..İslam DÜnyasi'nin Beklenen Bahari Ve TÜrkİye..

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
İSLAM DÜNYASI'NIN BEKLENEN BAHARI VE TÜRKİYE

Harun Yahya
Ahir zaman, "son dönem" anlamına gelir ve İslam kaynaklarına göre kıyamete yakın bir zamanda, Kuran ahlakının tüm dünya üzerinde hakim olacağı bir dönemi ifade eder. Bu dönemde insanların huzur ve güven içinde yaşayabilmeleri için gereken her türlü şart mevcut olacaktır. Önceki dönemlerde yaşanan her türlü sıkıntının yerini bolluk, bereket ve adalet alacaktır. Ahlaksızlıkların, sahtekarlıkların ve dejenerasyonun her türlüsü ortadan kalkacaktır. (www.harunyahya.org)

Bugün dünya üzerinde pek çok Müslümanın maruz kaldığı zulümlerin benzerleri, hatta çok daha şiddetlileri geçmişteki pek çok Müslüman topluluğun da başına gelmiştir. İnkarcıların önde gelenleri peygamberlere ve iman eden topluluklara acımasız işkenceler uygulamış, savunmasız insanları topraklarından sürmüş ve türlü tuzaklarla onları baskı altında tutmaya çalışmışlardır.

Bunun en açık örneklerinden biri Firavun'dur. Firavun çok ihtişamlı bir zenginlik ve bolluk içinde yaşarken, dönemin Müslümanları olan İsrailoğullarına çok büyük eziyetler yapmış, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmıştır. Allah, Firavun'un İsrailoğullarına yaptığı zulmü şu şekilde tarif eder:
"Sizi, dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı." (Bakara Suresi, 49)
Allah, bu ayette aynı zamanda çok önemli bir sırra da işaret etmektedir. Firavun'un yaptığı zulüm, iman edenler için Allah'tan bir deneme, bir imtihan vesilesidir. Aynı şekilde bugün de dünyanın dört bir yanında zulüm gören Müslümanları Rabbimiz denemeye tabi tutmaktadır.

Müslümanlar kararlılıklarıyla imtihan olurlar

Bu dünyaya Allah'ın rızasını kazanmak ve O'nun sonsuz cennet nimetlerine kavuşmak için gelen, bu yönde canla başla çaba harcayan bir Müslüman için tüm bu denemeler ahiret yurduna bir azık niteliğindedir. Sonsuz cennet nimetlerinin yanında çok kısa bir süre olan dünya hayatı boyunca yaşananlar iman edenler için birer ecirdir ve Allah katında inşallah çok üstün bir karşılığı olacaktır. Geçmişte pek çok Müslüman topluluğun başına benzer sıkıntıların gelmiş olması da iman edenler için bir ölçüdür. Allah, Kuran'da Bakara Suresi'nde şu şekilde bildirmektedir:
"Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'minlerle; "Allah'ın yardımı ne zaman?" diyordu. Dikkat edin. Şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır." (Bakara Suresi, 214)
Ayette de dikkat çekildiği gibi zorluk ve sıkıntı her dönemde iman edenler için bir deneme olmuş, ancak her zaman Allah, kullarına yardım etmiştir. Üstelik ayette de bildirildiği gibi bu yardım her zaman çok yakın olmuştur.

Bugün dünyanın dört bir yanındaki İslam topraklarında da iç karışıklıklar ve çatışmalar yaşanmaktadır. Savunmasız insanlar bombaların gölgesinde hayatlarını devam ettirmeye çalışmakta, çatışmalardan kaçanlar mülteci kamplarında büyük dram yaşamaktadırlar ve dinlerini özgürce yaşamalarına izin verilmemektedir. Ancak bu tablo özünde çok büyük bir müjdeye işaret etmektedir ahir zamanın önemli bir alameti hükmündedir.


Altınçağ ile müjdelenmek

"Altınçağ" diye adlandırılan dönem Peygamber Efendimizin müjdelediği üzere cennetin küçük bir modeli ve müjdesidir. Bolluğuyla, bereketiyle, insanlara sağlayacağı her türlü konforuyla ve huzur dolu ortamıyla her Müslümanın ulaşmak isteyeceği bir dönem, hayatını Allah yoluna adayan inançlı kullar için dünya hayatında çok üstün bir mükafattır. Bu güzel dönemle müjdelenmek de kuşkusuz tüm Müslümanlar için çok büyük bir şereftir.

Bu büyük şerefle birlikte bir sorumluluk da gelmektedir. Madem devir ahir zamandır, o zaman her Müslümanın, ahir zamanın olağanüstü şartlarında fikren mücadele edebilecek olgunluk ve kararlılıkta olması gerekir. Masum ve savunmasız insanlar ellerindeki kısıtlı imkanlarla gözü dönmüş katillerin silahlarından çıkan kurşunlara hedef olurken, mülteci kamplarında milyonlarca insan açlık ve sefalet içinde yaşarken, pek çok Müslüman türlü işkencelere ve kötü muamelelere maruz kalırken, vicdanlı insanların bunları görmezlikten gelmesi mümkün değildir.

İnsanların "Ben ne yapabilirim ki?" diye düşünmesi de yanlıştır. Yeryüzündeki bozgunculuğun temeli dinsizliktir ve dinsizliğe karşı fikri mücadele yapmaya herkesin imkanı vardır. İnsanlara Allah'ın varlığını anlatmak, Allah korkusunu öğretmek, hesap gününde yaşanacakları hatırlatmak ve dünyada bulunuş amacımızı, dünyanın bir imtihan yeri olduğunu bildirmek, bu acımasızlıkların son bulması için atılmış önemli adımlardır. Çünkü Kuran ahlakının emrettiği adalet, yardımlaşma, merhamet, sevgi, şefkat, fedakarlık, affedicilik gibi özellikler yeryüzüne hakim olursa, bunun sonucunda adaletli, barış dolu ve güvenli bir ortam doğal olarak oluşacaktır. Vicdanlı insanların birlik halinde yürütecekleri bir çabanın başarıya ulaşmaması mümkün değildir.

Dinsizliğin yıkıcı etkilerini ortadan kaldırmaya, bunun yerine Kuran ahlakının güzelliklerini tesis etmeye yönelik fikri her çaba, aynı zamanda çağımızın Müslümanlarına yapılmış bir yardımdır. Barışı, uzlaşmayı, sevgiyi, şefkati temel alan bu fikri mücadele, insanların vicdanlarını harekete geçirecek ve mazlum insanların zulüm görmelerini engelleyecektir.

Vurgulanması gereken bir diğer önemli nokta ise Türkiye Cumhuriyeti'nin mirasçısı olduğu Osmanlı İmparatorluğu'nun, asırlar boyunca 3 kıtaya nizam vermiş, Müslüman devletleri bayrağı altında toplamış bir cihan devleti olduğudur. Bugün de Osmanlı medeniyeti mirasının varisi olan Türkiye Cumhuriyeti, tüm dünya Müslümanları için çok büyük bir önem taşımaktadır. Dünyanın etnik ve dini çeşitliliği bakımından en geniş yelpazesine ve idaresi en güç bölgelerine nizam vermiş olan Müslüman Türk Milleti, bugün de bu tarihi görevi üstlenmeye hazırdır.

Müslüman Türk Milleti geçmişte olduğu gibi, bu kutlu dönemde de tüm insanların özlemini çektiği barış ve güvenlik ortamını oluşturmada öncü rol oynayacak ve önümüzdeki dönem, milletimiz ve tüm insanlık için çok aydınlık bir çağ olacaktır. Beklenen bahar, Allah'ın izniyle, çok yakındır.
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
önceki konuyu açarken hata oluşmuştu ben de geri dönerek tekrar gönderdim aynı konuyu 2 kez açmışım kusura bakmayın..

bu sayfanın silinmesi istiyorum (sayfayı ben de editliyebiliyor muşum)..saygılarımla...
 
Üst