve kardeşlerimizden bazılarının katılıp Siyonist katliama maruz kaldığı özgürlük kafilesine… Kafile üyelerinin hepsine ve özgürlük kafilesiyle denize açılıp Gazze’ye gelmekte ısrar eden bütün kardeşlerimize selam olsun.

Şüphesiz ki bu kafile Filistin halkı için bir destek ve dayanaktır. Toprağına, haklarına ve sabitelerine, Kudüs’e, Aksa’ya, sürüldüğü topraklara geri dönme hakkına sahip çıkan bu halkın konumuna arka çıkılmasıdır. Bu kafile bu dayanışma ve desteğin vurgulanmasıdır. Muhakkak ki bu, halkımızın mukavemetini artırmakta burada Gazze’de, Filistin’de, Aksa’da ve Kudüs’ün çevresindeki direnişimizi güçlendirmektedir.

Bu kafile İslam ve Arap ümmetinde temsil edilen Filistin’in stratejik derinliğinin kutsanmasıdır. Kardeşler çünkü biz her zaman Filistin davasının büyük bir komploya maruz kaldığını söyledik ve söylemeye devam ediyoruz. Bu İslami bir meseleydi, sonra onu bir Arap meselesi daha sonra da Filistin meselesi haline getirdiler. Şimdi ise işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistin evladının böyle bir meselesi olmasın istiyorlar. Bugün biz de sizlerle birlikte bu davayı eski engin alanına iade ediyoruz. Bu bir Filistin ve Arap davasıdır, insani bir davadır ve bu davanın parçalanmasını ya da Arap-İslam çerçevesinden çıkartılmasını kabul etmemiz söz konusu değildir. Ne yazık ki bazıları Filistin davasını Amerikan idaresine ya da Netanyahu’nun Filistin toprakları üzerindeki savaşın yapısına bakışına havale etmek istiyor. Bu bakış kabul edilemez ve Filistin halkı tarafından itimat edilemez. Dava bir Filistin, Arap ve İslam davasıdır. Allah Filistinliler olarak bizlere Filistin’i savunacak bu ümmetin ön safında yer almayı nasip eyledi. Kudüs bizim olduğu gibi sizindir de, Kudüs bütün Arapların ve Müslümanlarındır. O kıblelerin ilki, haremeynin üçüncüsü ve peygamberimizin Mirac’a çıktığı yerdir.

Bu nedenle bu kafile bu bağlantının kutsanması, desteklenmesi ve direnişin güçlendirilmesidir. Bu kafile, Gazze, Kudüs, Aksa ve Filistin’deki kardeşlerimize Filistin halkının işgal ve ambargoya karşı verdiği mücadelede, zulüm ve saldırıyla mücadelede yalnız olmadığı mesajını vermektedir. Filistin halkı büyük ve mübarek bir ümmete mensuptur. Güneşi batıyor gibi görünse de bir gün elbet tekrar doğacaktır. Bu ümmetin güneşi yeniden doğacaktır çünkü Kudüs bizimdir, Filistin ve bu topraklar bizimdir ve Allah bizim yanımızdadır.

Bu nedenle biz bu buluşmada dayanışma, destek ve davanın yeniden canlılığına kavuşmasını görüyoruz. Üçüncü olarak da bu kafile işgalcinin asık suratını ortaya çıkarıyor. Bu menfur ve geçen bütün seneler boyunca kendisini demokrasi, insan hakları, din ve milletlere saygının beşiği olarak arz eden bu işgalcinin gerçek yüzü ortaya çıktı. Sizler bugün onunla yüz yüzesiniz. Dünya, Batılı ülkelerden İslam ve Arap ülkelerinden gelen bu mübarek kafileyi ağırlayan Lazikiye’ye kadar 30 günden fazla süren bu yolculukta bunu gördü. Ben Lazikiye şeyhi ve müftüsünü selamlıyorum. Bugün onun burada konuşmasını ne kadar isterdim ancak sesi buna müsaade etmedi. Bu uzun yolculuk ve çektiğiniz bu yorgunluk, açılan bu sınırlar, bu baskı ve Siyonist işkencesi bu işgalcinin doğasını ve kendini beğenmişliğini, sevimsiz ve kindar yapısını ortaya çıkarıyor. Bütün dünyaya sınırları açtığını, ambargoyu kaldırdığını, inşaat malzemelerini içeri soktuğunu göstererek en büyük kandırmacayı sergilediği ortaya çıkıyor.

Bu kafile bu çirkin yüzün örtüsünü kaldırıp bütün dünyaya Gazze’nin halen ambargo altında ve sınırların da kapalı olduğunu söylüyor. Gazze halen işgalcinin yakıp yıktıklarını yerine koyamadı. Gazze halen hareket özgürlüğünden yoksun, ulusal sanayisine yeniden başlamaktan aciz. Bu kafile bütün dünyaya, düşmanın halkımız ve ümmetimiz için hiçbir şey ifade etmeyen bazı basit uygulamalar ve adımlar aracılığıyla yaptığı yanıltmacaların tamamını gösteriyor. Hepimizin tek bir isteği var o da Gazze’deki ambargonun sona ermesi. Siyasi, insani, toplumsal ve ticari ambargo sona ermelidir. Gazze özgürce hareket edebilmelidir çünkü cihadı ve direnişiyle özgürleşmiştir.

Kardeşler! Gazze yerleşim yerleri ve işgalle doluydu. Savaştı, direndi, yüzlerce şehit ve yaralı, binlerce esir verdi, özgürlüğünü ejderhanın elinden aldı ve bu halkın direnişi ve cesaretiyle işgalciyi Gazze’den çıkmaya mecbur etti. 22 gün boyunca bölgenin daha önce görmediği türden bir savaş açtılar Gazze’ye ama o direndi ve sabretti. Gazze krizleri, dertleri aşmaya muktedirdir. Bugün işgal liderleri Gazze saldırısının başarısızlığından söz ediyor. Gazze’yi denizden, havadan ve karadan vuran vahşi savaşla temsil olunan İsrail kibrinin yenilgisinden bahsediyorlar. Allah’ın lütfuyla, bu halkın ve mücahitlerin yardımıyla, ümmetten gelen bu destekle Gazze bunları aştı. Milyonlarca kişinin sokaklara dökülüp savaşa karşı durduklarını gördük. Savaş esnasında Gazze’ye gelen kardeşlerimizi gördük. Ve Gazze’nin işgalciye söyleyeceği sözler vardı.

Evet kardeşler! Kelimeler taşıdığı mesajlarla, halka, ümmete, uluslararası topluma, işgalciye ve geleceğe taşıdığı mesajlarla bu kafileye duyduğumuz sevgiyi ve onunla gurur duyuşumuzu anlatmaya yetmiyor. Bu ümmet Allah’ın izniyle geliyor ve bu toprakların, Kudüs’ün ve Aksa’nın özgürleştirilmesinde rol alacak. Çünkü Kudüs ve Aksa’nın senelerce bu şekilde kalması utanç vericidir. Bizlerin ve ümmetin boynunda özellikle de Kudüs’ün Yahudileştirildiği bir zamanda ödenmesi gereken bir borç var. Üstelik sadece Kudüs değil onlar bütün Filistin’i Yahudileştirmek istiyorlar. Onlar Yahudi bir devletten bahsediyorlar. Bu da çok basit bir ifadeyle Filistin topraklarının Filistinlilerin değil Yahudilerin mülkü olduğu anlamına geliyor. Devletin Yahudi olması 48 topraklarında yaşayan Filistinlilerin bu topraklardan çıkması anlamına geliyor. Devletin Yahudiliği sürgünde ve diasporada yaşayan 5 milyon Filistinlinin yurtlarına dönme hakkı olmadığı anlamına geliyor. Bu nedenle devletin Yahaudiliği kabul edilemez, Filistin Filistinlilerin, Arapların ve Müslümanlarındı ve Allah’ın izniyle öyle kalacak.

İşgal batıldır ve batıl yok olacaktır. Biz yeryüzü ve göklerin üzerine kurulduğu hakkı temsil ediyoruz. “Allah’ın nasıl mesel verdiğini görmüyor musunuz? Güzel bir söz, kökü yerde sabit ve dalları havada güzel bir ağaç gibidir. Meyvesini her zaman rabbinin izniyle verir.” Sözümü söylüyor ve Allah’tan hem sizin hem de kendim için bağışlanma diliyorum. Topluca Allah’a tövbe edin, umulurki merhamet olunursunuz.

Hamd Allah’a, salât ve selam seçilmiş kullarına olsun. Allah’tan başka ilah olmadığına, O’nun bir benzeri olmadığına ve Muhammed (a.s)’ın Allah’ın elçisi olduğuna şehadet ederim. Salât, selam ve bereket efendimiz Muhammed, onun ehli ve ashabına olsun.

Kardeşler! Allah kardeşlerimizin Hayat Damarları-5 kafilesine girmelerini takdir eyledi. Hayat Damaları-5 demek bundan önce 4 kafilenin daha gelmiş olması demektir. Bu kafile ambargo kırılıncaya dek kafilelerin devam edeceği anlamını taşımaktadır. Bu işgale teslim olmayacağız ve teslim olmamalıyız. Bu ambargoyu kırmalıyız, karadan ve denizden eğer yapabilirseniz havadan bunu kırmalısınız ki bu zulme bir son verelim. Allah bu kafilenin Gazze’ye girişinin iki önemli olayla eş zamanlı olmasını takdir eyledi. Birincisi, direniş liderlerinden, bu toprakları cihad ve çabayla dolduran iki büyük liderin mübarek Filistin topraklarında şehit edilişinin yıldönümü oluşudur. Perşembe günü büyük lider ve bu ümmetin kahramanlarından olan Adnan el-Ğul’un şehit edilişinin yıldönümüydü. Onlar Allah için cihat eden, küçük yaştan itibaren tüfek taşıyan, Filistin içinde ve dışında dolaşıp tekrar oraya dönerek işgale karşı savaş ve cihat yürüyüşüne devam eden Filistin kahramanlarıdır. Siyonistlerin alçak uçakları hain bir suikast operasyonunda onun hayatına son verdi. Ahmet Yasin, Dr. Abdulaziz Rantisi, mühendis İsmail Ebu Şeneb, Dr. İbrahim Makadime, Şeyh Salah Şahade, Şeyh Nizar Reyyan, Şeyh Said Sıyam, Şeyh Cemal Selim, Cemal Mansur ve Şeyh Abdullah el-Kavasime’yi de öldürdüler. Merhum Yaser Arafat’ı kuşatma altına aldılar, Filistinli direniş liderlerini öldürdüler ve bunu yaparken de bu suikastların direnişe, cihada ve iradeye son vereceğini zannettiler. Ama her defasında fedakârlığını ortaya koyan bu yüce halk yığınların altından çıkıp bu acı olayları direniş ve cihadın bu topraklarda yeniden şahlanma noktası haline getiriyordu.

Bunlar acı ama aziz yıldönümleridir. Bizler büyük liderleri anıyoruz ama bu yolu seçenlerin önlerinde zafer ya da şehadet gibi iki güzel karşılık olması bize yetiyor.

İkinci olay ise Filistinli esirlerle dayanışma için cumartesi günü Gazze’de düzenlenen uluslar arası konferanstır. Ambargo altındaki Gazze, sayıları 8 bini bulan uluslararası Filistinli esirlere destek konferansına ev sahipliği yapıyor. Bu esirlerden bazısı 30 seneyi aşkın bir zamandır işgal hapishanelerinde ömür çürütüyor. Allah bu kafilenin konferansın düzenlenmesiyle eş zamanlı gerçekleşmesini takdir etti. Onların bu konferansa katılmaları esir ve Filistin davasını Arap ve İslam boyutunu gösteriyor. Esirler ve esir yakınlarına, bu toprakları müdafaa eden esirlere büyük bir mesaj veriyor. Bu Filistin halkı için çok büyük anlamlar taşıyor. Bu nedenle rabbani takdir bu kafilenin gelişinin şehadetin yıldönümü ve esirlerin direnişiyle eş zamanlı olması yönündeydi. Bizler Batı sömürüsüne karşı cihad ve direniş tecrübesine girmiş bir ümmete aidiz. Bu sömürge ve işgale maruz kalmamış hiçbir Arap ülkesi yoktur. Ama bu ülkeler sömürüye karşı durmuş, direnmiş, mücadele etmiş, bağımsızlık ve özgürlük yolunda binlerce şehit vermiştir. Bu ülkelerin sayısı çoktur şimdi onları zikretmek istemiyorum. Ama bu cihad ve direniş ümmetidir, zillet ve aşağılanmayı reddeder, işgalci tarafından köleleştirilmeyi kabul etmez. Bu nedenle bu mübarek kafile şehitlerimizin ve esirlerimizin yıldönümleriyle eş zamanlı gerçekleşmiştir ve ambargoyu kırma yolunda atılan bir adımdır. Bizler emin adımlarla bağımsızlığa, özgürlüğe ve yurda dönüşe doğru ilerliyoruz.

Biz burada kafiledekileri övüyor, onlara duyduğumuz saygı, sevgi ve şükranlarımızı ifade ediyoruz. Burada kafilenin lideri George Gallaoway’ı unutmuyoruz. Gazze’yi seven ve Gazze’nin de onu sevdiği bu adam halen yaşamakta olan bir vicdanı temsil ediyor. Bu kafilenin başında olmasını istiyorduk. Allah’tan Filistin’e gelmek isteyen herkesin yolunu açmasını ve kolaylaştırmasını niyaz ediyoruz. Bizler bu kafiledeki bütün kardeşlerimizi ve Müslümanları övüyoruz, sizlerin göstermiş olduğunuz bu çabayla gurur duyuyoruz. Çünkü biz böyle bir kafilenin bir günde değil ancak böyle kutlu bir kalabalık ve ümmetin sizin gibi asil evlatlarının sürekli çabasıyla hazırlanacağını biliyoruz. Bu insanlar yurtlarını, ailelerini ve evlerini 30 günden fazla bir zaman için terk edip geliyorlar ve beraberlerinde bu sevgiyi, şefkati ve yardımı getiriyorlar. Bizler Filistin’deki kardeşlerimize yapılan bu yardım için tekrar teşekkür ediyoruz. Hoşgeldiniz dileklerimizi, sevgimizi ve takdirimizi tekrar dile getiriyoruz. Biz hareket ettiğiniz ilk andan itibaren bir ülkeden diğerine geçerken, karada, havada ve denizde sizleri takip ediyoruz. Çok büyük sabır gösterdiniz. Bu Allah’ın bir hikmetidir. Bir amacınız vardı ve bu amacı gerçekleştirdiniz. Zorluğa sabrettiniz, çileye sabrettiniz, şartlara sabrettiniz ve bu amaç gerçekleşti. Allah’tan sizinle birlikte Aksa’da, özgür ve başımız dik olarak namaz kılmayı nasip etmesini istiyorum.

Allah’ım! Müminleri, hayatta olanlarını ve ölmüşlerini bağışla, sen işitensin, dualara icabet edersin. Allah’ım! Bize yol gösterecek birisini gönder, her darlıkta bir rahatlık, her dertte bir felah, her zorlukta bir kolaylık ihsan eyle. Allah’ım! Bizi artır eksiltme, bize ver mahrum etme, aziz eyle zelil eyleme, bizimle beraber ol bize karşı olma, bizi muzaffer eyle mağlup etme. İslam’ı muzaffer, Müslümanları aziz eyle, hak kelimesini yücelt, cihad eden askerlerini destekle, düşmanlarına karşı bize mücizelerini göster ey gökyüzünde ve yeryüzünde hiçbir şeyin aciz bırakamayacağı rabbim. (Âmin) Bunu söylüyor ve hepimiz için bağışlanma diliyorum. Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu.

Filistin Başbakanı İsmail Heniyye'nin 22.10.2010 tarihli Cuma hutbesinin tam metni, Gülşen Topçu tarafından İsrahaber için tercüm edildi.


 
Üst