İsabetli İse Geç Değildir

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
İsabetli İse Geç Değildir
istsub02.jpg




İSABETLİ İSE GEÇ DEĞİLDİR

İstiklâl Marşı Derneği İstanbul Şubesinin açılışı münasebetiyle Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde tertip edilen toplantının ilk kısmında Genel Başkan İsmet Özel ve İstanbul Şube Başkanı Sedat Akyüz birer basın açıklaması yaptılar. İlk olarak söz alan Sedat Akyüz, Genel Merkezin Ankara’ya taşınması sebebiyle İstanbul’da açılan yedinci şubenin hayırlara vesile olmasını temenni ederek kâfirlerin, Kur'an-ı Kerim'in getirdiklerini örtmek üzere Kur'an-ı Kerim'i dinleyen ve onunla alâkadar olan bir görüntü temin etmeye gayret ettiklerine dikkat çekti.


Genel Başkan İsmet Özel, ham demir olarak başlayan İstiklâl Marşı Derneği'nin dövüle dövüle çelikleşen bir pozisyona ulaştığını ifade ederek, derneğin Türkiye'nin kanuni kuruluşları içinde Türkiye'nin haritadan silinmesine engel olmak üzere faaliyet gösteren yegâne kuruluş olduğunu beyan etti. Diğer bütün kuruluşların en iyi durumlarının ‘ne kadar az kaybedilirse o kadar iyi’ prensibiyle çalışmaktan ibaret olduğunu dile getirdi.


MÜSLÜMANLIK BİR İNANÇ DEĞİL, HAKİKATİN KEŞFİDİR

Basın Toplantısının ardından “İsabetli İse Geç Değildir” başlığı altında gerçekleştirilen “Tartışma” kısmında ilk sözü alan Genel Başkan İsmet Özel, kafir hakimiyeti altında bir dünyada yaşadığımızdan bihaber olmanın bir Müslüman için telafi edilemez bir kayıp olduğunu belirterek; dünyanın almış olduğu şekli tabii, olağan, kaçınılmaz sayanların Müslüman olamayacaklarını beyan etti.

İslâm'ın bir inanç değil hakikatin keşfi olduğunu, Müslümanların “inanç sahibi insanlar” olarak adlandırılamayacağını dile getiren İsmet Özel, İslâm'ın Müslim ve Mü'min olma imkânları taşıdığına işaret ederek Müslümanların inançla değil, bilgiyle yani “ilm”le irtibatlı oldukları hususunu izah etti.


Bu bilginin, doğrunun keşfiyle, haklının keşfiyle, hakkın keşfiyle mevcudiyet kazanabileceğini, dolayısıyla Allah'a teslim olmanın yani Müslümanlığın, Allah'ın ilmine teslim olmak manasına geldiğini ifade etti.


Kelime-i Şehadet'in, şahit oluş itibariyle bir farkındalık meselesi olduğunu, bu sebeple kâfirlerin “bilme”lerine imkân bulunmadığını sözlerine ekleyen İsmet Özel, “Benim aklım bu kadarına eriyor” diye gününü geçirerek değil, ”Benim aklım en üstününe eriyor” denilerek Müslüman olunabileceğini sözlerine ekledi.


KAFİRLERİN SULTASINDA BİR HAYAT YAŞIYORUZ


İstiklâl Marşı Derneği'nin, Müslümanlığımızın kıymetini bilme metni olarak İstiklâl Marşı'nı kabul ettiğini belirten Genel Başkan İsmet Özel, “Korkma!” ile başlayan marşın, “Dünyada bir tek Müslüman bile varsa korkma!” mesajını da taşıdığına işaret ederek, o bir tek Müslüman'ın “biliyor” olması, “ilm sahibi” olması dolayısıyla kâfirlerin imkânlarını sıfırlayacak bir potansiyelin mevcudiyetini koruduğunu izah etti.


Mekke ve Medine'yi müdafaa edememenin acısıyla İstiklâl Marşı'na tutunanların nefes alabilecekleri bir saha olarak vatanlarına kavuştuklarını, ancak vatana kavuşulur kavuşulmaz İstiklâl Marşı'nın rafa kaldırılarak dondurulduğunu hatırlatan İsmet Özel; İstiklâl Marşı Derneği'nin geçirdiği dört yıla yakın zaman diliminin de heba olup olmadığının, derneğin ne için kurulduğunun üyelerince anlaşılıp anlaşılmadığı muvacehesinde değerlendirilebileceğini ifade etti.


TÜRKİYE'NİN VARLIĞI BÜTÜN MÜSLÜMANLARIN TEMİNATIDIR


Genel Başkan İsmet Özel, İstiklâl Marşı Derneği'nin fikriyatının isabetli olması ve isabeti konusunda bir yere varılmış olması halinde bunun elden kaçırılmayacak bir şey olduğunu; bu fikriyatın doğrudan doğruya kırkbir mısrada yer alan ideologide mündemiç olduğunu ve Türkiye'nin kendine mahsus değerleriyle dünyada özenilecek bir alan haline gelmesini sağlayacak hazırlığı teklif ettiğini vurguladı.


Türkiye'nin iki defa vatanlaştırıldığını hatırlatan Genel Başkan İsmet Özel, bunun üçüncü defa olamayacağına, aslında 27 Mayıs 1960 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin sona erdiğine, o tarihten bu yana “uzatmaların” oynandığına dikkat çekerek Türkiye’nin varlığının dünyadaki bütün Müslümanların teminatı olduğunu beyan etti ve konuşmasını şu cümlelerle sona erdirdi:

“Bu ülkede her şeyin bütün dünyayı değiştirecek kadar, hâlâ elverişli olduğunu bilmeniz lazım. Bu konuda birazcık kafa yorarsanız siz de görürsünüz. Bu ülke hala bütün dünyanın başka bir rotaya mecbur olmasını gerektirecek imkâna sahiptir. Bunun için itikaden isabet ettiğimiz bir mevkii terk etmememiz kâfîdir.”



İsmet Özel'in ardından söz alan İstanbul Şube Başkanı Sedat Akyüz, günümüzde İslâm'ın izzetini gözetmeyen ve kâfirlerin bazı üstünlükleri olduğu zannına kapılan Müslümanların var olabildiğine işaret ederek, Allah'a tevekkül ederek ve İstiklâl Marşı'ndaki “Korkma!” hitabı esas kabul edilerek verilen İstiklâl Harbi'nin bütün bu çarpık anlayışları geçersiz kıldığını ifade etti.


İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Küçükşakalak ise yaptığı konuşmada tasavvufta tarif edilen ibnü'l-vakt olma hususiyetinin vaktin neyin yapılması gerektirdiğinin bilgisiyle irtibatına temas ederek, İstiklâl Marşı'nın isabetli bir dua olduğunu, bu dua ile birlikte hayat bulan Türkiye'nin daha sonra maruz kaldığı kötülüğün öcünü almayı, İstiklâl Marşı Derneği'nden başka hiçbir kuruluşun iş edinmediğini beyan etti.



Ankara Şube Başkanı Mehmet Tuncel konuşmasında, İstiklâl Marşı Derneği'nin ve İstiklâl Marşı ideologisinin -bir turnusol kâğıdı gibi- Türkiye'nin yakın tarihinde etkili olduğundan bahsedilen ideologik yönelişlerin değerlendirilmesine imkân sağladığını ifade etti.


Şanlıurfa Şube Başkanı Mustafa Özköylü, Müslümanların acele ettirilerek isabet ettirmekten alıkonulmak istendiklerine işaret ederek, kimin ıskalayıp kimin isabet ettirdiğinin muhakkak görüleceğini kaydetti.


Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Kendirci, Tevhid davası adına ortaya çıkmış bir çok dernek, vakıf ve partinin gelip vardıkları yeri hatırlatarak İstiklâl Marşı Derneği'nin biricikliğini vurguladığı konuşmasında İstiklâl Marşı Derneği'nin derinliğine

erişilemeyeceğini ifade etti.
istsub01.jpg
 
Üst