İslamcılıktan Liberallğe

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Türkiyede Yerli bir İslami düşünüşün inşası mümkünmü?

Bu topraklarda İslami düşünüş, iki asır öncesinden yerli vasfını kaybetmeye bailadı ve en nihayet bu asrın ilk çeyreğinde itibaren b vasfını alimle ve aydınlar düzeyinde iyiden iyiye yitirdi.Bilinçsiz sanılan halk , bilinçli sanılan aydınlardan da, alimlerdende çok daha ilerde.

Yetrlilik sorunu sadece İslamcıların değil, Türk solununda ve Türk sağınında sorunu!Sözgelimi Kemal Tahir, İdris Küçükömer gibi sol düşünürlerin, inşasına katkıda bulundukları çizginin maya tutması engellendi; Mete Tunçay'ın eleştirileri ise hep tedirginlikle karşılandı.

Cemil Meriç zaten barınamadı.Bugün Türk soluda , Türk sağıda yerli söylemin inşasından ümidini kesmiş ve bu istikamette yüzçevirmiş durumda.Çünkü yerliliklerini kaybettikleri nisbette varlıklarını sürdürebileceklerini biliyorlar.Çünkü kök salabilecekleri, tutunacakları topraklara doğru ilerlediklerinde hemen durduruluyorlar, yasak bölgelere girmeleri , yasaklanmış isimleri sahiplenmeleri engelleniyor.

Ne yazıkki, İslamcılarında hali-pürmelali de onların durumundan farklı değil.Çünkü İslamcılar yerli bir İslami düşünüşün imkanları üzerinde konuşamıyorlar.Nurculukta undan nasibini almıştır.Bediüüzamanda yerli bir dil bulan bu meşreb , daha sonrabazı engellemelerden geçtikten sonra, batı terminolojileriyle ifade edilmeye başlandı.Bediüzzmanın ''demokratlığı''ndan bahsedilmeye başlandı.

Onun ''sivil bir direniş'' sergilediği rejime, artık uyarlanma ameliyesi başlatıldı.Onun kullandığı islami istilahlar buharlaştırılıp, içi 'modern'' kelimelerle dolduruldu....

Ahmet cevdet Paşanın 'Tezakiri''ni, ''Maruzatı''nı duymamış olanların,Kamusu Felsefeyi veya Lugatçe-i Felsefeyi hatasız okuyamayanların, Elmalının Dibacesini bilmyenlerin , A'mak-ı Hayal'i kuşa çevirenlerin, Descartes, Kant, Locke, Hume.. gibi isimleri telaffuz ediyor olmalarını ciddiye alabilirmiyiz?

Hak Dili Kuran Dili adlı tefsirini sadeleştirildiği takdirde bile anlayamayanlarla(sadeleştirme fecaati bahsi diğer..)

, Mustafa kemalin Nutkunu aslından okuyamayanların arasında bir mahiyet farkı varmı?

Osmanlı deyince kimsenin aklına ''kardeş katli'' ve ''haremden'' başka bir şey gelmez oldu.Hele birde buna ''saltanat '' eleştirisi eklenince , bir çırpıda asrı saadete dönmek kolay oldu zannedildi.

İslamcılar sırtlarındaki küfeleri teker teker atıyorlardı siyasi olarak önce Emeviler, Abbasiler, sonra Selçuklular ve Osmanlılar atıldı.Fikri olarak içtihad kapısı açıldı.Ve mezhebler önce telfik, sonra tercih, nihayet takbihin konusu oldu.Önceden ''Kurana ve Sünnete göre'' ifadesi yerini ''Kur2ana göre'' ye aldı.Kısaca olan oldu...

80li yılların sonunda İslamcılar batının(solun) kavramlarıyla düşünür oldular.80'lerin devrimcilerinin yerini ''Liberal'' müslümanlar aldı. Ve fakat bu toprakların çocukları bir türlü kendileri olmayı beceremediler .Kendilerine olan güvenlerini kaybettiler.Kimisi AB. bir medeniyet projesidir'' , kimisi Kelimei Şehadetin rükünlerinin ayrı mütala edilebileceği, ehli kitabında cennete girme umudu'' olabileceği noktasına geldi...

Peki ne yapmalıyız.Merhum Akifin Darulfünundaki ilk dersinde

söylediği:'' Efendiler ! Burası bir Darulfünun değil, ben bir Darulfünun hocası değilim, sizlerde Darulfünun talebesi değilsiniz. İşte buradan başlayabiliriz'' dediği gibi ne olduğumuzu bilerek, ''Kahtı-Rical'' psikozuna girmeden, ''Keşfi -Kadimi' keşfetmek,yeni olanı ortaya koymaktan belki daha güç ve fakat hiç kimsenin kuşkusu olmasın çok daha asil bir çabadır.

Tarih bugüne kadar , kadim olanı keşfetmek için çaba sarfetmeyen hiçbir toplumun yeni bir şey ortaya koyabildiğine şahidlik etmedi..
 

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Yazı , Dücane Cündioğlu ile İttibaya aittir.Yani Anonim.
 
Üst