İskilipli Atıf Hocayı Anıyoruz

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Şapkaya Muhalefet sebebi ile 4 Şubat 1926'da İstiklal Mahkemeleri tarafından idam edilen İskilipli Atıf Hoca hakkında Üstad'ın "Son Devrin Din Mazlumları" adlı kitabında kaleme aldığı başlıktan:
...
Atıf Hocanın uykusu uzun sürüyor. Tahir Hoca müdafaasını yazmakta devam ederken Atıf Hoca birdenbire gözlerini açıyor. Yüzünde, harikulade derin ve ince bir tebessüm...

Tahir'ül - Mevlevi'nin gözleri hayretle ve alabildiğine açık... Sanki 24 saat içine sığacak büyük kerameti şimdiden sezmiştir :

— Ne o, Hocam, çabucak uyanıverdin? Atıf Hoca gayet sakin :
— Uykudan murad hasıl oldu!
— Yâni, beklediğim rüyayı gördüm!
— Yâni?
Tahir'ül - Mevlevi haşyet ve dehşetle ürperiyor :
— Ne gördün?
Atıf Hoca yatağında doğrulmuş ve müdafaasını karaladığı kâğıtları elinde büzmüştür :
— Kâinatın Fahrini gördüm. Bana «Yanıma gelmek dururken ne diye müdafaa karalamakla uğraşıyorsun?» dedi.

Tahir'ül - Mevlevi kendinden geçmiş gibidir :

— Ne diyorsun?
— Beni idam edecekler! Allahın sevgilisine kavuşacağım!
— Rüyanın sadık olduğuna hiç şüphem yok... Allah Resulünün göründüğü rüyaya fesad karışamaz. Şu var ki, müddei-yi umumînin 3 yıl hapis istediği bir dâvada idam kararı çıkmasına akıl erdirmek imkânsız... Kafam işlemiyir!
— Göreceksin ki, beni asacaklar! Başka bir şeye aklım ermez! Ferman en büyük kapıdan geliyor!
— Söyleyecek söz bulamıyorum!
— Doğru! Zaten söze ne lüzum var! İşte müdafaamı yırtıyorum!
— Yapmayın! Siz onu mahkemede okuyun da ne olursa olsun!
Atıf Hoca, nurlu yüzünde aynı tebessüm müdafaasını yırtıyor ve sonra bir kâğıdır içinde toplayıp kese içine alıyor ve cebine koyuyor.

Ertesi günü mahkeme salonu her zamankinden kalabalık... Hüküm günü... Gazeteciler, fotoğrafçılar, halk içinde dört dönmekte... Dinleyiciler birbirinin üstünde, yalnız kafalariyle görünüyor.
Mahkeme Reisinde taş gibi bir hâl ve hislerini gizlemek isteyen bir tavır :

— Müdafaalar başlasın!

Herkes, elinde bir kâğıt, uzun veya kısa müdafaasını, değişik tonlarla okuyadursun... Reis taş gibi...

Atıf Hoca, mütevekkil ve mahzun, sırasını beklemekte...

Bilmem ne kadar zaman geçti.

Reis elini Atıf Hocaya uzattı :

— Sıra sizde... Atıf Hoca kalktı.

Aynen :

«— Hacet yok efendim; müdafaayı mucip bir suçum olmadığı esasen tebeyyün etmiştir. Vicdanınızın vereceği hükme intizar ediyorum!

Reisin mukabelesi:

— Mahkemenin adaletinden emin olabilirsiniz! Oturunuz.
Reisin tavrında hafiflemiş gibi bir hâl... Sanki Atıf Hoca müdafaasını yapacak olsa Reiste vicdanına mağlûb olma ihtimali varmış gibi...

— Muhakeme bitmiştir! Heyet kararları tespit etmek üzere müzakereye çekiliyor!

Sabırsızlık son haddinde... Çıt yok... Sanki kalblerin çarpışı ve sükûtun rakkası işitiliyor. Bir saat geçti. Heyet, karanlık dolu gözlerle gelip yerini aldı.

Reis elindeki kâğıdı zabıt kâtibine uzattı:

— Kararı okuyunuz!!

Bir sürü lâftan sonra birdenbire çınlayan cümle :

— BABAESKİ MÜFTÜSÜ ALİ RIZA İLE MÜDERRİSLERDEN İSKİLİPLİ ATIF'IN İDAMINA...

Bütün salon, jandarmalar, polisler, mübaşirler, hattâ masalar ve sıralar bile donmuştu.

Artık kararların gerisini dinleyen yok...

Öbür maznunlardan büyük bir kısım, beşer, onar yıla mahkûm: TAHÎR'ÜL - MEVLEVİ ile ÖMER RIZA hakkında ise BERAET...

Atıf Hocada hiçbir şaşkınlık alâmeti mevcut değil... Gayet sakin ve adetâ vecd içinde... Rüyada gördüğü Allah Resulünün mucizesi gerçekleşmiştir. Bu mucizenin kendisine ait keramet payı ise eşsiz bir nimet ve tükenmez bir hazine...

Atıf Hoca, ancak yanındaki Tahir'ül - Mevlevi'nin duyabileceği bir sesle fısıldıyor.

Aynen :

«— Zalim ve kaatillerle elbette Mahşer gününde hesaplaşacağız!»
...

Necip Fazıl Kısakürek | Son Devrin Din Mazlumları










1506755_10152554570416671_2194182041371369192_n.jpg
 

Nml

Üye
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
11
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Allah rahmet eylesin. İnsanlara zorla şapka giydirmeye çalışan zihniyetin savunucularının günümüzde bir teki bile şapka giymiyor oluşu da ibretliktir.
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
iskilipli atıf hocanın islam yolu ilmihalini nereden bulabiliriz
 

kilicarslan

Kıdemli Üye
Katılım
14 Mar 2013
Mesajlar
4,054
Tepkime puanı
41
Puanları
0
simdilerde dayatma var, herseye karisiyor diye cigirtkanlik yapanlar sapkaya muhalefet ettigi icin idam karari veren döneme ne diyecek.

Dayatma ve zorbaliktan sikayetci olanlar bunlari neden görmez acaba?
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
İskilipli Atıf Hoca diyor ki:
İdareler dörttür: dikta, meşrutiyet, cumhuriyet ve hilafet. Hilafette, halkın oylarıyla [yahut Hazret-i Ebu Bekir’in yaptığı gibi tayinle veya Hazret-i Ömer'in yaptığı gibi şura ile] muayyen vasıfları bulunan kişi, devlet başkanı olarak seçilir. Hilafette, bi’atın olması yani oyla seçilmesi cumhuriyete benzer. Tayin ve azil yönünden meşrutiyete; yetki yönünden diktaya benzer. Kısacası İslâmiyet, her üç sistemden de farklıdır
 

Kadir Razlık

Kısıtlı Erişim
Katılım
20 Ağu 2014
Mesajlar
2,280
Tepkime puanı
35
Puanları
0
Konum
manisa
İskilipli M. Atıf hoca buyuruyor ki:
Hamrın [alkolün] haram olması, zatından dolayıdır, yoksa sarhoş ettiğinden dolayı değildir. Alkolün damlası da, zerresi de haramdır. İdrar, kan gibi şer’an kaba necasettir, murdardır. Damlası, zerresi de necistir. (Men’i müskirât)
 
Üst