İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı | Genel Özellikleri

efruz

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ağu 2009
Mesajlar
5,170
Tepkime puanı
735
Puanları
0
Konum
İstanbuL
İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı



Türkler, yerleşik hayata geçmeden önce atlı-göçebe medeniyeti denilen bir medeniyet tarzı içinde yaşamaktaydı. Adından da anlaşılacağı gibi, bu medeniyet tarzında atın önemli bir yeri vardır. At, ehil hayvanlar içinde en hızlısıdır. Türkler, ehlîleştirdikleri atlarla akıncılık yapmışlar, çiftçilikle uğraşan kavimler üzerinde üstünlük sağlamışlardır. Divânü Lûgati't-Türk'te yer alan "Kuş kanadı ile Türk atı ile." ata sözü, atın Türklerin hayatında oynadığı rolü çok güzel anlatır.

At, eski Türklerde binek hayvanı olması yanında aynı zamanda yiyecek, içecek ve giyecek kaynağı olmuştur. Bu ihtiyaçlarını karşılamak için at sürüleri besleyen Türkler, yaylak ve kışlak hayatı yaşamak zorunda kalmışlardır.

Türkler, geçimlerini sağlamak için akıncılığı bir meslek hâline getirmişlerdir. Akıncılığın en önemli iki silâhı ok ve yaydır. Bunları kullanmakta çok usta olan Türkler, akıncılık dışında avcılık ile bu maharetlerini geliştiriyorlardı. Sonuç olarak atçılık, avcılık ve akıncılık, atlı-göçebe medeniyetinin temelini oluşturuyordu. Bu hayat tarzı, kuvvetli, cesaretli avcı ve akıncı tipini gerekli kılıyordu. Türk destanlarındaki kahramanlar, bu medeniyetin hayat anlayışını ve ideal insan tipini temsil ederler. Destan kahramanlarının hayatlarına hâkim olan ve şahsiyetlerini şekillendiren, bu medeniyet tarzının temel değerleridir. İslâmiyet öncesindeki edebî eserleri değerlendirirken, toplumun bu özelliklerini göz önünde bulundurmak gerekmektedir.


Genel Özellikleri


a) İslâmiyet öncesindeki Türk edebiyatı yabancı etkilerden uzak bir edebiyattır.
b) Dil, saf Türkçe olup, yabancı kelime yok denecek kadar azdır.
c) Edebiyat, atlı göçebe hayatının özelliklerini yansıtır.
d) Eserler, genellikle anonimdir; pek azının sahipleri bilinmektedir.
e) Eserlerin tamamında milletin ortak duygu ve düşünceleri hâkimdir.
f) Nazım birimi genellikle dörtlüktür. Dörtlüklerin kafiye şeması aaab şeklindedir.
g) Şiirde hece vezni ve daha çok yarım kafiye kullanılmıştır.
h) En eski eserlerde bile işlenmiş bir dil ve edebî üslûp görülür. Bu durum, bilinenlerden daha eski metinlerin olduğunu düşündürmektedir.
i) Yiğitlik, yurt ve tabiat sevgisi, büyüklere saygı, işlenen başlıca temalardır.


GEÇİŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ


Türkler X. yüzyılda İslâmiyeti kabul ettikten sonra Türk dili ve edebiyatında değişiklikler görülür.
İslâmî devir Türk edebiyatının ilk ürünleri XI ve XII. yüzyıllarda ortaya çıkar. Bunlardan ilki, Karahanlı Devleti zamanında Hakaniye Türkçesi ile yazılmış olan Yusuf Has Hâcib'in Kutadgu Bilig'idir. Aynı yüzyılda yazılmış bulunan Kâşgarlı Mahmut'un Divânü Lûgati't-Türk'ü de İslâmî devir Türk edebiyatının ilk ürünlerindendir. Bu eserler arasına XIII. yüzyılın başında Yüknekli Edip Ahmet'in kaleme aldığı Atabetü'l-Hakâyık'ı da katmak gerekir.

XII. yüzyılda Orta Asya'da Ahmet Yesevî ve Hakim Süleyman Ata, dinî-tasavvufî halk şiirinin ilk güzel örneklerini vermişlerdir.

İlk İslâmî eserlerin meydana getirildiği bu yüzyıllarda edebiyatın her alanında bir ikilik bulunmaktadır. Bu da, geçiş döneminin bir özelliğidir.


Genel Özellikleri


a) Türk edebiyatı bu yüzyıllarda bir geçiş dönemi yaşar. Bir yandan, eski edebiyat anlayışı sürdürülürken, öbür yandan yeni medeniyetin edebiyat anlayışına uygun eserler verilir.
b) Dilde Arapça ve Farsça kelimeler görülür.
c) Uygur alfabesi yanında, Arap alfabesi de kullanılır.
d) Şiirlerde, hem millî nazım birimi olan dörtlük, hem de yeni şiirin nazım birimi olan beyit kullanılmıştır.
e) Hece vezni ile birlikte aruz veznine yer verilmiştir.



HALK EDEBİYATI


a) Âşık edebiyatı şiir ağırlıklı bir edebiyattır.
b) Âşık veya saz şairi denilen sanatçılar tarafından daima müzik eşliğinde söylenir.
c) Âşıklar, bu edebiyatın mensur kısmını oluşturan halk hikâyelerinin oluşumu, gelişimi ve aktarılmasında da önemli rol oynarlar.
d) Şiirde nazım birimi dörtlüktür.
e) Koşma, semâî gibi nazım şekilleri ile güzelleme, koçaklama, ağıt ve taşlama türlerinde şiirler yazılmıştır.
f) Yaygın olarak hece ölçüsü kullanılmıştır.
g) Klâsik edebiyatın etkisiyle, aruz ölçüsü ve beyitlerden oluşan divan, kalenderî gibi nazım şekilleri de kullanılmıştır.
h) Âşık edebiyatı doğaçlamaya (irtical) dayanır. Âşıklar, eserlerini bir ön hazırlık olmaksızın, doğrudan sözlü olarak meydana getirirler.
ı) Söylendikleri, yaşatıldıkları devir ve çevrenin yaygın Türkçesi kullanılmıştır.
j) Dinî-tasavvufî edebiyatın etkisinde kalmıştır.
 

efruz

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ağu 2009
Mesajlar
5,170
Tepkime puanı
735
Puanları
0
Konum
İstanbuL
İslamiyet Öncesi Sözlü Türk Edebiyatı



Sözlü Türk Edebiyatı, Türklerin henüz yazıyı kullanmadıkları dönemdeki edebiyattır. Bu dönem edebiyatı sözlü olarak üretilmiş ve kulaktan kulağa yayılarak varlığını sürdürmüştür. Bu dönemde edebiyatımızı Şamanizm, Manihaizm, Budizm gibi dinler etkilemiştir.



Sözlü Dönemin Özellikleri


1."kopuz" adı verilen sazla dile getirilmiştir.
2.Ölçü olarak ulusal ölçümüz olan "hece ölçüsü" kullanılmıştır.
3.Nazım birimi "dörtlük" tür.
4.Dönemine göre ayrı bir dili vardır.
5.Dizelere genel olarak yarım uyak hakimdir.
6.Daha çok doğa, aşk ve ölüm konuları işlenmiştir.
7.Bu döneme yönelik elimizdeki en eski kaynak Kaşgarlı Mahmut'un "Divan-ı Lügat-it Türk" adlı eseridir.
8.Bu dönem ürünleri anonimdir.
9.Avcı ve göçebe toplumun dinsel törenlerinden doğmuştur.
10.Anlatım söze dayanmaktadır.
11.Şiir ağırlıklıdır.
12.Uyak düzeni aaab,cccb,dddb dir.



Dönemin Ürünleri


1.Koşuk: Sığır denilen sürek avlarında söylenen şiirlerdir Konusu daha çok doğa, aşk, şavaş ve yiğitliktir. Bu tür daha sonra halk edebiyatında koşma adıyla anılmıştır.

2.Sav: Dönemin özlü sözleridir. Bugünkü atasözlerinin ilk biçimi niteliğindedir.

3.Sagu: "Yuğ" adı verilen ölüm törenlerinde ölen kişinin erdemlerini ve onun ölümünden duyulan hüznü,acı,üzüntüyü dile getiren şiirlerdir.

4.Destan: Toplumu derinden etkileyen olaylar sonucunda halk arasında kendiliğinden oluşan uzun nazım türüdür.


Sözlü Dönem Destanlarının Özellikleri


1.Toplumun ortak görüşleri yansıtılmıştır.
2.Olağanüstü özellikler bulunmaktadır.
3.Önemli kişiler han, kral gibi seçkin kişilerden veya toplumun kabullendiği bir kahramandan ibarettir.
4.Söyleyiş milli dil tarzındadır.
5.Oldukça uzun yazılardır.
6.Milli nazım ölçüsü kullanılmıştır.
7.Konuları bakımından savaş, deprem, yangın, mizah, ünlü kişilerin yaşamları şeklinde gruplandırma yapmak mümkündür.


Türk Destanları


Destanlarımız yazıya geçirilmedikleri için bugün bunların ancak konularını bilmekteyiz. Bunları da İran, Çin ve Arap kaynaklarından öğreniyoruz.


Saka Devri Destanları



• Alp Er Tunga Destanı: Türk-İran savaşlarında Alp Er Tunga’nın yiğitliklerini ve bu savaşları anlatır.
• Şu Destanı: İskender’le Türkler arasındaki savaşı ve Türk hakanı Şu’nun kahramanlıklarını anlatır.


Hun Devri Destanları


• Oğuz Destanı:Hun hükümdarı Oğuz(Mete)'un Orta Asya'da Türk birliğini nasıl kurduğu anlatılır.Bu destanın Uygurca yazılmş bir kopyası Paris'tedir.


Göktürk Destanları


• Bozkurt Destanı: Göktürklerin dişi bir kurttan türeyişini anlatır.
• Ergenekon Destanı: Bir savaşta yenilen ve Ergenekon’a kaçan Türklerin orada bir demir dağı eritip intikamlarını almalarını anlatır.


Uygur Devri Destanları


• Türeyiş Destanı: Uygurların bir erkek kurttan türeyişini anlatır.
• Göç Destanı: Uygur Türklerinin anayurtlarından göçünü anlatır.


Destan Türleri


Destanlar oluşumları bakımından iki grupta incelenebilir.


Doğal Destanlar


Halk arasında ortaya çıkan anonim ürünlerdir. Bunlar genellikle daha sonra bir şair tarafından derlenip düzenlenmiştir. Bu türe örnek olarak şu destanları sıralayabiliriz.

• İliada, Odysseia, Yunanlıların (Homeros)
• Kalevala, Finlilerin
• Nibelungen, Almanların
• Ramayana,Mahabarata, Hintlilerin
• El Cid, İspanyolların
• Chanson de Roland, Fransızların
• Gılgamış, Sümerlerin
• Şehname, İranlıların
• İgor, Rusların
• Şinto, Japonların


Yapma (Suni) Destanlar


Bir olayın doğal destana benzetilerek bir şairce destanlaştırılmasıdır. Yapma destan örneği olarak şunları sıralayabiliriz:

• Virgilius, Aeneit
• Dante, İlahi Komedi
• Tasso, Kurtarılmış Kudüs
• Milton, Kaybedilmiş (Kaybolmuş) Cennet
• Firdevsi, Şehnâme
• Aristo, Çılgın Orlando
• Camoens, Os Lusiadas

Türklerin Yapay Destanları

• Kuvay-ı Milliye Destanı : Nazım Hikmet
• Üç Şehitler Destanı : Fazıl Hüsnü Dağlarca
• Çanakkale Destanı: Mehmet Akif Ersoy
• Genç Osman Destanı: Kayıkçı Kul Mustafa
• Selçukname: Yazıcıoğlu Ali
 
Üst