İslam Tasavvufu Kabala mı Diyordunuz?

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0


Sorumun cevabı basit,
a-) Kainat Allahın parçasıdır.
b_) Yoktan yaratılmıştır.

a şıkkı mı b şıkkı mı

anlayacağın haliyle tabiki, b...



O zaman sen tasavvufcu -vahdet-i vucudcu- değilsin.


anlayacağın haliyle, forumda kimse, bu dediğinden değil...


Gecen gün okudum ama cevap yazma fırsatım olmadı ve ziyadesiyle de güldüm =)

Ya hu tarikat ehlinin, tasavvufun kabul ettiği şeyleri kabul etmeyip de eleştirememelerini ve dahası muhatabına yerde sürüklenen kibirleriyle senin anladığın kadarıyla gibi ewlere şenlik yaklaşımları gerçekten trajıkomik =) kabul etmiyosan yanlışını da ortaya koymasını bileceksin, hayır niye kabul etmediklerini buna rağmen niye savunduklarını anlayan biri varsa lütfen çıksın ve anlatsın =) benim bu forumda samimi bulduğum tasavvuf ehli Dostundostu, muttaki ve yüzdebir'dir. Ki tasavvuf ve tarikat ayrımını da tekrar hatırlatalım.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
yüklediği anlamlara göre, en güzel cevap şekli bu ....ne yapalım, en basit ve yalın haliyle bile türkçeyi anlamakta zorluk çekilince...

her şey odur, ile her şey ondandır, cümlesi arasındaki fark kadar, her şey ondandır a yüklenen anlamlarda farklıdır....

hadi basit yazalım,,, bütün Müslümanlar, arkadaşın anladığı şey gibi inanıyoruz, oldu mu...
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
Gecen gün okudum ama cevap yazma fırsatım olmadı ve ziyadesiyle de güldüm =)

Ya hu tarikat ehlinin, tasavvufun kabul ettiği şeyleri kabul etmeyip de eleştirememelerini ve dahası muhatabına yerde sürüklenen kibirleriyle senin anladığın kadarıyla gibi ewlere şenlik yaklaşımları gerçekten trajıkomik =) kabul etmiyosan yanlışını da ortaya koymasını bileceksin, hayır niye kabul etmediklerini buna rağmen niye savunduklarını anlayan biri varsa lütfen çıksın ve anlatsın =) benim bu forumda samimi bulduğum tasavvuf ehli Dostundostu, muttaki ve yüzdebir'dir. Ki tasavvuf ve tarikat ayrımını da tekrar hatırlatalım.

verda teşekkür ederiz. fakat kavram karmaşası olduğu için
yazılanlara bakıyorduk fakat yazalım birşeyler. tasavvufta
kainata varlık nispet edilmez. insanın suretide kainat(unsur)
yönünden olduğu için suretide varlık sayılmaz.
varlık vücut demektir. o da ezelidir, kadimdir, değişmez.
herşeyin sebebidir hiçbirşey O'nun sebebi değildir.
yani tüm esmaların sahibi olan varlıktır. diğerleri eşyadır
bu sepeple kainat allahın ne parçasıdır, nede yoktan yaratılmıştır.
yok iken zuhur etmiştir. o da varlığın sebebi ile. yoktan kaynaklı değil.
konuyu toparlayalım derken iyicene karıştırmadık inşallah. selametle
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
yüklediği anlamlara göre, en güzel cevap şekli bu ....ne yapalım, en basit ve yalın haliyle bile türkçeyi anlamakta zorluk çekilince...

her şey odur, ile her şey ondandır, cümlesi arasındaki fark kadar, her şey ondandır a yüklenen anlamlarda farklıdır....

hadi basit yazalım,,, bütün Müslümanlar, arkadaşın anladığı şey gibi inanıyoruz, oldu mu...

Herşey O'dur : Hani Allah yaratan, gayri mahluk yaratılandı.

Herşey Ondandır : Hani O doğurmamış, doğrulmamış, ondan hiçbir şey sadır olmamıştı.

Yahu konu ulularınızı aklamaya gelince o yalın dediğiniz Türkçenin en yalın hali ile bile bir çobanın dahi anlayağı netlikte Allah'ın izah ettiklerini tevil yoluna gidiyorsunuz.

Herşey O ise siz tipik bir panteistsiniz, yok sadır oldu ise zerdüştten ne farkınız var.

Ki bu fikriyatlar İslâmdan çok çok önce kendi filozoflarını üretmiş akımlar.
Roma paganisminden, hakikati İsevi modelinden Arabinin neler iktibas ettiğini biraz araştıran herkes görür, bunlar atla deve değil.
Plato ( Eflatun) denen adamın kitapların getirilip İslam diyarlarında emevi-Abbasi halifelerinin tercüme ettirip bizim neden Yazan çizen filozofumuz yok demelerinden ibaret hepsi. İktibası bırak kopyala yapıştıra kadar varan zerdüşti ve paganist akımların etkileri var.
Bunu birazcık görüp ehlileştirmeye çalışan biri varsa o da Rabbani.
O da çöplüğün içinden cevher keşfetme payesi biçmiş kendine.

Size mi kaldı yok mahlukmuydu, bu ezelmiydi, bu kadim miydi?
Sahabenin din öğrenme methodu bu muydu? Ya da peygamberin tebliğ methodu?

Hiçbir zaman cevabını subuti olarak veremeyeceğiniz şeylerle neden Allah hakkında zan üretiyorsunuz.

Bir de gerinerek çok bilmiş mood larında takılıyorsunuz.

Bu zanlar Allah'ın huzurunda ancak yüzünüzü kızartır böyle biz havas gayri adem avam triplerine girmeyin.

Kur'anın neresindesiniz hayatınız ne kadar Allah'ın rol modeline uyuyor bunu konuşalım.
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
ya hu yahayy... herşey o'dur da desek herşey O'ndandır da desek senin dediğin
anlamlar çıkmıyor bizden. sen nasıl çıkarıyorsun. insan ı bir yere koyamıyorsun
ondan insan puzzle'ın tamamlayıcısı. yani panteizmi zerdüştü karıştırmakla
bir yere varamazsın. kuran dan maksat nedir biz insan olarak ne olmamız lazım
Allah'ın rol modeli ne? bunlar tasavvufsuz anlaşılamaz.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
ya hu yahayy... herşey o'dur da desek herşey O'ndandır da desek senin dediğin
anlamlar çıkmıyor bizden. sen nasıl çıkarıyorsun. insan ı bir yere koyamıyorsun
ondan insan puzzle'ın tamamlayıcısı. yani panteizmi zerdüştü karıştırmakla
bir yere varamazsın. kuran dan maksat nedir biz insan olarak ne olmamız lazım
Allah'ın rol modeli ne? bunlar tasavvufsuz anlaşılamaz.
Tasavvufsuz anlaşılmaz mı?
Neden Allah'ın terimlerinden farklı kavramların dayatması olmadan Allah bulunamıyormuş, bu bildiğin kuruntu dostum.
Tasavvufa göre vucud ezeldir diyen sen değil miydin, nerede kaldı yaratıcılık nerede Allah'ın ezeli oluşu.

Kainat ezelidir her oluş, tekamül yararılışın bir parçasıdır demek soft pantezim diyelim ama buna çıkıyor.

Allah'ın istediği rol modeli Kur'an ile belirleyemiyorsak biz dükkanı kapatalım gitsin, tasavvuf olmadan bu modele ulaşılamaz iddiasını şahsım adına Allah'a eksiklik izafe etmek ve hakaret olarak görüyorum kusura bakmayın.

İnsanlar kuruntularla oyalanıyorlar vakıa bu.
1000 yıl düşünseniz evet budur diyemeyeceğiniz alanlarla uğraşmak habidat amal'dan başka bir şey değil.
Çünkü mükellef olduğumuz konular bunlar değil, Allah'ın bize kapalı tuttuğu alanları hangi mantıkla yüklene yüklene aşacağınızı sanıyorsunuz. Bir milyon yıl geçse en kuvvetli iddia zandan öte gitmez.
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
Tasavvufsuz anlaşılmaz mı?
Neden Allah'ın terimlerinden farklı kavramların dayatması olmadan Allah bulunamıyormuş, bu bildiğin kuruntu dostum.
Tasavvufa göre vucud ezeldir diyen sen değil miydin, nerede kaldı yaratıcılık nerede Allah'ın ezeli oluşu.

Kainat ezelidir her oluş, tekamül yararılışın bir parçasıdır demek soft pantezim diyelim ama buna çıkıyor.

Allah'ın istediği rol modeli Kur'an ile belirleyemiyorsak biz dükkanı kapatalım gitsin, tasavvuf olmadan bu modele ulaşılamaz iddiasını şahsım adına Allah'a eksiklik izafe etmek ve hakaret olarak görüyorum kusura bakmayın.

İnsanlar kuruntularla oyalanıyorlar vakıa bu.
1000 yıl düşünseniz evet budur diyemeyeceğiniz alanlarla uğraşmak habidat amal'dan başka bir şey değil.
Çünkü mükellef olduğumuzni konular bunlar değil, Allah'ın bize kapalı tuttuğu alanları hangi mantıkla yüklene yüklene aşacağınızı sanıyorsunuz. Bir milyon yıl geçse en kuvvetli iddia zandan öte gitmez.

yahayy dediğini anlıyorum. diyorsun ki ben bu işe ömrümü verdim.
bu iş ömürle ilgili değil ki. neden adem a.s. halife oldu. neden esmalar
talim olundu. bak esmalar talim olundu diyorum. işte kuran öğrenmek budur.
yoksa kitabı açıp okumak öğrenmek değildir. fatiha anahtar demek. kuranın
anahtarı olmazsa kuran anlaşılır mı? anahtar insan kuran ise varlığın esmalarıdır.
bunu anlayamayan ne dedi ben O'ndan üstünüm. işte ki o ana kadar o da
zannının peşinden gidiyor. biz ise atamız ademin izinden. olay bu kadar. selam ile
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul


yahayy dediğini anlıyorum. diyorsun ki ben bu işe ömrümü verdim.
bu iş ömürle ilgili değil ki. neden adem a.s. halife oldu. neden esmalar
talim olundu. bak esmalar talim olundu diyorum. işte kuran öğrenmek budur.
yoksa kitabı açıp okumak öğrenmek değildir. fatiha anahtar demek. kuranın
anahtarı olmazsa kuran anlaşılır mı? anahtar insan kuran ise varlığın esmalarıdır.
bunu anlayamayan ne dedi ben O'ndan üstünüm. işte ki o ana kadar o da
zannının peşinden gidiyor. biz ise atamız ademin izinden. olay bu kadar. selam ile

Ben de seni anlamamak için diretiyorum, yahut kendimi kapatıyorum sanma.
Kitap-Kur'an kavramlarında bütünlük kurma gereksinimi her insan için mevcut ve geçerli,
ama neden bu fiili Kur'ani kavramlarla açıklamak yerine adına tasavvuf demek zorundaymışız.

Kur'anda metafor anlatımlar, büyük zaman dilimlerini ufak kapsüllerin içine yerleştirme şeklinde methodlarla
Allah'ın zihinlere nüfuz etmek istediği bir takım hakikat esintileri yok demiyorum, bu durumu yadsımıyorum.

Ancak zemin kaymasına mahâl verebilecek şekilde bu işi kurumsallaştırıp,
şahıslar üzerine yıkarak, kutsamacılık moduna geçilmesine, bu anlatımlar paralelinde halisane niyetler ardına gizlenmiş,
süfli, basit ve insanlığın var oluşla birlikte içinde bulunan şirk hastalığını tetikler seviyeye getirilmesi tehlikesini
siz de gözardı etmeyin.
Etrafınızı bir gözlemleyin illa dile getirmeye gerek yok, buram buram ortak koşmadan
iman edememe hastalığına yakalanmış insanlar göreceksiniz, görüyorsunuz.

Önümüzde sahifeleri apaçık şekilde duran bir kainat kitabı,
bir o kadar derinliğe sahip, komplikle ve okunmaya layık insan gönülleri,
Algılarımızla içselleştirme yetisi verilmiş bu kitapların hepsi okunmaya layık ve bir o kadar gerekli.

Ancak temel bir mihenk taşı üzerinden yürümeli bunların tamamı.
Vahyin ışığını, hazzını, tatminini yaşamayan, özümsememiş birinin bunları vuracağı bir mihenk olmadığında,
zemini göremez, baktığında yansılamalar flu renkler, ve gri tonları görür.
Adı Paganist olur, Deist olur, Panteist olur, Agnostik olur çok önemli değil,
sonuç olarak vahiy doğrultusunda çıkarımlarını zemine oturtamadığın da Allah'ın istediği inanç modelinin dışında olacağı kesin.
Sonrasında ise vaadinden asla dönmeyecek Allah ile karşı karşıya gelecek, hakikati aramak tabiki güzel, değerli
ancak bize verilen kısmı kadarına iman etmek ile mükellefiz, bu gerçeği pas geçemeyiz.
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
senin önünde ancak bir meal var...

Haklısın evlerinde tefsir olanların durumlarını gördük, daha evindeki tefsirden haberin yok.
Konuşturma beni şimdi yahu...

Din Akaidi Kur'andan öğrenilir, kimsenin keşfine, aklına emanet edilmez, iman yalındır, Kur'an ile apaçıktır.
Çoban da olsan, ordinaryüs'te olsan o kitabın rahlesine oturacaksın akaid konularında,
kusura bakmayın kimse imanına karar vermek için sizin melek maskesi taktığınız baronların işkembe-i kübralarından keşif diye
uydurduklarına muhtaç değil, bilakis saptırmalarından emin olmak için fersah fersah kaçmalı.
Sen imanını süfli beşerlere, ahbarlara teslim etmiş olabilirsin lakin Allah'a teslim etmiş olanlara saygı göster.

Önünde Meâl varmış sadece, kuruntuya bakın siz :)
Ne zaman tefsir çalıştın en son, ne zaman bunu siyer ile birleştirdin, ne zaman bunu tarih ile birlikte bir komplike okumaya soktun.
Taberinin tefsirini daha evime sokmam diyen kimdi @abdullah birisi.
Tutacak dalınız yok, her tarafı ayrı dökülüyor.
Bir şeyler oturtmaya çalıştığınız hertürlü zemin uydurulmuş kaydırılmış, yalan dolan ve safsatafan ibaret.
Kendinizi gerçeğe öyle bir kapatmışsınız ki, hak namına bir şey duyduğunuzda şeytanın çığlıkları kadar yabancı geliyor size.
Bir silkin kendine gel ya hu,
gerçek nedir, hak nedir önce onun tanımını yap kendine.
Böyle büyük büyük alimlerimizin naklettiği hadisi şeriflere iman falan filan,
boş teneke tınılarını bırak.
İslam tarihinde efendin Cübbelinin bile yere göğe sığdıramadığı Taberi'yi tek kalemde sildin neden?
O anda çalişkiye tenakuza düştün değil mi?
Binlerce hadis nakleden, tefsir yazan ehli sünnetin kaynaklarından bir adam bunları nasıl söyler.

İroniksiniz vesselâm, şu adamlar ne söylediyse doğrudur diye bir inanç modeli olmaz yahu,
gerçeğin tahkikat gerektirdiğini bir anlayın artık.
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
Ben de seni anlamamak için diretiyorum, yahut kendimi kapatıyorum sanma.
Kitap-Kur'an kavramlarında bütünlük kurma gereksinimi her insan için mevcut ve geçerli,
ama neden bu fiili Kur'ani kavramlarla açıklamak yerine adına tasavvuf demek zorundaymışız.

Kur'anda metafor anlatımlar, büyük zaman dilimlerini ufak kapsüllerin içine yerleştirme şeklinde methodlarla
Allah'ın zihinlere nüfuz etmek istediği bir takım hakikat esintileri yok demiyorum, bu durumu yadsımıyorum.

Ancak zemin kaymasına mahâl verebilecek şekilde bu işi kurumsallaştırıp,
şahıslar üzerine yıkarak, kutsamacılık moduna geçilmesine, bu anlatımlar paralelinde halisane niyetler ardına gizlenmiş,
süfli, basit ve insanlığın var oluşla birlikte içinde bulunan şirk hastalığını tetikler seviyeye getirilmesi tehlikesini
siz de gözardı etmeyin.
Etrafınızı bir gözlemleyin illa dile getirmeye gerek yok, buram buram ortak koşmadan
iman edememe hastalığına yakalanmış insanlar göreceksiniz, görüyorsunuz.

Önümüzde sahifeleri apaçık şekilde duran bir kainat kitabı,
bir o kadar derinliğe sahip, komplikle ve okunmaya layık insan gönülleri,
Algılarımızla içselleştirme yetisi verilmiş bu kitapların hepsi okunmaya layık ve bir o kadar gerekli.

Ancak temel bir mihenk taşı üzerinden yürümeli bunların tamamı.
Vahyin ışığını, hazzını, tatminini yaşamayan, özümsememiş birinin bunları vuracağı bir mihenk olmadığında,
zemini göremez, baktığında yansılamalar flu renkler, ve gri tonları görür.
Adı Paganist olur, Deist olur, Panteist olur, Agnostik olur çok önemli değil,
sonuç olarak vahiy doğrultusunda çıkarımlarını zemine oturtamadığın da Allah'ın istediği inanç modelinin dışında olacağı kesin.
Sonrasında ise vaadinden asla dönmeyecek Allah ile karşı karşıya gelecek, hakikati aramak tabiki güzel, değerli
ancak bize verilen kısmı kadarına iman etmek ile mükellefiz, bu gerçeği pas geçemeyiz.

tamam sen tasavvuf deme ne dersen O'dur O. biz resülallahın
kurduğu ashabı suffa dan kaynaklı tasavvuf diyoruz.
efendimizin isimlerinden olan mustafa da aynı kökten geliyor.
arınmış saf demek.
ilk insan ne zaman yaratıldı.
zamanını ne sen söyleyebilirsin ne de ben.
fakat insan halk olunmadan evvel kuran var idi.
allah insanı kuranı öğreterek halk etti(bakınız rahman 1:3)
bunu kurana mahluk diyenlere söylüyoruz.
daha da söyleyeceğimiz şeyler var da susmak daha hayırlı.

sen sana verilen kadarına iman et. verilmeyeni inkar etme.
verilmeyeni inkar etmekle de mükellef değilsin.

bir şeyin aslı varsa taklidide vardır. buna engel olamazsın.

taklidi var diye aslını mı yok sayalım.

sen bize filmlerde aşka inanmıyorum diyen fakat aşkı buluncaya kadar ki rolleri hatırlatıyorsun. selam ile
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul


tamam sen tasavvuf deme ne dersen O'dur O. biz resülallahın
kurduğu ashabı suffa dan kaynaklı tasavvuf diyoruz.
efendimizin isimlerinden olan mustafa da aynı kökten geliyor.
arınmış saf demek.
ilk insan ne zaman yaratıldı.
zamanını ne sen söyleyebilirsin ne de ben.
fakat insan halk olunmadan evvel kuran var idi.
allah insanı kuranı öğreterek halk etti(bakınız rahman 1:3)
bunu kurana mahluk diyenlere söylüyoruz.
daha da söyleyeceğimiz şeyler var da susmak daha hayırlı.

sen sana verilen kadarına iman et. verilmeyeni inkar etme.
verilmeyeni inkar etmekle de mükellef değilsin.

bir şeyin aslı varsa taklidide vardır. buna engel olamazsın.

taklidi var diye aslını mı yok sayalım.

sen bize filmlerde aşka inanmıyorum diyen fakat aşkı buluncaya kadar ki rolleri hatırlatıyorsun. selam ile

Güzel kardeşim bir güzel yerden giriyorsun sonra,
sadece siyasi çatlaklara zemin açmak için üretilmiş mahluk mu değil mi oltasına takılıyorsun.
Ya hu siz hiç mi İslam tarihi, siyer okumuyor sunuz?
Bu oltanın neden atıldığını azıcık gözü iz'anı olan anlar.
Bu mu yani meselemiz Kur'an öncemi yaratıldı, yaratılmış mıydı?
Ne kadar gereksiz şeyler ya hu.
Kusura bakma güzel kardeşim başka yerleden bakıyoruz İslâma,
İşte kuruntularla oyalanıp aslı kaçırmak diye buna denir sanırım.

Ya hu bugün Resulullah gelsin yeniden ilk yapacağı şey tesbihi namazı hizaya sokmak değil,
aç yatan insan bırakmamak, sokakta yatan insan bırakmamak, fuhuş ile hayatını geçindirmek zorunda kalanları kurtarmak,
adalet sistemini yeniden inşa etmek olurdu.

İslâm pratik baş kaldırışlarla toplumun ezilmişini, başkaldıranlarını topladı yanına.
Peygamber
"Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb" derken, düşmanlık olsun diye değil,
kahrolsun Ebu Leheb'in kast sistemi, kahrolsun senin kurduğun batıl düzen diyerek insanların gönüllerine girdi.
İslam'ın tabi ki tefekkür yanı vardır ama pratiği post üzerinde uyuşup tesbih çekmek,
ben ezel miydim, kalu belâ da ne idim araştırması yapmak mıdır, emrettiği tefekkür.

Farklı açılardan bakıyoruz.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
Haklısın evlerinde tefsir olanların durumlarını gördük, daha evindeki tefsirden haberin yok.
Konuşturma beni şimdi yahu...

Din Akaidi Kur'andan öğrenilir, kimsenin keşfine, aklına emanet edilmez, iman yalındır, Kur'an ile apaçıktır.
Çoban da olsan, ordinaryüs'te olsan o kitabın rahlesine oturacaksın akaid konularında,
kusura bakmayın kimse imanına karar vermek için sizin melek maskesi taktığınız baronların işkembe-i kübralarından keşif diye
uydurduklarına muhtaç değil, bilakis saptırmalarından emin olmak için fersah fersah kaçmalı.
Sen imanını süfli beşerlere, ahbarlara teslim etmiş olabilirsin lakin Allah'a teslim etmiş olanlara saygı göster.

Önünde Meâl varmış sadece, kuruntuya bakın siz :)
Ne zaman tefsir çalıştın en son, ne zaman bunu siyer ile birleştirdin, ne zaman bunu tarih ile birlikte bir komplike okumaya soktun.
Taberinin tefsirini daha evime sokmam diyen kimdi @abdullah birisi.
Tutacak dalınız yok, her tarafı ayrı dökülüyor.
Bir şeyler oturtmaya çalıştığınız hertürlü zemin uydurulmuş kaydırılmış, yalan dolan ve safsatafan ibaret.
Kendinizi gerçeğe öyle bir kapatmışsınız ki, hak namına bir şey duyduğunuzda şeytanın çığlıkları kadar yabancı geliyor size.
Bir silkin kendine gel ya hu,
gerçek nedir, hak nedir önce onun tanımını yap kendine.
Böyle büyük büyük alimlerimizin naklettiği hadisi şeriflere iman falan filan,
boş teneke tınılarını bırak.
İslam tarihinde efendin Cübbelinin bile yere göğe sığdıramadığı Taberi'yi tek kalemde sildin neden?
O anda çalişkiye tenakuza düştün değil mi?
Binlerce hadis nakleden, tefsir yazan ehli sünnetin kaynaklarından bir adam bunları nasıl söyler.

İroniksiniz vesselâm, şu adamlar ne söylediyse doğrudur diye bir inanç modeli olmaz yahu,
gerçeğin tahkikat gerektirdiğini bir anlayın artık.

kısa söyleyeyim, sen uzun anla, ben o tefsiri, içerisinde o rivayetleri barındırdığı için, evimde tutmam dedim, Tefsir sahibi, her türlü rivayeti alır, kendi ilmince doğru olan budur diye ekler veya eklemez... kaldıki, bendeki tefsir, kısa olanmış, o rivayetler, bendeki tefsirde yok....biz, Tefsir sahibine, bir şey demedik, demem mümkünde değildir....Kaldıki, tefsir sahibi, o rivayetlere katılıyorda değil.....öyle değilmi... bizi, tenakuz içerisinde gösterme gayterin, kendi nefsini tatminden öne gitmez..... söylediğimizin her zaman arkasındayız..... hem sana ne oluyor, senin gibi, hadisi Şerifleri yalanyaların, rivayetlerle ne işi var...
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
....., tasavvuf ve tarikat ayrımını da tekrar hatırlatalım.
Tarikat yol demek, tasavvuf ise perennial (!) öğreti. İslam tasavvufunun tarikatları vardır. İslamın ise mezhepleri.

bu fikriyatlar İslâmdan çok çok önce kendi filozoflarını üretmiş akımlar.

Roma paganisminden, hakikati İsevi modelinden Arabinin neler iktibas ettiğini biraz araştıran herkes görür, bunlar atla deve değil.

Plato ( Eflatun) denen adamın kitapların getirilip İslam diyarlarında emevi-Abbasi halifelerinin tercüme ettirip bizim neden Yazan çizen filozofumuz yok demelerinden ibaret hepsi. İktibası bırak kopyala yapıştıra kadar varan zerdüşti ve paganist akımların etkileri var.
Perennial felsefenin ilkelerine göre farklı kültürlerde ve bölgelerde yaşayan insanlar gerçeklik, benlik, dünya ve mevcudiyetin anlamı ve amacı hakkında benzer kavrayışlara ve tecrübelere sahip olmuşlardır. Bu benzerlikler tüm dinlerin zeminini teşkil eden evrensel ilkelere işaret etmektedir. Kavrayışlar arasındaki farklılıklar beşeri kültürlerdeki farklılıktan kaynaklanır ve kültürel kayıtların ışığında açıklanır. Her peygambere farklı şeriat verilmeside kültür ve coğrafyayla ilintilidir. Hatta Tanrının ismi ve peygamberlere verilen ünvanlar dahi farklıdır. Dinde aslolan ne şeriattir, ne harftir, ne de dil. Aslolan TEVHİDTİR. Bu bağlamda farklı coğrafyalarda rastlanan ortak emareler aynı kaynağa dayanır. Bunlar içinde tahrif olan TEVHİD(eşi benzeri olmayan tekbir Allah inancı) olunca din tahrif olmuş oluyor. İslam'ın Hz. Âdem aleyhisselam'dan son peygamber Hz. Muahmmed aleyhisselatüvesselam'a kadar gelen güzergahını takip ederken TEVHİD üzerinden takip edin. Dinin niteliği tevhidtir. Başka medeniyetlerde adına filozof denilmesi, söyledikleri ve yazdıkları metinlerin Yunan veya Hint hançeresinden çıkması sizi yanıltmasın.

Antik Yunan filozoflarının hiç birisi pagan değildir. Bilerek konuşmak lazım. Bunların çoğu da paganizme karşı duruşları yüzünden ya idam edilmiş, ya zehirlenmiş veya zulüm görmüşlerdir.

Eflatun Devlet adlı eserinde Zeus ve anânesi sahte tanrılar için der ki ''bu ne biçim bir ilahi mekanizmadır ki karısı Zeusu aldatır, bacısı ona buna yilçiklenir, oğlu babasının kuyusunu kazar vesselam. Çocuklarımızı bu sahte ilahların masallarıyla mı büyüteceğiz''. Bu cesur eleştirileri yapanları paganizmle suçlamak yerine muvahhid bir ahlak sahibi; kalbine zikir verilen kişiler olarak nitelemek mümkündür. Kalbe zikir verilmesi de ilginç bir durum. Kur'an'da bu ifade çok geçiyor. Tefsirlerde ZİKİR VERİLME durumunu âlimlerimiz KİTAP VERİLME olarak açıklasalarda bu fakirin tefekküründe açılan pencereden ZİKRİN unutulan TEVHİD düsturunun hatırlatılması olduğudur. Çünkü bir ayette ''biz Salih'e de zikir verdik'' denilmektedir. Oysa Salih peygamber ne kitap ne de suhuf sahibidir. Kur'an'da geçen kalbe zikir verilme durumu, tamamen unutulan muvahhidliğin özel şahısların kalbine verilmesidir. Zira bu muvahhidlik unutulmuş, temsili kalmamışken nereden alacaklardı ki?! Elbette kalbe verilecek.. Bu bağlamda ''kıyamete kadar korunacak olan zikir'' tevhidin kendisidir, şeriat değil. Zira korunacak olan şey şeriat olsaydı şeriat adına 73 küsür fırka oluşmazdı. Dikkatle bakarsanız tevhidten ayrılan İslam'dan ayrılıyor ve ilginç bir mucize olarak müslümanlık iddiasında da bulunmuyorlar. Yani senin benim ''kafir'' demesine bile lüzum kalmıyor. İslamın korunmasını bu şekilde anlayın ve kendini müslüman olarak niteleyenlere de kafir demekten hicab edin inşallah. Şahsın ağzı kendine müslümanız diyorsa ona bunu zikri koruyan Allah dedirtiyor. Nokta..

Edit: Saidi Nursi'nin Mektubat'ında ilginç bir mektup vardır. İsa aleyhisselam'ın nüzûlünden bahseden bir mektup bu. Özetle diyor ki ''İsa aleyhisselam geldiğinde hristiyanlığın tevhid akidesini düzeltecek. Bu düzeldikten sonra İslam'a inkılap etmiş olacaklar. Onlara İsevî müslüman, bize de Muhammedî müslümanlar denilecek''.. Bana öyle geliyor ki Saidi Nursi bu fakirin yazdığı kadar cesur(!) olamamış (manyaklık bizde!), üstü kapalı olarak işaret etmiş. Demek istiyor ki teslis gidecek, tevhit gelecek; birtakım cahiliyyeler kaldırılacak, şeriatleri kısmi olarak kalacak ve bununla İslam dairesinde sayılacaklar (Allahu âlem). Lakin bu noktada belirtmek gerekir ki bugün diyalog adına ortada gezen serseriler bundan gafildir. Diyaloğu tevhit üzerinden yürütecekleri yerde Hz. Peygamberin nübüvvetini kabulle sınırlıyorlar. Böyle bir manyaklık olabilir mi? Meselenin özü ilk insandan bugüne kadar tevhidtir yahu! Allah'ın Kur'an'da Yahudi ve Hristiyanlara yönelttiği dalalet ve tahrifin tamamı tevhidin sakatlanması üzerinden yürür, şeriat üzerinden değil. Bizi biz yapan ayrıştırı özellik gene tevhit. Yeryüzünde tevhidi içinde barındıran başka hiçbir din yok. İslam'ın hak din olması buradan. Ne Edip Yüksel'in matematiği ne de başka bir şey. Tevhit, hep tevhit. Her peygamberle hatırlatılan tevhit. Bizim âlimlerimiz malesef bu tevhit dinamiğini işletemiyor. Diğer din mensuplarıyla girdikleri tebliği tevhit üzerinden yürütseler her akıl sahibi İslama gelir. Gel gör ki bunu yapacakları yere işi dışta görünen boya ve renklere bağlamışlar. Hatta bizim İslam adına yaşadığımız bütün iç bölünmelerin sebebi, tevhit zaviyesinden bakamayışımızdandır. Şeriatperestliği bırakalım artı. Zira bu zaviye fırkaları oluşturan zaviyedir. Müslüman hakperest olur, şeriati ise kendi hayatına düstur edinir. Müslümanın dünyaya açılacağı dava tevhidtir. Ecdadın Mehter marşında bile var bu ince ruh! Ne diyor: Yektir Allah, yektir Allah, yekktir Allah, İllallah. Necip Fazıl'ın ''kaybettiğimiz güneş'' dediği bu olsa gerek..
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
kısa söyleyeyim, sen uzun anla, ben o tefsiri, içerisinde o rivayetleri barındırdığı için, evimde tutmam dedim, Tefsir sahibi, her türlü rivayeti alır, kendi ilmince doğru olan budur diye ekler veya eklemez... kaldıki, bendeki tefsir, kısa olanmış, o rivayetler, bendeki tefsirde yok....biz, Tefsir sahibine, bir şey demedik, demem mümkünde değildir....Kaldıki, tefsir sahibi, o rivayetlere katılıyorda değil.....öyle değilmi... bizi, tenakuz içerisinde gösterme gayterin, kendi nefsini tatminden öne gitmez..... söylediğimizin her zaman arkasındayız..... hem sana ne oluyor, senin gibi, hadisi Şerifleri yalanyaların, rivayetlerle ne işi var...

Güldürme adamı, sizin inkar dediğiniz şey tahkikat.
Bir konu araştırdığımda o konu ile ilgili toplayabildiğin kadar veri senin muhakemene huccet olur elbette.
Sen asıl yalın tefsir okuyarak Kur'an okuduğunu mu sanıyordun.
Bilakis Razi okuduğunda bir İran'lı bundan ne anlar onu okuyorsun,
Maturidi okuduğunda bir Türk mantığı ile bundan ne çıkar onu okuyorsun, bunun onlarca bariz örneği var.
Kadın hakkında yorumlardan, toplum düzenine yerleşik hayat yorumlarına her türlü tevilatta bunları görürsün.

Bu tespitimi dikkate al, ben senin için söylüyorum.
Siz tahkik edene münkir diyorsunuz, bu mantıkla kesinlikle dini üzere
olduğunu iddia ettiğin İbrahim A.S'ı da, Resulullah A.S'da elinin tersi ile iter
muhafazakar ve bulunduğu yolu, yücelerini, sadatlarını, şefaatçilerini aklamaya çalışanların yanında
yer alırdın, kendini kandırma.

Sen de ben de neyin ne olduğunu biliyoruz.
 

müttaki

Profesör
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
2,775
Tepkime puanı
75
Puanları
48
Konum
istanbul
Güzel kardeşim bir güzel yerden giriyorsun sonra,
sadece siyasi çatlaklara zemin açmak için üretilmiş mahluk mu değil mi oltasına takılıyorsun.
Ya hu siz hiç mi İslam tarihi, siyer okumuyor sunuz?
Bu oltanın neden atıldığını azıcık gözü iz'anı olan anlar.
Bu mu yani meselemiz Kur'an öncemi yaratıldı, yaratılmış mıydı?
Ne kadar gereksiz şeyler ya hu.
Kusura bakma güzel kardeşim başka yerleden bakıyoruz İslâma,
İşte kuruntularla oyalanıp aslı kaçırmak diye buna denir sanırım.

Ya hu bugün Resulullah gelsin yeniden ilk yapacağı şey tesbihi namazı hizaya sokmak değil,
aç yatan insan bırakmamak, sokakta yatan insan bırakmamak, fuhuş ile hayatını geçindirmek zorunda kalanları kurtarmak,
adalet sistemini yeniden inşa etmek olurdu.

İslâm pratik baş kaldırışlarla toplumun ezilmişini, başkaldıranlarını topladı yanına.
Peygamber
"Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb" derken, düşmanlık olsun diye değil,
kahrolsun Ebu Leheb'in kast sistemi, kahrolsun senin kurduğun batıl düzen diyerek insanların gönüllerine girdi.
İslam'ın tabi ki tefekkür yanı vardır ama pratiği post üzerinde uyuşup tesbih çekmek,
ben ezel miydim, kalu belâ da ne idim araştırması yapmak mıdır, emrettiği tefekkür.

Farklı açılardan bakıyoruz.

yazdıklarını kimse inkar edemez. elbette bunlar önemli.
önemli olsada kökü kurutulamayacak sorunlar çünkü kökü yok.
yabani otlar gibi sürekli çıkıyor bizde ümmet olarak söküp temiz tutacağız
bahçemizi. sen evin bahçesi evin içinden daha önemli diyorsun.
evin içini nasıl temiz tutacağız... orası evimdir diyor allah. niye ev değilde bahçesi
senin için daha önemli. farkımız bu sen bahçeyi önceliyorsun biz evi.
evi öncelesekte bahçeyi yok sayamayız.
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
Güldürme adamı, sizin inkar dediğiniz şey tahkikat.
Bir konu araştırdığımda o konu ile ilgili toplayabildiğin kadar veri senin muhakemene huccet olur elbette.
Sen asıl yalın tefsir okuyarak Kur'an okuduğunu mu sanıyordun.
Bilakis Razi okuduğunda bir İran'lı bundan ne anlar onu okuyorsun,
Maturidi okuduğunda bir Türk mantığı ile bundan ne çıkar onu okuyorsun, bunun onlarca bariz örneği var.
Kadın hakkında yorumlardan, toplum düzenine yerleşik hayat yorumlarına her türlü tevilatta bunları görürsün.

Bu tespitimi dikkate al, ben senin için söylüyorum.
Siz tahkik edene münkir diyorsunuz, bu mantıkla kesinlikle dini üzere
olduğunu iddia ettiğin İbrahim A.S'ı da, Resulullah A.S'da elinin tersi ile iter
muhafazakar ve bulunduğu yolu, yücelerini, sadatlarını, şefaatçilerini aklamaya çalışanların yanında
yer alırdın, kendini kandırma.

Sen de ben de neyin ne olduğunu biliyoruz.

sende o kadar tahkikatın sonunda, hadisi şerifleri inkar etme yolunu buldun.... Allah, Ehli sünnet alimlerinden razı olsun,,, hazırlamışlar, önümüze koymuşlar...bana düşen ittiba etmek.... sen, tahkikata devam et, Hadisi Şeriflerden sonra ne gelir, ben söylemeyeyim,,,, gerçi ordada, kendini göstermişte neyse....
 

alı

Yeni
Katılım
12 Eki 2006
Mesajlar
1,784
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Kafama birsey takıldı şimdi...
Kabala islami tasavvuf tan esinlenmis ise Bakara süresi 102. ayette geçen Harut ve Marut adlı melek(veya Melik) ler kimlerin imtihanı olmuştur? Bu ayet Kabala ile ilgili değilse ne ile ilişkilidir? Ve ayette geçen kavim hangi kavimdir?
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
sende o kadar tahkikatın sonunda, hadisi şerifleri inkar etme yolunu buldun.... Allah, Ehli sünnet alimlerinden razı olsun,,, hazırlamışlar, önümüze koymuşlar...bana düşen ittiba etmek.... sen, tahkikata devam et, Hadisi Şeriflerden sonra ne gelir, ben söylemeyeyim,,,, gerçi ordada, kendini göstermişte neyse....

Ben sana senin deyimin ile senin inkar ettiğin,
evet evet senin inkar ettiğin 10 tane hadis şerif anında yazarım, inkarcılık bu ise.
Kendini kandırma.
 
Üst