İslamda yönetim şekli nedir?

islamda yönetim şekli nedir?

  • padişahlık

    Oy: 0 0.0%
  • krallık

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    38

abdulahad

Üye
Katılım
24 May 2007
Mesajlar
12
Tepkime puanı
1
Puanları
0
s.a. resül s.a.v. şöyle buyurdu ; islamın düğümleri tek tek çözülecek , ilk dügüm yönetim son dügüm namaz olacak....

belki unutulan unutturulan ve farzların tacı olan yönetim islamda nedir?
 

sinezan

Paylaşımcı
Katılım
5 May 2007
Mesajlar
119
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
her yönetim şekli,adı ne olursa olsun,mutlaka ki eksiklikleri olacaktır.
çünkü bunları insanlar ortaya çıkarmıştır.
ve şu gerçek vardır:Rab yarattığı şeyin neye ihtiyacı olduğunu,duygularını,düşüncelerini,hislerini,neyin onun için iyi olacağını yarattığından iyi bilecektir.

bu yüzden kim ne derse desin,en güzel yönetim Allah'ın hükümlerine göre yönetimdir.
bazı şeyler insanlara kötü gözüksede,sonuç itibarı ile bunlar da güzeldir.

örnekler verelim:mesela hırsızlıkta el kesme cezası.
bu cezanın verilebilmesi için belirli şartlar vardır,ancak bunlar olunca el kesilebilinir.
sonra kim elinin kesilmesini isteyebilir ve bu işe kalkışır?
oysa günümüzdeki cezalar caydırıcı değil,aksine teşvik edicidir.
zira görmekteyiz hırsızlığın her geçen gün arttığını.
hem düşünüyorum islami kurallar tam olarak uygulansa hırsızlık yapacak kişi kalır mı?
osmanlıyı düşünelim,sadaka ağaçlarında aylarca kalan paraları.

sonra recm cezası:bunun içinde bazı şartlar var ve bunlar olmadığı sürece bu ceza uygulanamaz.
ve unutmayalım Efednimiz zamanında sadece 2 veya 3 (emin değilim) bu ceza uygulanmış ve bu işi yapanlar kendileri ısrar etmişler bu cezanın uygulanması için.
ama beşeri sistemde görüyoruz,cezayı bırakın,teşvikleri ve sonuçları.
soyu sopu belirsiz nesil,yıkılan yuvalar,güvensizlik,mıutsuzluk.

son olarak diyorum ki Rab bizim için ne iyi ne kötü herkesten iyi biliyor.
her müslümanın görevi Allah'ın kanunlarının uygulanacağı bir devleti kurmak olmalıdır.
buda küt diye olmayacaktır.
ilk önce kendimizi çok iyi yetiştirmeliyiz,Efendimizn ahlakı ile ahlaklanmalıyız,sonra da Allah'ın kanunlarını tüm kalbiyle isteyen insanları yetiştirmeliyiz.
 

sinezan

Paylaşımcı
Katılım
5 May 2007
Mesajlar
119
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
şıklar eklenmiş.
rica etsem bu şıkları açar mısnız?
 

Masmavi_

Paylaşımcı
Katılım
14 Ara 2006
Mesajlar
199
Tepkime puanı
0
Puanları
0
islam her devre hitap eden bir din olarak belli bir yönetim şekli dayatmaz. Her topluluğun kendine göre ihtiyaçları vardır ve yönetim şekillerini kendileri seçerler. Bu konuda kur anda bir yönetim şekli belirtilmemiştir.
 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
Sonra seni de bu emirden bir şeriat üzerine kıldık; öyleyse sen ona uy ve
bilmeyenlerin heva (istek ve tutku)larına uyma. casiye-18

Musa aleyhisselamla beraber bir tek isa aleyhisselam hariç oda yeterli bir vakit dünyada kalmadı)yönetime tabi olmuşlar hüküm getirmişler kral olmuşlar...
Allah'ın ahkamının dünyada uygulayıcıları olmuşlardır
efendimizde bizzat islam devletini oluşturmuş tatbik etmiştir
kulluk salt kulun rabbi ile münasebetinden ibaret değildir. toplum içersinde içtimai hayatın her alanında görülmesi gereken bir haldir
mesela hicretten sonra 7 sene içersinde 63 ordu hazırlayan efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem 20 den fazlasına komutanlık etmiştir
kalplere indirgenmiş değil güneşin doğup battığı her yerde insanların kuladeğil rabblerine kulluk etmelerinin önündeki engelleri kaldırmaya azm etmiş bir dinin ilki idi o
ala külli hal islam bir yönetim şekli lafzını kullanmadıysada şeriatı alenen beli etmiş ve istemiştir
 

sefere_niyet

Asistan
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
288
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
ala külli hal islam bir yönetim şekli lafzını kullanmadıysada şeriatı alenen beli etmiş ve istemiştir

Allah (cc) razı olsun kardeşim. Bu alıntıladığım hariç, katılıyorum. Şanlı Rasul (sav) yönetim şekli lafzını kullanmıştır.

Müslim, Ebu Hazim'den şu hadisi rivayet eder: "Hişam b. Urve ve Ebu Salih, Ebu Hureyre'den o da Rasulullah'tan şunu rivayet etmiştir:

"Ebu Hüreyre ile beş sene beraber bulundum. Bana Rasulullah (s.a.v.)'den şunu işittiğini söyledi:"İsrail oğulları Nebîler tarafından siyaset (idare) edilirdi. Bir Nebî öldüğünde onu bir diğeri takip ederdi. Benden sonra artık Nebî yoktur. Ancak bir çok Halifeler olacaktır.” Oradakiler dediler ki: “Bu durumda bize ne emredersin?” Dedi ki: “İlk biat edilene vefakar olun ve ona karşı olan görevlerinizi yerine getirin. Muhakkak ki Allah size karşı görevlerini yerine getirip getirmediklerini onlardan soracaktır.”Buhari, 3196; Müslim, 3429; Ahmed b. Hanbel, 7619


Bişr İbni Ubeydullah El Hadrami, Ebu İdris El Hulani'nin Huzeyfe İbn El Yeman'dan şu hadisi işittiğini rivayet etmişti: "İnsanlar Rasulullah (s.a.v)'e hayır hakkında soruyorlardı. Fakat ben, bana dokunmasından korkarak şer hakkında soruyordum. Dedim ki; "Ya Rasulullah biz cahiliye ve şer içindeydik, Allah'u Teâla bize bu hayrı getirdi. Peki bu hayırdan sonra şer var mı?" Dedi ki; "Evet, fakat içinde karışıklık ve şer var". Dedim ki; "O karışıklık nedir?" Dedi ki; "Bir takım insanlar benim gösterdiğim yolun (hidayetin) dışında benim sünnetimin tersine ümmeti idare edecekler. Onları bileceksiniz ve onları kabul etmeyeceksiniz." Dedim ki; Bu hayırdan sonra şer var mı?" Dedi ki; "Evet. Cehennemin kapılarında davetçiler olacaktır. Kim onlara uyarsa onu cehenneme atacaktır" Dedim ki; "Ya Rasulullah, bize onları tarif et? Dedi ki; Onlar bizim milletimizden (dinimizden) insanlardır. Bizim aziz duygularımızla seslenerek) bizim dilimizle konuşurlar" Dedim ki; "Bunların zamanı bana yetişirse bana ne emredersiniz?" Dedi ki; "Müslümanların cemaatından ve Halifesinden ayrılmazsın" Dedim ki; "Eğer müslümanların cemaatı ve Halifesi yoksa" Dedi ki; "O zaman bütün cehenneme davet edenlerden uzak dur. Velev ki bir ağacın köklerini ısırıp kalsan da ölüm sana gelinceye kadar o durum üzere kal." (Buhari Fiten-12, Tecrid C. 9 S. 297 H. No: 1471)

İmam Muslim, Said el-Hudri (r.a.)’den Peygamber (s.a.v.) şöyle dediğini rivayet etti: “İki halifeye biat edildiğinde, ikincisini öldürün!” [Muslim, İmaret 3444]

İmam Ahmed İbn Hanbel, Huzeyfe(ra)’den Allah Rasulü (sav)’in şöyle rivayet etti: Efendimiz (s.a.v.) şöyle: “Peygamberlik Allah’ın dilediği zamana kadar aranızda kalacak, sonra Allah dilediğinde onu kaldıracak. Sonra Allah’ın dilediği zamana kadar aranızda, Peygamberlik metodu üzere bir Raşidi Hilafet olacak. Sonra Allah dilediğinde onu kaldıracak. Daha sonra Allah’ın dilediği zamana kadar aranızda, ısırıcı krallık (liderlik) dönemi olacak. Sonra Allah dilediğinde onu da kaldıracak. Daha sonra Allah’ın dilediği zamana kadar aranızda, zorba diktatörlük olacak. Sonra Allah dilediğinde onu da kaldıracak. Daha sonra aranızda Peygamberlik metodu üzerinde, (yeniden) bir Raşidi Hilafet olacak” dedi ve sustu. [İmam Ahmed, Musned, 4/273]
 

abdulahad

Üye
Katılım
24 May 2007
Mesajlar
12
Tepkime puanı
1
Puanları
0
kardeşim size mantıklı gelen birbaşkasına mantıklı gelmeyebilir....

zaten ölçü mantık olursa her kafadan bir ses çıkar...

bizim için ölçü kuran ve sünnet olmalıdır....

acaba cumhuriyet islamdaki yönetim şeklimidir? evetse deliliniz nedir ?????
 

mustafa

Profesör
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
1,972
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
Ankara
kardeşim size mantıklı gelen birbaşkasına mantıklı gelmeyebilir....

zaten ölçü mantık olursa her kafadan bir ses çıkar...

bizim için ölçü kuran ve sünnet olmalıdır....

acaba cumhuriyet islamdaki yönetim şeklimidir? evetse deliliniz nedir ?????

Ben görüşümü belirtirken Kuran Ve sünneti göz önünde bulundurdum. Mantıklı derken bunlara binaendi.
 

mustafa

Profesör
Katılım
8 Haz 2006
Mesajlar
1,972
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
Ankara
kardeşim hakkınızı helal ediniz

peki deliliniz ?

İslamiyetin akıl dini olması. yetiyor bence. Günümüz cumhuriyetinin tek eksiği demokratik olması. Bunu istersek Kuran ve Sünnete dayandırabiliriz. Benim düşüncelerim böyle. Özün de Sünnet Ve Kuran olan hiç bir yönetimden zarar gelmez...
 

abdulahad

Üye
Katılım
24 May 2007
Mesajlar
12
Tepkime puanı
1
Puanları
0
islam cumhuriyeti diye bir yönetim olamaz ki !!!!

resül s.a.v. in kurdugu devlet ve cennet ile müjdelenen ashab Hilafet yönetimini tatbik etmişlerdir... ve islamda tek yönetim şekli Hilafettir...şeri deliller bunu gösterir ............
 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
İslam'ın kabul ettiği tek yönetim şekli vardır.
"Adalet"

Gerisi laf kalabalığıdır bize göre...
 

abdulahad

Üye
Katılım
24 May 2007
Mesajlar
12
Tepkime puanı
1
Puanları
0
reis kardeşim
adalet yönetim şekli değildir....
hz. Ömer halifedir ve Hilafet ile yönetmiştir ve onun yönetiminden adalet vardır... bunun nedeni anayasa ve kanunun islamdan olmasından dolayıdır...
hz ebu bekr, ömer,ali, osman hep halifedirler ve hilafet ile yönetmişlerdir... tüm ashab bu konuda ittifak etmiştir...hiç bir sahabe buna itiraz etmemiştir....

hakkınızı helal edin.....
 

reis

Kıdemli Üye
Katılım
15 Eki 2006
Mesajlar
10,901
Tepkime puanı
414
Puanları
0
Konum
Karadeniz
Pekala, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali'den sonrası için ne diyeceğiz...
Onlardan sonra Adalet ile yönetilen ve Hilafet olmayan yerler yok mu..?

Ünlü bir Prof. bir aralar günümüz için;
"Dünyanın bütün Anayasalarını inceledim. İslam'ın adalet anlayışına en yakın Anayasa Almanya Anayasasıdır" demişti.

Bu tespit doğru ise netceğuk..?

İslam'dan olmayan yönetimler adil olamazlar mı..?
Olamazlarsa Hazreti Peygamber'in henüz Müslüman olmayan Habeş Kralı Necaşi için kullandığı "Adil Kral" deyimi bir anlam ifade eder mi..?

Hakkımız var mı ki Helal edelim..! :)
 

abdulahad

Üye
Katılım
24 May 2007
Mesajlar
12
Tepkime puanı
1
Puanları
0
s.a. kardeşim
dört halifeden sonrada halifeler vardı ve onlarda hilafet sistemini tatbik ettiler...
ancak bazı halifeler yönetimde yanlış hatalı uygulamalar yaptılar.. zaten hiç bir yönetim ilahi değildir... insanlar yöneticidir hatalar olabilir ancak günümüzdeki gibi yada almanyadaki gibi yönetimin hakimiyetin beşere verildiği sistemlerde herşeyde adaletsizlik vardır.... ama hilafetin oldugu dönemlerde hep ölçü islam olmuş ama yanlış tatbikatta olmuştur... onun için müslümanlar 13. asır lider ümmet olmuştur...

adalet ALLAHIN HÜKMÜNE BAĞLANMAKTIR... eğitimde Allahı ögretmek adalettir, yönetimde Allahı hükmeden hakim kabul etmek adalettir, cezada Allahın hükmünü uygulamak adalettir, ekonomide islam nizamına baglanmak adalettir, ictimai hayatta islama uymak adalettir vs....... yoksa prf... dediği adalet değildir... Allah adil olanları sever adaletli olmamaızı ister yani Ona uymamızı emreder yoksa almanyadan bugünkü yönetimden Allah razı değildir çünkü adalet yoktur...zaten kimse bugün türkiyede adaletin oldugunuda düşünmez....

habeş kralı ve diğerleri hep yukardaki tanıma girer kardeşim... habeş kralı müslümanları koruma ve dinlerini yaşama konusunda adaletli oldugu için resül s.a.v. adil kral demiştir....

Resül devlet başkanı olduğunda ve sahabiler ve sonraki yöneticiler hep adaletli olmuşlar şeriatı tatbik etmişlerdir...........

Allaha emanet olunuz........
 

abdulahad

Üye
Katılım
24 May 2007
Mesajlar
12
Tepkime puanı
1
Puanları
0
HİLAFET HAKKINDA ALİMLERİN GÖRÜŞLERİ islamdevleti.org 11 Ağustos 2007 Cumartesi İmam Kurtubi Bakara suresi 30.uncu (Muhakkak ki; Ben yeryüzünde bir Halife yaratacağım) ayetinin tefsirinde şöyle dedi:
Bu ayet bir İmam veya bir Halife'nin seçiminde bir kaynaktır. Kelime onunla birleşik geldiği için; o işitilir ve ona itaat edilir. Hilafet Ahkamı onunla tatbik edilir ve buradaki farziyet hakkında Mutezili olan el-Asam dışında, ne imamlar arasında ne de ümmet arasında bir ihtilaf yoktur. [Tefsir-ul Kurtubi, 1/264]
İmam Kurtubi şöyle yine dedi: Hilafet diğer sütunların kendisine dayandığı (asıl) sütundur.
İmam Nevevi de şöyle dedi: Halife seçmenin tüm müslümanlar üzerine farz olduğu konusunda icma (alimlerin ittifakı) vardır. [Şerh-u Sahih Muslim, 12/105]
İmam Gazali de Hilafetin kaybolmasının potansiyel sonuçlarını yazarken, şöyle dedi: Hakimler uzaklaştırılacak, Vilayet hükümsüz kılınacak .. bunların otoritedeki kararları icra edilmeyecek ve bütün insanlar, Haram sınırı üzerinde bulunacaktır. [el-İktisad fil İtikad, 240]
İmam İbn Teymiyye ise, şöyle dedi: İnsanlar üzerinde hükmeden makamın (Hilafet görevi) Dinin en büyük farzlarından biri olduğunu bilmek vaciptir. Aslında onsuz Din Müessesesi yoktur. Bu (görüş), el-Fadl İbn İyad, Ahmed bin Hanbel ve diğerleri gibi Selefin görüşüdür. (Siyaseh Şeriyyeh, Liderliğe bağlılığın farziyeti bölümü)
İmam Ebu'l Hasen el-Maverdi de şöyle dedi: İmamet (liderlik) Akdini yapmak, bütün ümmet üzerine, icmaen vaciptir. [el-Ahkamus Sultaniyyeh, 56]
İmam Ahmed ise, şöyle dedi: Müslümanların işlerini yürütecek bir İmam (Halife) olmadığında, fitne meydana gelir.
H.6.ıncı asrın ünlü alimlerinden Ebu Hafs Ömer en-Nesefi ise, şöyle dedi:
Müslümanlar, açık bir şekilde; Hududları (ceza sistemini) yürüten ve hükümleri icra eden, (devlet) sınırlarını savunan, orduları techiz eden, Zekatı toplayan, (devlete karşı) isyan edenleri, casusları ve haydutları cezalandıran, Cumayı ve iki bayramı ikame eden ve (Allah'ın) kulları arasında çıkan ihtilafları çözen, meşru haklar konusunda şahitlerin şahitliğini kabul eden, evlenen gençlere ve ailesi olmayan fakirlere veren ve ganimetleri dağıtan bir İmam'a (Halife'ye) sahip olmalıdırlar.
İmam el-Cuzeyri -ki, kendisi dört büyük mezhebin fıkhında uzmandır- dört imamın görüşlerini dikkate alarak şöyle demektedir: İmamlar (dört mezhebin imamları; Şafii, Hanefi, Maliki ve Hanbeli) -Allah onlara rahmet etsin- İmametin (Hilafetin) bir farz olduğu ve müslümanların Dinin hükümlerini tatbik eden ve zalimlere karşı haklarını veren bir İmam tayin etmelerinin vacip olduğu konusunda ittifak ettiler. [Fıkh'ul Mezahib'ul Erbaa (Dört Mezhebin Fıkhı) 5/416]
İmam el-Heysemi ise, şöyle dedi: Bilinmektedir ki; Sahabeler, Peygamberlik döneminin sona ermesinden sonra, İmam seçmenin vacip olduğu hususunda icma ettiler. Muhakkak ki onlar; Peygamber (s.a.v.)in defnedilmesini terkederek, Halife seçimine yönelmek suretiyle; bu farziyetin, diğer farziyetlerden daha önemli olduğunu gösterdiler. [Savaik'ul Harakah,17]
İmam eş-Şevkani Tefsir-ul Kur'an'il Azim adlı kitabının 2.nci cildinin, 215.inci sayfasında, şöyle yazmıştır: Bilinmesi İslam'dan zarurettir ki; İslam Müslümanların arasının bölünmesini ve topraklarının (birbirinden) ayrılmasını haram kılmıştır.
Şöhretli imam, Hasan el-Maverdi El-Ahkamu's Sultaniyye kitabının 9.uncu sayfasında, şöyle demektedir: Ümmetin aynı vakitte iki İmam'a (lidere) sahip olması, haramdır.
İmam en-Nevevi, Muğni el-Muhtac kitabının 4.üncü cildinin, 132.inci sayfasında şöyle demektedir: Araları uzak olsa ve dünyanın farklı yerlerinde bulunsalar bile, iki veya daha fazla İmam'a beyat vermek, caiz değildir.
İmam Nevevi ayrıca Şerh-u Sahih'il Muslim kitabının 12. bölümünde, sayfa 231'de şunu da bildirmektedir: Eğer aynı vakitte birinden sonra diğeri için iki beyat verilirse, birinci biat geçerlidir ve bu kabul edilmeli ve tatbik edilmelidir. Oysa ikinci beyat geçersizdir ve kabul edilmesi haramdır. Bu; alimlerin çoğunun doğru olan görüşüdür. Onlar tek bir vakitte, İslam toprakları ne kadar gelişmiş ve büyümüş olursa olsun, iki Halife tayin etmenin caiz olmadığını benimsemişlerdir.
İmam İbn Hazm el-Muhalla kitabının, 4.üncü cildinin, 360.ıncı sayfasında şöyle demektedir: Dünya üzerinde, bir İmam'dan fazlasının bulunması caiz değildir.
İmam el-Cuzeyri, Fıkh'ul Mezahib'ul Erbaa kitabının 5.inci cildinin, 416.ıncı sayfasında, dört imamın görüşlerini dikkate alarak şöyle demektedir: İster ittifak isterse ihtilaf olsun, Müslümanlar için dünyada iki İmam'ın var olması haramdır.
 

hamza-t

Üye
Katılım
7 Ağu 2007
Mesajlar
77
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
İslami cumhuriyeti bir bakıma anlarım. humeyniden örnek alırsak olabilir.
Peki demokratik cumhuriyet saçmalığına 2 oy verilmiş. Herhalde yanlışlık oldu. Yoksa latife olarak kabul edeceğim.
 
Üst