İslamoğlunun Cennet Ve Cehennem Hakındaki Fitne Sözleri

mahmud enes

Doçent
Katılım
24 Nis 2010
Mesajlar
708
Tepkime puanı
42
Puanları
0
بِسمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحيِم

Âyetler Gaybı Taşlamıyor! Cehennem Sonsuzdur!

Bilerek veya bilmeyerek, hak görüşleri temelinden sarsmayı âdet hâline getirenler, bir türlü başarılı olamamıştır. Yüzyıllardır çürütülmüş olmalarına rağmen, aynı iddiaların borazanlığını yapacak birileri mutlaka olmuştur.Nedense son asırlarda sesleri daha fazla yükselmiş, hakîkatin savunucularının sessizli*ğinden istifâde etmeye çalışarak meydanı boş zannedip dalmışlardır.

Ehl-i Sünnet müdâfîleri de makāle, dergi, internet ve diğer iletişim vâsıtalarıyla onlara her zaman hak ettikleri cevâbı vermişlerdir.

Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi mer*hum, cehennem azâbının ebedî olmadığını savunan Kazan lı Mûsâ Cârullah Bigiyef e karşı “Yeni İslam Müctehidlerinin Kıymet-i İlmiyyesi” ismiyle yayımlamış olduğu reddiyesinde bu konuyu son derece güzel açıklamış ve muârızına tutunacak hiçbir şüphe bırakmamıştır.

Yine Takiyyüddîn Ali b. Abdilkâfî es-Sübkî “el-İtibâr bi Bekāi l-Cenneti ve’n-Nâr” isimli eserinde, "el-Emîr" diye bilinen Muhammed b. İsmail es-Sanânî de “Refu l-Estâr li-İbtâli Edilleti l-Kāilîne bi Fenâi n-Nâr” isimli eserinde, İbni Teymiyye ve İbnul-Kayyim in cehennem azâbının ebedî olmadığı yönündeki görüşlerini çürüten ve inkâra mahal bırakmayacak şekilde hak görüşü ispat eden deliller getirmişlerdir.

İbnü’l-Kayyim’in kitabı gibi, ona reddiye mâhiyetinde yazılan bu kitaplar da mevcuttur.Ne var ki cehennem azâbının ebedî olduğu konusunda şüphe uyandırmakta sakınca görmeyen İslamoğlu, keşke İbnü’l-Kayyim’in kitabına gösterdiği ilgiyi ilmî emânet adına bu kitaplara da gösterseydi.

İslamoğlu’nun kendisine sorulan bir soruya web sitesinde[1] verdiği cevâbı aynen aktarıyoruz.


1.
"Cennet cehennem yok olacaktır" görüşü benim görüşüm değildir. Bir
Kur an talebesi olarak Kur an’daki "huld" ve "ebed" kelimelerini
tahlil ettim. Cennet ve Cehennemin ebediliğinin nasıl anlaşıldığını
sahabenin olayı nasıl yorumladığını söyledim. Hz. Ebubekir in, Hz.
Ömer in, Hz. Abdullah b. Mes ud başta olmak üzere birçok güzide
sahabinin bu konudaki günümüz yaygın kanaatinin aksine olan
görüşlerini serdettim. Cehennemin sonsuz olmadığını söylediklerini
naklettim. Buna da İbnu’l-Kayyım el-Cevziyyenin yazdığı Hadi l-Ervah
İla Biladi l-Efrah adlı eserini kaynak gösterdim. Bu eser Arapça
olarak piyasada var. Her yerde satılıyor. Bakmak isteyen açıp bakar.
İbnu’l-Kayyım ın ilmi yetkinliğinin derecesini siz bilmezseniz bilen
birine sorabilirsiniz.

Siz yanlış adrese kızıyorsunuz. Hz. Ebubekir e, Hz. Ömer e, Hz. Abdullah
b. Mes ud a kızmanız, onlara hesap sormanız lazım. Onlara hesap
sormanız gerekirken bana hesap sormanız adil değildir. Hak değildir.
Zulümdür. ALLAH razı olmaz.

2.
Bakara suresinde Cennet ve nar’ın ilk geçtiği yerde bu konudaki farklı
görüşleri bir müfessirin ilim namusu gereği zikrettim. Bir önceki
kasette/CD de başkalarının görüşünü naklettim. Bir sonraki derste kendi
görüşümü naklettim. O da şuydu: cennet ve cehennemin zamanı gaybi
bir konudur. Bu konuda konuşmak ğaybı taşlamaktır. Bunu ALLAH bilir.
Bize düşen cehennemden sakınmak cenneti hak etmektir.


Evet, İslamoğlu’nun hezeyanları burada sona erdi.

Meselenin daha güzel anlaşılabilmesi için; evvelâ İslamoğlu’nun ve İbnü’l-Kayyim’in bâtıl görüşlerini nakledelim, sonra hak görüşün ne olduğunu anlatalım,
tâ ki delillerin kimi ne kadar desteklediği anlaşılsın.

Şunu baştan söyleyelim: Cehennem var oldukça kâfirlerin oradan çıkmayacağı İbnü’l-Kayyim dâhil tüm İslam âlimlerince söz birliğiyle sâbittir. Hiçbir şekilde
hiçbir görüşü kabul edilmemiş ve bâtıl mezheb olduğuna ittifak edilmiş Cehmiyye mezhebi’nin kurucusu el-Cehm b. Safvân’dan başka “Fenâ-i cennet ve nâr (cennet-cehennemin yok olacağı)” görüşünü savunan olmamıştır.

Cehennem yok olmadan kâfirlerin oradan çıkacağını ise hiçbir âlim, hattâ el-Cehm b. Safvân dahî söylememiştir.

Şimdi makālemizin temelini oluşturan üç görüşü beyân edelim:

a) Ehl-i Sünnet’in ve diğer mezheplere mensup olan Müslümanların ekseriyeti:
Cennet ve cehennem ebedîdir. İçindekiler de orada ebedi
kalacaklardır. Kalbinde zerre miktarı îman olan cehennemden çıkıp cennete girecektir. Kâfirler ise aslâ cennete giremezler ve cehennemden çıkartılmazlar.

b) İbnü’l-Kayyim: Cehennem var olduğu müddetçe kâfirler orada ebedî kalacaklardır. Ancak gün gelecek cehennem yok olacaktır ve içindekiler cehennemden cennete taşınacaktır

c) İslamoğlu: Cennet ve cehennemin zamânı gaybî bir konudur. Bu konuda konuşmak ğaybı taşlamaktır. Bunu Allâh bilir. Şunu da söyleyelim ki; İslamoğlu, naklettiğimiz cevâbında “Cennet cehennem yok olacaktır, görüşü benim görüşüm değildir.”sözü ile İbni Kayyim’in görüşünü kastediyorsa bu bir anlama hatâsıdır.

Zîrâ İbni Kayyim sâdece cehennemin son bulacağını söylüyor.

İslamoğlu kendisine sorulan soruya verdiği cevabının sonlarına doğru, soran kişiye:

“Eğer Kur an a, Sünnete, Sahabe kavillerine, İslam’ın ana kaynaklarını kendi dilinden okuyup yorumlayacak ve karşılaştıracak bir bilgiye sahip âlimseniz, yapacağınız tek şey vardır: gösterdiğim kaynağı açıp oradan naklettiğim bilgilerin doğru nakledilip etmediğini kontrol etmek. İşte bunu yapsaydınız ve benim oradan yanlış, yalan, eksik ve çarpık naklettiğimi tesbit etseydiniz; Ben,sizi tebrik eder, size dua eder, sizin elinizi öperdim”. diyor.

Biz de gösterdiği kaynağa bakınca gördük ki, görüşünü dayandırdığı sahabeden Ebû Bekr (Radıyallâhu Anh)a ait böyle bir görüş, ne onun kaynak verdiği İbnü’l-Kayyim’in kitabında, ne de başka bir yerde mevcut değildir. Şu halde “bana demediğimi, dedin diyorlar” ve “iftira ediyorlar” diyen kendisi,kendisini vasıflasın!

Ayrıca,bir kitapta var diye, zayıf-sahih ayırmadan ve rivâyetlerin mânâlarının ne olduğunu anlamadan her görülen nakledilemez.

İslamoğlu’nun,bâtıl görüşüne delil olarak diğer sahabeden yaptığı nakillerin gerçekte ne mânâya geldiğini ise makālemizin ilerleyen bölümlerinde göreceğiz.

A) EHL-İ SÜNNET’İN VE DİĞER MEZHEPLERE MENSUP OLAN MÜSLÜMANLARIN EKSERİYETİNİN GÖRÜŞÜ

Bu görüşe âit delilleri dört maddede zikredeceğiz.

1) Cehennemin sonsuz olduğunu açıkça söyleyen âyet-i celîleler:

Eğer İbnü’l-Kayyim’in

“C*hennem devam ettiği müddet kâfirler oradan çıkmayacak, ama gün gelip cehennem son bulacak” şeklindeki görüşü doğru olsaydı, azâbın devamlılıkla vasıflanmaması gerekirdi. Zîrâ cehennem son bulunca hâliyle azap da son bulur. Oysaki Allâh-u Teâlâ onların azapta devamlı kalacaklarını birçok âyet-i kerîmesinde beyân etmekte*dir. Bunlardan bir kısmını zikredecek olursak:

إِنَّ الْمُجْرِمِينَ فِي عَذَابِ جَهَنَّمَ خَالِدُونَ لَا يُفَتَّرُ عَنْهُمْ وَهُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ

“Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklar. Azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde kurtuluştan ümit kesmişlerdir.” (Zühruf Sûresi:74–75)

إِنَّ اللّٰهَ لَعَنَ الْكَافِرِينَ وَأَعَدَّ لَهُمْ سَعِيرًا خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا لَا يَجِدُونَ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا

“Şu muhakkak ki, Allâh kâfirleri rahmetinden kovmuş ve onlara çılgın bir ateş hazırlamıştır. (Onlar) orada ebedî kalırlar ve ne bir dost bulabilirler, ne de bir yardımcı.” (Ahzâb Sûresi:64–65)

وَمَنْ يَعْصِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَإِنَّ لَهُ نَارَ جَهَنَّمَخَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا

“Allâh a ve peygamberine kim karşı gelirse ona, içinde sonsuz ve temelli kalınacak cehennem ateşi vardır.” (Cinn Sûresi:23)

يُرِيدُونَ أَنْ يَخْرُجُوا مِنَ النَّارِ وَمَا هُمْ بِخَارِجِينَ مِنْهَا وَلَهُمْ عَذَابٌ مُقِيمٌ

“Ateşten çıkmak isterler, fakat onlar oradan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bir azap vardır.” (Mâide Sûresi:37)


وَالَّذِينَ كَفَرُوا لَهُمْ نَارُ جَهَنَّمَ لَا يُقْضَى عَلَيْهِمْ
فَيَمُوتُوا وَلَا يُخَفَّفُ عَنْهُمْ مِنْ عَذَابِهَا كَذٰلِكَ نَجْزِي
كُلَّ كَفُورٍ

“İnkâr edenlere de cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler,cehennem azâbı da onlara biraz olsun hafifletilmez. İşte Biz, küfürde ileri giden her nankörü böyle cezâlandırırız.” (Fâtır Sûresi:36)


وَأَمَّا الَّذِينَ فَسَقُوا فَمَأْوَاهُمُ النَّارُ كُلَّمَا أَرَادُوا
أَنْ يَخْرُجُوا مِنْهَا أُعِيدُوا فِيهَا وَقِيلَ لَهُمْ ذُوقُوا عَذَابَ
النَّارِ الَّذِي كُنْتُمْ بِهِ تُكَذِّبُونَ

“Ama (kâfir olan) fâsıkların barınakları ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde oraya geri çevrilirler ve kendilerine: “Haydi tadın o ateşin yalanlayıp durduğunuz azâbını!” denir. (Secde Sûresi:20)

Görüldüğügibi âyetler cehennemin sonsuz olduğunu bildirmekle birlikte, azâbın devamlı ve elemli olduğunu da açıkça söylemektedir. Yine cehennemin ebedîliğini bildiren birçok âyetten bir kaçı şöyledir:

بَلٰى مَنْ كَسَبَ سَيِّئَةً وَأَحَاطَتْ بِهِ خَطِيئَتُهُ فَأُولٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ

“Hayır!Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa işte o kimseler cehennemliktirler. Onlar orada devamlı kalırlar.” (Bakara Sûresi:81)


إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَظَلَمُوا لَمْ يَكُنِ اللّٰهُ لِيَغْفِرَ
لَهُمْ وَلَا لِيَهْدِيَهُمْ طَرِيقًا إِلَّا طَرِيقَ جَهَنَّمَ
خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًاوَكَانَ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَسِيرًا

“İnkâr edip zulmedenleri Allâh aslâ bağışlayacak değildir. Cehennem yolundan başka bir yola çıkaracak da değildir. Onların iletilecekleri tek yol cehennem yoludur. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Bunu yapmak Allâh için pek kolaydır.” (Nisa Sûresi:(168–169)


إِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ حَصَبُ جَهَنَّمَ
أَنْتُمْ لَهَا وَارِدُونَ لَوْ كَانَ هَؤُلَاءِ اٰلِهَةً مَا وَرَدُوهَا
وَكُلٌّ فِيهَا خَالِدُونَ

“Siz ve Allâh’ın dışında taptığınız şeyler cehennem yakıtısınız. Siz oraya gireceksiniz. Eğer onlar birer tanrı olsaardı oraya (cehenneme) girmezlerdi. Hâlbuki hepsi orada ebedî kalacaklardır.” (Enbiyâ Sûresi:98–99)

2) Cehennemin Sonsuz Olduğunu Açıkça Söyleyen Hadîs-i Şerîfler:

Ebû Hureyre (Radı‎yallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Resûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُعَنِ
النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: «مَنْ تَرَدّٰى مِنْ
جَبَلٍ فَقَتَلَ نَفْسَهُ فَهُوَ فِي نَارِ جَهَنَّمَ يَتَرَدَّى فِيهِ
خَالِدًا مُخَلَّدًا فِيهَا أَبَدًا. وَمَنْ تَحَسّٰى سُمًّا فَقَتَلَ
نَفْسَهُ فَسَمُّهُ فِي يَدِهِ يَتَحَسَّاهُ فِي نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدًا
مُخَلَّدًا فِيهَا أَبَدًا. وَمَنْ قَتَلَ نَفْسَهُ بِحَدِيدَةٍ
فَحَدِيدَتُهُ فِي يَدِهِ يَجَأُ بِهَا فِي بَطْنِهِ فِي نَارِ جَهَنَّمَ
خَالِدًا مُخَلَّدًا فِيهَا أَبَدًا.»

“Her kim bir dağdan yuvarlanır da kendini öldürürse o da cehennem ateşinde ebedî ve dâimî olarak yuvarlanacaktır.

Her kim zehir içer de kendini öldürürse o kimse de, zehrini cehennem ateşinde ebedî ve dâimî kalarak içecektir. Her kim kendini bir demir parçasıyla öldürürse, demiri elinde, onu karnına saplar bir hâlde cehennem ateşinde ebedî ve dâim olarak kalacaktır. (Buhârî, Tıbb:55, 5442, 5/2179; Müslim, Îman:47 no:109, 1/103-104)

عَنْ أَبِي سَعِيدٍ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَقَالَ
رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «يُجَاءُ بِالْمَوْتِ
يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَأَنَّهُ كَبْشٌ أَمْلَحُ فَيُوقَفُ بَيْنَ
الْجَنَّةِ وَالنَّارِ فَيُقَالُ يَا أَهْلَ الْجَنَّةِ هَلْ تَعْرِفُونَ
هٰذَا فَيَشْرَئِبُّونَ وَيَنْظُرُونَ وَيَقُولُونَ نَعَمْ هَذَا
الْمَوْتُ قَالَ وَيُقَالُ يَا أَهْلَ النَّارِ هَلْ تَعْرِفُونَ هٰذَا
قَالَ فَيَشْرَئِبُّونَ وَيَنْظُرُونَ وَيَقُولُونَ نَعَمْ هٰذَا
الْمَوْتُ قَالَ فَيُؤْمَرُ بِهِ فَيُذْبَحُ قَالَ ثُمَّ يُقَالُ يَا
أَهْلَ الْجَنَّةِ خُلُودٌ فَلَا مَوْتَ وَيَا أَهْلَ النَّارِ خُلُودٌ
فَلَا مَوْتَ.»

Ebû Saîd el-Hudrî (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Kıyâmet günü (ehl-i cennet, cennete, cehennemlikler de cehenneme ayrıldıktan sonra) alaca bir koç sûretinde ölüm getirilecek.

Bir dellâl:Ey Cennet halkı!’diye bağıracak,cennettekiler hemen boyunlarını uzatıp başlarını kaldıracaklar ve bakacaklar. Dellâl:Bunu tanıyor musunuz?’ diye soracak. Ehl-i Cennet in hepsi onugörerek:Evet tanıyoruz, bu ölümdür’, diyecekler. Sonra dellâl:Ey Cehennem halkı!’, diye yüksek sesle seslenecek, onlar da boyunlarını uzatıp başlarını kaldırarak bakacaklar.

Dellâl:Bunu tanıyor musunuz?’ diye sorunca onlar da onu görerek:Evet tanıyoruz, bu ölümdür’, diyecekler. Ardından koyun sûretindeki ölüm (Cennet le Cehennem arasında) boğazlanacak. Sonra dellâl:Ey Cennet halkı! Cennette ebedî yaşayacaksınız, artık ölüm yoktur’. (Cehennem halkına da) Ey Cehennemlikler siz de karargâhınızda ebedîsiniz, size de ölüm yoktur!’ diyecek.” (Müslim,Kitâbü’l-Cennet:13, no:2849, 4/2188; Buhârî, Tefsîr:221, no:4453,
4/1760; Tirmi*zî, Kitâb-u Tefsîri’l-Kur’ân, Hadis no:3156)

Muâz b. Cebel (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir: Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) beni Yemen’e gönderdi. Oraya varınca halka şöyle dedim:

“Ey insanlar! Kuşkusuz ben size Rasûlüllâh tarafından gönderilmiş bir elçiyim. Muhakkak Allâh’a dönüş, cennet ya da cehennemden birine dönüştür. Bu dönüş ölümsüz olacak, oradan ayrılma olmayacak ve cesetlerinize ölüm sirâyet etmeyecek şekilde bir dönüştür.” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 852)

Daha birçok meşhur hadîs-i şerîf, kalbinde zerre îman bulunan kimsenin cehennemden çıkacağını, kâfirlerin ise ebediyyen çıkamayacağını bildirir.

Şefaatle ilgili tevâtür derecesine ulaşmış birçok hadis günahkâr mü’minlerin cehennemden çıkarılacaklarını açık bir şekilde ortaya koyar ve bu hüküm sâdece günahkâr Müslümanlara hastır.

Faraza kâfirler de cehennemden çıkacak olsalardı, onlar da günahkâr Müslümanlar gibi olurlardı ve şefaat hadislerinin hiçbir anlamı kalmazdı. Zîrâ herkes cehennemden çıkacaksa tahsisin ve Peygamberin şefaatinin ne anlamı ve önemi kalır ki!

Cehennemin sonsuz olduğuna dâir Sahâbe ve Tâbiîn’in icmâı (görüş birliği) vardır.

İbni Hazm, üzerinde icmâ bulunan meseleleri zikretmek maksadıyla kaleme aldığı “Merâtibu l-İcmâ” isimli eserinde "Bekā-i nar (cehennemin devamlı olması) meselesini de zikretmiş ve şöyle demiştir: “...Cehennemin hak olduğunda, buranın ebedî bir azap yurdu olduğunda, kendisinin ve içindekilerin sonsuz
ve ebedî olarak devam edip, fena bulmayacağında ittifak etmişlerdir…" (İbn Hazm, Merâtibu l-İcmâ , sh:268)

Bu esere “Nakdü Merâtibi l-İcmâ ” adıyla bir tenkit yazmış olan İbni Teymiyye bile, yukarıdaki satırlar hakkında tek kelime etmemiştir.(Ebu Bekir Sifil, İnkişaf Dergisindeki “İbn Teymiyye Ve İbnu l-Kayyım ın Cehennem in Ebediliği Meselesindeki Görüşünün Tesbiti”isimli makalesinden.)

Allâme Muhammed Zâhid el-Kevserî şöyle der: “İbni Hazm gibi icmâ meselelerinde son derece şiddetli davranıp her bir icmâı kabul etmeyen kişinin, kabul ettiği icma en yüksek mertebede bir icmâ olur.” (Muhammed Zahid el-Kevserî, Makalât; “Mes’elet’l-Hulud” 328)

Ehl-i Sünnet îtikādı; cennetin, cehennemin ve içindekilerin sonsuz olduğu,cehennem ehlinin azâbının hafifletilmeyeceği şeklindedir.

Bunda ihtilaf eden hiçbir Ehl-i Sünnet âlimi yoktur.

Sıraladığımız bu delillere daha birçoğunu eklemek mümkündür.

B) İBNÜ’L-KAYYİM’İN GÖRÜŞÜNÜN TUTARSIZLIĞI:

İbnü’l-Kayyim’in görüşü: “Cehennem var olduğu müddetçe kâfirler orada ebedî kala*caklardır.

Ancak gün gelecek cehennem yok o*lacak- tır. İçindekiler cehennemden cennete taşı*nacak- tır.” şeklindedir.

İbnü’l-Kayyim’in zikrettiği âyetlere gelince; o bu dâvâsını desteklediğini zannettiği üç âyet zikretmiştir ki bunlar sırayla şöyledir:

فَأَمَّا الَّذِينَ شَقُوا فَفِي النَّارِ لَهُمْ فِيهَا زَفِيرٌ وَشَهِيقٌ خَالِدِينَ فِيهَمَا دَامَتِ السَّمَوَاتُ وَالْأَرْضُ إِلَّا مَا شَاءَ رَبُّكَإِنَّ رَبَّكَ فَعَّالٌ لِمَا يُرِيدُ

“Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onların (öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki!

Onlar orada gökler ve yer durdukça sürekli kalacaklardır. Ancak Rabbinin dilediği süre başka; çünkü Rabbin, dilediğini yapandır.”(Hûd Sûresi:106-107)


وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ جَمِيعًا يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ قَدِ
اسْتَكْثَرْتُمْ مِنَ الْإِنْسِ وَقَالَ أَوْلِيَاؤُهُمْ مِنَ الْإِنْسِ
رَبَّنَا اسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍ وَبَلَغْنَا أَجَلَنَا الَّذِي
أَجَّلْتَ لَنَا قَالَ النَّارُ مَثْوَاكُمْ خَالِدِينَ فِيهَا إِلَّا مَا
شَاءَ اللَّهُ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌ

“Allâh, onların hepsini bir araya topladığı gün:Ey cinler (şeytanlar) topluluğu! Siz insanlarla çok uğraştınız’ buyurur. Onların, insanlardan olan dostları ise:Ey RABBİMiz! (Biz)birbirimizden yararlandık ve bize verdiğin sürenin sonuna ulaştık derler. ALLAH da:ALLAH ın dilediği hariç, içinde ebedî kalacağınız yer ateştir. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.’buyurur.”(Enâm Sûresi:128)

لَابِثِينَ فِيهَا أَحْقَابًا

“Hukublar (uzun süreler) boyunca orada kalacaklardır.”(Nebe Sûresi:23)

İstikamet.eu
 
Üst