İrşadü'l Müridin | Nakşî Tarikatında Allah Teâlâ’ya Vasıl Olma Yolları Ve Âdâbı

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
İrşadü'l Müridin | Nakşî Tarikatında Allah Teâlâ’ya Vasıl Olma Yolları Ve Âdâbı

Nakşî Tarikatında Allah Teâlâ’ya Vasıl Olma Yolları Ve Âdâbı

Büyükler edep öğretiyorlar bize, kemale ermek için edepli olmak lazım. Edebi de ancak şeyhlerden ve onların kitaplarından öğrenebiliriz. Mürşitler de Resûlullah’tan öğrenir. Resûlullah da Mevlâ Teâlâ’dan öğrenir. Edep olmadı mı iyi olmuyor!
Allah’a veli ve yakîn olmanın şartı; “edebe riayettir”. Bir kimse edebi terk ederse, Allah da onu terk eder, yalnız bırakır.
Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyuruyor ki:
اَدَّبَن۪ى رَبّ۪ى فَاَحْسَنَ تَأْد۪يب۪ى
“Beni Rabbim edeplendirdi, edebimi ne güzel yaptı!”[1]
Edep, Mevlâ Teâlâ’dan öğrenilirse çok güzeldir. Mevlâ Teâlâ, Cebrâil (aleyhisselâm) vasıtasıyla edebi, Resûlullah’a öğretiyor. Resûlullah Efendimiz de baş halifesine öğretiyor, o da kendi baş halifesine öğretiyor. Böylece edeb ondan ona, ondan ona silsile yoluyla geliyor.
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî (kuddise sirruh) şöyle buyuruyor:
اَزْ خُدَا جُويَمْ تَوْف۪يقِ اَدَبْ
ب۪ى اَدَبْ مَحْرُومْ كَشْتْ اَزْ لُطْفِ رَبْ
Mevlâ Teâlâ’dan edebe muvaffakiyet istiyorum.
Zira edebi olmayan, Rabbin lütfundan mahrumdur.
İsmet Garibullah (kuddise sirruh) da şöyle buyurur:
طَر۪يقَتْ ذَوْقِن۪ى كُوكْلُنْدَه كَلْ اٰلْ
Tarikat zevkini gönlünde gel al.
Tarikatın da kendine has bir zevki vardır. O zevki almak lâzımdır. Bu zevk ne ile bulunur? Tarikatın bir takım düsturları vardır, onları erbabından öğrenip yapmak ile.
Her halin, her makamın her vaktin kendine has uygun bir edebi vardır. Bu hususların gerektirdiği edebe riayet eden “Ricâlullah“ (Allah Teâlâ’nın hususi kulları) derecesine yükselir. Bundan mahrum olan kimse de, yakınlık beklediği yerden uzak kalır, kabul edileceğini umduğu yerden reddedilir. Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyrulur:
فَوَيْلٌ لِلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْ مِنْ ذِكْرِ اللّٰهِ
“Allah’ın zikretmek hususunda kalpleri katılaşmış olanlanrın vay haline!”[2]
Ayet-i celileye iki türlü mana verilebilir:
· Allah Teâlâ’nın zikrinden uzak kalıp kalpleri katı olanların vay haline!
· Allah’ın zikrinden dolayı kalpleri katı olanlara vay haline!
Birinci mânadan ne kastedildiği anlaşılıyor. “Allah’ı zikretmiyorlar kalpleri katılaşıyor onun için vay hallerine!” buyruluyor.
Peki ya ikincisi! “Zikretmekten dolayı kalbi katılaşanlar!” buyruluyor, bu nasıl olur? Zikir, kalbi yumuşatırken bunlarınkini neden katılaştırıyor da veyle müstahak kılıyor? Evet… Zikrediyorlar ama âdâbına riayet etmiyorlar. Böyle bir zikir de kalbi katılaştırıyor.
Nitekim bir hadisi şerifte şöyle buyrulur:
Kim bir namaz kılar da kıldığı namaz kendisini hayâsızlık ve kötülükten alıkoymazsa o namazla Allah’tan uzaklaşmaktan başka bir şey artmaz[3]
Meşayihten Feyiz Almak İçin Gerekli Üç Şart

· İhlâs,
· Edep,
· Mürşidi (şeriat sevgisi ile) sevmek.
Bir müridin kalbi ihlâslı olmazsa, onun şeyhi o kalbe feyiz vermez. O lekeli kalp, ihlâs elbisesini giyinmemiş olursa, o kalbe feyiz tecelli etmez.
Bir hadis-i kudsîde şöyle buyruldu:
لاَ يَسَعُنِى اَرْضىِ وَلاَ سَمَائِى وَلٰكِنْ يَسَعُنىِ قَلْبُ عَبْدِي الْمُؤْمِنِ
“Ben, ne göklere ne de yere sığarım; ben ancak mümin kulumun kalbine sığarım.”[4]
Cenâb-ı Hak, zaman ve mekândan münezzehtir. Dünya, bir mekândır. Kim ki dünyaya meylederse, Cenâb-ı Hak o kulunun kalbine girmez. Kim ki “Lâ-mekân” ise, Cenâb-ı Hak o kulunun kalbine tecelli eder.
İnsanın arşı, gönüldür. Sadece Cenâb-ı Hakk’ı seven bir insanın kalbine Allah’ın nuru tecelli eder.
Bir insan yerinden öğrenmeden bin sene “Allah” diyerek zikretse, tesir etmiyor. En kolay meslek sepet örmek. Onu dahi ustasından öğrenmeden yapamazsınız. Öyle ise, tarikat ki en ince meslektir, o nasıl kendi başına yapılabilir.
Mevlâ Teâlâ, seyr u sülûk vasıtasıyla aranır. Onun yolu da zikir, râbıta, murâkabe ve sohbetlerdir.
Erbabından ders almadan “ben kendim yaparım, işte böyle beceririm” demek olmaz. Nitekim Mevlâna Hazretleri Mesnevî‘sinde şöyle buyuruyor:
هِيچي کَسْ رَاپِشِ خُدْ نَشُدْ
هِيچْ آهَنْ خَنْچَرِى تِيزِى نَشُدْ
Hiç kimse kendi başına bir şey olmadı.
Hiç bir demir kendi başına keskin kılıç olmadı.
هِيچْ مَوْلاَنَا نَشُدْ مَوْلاَىِ رُومْ
تَامُ رِيـدِ شَمْسِ تَبْـرِيزِى نَشُدْ
Mevlâna, asla Mevlâ-i Rum (Rum diyarının efendisi) olamadı.
Ta ki Şems-i Tebrizî‘nin müridi olmadıkça.
Bir beyitte de şöyle gelir:
بِقَدَرِ الْكَدِّ تَكْتَسِبُ الْمَعَالِىَ
وَمَنْ طَلَبَ الْعُلٰى سَهَرَ الَّيَالِىَ
Yüksek makamlar, çekilen sıkıntılar ölçüsünde elde edilir,
Kim yükseklik talep ederse, gecelerde uyanık olur.
وَمَنْ رَامَ الْعُلٰى مِنْ غَيْرِ كَدٍّ
اَضَاعَ الْعُمْرَ فِى طَلَبِ الْمُحَالِ
Kim çalışmaksızın yükseklik ararsa…
İmkânsızı talep etmekte ömrünü zâyi etmiş olur.
Allah Teâlâ, Sure-i Zâriyat’ta manevî yücelik bulanların vasıflarını beyan ederken şöyle buyuruyor:
اِنَّ الْمُتَّق۪ينَ ف۪ي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍۙ { اٰخِذ۪ينَ مَٓا اٰتٰيهُمْ رَبُّهُمْۜ اِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذٰلِكَ مُحْسِن۪ينَۜ { كَانُوا قَل۪يلاً مِنَ الَّيْلِ مَا يَهْجَعُونَ { وَبِالْاَسْحَارِ هُمْ يَسْتَغْفِرُونَ {
“Doğrusu, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü onlar, bundan önce iyi davrananlardı. Şüphesiz onlar, bundan önce (dünyada) iyilik edelerdi (güzel davrananlardı). Geceden az bir şey uyurlar, seher vakitlerinde de mağfiret isterlerdi.” [5]
Sen sabaha kadar uyuyacaksın, hatta uyurken üzerine güneş de doğacak. Bir de bu haline “zarar yok, nefsimin dediği olsun” dercesine Allah Teâlâ’dan af istemeyeceksin. Sonra da Mevlâ Teâlâ’nın sevdiği kul olacaksın öyle mi?
Ama şimdi insanlar paralarını nerelere harcıyorlar. Avrupa yollarına, şarkılı, türkülü düğünlere, içkilere, kumarlara harcıyorlar. Tarikatlı bir insan böyle yapıyorsa, tarikattan zevk almaz. Televizyondan zevk alan da, yine tarikattan zevk almaz. Bir ibarede şöyle gelir:
اَلضِّدَّانِ لاَ يَجْتَمِعَانِ
İki zıt bir araya gelmez.
Tarikata giren bazı kimseler tarikat derslerinden hızlı biçimde etkilenmiyorlar. Acaba neden? Kabiliyetsizliklerin mi? Hayır, dikkatli çalışmadıklarından, kurallara uymadıklarından! Hâlbuki dikkatli çalışsalar mürşidin bir teveccühü vasıtası ile Allah Teâlâ onlara manevi zevk kapılarını açar. Tarikat dersleri üç gün üst üste tam manası ile yapılırsa, alışılır.
Ey tarikat yoluna girmiş kimseler! Dersinize neden dikkat etmiyorsunuz? Dersinizi neden tam manası ile yapmıyorsunuz? Dersinizi güzel ve düzenli yapınız. Her gün, her hafta, her ay, her sene bir ömür boyu dikkatli yapınız.
Boş işlerde ne kârımız var, başka işlerle niçin uğraşılıyor? Şu da var ki zevk için, lezzet için zikretmeyeceğiz. Mevlâ Teâlâ razı olsun diye zikredeceğiz.
Zikrederken her yüz tesbih başında ne diyoruz:
اِلٰه۪ى اَنْتَ مَقْصُود۪ى وَرِضَاكَ مَطْلوُب۪ى
Allahım! Maksudum sensin. İstediğim de senin rızandır.
Bu ne demektir? “Ya Rabbi! Seni zikrediyorum, bu zikrimden ve diğer ibadetlerimden kastım senin cemaline kavuşmak, isteğim senin rızandır, başka bir şey istemiyorum.” demektir.
Tarikat derslerine hâlis bir niyetle sadece Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak için çalışmak gerekir. “Falancayı geçeyim” gibi bir kasıtla değil. Bütün makamlara ulaşılmış olsa dahi ismi duyulmamış nice ince makamlar vardır.
Hulasa her bir ibadetin âdâbını öğrenip riayet etmek gerektiği gibi, zikrin de âdâbını öğrenmek ve riayet etmek gerekir. Aksi halde:
مَنْ ضَيَّعَ اْلاُصُولَ حُرِمَ الْوُصُولَ
Usûlü (edebi) terk eden vusûlden (hedefine ulaşmaktan) mahrum kalır” sözünün gereğince zikretmekten hâsıl olması gereken tesir meydana gelmez.




[1] Kurtubî, el-Câmi’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân, 18/228; Suyûtî, el-Câmi’u’s-Sağîr, nr. 310; Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 1/224, 225; Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, nr. 164; İbnu’l-Cevzî, Safvetü’s-Safve, 1/201; Sem’ânî, Edebü’l-İmlâ ve’l-İstimlâ, s. 1.

[2] Zümer 39/22.

[3] Taberânî, el-Kebîr, 11/54, (nr. 11025); Kudâ’î, Müsnedü’ş-Şihâb, nr. 508; Deylemî, el-Firdevs, nr. 5944; Taberî, Câmi’u’l-Beyân, 20/155; Kurtubî, el-Câmi’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân, 13/148; İbnu Kesîr, Tefsîru Kur’âni’l-Azîm, 3/413; Heysemî, Mecma’u’z-Zevâ’id, 2/258; Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 6/221; Zehebî, Mîzânu’l-İ’tidâl, 7/192, 8/51; İbnu Ebî Hâtim, el-İlel, 1/54; Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, nr. 2602.

[4] Deylemî, el-Firdevs, nr. 4466; Sehâvî, el-Makâsıdu’l-Hasene, nr. 990; Zerkeşî, et-Tezkire fi’l-Ahâdîsi’l-Müştehira, s. 135; İbnu Receb, Câmi’u’l-Ulûm ve’l-Hikem, 2/346; Fettenî, Tezkiretü’l-Mevdû’ât, s. 30; Suyûtî, ed-Dürerü’l-Müntesira, nr. 362; Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, nr. 1884, 2256.

[5] Zâriyât 51/15-18.
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
bu saydıklarınızla değil ALLAH C.C. yaklaşmak uzaklaştıkca uzaklaşırsınız çünki göz önüne bir mürşit koymuşsunuz perde dir o gözünüzde ancak onu büyütür ona yaklaşır ona kulluk edersiniz
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
bu saydıklarınızla değil ALLAH C.C. yaklaşmak uzaklaştıkca uzaklaşırsınız çünki göz önüne bir mürşit koymuşsunuz perde dir o gözünüzde ancak onu büyütür ona yaklaşır ona kulluk edersiniz
Ey tarikat yoluna girmiş kimseler! Dersinize neden dikkat etmiyorsunuz? Dersinizi neden tam manası ile yapmıyorsunuz? Dersinizi güzel ve düzenli yapınız. Her gün, her hafta, her ay, her sene bir ömür boyu dikkatli yapınız.
Boş işlerde ne kârımız var, başka işlerle niçin uğraşılıyor? Şu da var ki zevk için, lezzet için zikretmeyeceğiz. Mevlâ Teâlâ razı olsun diye zikredeceğiz.
Zikrederken her yüz tesbih başında ne diyoruz:
اِلٰه۪ى اَنْتَ مَقْصُود۪ى وَرِضَاكَ مَطْلوُب۪ى
Allahım! Maksudum sensin. İstediğim de senin rızandır.
Bu ne demektir? “Ya Rabbi! Seni zikrediyorum, bu zikrimden ve diğer ibadetlerimden kastım senin cemaline kavuşmak, isteğim senin rızandır, başka bir şey istemiyorum.” demektir.
 

çağatay

Kısıtlı Erişim
Katılım
11 Ocak 2015
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Efendimiz S.A.S 'in hiç böyle "senin cemaline kavuşmak" diye bir duası varmı? Allah cc ,kuranı kerimde bize öğrettği dualarda hiç böyle bir dua önerisi varmı?
 

çağatay

Kısıtlı Erişim
Katılım
11 Ocak 2015
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
"yarabbi isteğim senin rızandır" diye bir dua okudunuzmu kuranı kerimde???????????
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
müşrükler ALLAH c.c. hın varlığına inanıyorlardı putlarına ALLAH c.c. hın rızasına mashar olmak için onları yaklaştırıcı görüyorlardı
şimdi bizlerde bazı insanları ALLAH c.c. ile aramızda yaklaştırıcı olarak görüyoruz yani hopsayıt dayız
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
İrşadü'l Müridin | Nakşî Tarikatında Allah Teâlâ’ya Vasıl Olma Yolları Ve Âdâbı


BAKARA 168:
Ey insanlar, yeryüzündeki nimetlerimin helâlinden, temizinden yiyin. Şeytanın, şeytan tıynetli ahlâksız azgınların, şeytanî güçlerin peşlerine takılmayın, izlerinden gitmeyin. Çünkü o size açık bir düşmandır.

BAKARA 169:
Şeytan ve şeytanî güçler size, kötülüğü, meşrû olmayan şehevî fiilleri, gayri meşrû ilişkileri, zinayı, haddi aşmayı, cimriliği, ahlâksızlığı ve Allah hakkında bilmediğiniz, bilemediğiniz şeyleri söylemenizi emrederek size rehberlik eder.
 

çağatay

Kısıtlı Erişim
Katılım
11 Ocak 2015
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Duaların yalnız Kuran-ı Kerimdeki ayetlerden olması gerektiğine dair bir ayet mi var ?
kuran verdiği dua örnekleriyle ,dua etme yöntemini insana gösterir. Dualara bakıldığında,çok şaşa,fesahat belağat ,temaşa,duygusallık bin bir edebi sanatla allah cc 'na naz yapılıyor,cilve yapılıyor,yağ çekiliyor.Allah cc böyle duaları asla kabul etmez!! o kalpleri bilir..
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
kuran verdiği dua örnekleriyle ,dua etme yöntemini insana gösterir. Dualara bakıldığında,çok şaşa,fesahat belağat ,temaşa,duygusallık bin bir edebi sanatla allah cc 'na naz yapılıyor,cilve yapılıyor,yağ çekiliyor.Allah cc böyle duaları asla kabul etmez!! o kalpleri bilir..
Haddini ve boyunu aşma ! Hiç kimsenin duasının kabul edilip-edilemeyeceğine dair bir başkası karar veremez ! Senin kabul edilecek duaların yolunu kesin olarak bildiğini söylemen bile yaptığın dualarının kabul olmadığına dair bir göstergedir. Çünkü, hiçbir duanın kanbul edileçeğine dair bir garantiyi hiç kimse vermez ! Bu dini sana çok yanlış ezberletmişler ! Haberin olsun !
 

çağatay

Kısıtlı Erişim
Katılım
11 Ocak 2015
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Haddini ve boyunu aşma ! Hiç kimsenin duasının kabul edilip-edilemeyeceğine dair bir başkası karar veremez ! Senin kabul edilecek duaların yolunu kesin olarak bildiğini söylemen bile yaptığın dualarının kabul olmadığına dair bir göstergedir. Çünkü, hiçbir duanın kanbul edileçeğine dair bir garantiyi hiç kimse vermez ! Bu dini sana çok yanlış ezberletmişler ! Haberin olsun !
saçmalayan sensin.kurandaki dua örnekleri onun için verilmiş.insanlar dua etmeyi bilmiyor. işte sana kabul edilmez bir dua! yarabbi aşkınla yanıyorum ! ne cennetin tatminediyor beni ,nede cehennemin korkutoyor beni cemaline mazhar olanlardan eyle!!..... yarabbi sana kavuşmak için bin kez öldürülmeye razıyım" yarabbi senin hüsnü cemaline kavuşmaktan başka şu dünya nimetlerinin hiç biri tat vermiyor bana".....................................böyle dua olmaz.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
saçmalayan sensin.kurandaki dua örnekleri onun için verilmiş.insanlar dua etmeyi bilmiyor. işte sana kabul edilmez bir dua! yarabbi aşkınla yanıyorum ! ne cennetin tatminediyor beni ,nede cehennemin korkutoyor beni cemaline mazhar olanlardan eyle!!..... yarabbi sana kavuşmak için bin kez öldürülmeye razıyım" yarabbi senin hüsnü cemaline kavuşmaktan başka şu dünya nimetlerinin hiç biri tat vermiyor bana".....................................böyle dua olmaz.

Sen kafana yatmayan duaları yapmazsın olur-biter! Başkalarına karışamazsın !
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Ne garip dünya yahu. Rıza ı istiyorum diye dua mı olur lafını da duydum ya...
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Şaşırdığım adam tarikata laf söylemek için duaya laf söylüyor. Enteresan bir mantık.
 

çağatay

Kısıtlı Erişim
Katılım
11 Ocak 2015
Mesajlar
95
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Ne garip dünya yahu. Rıza ı istiyorum diye dua mı olur lafını da duydum ya...
sen olayı yanlış anlıyorsun...yabbi bizden razı olmanı istiyoruz demek başka,allah cc tüm verdiği nimetleri kenara itercesine (cennet de dahil buna) rıza istemek bsmbaşka bir şey. sen bir kulsun eksiklerin(maddi ve manevi) her ne varsa onu istersin.Eğer sen bunları aşıp kendin için mümin kardeşin için ,istenecek hiç bir nimet bulamıyorsan ,göremiyorsan ,hatta bunları bile zikretmeye değmez bulup "sen memnun ol yeter! diyorsanız bilinki işiniz hayra gitmiyor.
 
Üst