YagmuR
Üye
- Katılım
- 18 Ağu 2006
- Mesajlar
- 2,504
- Tepkime puanı
- 586
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
- Konum
- ¤´ UnuTuLu§taN `¤
- Web sitesi
- www.gencislam.com

İSKİLİPLİ MEHMED ATIF EFENDİ
(1875-1926) Türk din âlimi ve yazarı.
İskilip'in Tophane (Toyhane) köyünde doğdu. Babası, Akkoyunlu aşireti beyle*rinden ve İmamoğulları'ndan Mehmed Ali Ağa, annesi Mekke-i Mükerreme'den göç etmiş Benî Hattâb aşireti şeyhlerin*den, Kartaldağ yaylasında medfun Arap Dede adıyla şöhret bulmuş şeyhin toru*nu Nazlı Hanım'dır.
Altı aylıkken öksüz kalan Mehmed Atıf dedesi Hasan Kethüda tarafından büyü*tüldü. İlk dinî bilgileri köyündeki hocalar*dan aldı. İskilip'te müderrislik yapan Hoca Abdullah Efendi'den bir süre ders oku*duktan sonra ailesinin muhalefetine rağ*men ilim tahsili amacıyla İstanbul'a gitti. Burada öğrenimine devam ederken bir yandan da geçimini sağlamaya çalıştı. 1902'de medrese tahsilini bitirdi ve aynı yıl açılan ruûs imtihanına girerek "İstan*bul müderrisliği"ni kazandı; ertesi yıl Fâ*tih Camii'nde ders vermeye başladı. Bu arada İstanbul Darülfünunu İlahiyat Fakültesi'nden 1905"te mezun olarak Kaba*taş Lisesi Arapça öğretmenliğine tayin edilen Atıf Efendi, Meşîhat-ı İslâmiyye Dairesi'nde bulunan dersiamların mağdu*riyetini giderme konusunda yaptığı çalışmalar üzerine şeyhülislâm tarafından Bodrum'a sürüldü; oradan da Kırımlı İb*rahim Tâli Efendi'nin pasaportu ile Kı*rım'a geçti. Kırım'dan Varşova'ya kadar giden Atıf Efendi. II. Meşrutiyetin ilâ*nından bir hafta Önce İstanbul'a döndü. 191'da medâris müfettişliğine getiril*di. Bu arada Sebüürreşad ve Beyânül-hak'ta yazılar yazdı. Donanma Cemiyeti yararına kaleme aldığı Nazar-ı Şerîatte Kuvve-i Berriyye ve Bahriyye'nin Ehemmiyet ve Vücûbu adlı eseri dola*yısıyla takdirname aldı.
31 Mart Vak'asi'nda bir hafta tutuklu kalan Mehmed Atıf Efendi, Mahmud Şev*ket Paşa'nın öldürülmesi (1913) olayında dahil olduğu gerekçesiyle Sinop'a sürül*dü. Çorum, Boğazlıyan ve Sungurlu'da yaklaşık bir buçuk yıl kadar sürgün ha*yatı yaşadıktan sonra İstanbul'a döndü. Her iki olaydan sonra da resmî makamlar bir yanlışlığa kurban gittiğini, suçlu ol*madığının anlaşıldığını ifade etmişlerdir. Dört yıl görev alamadı. 1918'den sonra Dârü'l-hilâfeti'l-aliyye Medresesi kısm-ı âlî tefsîr-i şerîf ve Medresetü'l-kudât'ta hikmet-i teşriiyye müderrisliğine tayin edildi. 1 Ocak 1919'da da İbtidâ-i Dâhil Medresesi umum mü*dürlüğü idarî görevine getirildi.
19 Şubat 1919'da Mustafa Sabri Efen*di'nin başkanlığında kurulan Müderrisin Cemiyeti'nin ikinci başkanlığına tayin edildi. Cemiyet, 24 Kasım 1919'da genel kurul toplantısında alınan karar gere*ğince Teâlî-i İslâm Cemiyeti adını aldı ve Mustafa Sabri Efendi'nin şeyhülislâmlık makamına tayini üzerine başkanlığa Atıf Efendi getirildi. Cemiyet, ilk olarak İz*mir'in Yunanlılar tarafından işgalini pro*testo eden bir beyanname yayımladı. İs*kilipli, işgal kuvvetlerine ve yeni bir tehli*ke olarak ortaya çıkan Bolşevizm'e karşı olan beyannamelere de imza attı. Anadolu'nun çeşitli merkezlerinde şubeleri açılan Teâlî-i İslâm Cemiyeti pek çok ki*tap bastırarak dağıttı ve köylü çocukları*nın bilgilendirilmelerine öncülük etti, ay*rıca bir ilmihal ile İslâm tarihi kitabı ha*zırlattı.
1922 yılı Ramazanında huzur dersleri*ne muhatap olarak katılan Atıf Efendi, Alemdar ve Mahfil gibi gazete ve der*gilerde yazılar yazdı. Cenab Şahabeddin, Ömer Rıza (Doğrul) ve Süleyman Nazif ile itikadî ve fıkhî konularda kalem müna*kaşalarına girişti. Bu arada İstiklâl Savaşı'nda işgal güçlerine karşı mücadele verdi.
1924'te yazıp Maarif Vekâleti'nin ruh*satı ile bastırdığı Frenk Mukallidliği ve Şapka adlı risalesi yüzünden şapka kanu*nuna muhalefetten dolayı 7 Aralık 1925'te tutuklandı ve Ankara İstiklâl Mahke*mesi tarafından Giresun'a sevkedildi. An*kara İstiklâl Mahkemesi Of, Erzurum, Ri*ze vb. yörelerdeki şapka kanununa aykırı hareketlerle ilgisi olup olmadığını araştır*dı. Söz konusu eserini, ilgili kanunun çık*masından yaklaşık bir buçuk yıl önce yaz*mış olması ve suçunun sabit görülmeme*si üzerine berat ettiyse de serbest bırakılmayarak İstanbul'a getirildi, oradan da tekrar Ankara'ya gönderildi. 1926 yılı başlarından itibaren Ankara İstiklâl Mah*kemesi tarafından tutuklu olarak yargı*landı. Savcı Necip Ali'nin iddia makamı olarak istediği üç yıllık kürek cezasına karşılık mahkeme heyetince idama mahkûm edildi. 4 Şubat 1926'da Ankara'da Eski Meclis binası yakınla*rındaki Karaoğlan Çarşısı'nda Babaeski müftüsü Ali Rızâ Efendi ile beraber idam edildi.
Başlıca eserleri şunlardır: Nazar-ı Şerîatte Kuvve-i Berriyye ve Bahriyye'*nin Ehemmiyet ve Vücûbu (İstanbul 1326); Muînü't-talebe (İstanbul 1326); Medeniyyet-i Şer'iyye ve Terakkiyât-ı Dîniyye Mir'âtü'l-îslâm (İstanbul 1332); İslâm Yolu Tesettür-i Şer'î (İstanbul 1339); İslâm Çığırı(İstanbul 1339); Dîn-i İslâm'da Men'-i Müskirat (İstanbul 1340); Frenk Mukallidliği ve Şapka, Dîn-i İslâm'da Men'-i Müskirat ve Mir'âtü'l-İslâm adlı eserleriyle Sebîlürreşad, Beyânü'l-Hak, Mahfil ve Alemdar'da çıkan bazı yazılan bir araya getirilerek Frenk Mu*kallitliği ve İslam adıyla Sadık Albayrak tarafından yayımlanmıştır (İstanbul 1976). Ayrıca Frenk Mukaliidliği ve Şapka'nın dışındaki bütün eserleri ve yazılan İski*lipli Atıf Hoca Nasıl İdam Edildi? ve yazma halindeki Mültekâ tercümesi İslâm Fık*hı altında yeni harflerle neşredilmiştir.
***
Diyanet İslam Ansiklopedisi, İskilipli Mehmed Atıf Efendi Maddesi.
Sorularla İslamiyet.