İnsanlık Hz.Ömer'ini arıyor

seheryeli

Üye
Katılım
12 Eki 2009
Mesajlar
69
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
48
İKİ büklüm ihtiyar kadın önüne geçti. Dur dedi. O da duraksadı.

Medine sokağından geçiyor. Sokak kapısının önünde bir kadın oturuyor. İçeriden diğer kadının sesi duyulur: Anne içeri gir, müminlerin emiri geçiyor. İhtiyar kadın duruşunu bozmaz, içeriye seslenir. "Daha düne kadar Ömer’di. Ne oldu yani, bugün halife olmuşsa. O bizim bildiğimiz Ömer!" Hz. Ömer bir an duraksar. Kadına doğru döner ve şöyle der: "Doğrudur nine. Ben işte senin dediğin gibi o adamım. Senin dediğin o adam."

Ertesi gün yine aynı sokaktan geçer. O ihtiyar kadın yine kapının önünde. Hz. Ömer kadına doğru yürür. Nine der, "Ben dünkü Ömer’im. Halife Ömer. Çöpün var mı, dökecek kimsen yok herhalde, ben döksem olur mu?" Ağustos ayının kavuran bir günü. Bir siyasi hamal yük taşıyor. Yorgun, sırılsıklam, iki büklüm. Kimse yükünü paylaşmak istemiyor. Herkes bakarken Hz. Ömer birden hızlanır. Yükün altına girip omuz verir. Sessizce seslenir kulağına arkadan: "Hadi beraber taşıyalım. Senin yükün benim yükümdür."

Hz. Peygamber’le olduğu yıllar. Bir bayram sabahı. Mescitten dışarı çıkarlar. Hz. Peygamber yürürken Medine’nin çocukları Peygamberimizi çembere alırlar. Bayramlık bir şeyler istiyorlar. Hz. Peygamber, dostu Ömer’e döner ve "Ömer! Bu çocuklardan beni satın al, baksana bana el koydular. Sen onlara bir şeyler getir" buyurur. Hz. Ömer gider ve biraz sonra biraz hurma, et ve meyveyle döner. Bu yiyecekleri çocuklara dağıtır. Yiyecekleri alan çocuklar evlerinin yolunu tutarlar.

Peygamberimiz evine doğru yürürken için için gülümsemektedir. Hz. Ömer’in dikkatinden kaçmaz bu hal. Efendim der, neden gülümsüyorsunuz. Peygamberimiz gülümseyen bir çehreyle cevap verir: "Ömer, beni Yusuf’tan daha ucuza aldın. Malik bin Zar bile Hz. Yusuf’u almak için daha çok para vermişti." Hz. Ömer şöyle cevap verir: "Öyle olsa da siz Yusuf’tan daha kıymetlisiniz."

Hz. Ömer’in elçisi Rum beldelerine gider. Elçi giderken Hz. Ömer’in hanımı şişelerin içine güzel kokular doldurtur ve bunu da hediye olarak kayserin hanımına gönderir. Rum imparatorunun hanımı bu kokuları çok beğenir ve karşılığında aynı şişelere inci doldurtup mütekabiliyet -karşılıklı nezaket- gereği Hz. Ömer’in eşine gönderir.

Hediyeler Hz. Ömer’in önünde açılır. İncileri gören Hz. Ömer, incilerin hazineye devredilmesini ister. Oradakiler, ama sizin eşinize özel olarak gönderilen hediyelerdir bunlar deyince Hz. Ömer şu cevabı verir: "Halifeye ve eşine gelen hediyeler şahsi değildir. Halkın tümünedir. Bu hediyeler halka dağıtılmak üzere hazineye kaldırılacaktır." Öylede olur. Ne Hz. Ömer’in eşi ne de başkası itiraz edecektir.

Bir akrabası yanına gelir. Hz. Ömer’den yardım istemek niyetindedir. Adam, Hz. Ömer’e, "Bana hazineden para verip yardım eder misin" der. Hz. Ömer ayağa kalkıp adamı kovar. Hem de kovalarcasına arkasından da bağırır: "Sen benden ne istediğinin farkında mısın? Sen benim hain bir idareci olmamı mı istiyorsun?" Aradan zaman geçer. Hz. Ömer bu yakınını buldurur. Sonra kendi imkánlarıyla ona yardım eder. Ama devletin parasını bu işlerde kullanmaz ve kullandırmaz (Tarihul İslam, Zehebi, /271)

* * *

Ülkesi, coğrafyası, dini, dili, mezhebi, meşrebi, ırkı, rengi, mevkii, makamı ne olursa olsun bütün insanlar birer Ömer arıyorlar. Bendendir, sendendir demeden, başkalaştırmadan, dışlamadan, adaletten kıl payı ayrılmayacak birer Ömer arıyor.

Aynanın karşısına geçip "Dün bir hiçtin, bugün bir şeysin, yarın bir hiç olacaksın" diyecek adam arıyoruz. Bugün gözlerimi rahatça kapatabilirim, emanetin dağıtıldığı yerde bir emin var dedirtecek bir Ömer arıyoruz.

Kültüründe ve geçmişinde insanlığa Ömer’ler bağışlamış olanlar, eğer bugün birer Ömer arıyorsa, toplumun herhangi bireyi Ömer kadar hassas olmadıkça görevlerini yapmış olamazlar.
 

tevhid_yolcusu

Profesör
Katılım
30 Eyl 2009
Mesajlar
811
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Ülkesi, coğrafyası, dini, dili, mezhebi, meşrebi, ırkı, rengi, mevkii, makamı ne olursa olsun bütün insanlar birer Ömer arıyorlar. Bendendir, sendendir demeden, başkalaştırmadan, dışlamadan, adaletten kıl payı ayrılmayacak birer Ömer arıyor.

Aynanın karşısına geçip "Dün bir hiçtin, bugün bir şeysin, yarın bir hiç olacaksın" diyecek adam arıyoruz. Bugün gözlerimi rahatça kapatabilirim, emanetin dağıtıldığı yerde bir emin var dedirtecek bir Ömer arıyoruz.

Kültüründe ve geçmişinde insanlığa Ömer’ler bağışlamış olanlar, eğer bugün birer Ömer arıyorsa, toplumun herhangi bireyi Ömer kadar hassas olmadıkça görevlerini yapmış olamazlar.

Allah razı olsun kardeş,çok harika paylaşım.
Zamanımıza ait iki alim konuşuyorlar birgün.
Biri diğerine diyorki:
"Bize Hz.Ömerler gerek,toplum çok bozuldu"
Diğeride ona dönüp:
"Sen Hz. Ömerin olduğu toplumu bul ben sana o toplum içinden yüzlerce Ömer çıkarayım" diyor.
Birde şöyle bir hadisi şerif var ya.
"Sizler neye layıksanız öyle idare olunursunuz"
Ne kadar doğru.
 

MÜTEŞEKKÜR

Kıdemli Üye
Katılım
17 Ağu 2009
Mesajlar
6,938
Tepkime puanı
198
Puanları
0
Merak ediyorum.

Hz.Ömer hayatta olsaydı acaba yeryüzünde ki fitne ve fesat kalkabilir miydi?.İnanıyorum ki kalkardı.Çünkü Hz.Ömer efendimiz nesli kendisi gibi yetiştirmeye çaba sarfederdi ki gelecek nesil aynen bu şekilde devam etsin diye...
 

Red Baron

Aktifleşmemiş
Katılım
11 Eyl 2007
Mesajlar
189
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Hz.Ömer bir valisini rüşvet aldığı gerekçesiyle azl edip mallarına el koyar.Vali itiraz eder: Bunlar rüşvet değil hediyedir der.

Hz.Ömer "Sen babanın evinde otursaydın da bu hediylere sana gelecek miydi?" der.

Bu vali meşhur hadis ravisi Ebu Hureyredir.


Hz.Ömer tanıtan yazıyı elbette örnek almamız için yazdınız.Teşekkür ederiz.
Ama ne yazık ki islamcı olarak başımıza geçirdiğimiz kişilerin en ileri gelenleri çocuklarına gelen hediyelerle gemi alabiliyorlar.
Bir diğeri kızının düğününü 3 kere erteleyerek 4500 kişinin katılacağı düğünle evlendiriyor.Doğal olarak cumhurbaşkanı kızına layık hediyelerin gelmesi sağlanıyor.

İşte bu sebeple islam alemi böyle yerlerde sürünüyor.Onuru şerefi ayaklar altında.
 

m-angel

Nam-ı diğer TÜRBEDAR
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
1,629
Tepkime puanı
260
Puanları
0
Yaş
55
Olay sizin anlattığınız gibi değil efendim. Sadece bir kısmını anlatıp diğer kısmını es geçerseniz ortaya saçma sapan sonuçlar çıkar.
Ebû Hureyre'nin doğrudan rüşvete tevessül ettiği söylenemez. Akla bile getirilemez. Çalışan kişilerin alacağı hediyeleri Ebû Hureyre "câiz" sanmıştır. Hz. Ömer ise, tüm devlet memurlarının görevleriyle ilgili olarak alacakları hediyelerin "rüşvet" sayılacağı görüşünde idi. Bu yüzden Ebû Hureyre'nin bir kısım malını musadere etmiştir.
Sonrasında Hz Ömer Ebu Hureyre'nin tekrar görevinin başına dönmesi içinkendisine teklifte bulunmuş ama Ebu Hureyre tekrar bilmeden yanlış yaparım korkusundan dolayı görevi kabul etmemiştir.
Yani sizin dediğiniz gibi bir durum söz konusu bile değildir. Önce iyice araştırın sonra yazın. Sahabeyi kabul etmemek sizin bileceğiniz bir şey ama iftira büyük vebal.
Böyle küçük kelime oyunları ile kimsenin kafasını karıştırmayın.
Bektaşi misali lafın işinize gelen yerini alıp diğer yarısını görmezden gelmeniz sadece küçültür.
 

Red Baron

Aktifleşmemiş
Katılım
11 Eyl 2007
Mesajlar
189
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Hz.Ömer aşağıdaki olaya dayanarak Ebu Hureyrenin hediyelerini(!) müsadere etmiştir.Binlerce hadis(!) rivayet eden Ebu Hureyre bu kadar önemli olaydan habersiz miydi?

Ayrıca ben iftira etmiyorum.Böyle bir olay olmuştur.Ebu Hureyre babasının evinde otursaydı alamayacağı hediyeleri almıştır Hz.Ömer de bunlara elkoymuş azarlamış ve valilikten azl etmiştir.


Hz. Peygamber (s.a.s)'in bir zekât
memuruna yaptığı şu muâmele meşrû musaderenin ölçüsünü belirlemektedir. Rasulullah (s.a.s)

Ezd kabilesinden İbnü'l-İstebiyye adlı bir adamı zekât memuru olarak görevlendirmişti. Memur
görevini yapıp dönünce malları bir yana koyarak Hz. Peygamber'e; "Bunlar size ait şunlar da
bana hediye olarak verildi" dedi. Bunun üzerine Allah'ın elçisi ayağa kalktı ve Allah'a hamd ve
senadan sonra şöyle buyurdu: "Ben sizden birinizi Allah'ın bana verdiği yetki ile bir işe
görevlendiriyorum. Dönünce; "Bu sizindir şu da bana hediye verilmiştir" diyor. Bu adam doğru
olsaydı ana babasının evinde oturmakta kendisine hediye verilip verilmeyeceğini görmeli değil
miydi? Allah'a yemin ederim ki sizden kim haksız yere bir şey alırsa kıyamet günü haksız olarak
aldığı şeyi yüklenerek gelecektir. Kıyamet günü Allah'ın huzurunda birinizin bağıran bir deveyi
böğüren bir ineği veya meleyen bir koyunu yüklenerek geldiğini sakın görmeyeyim ". Sonra
koltuk altlarının beyazlığı görülecek kadar ellerini kaldırdı ve şöyle buyurdu; "Allahım tebliğ ettim
mi? Bunu üç defa tekrar etti" (Buhârî Hibe 17
 

m-angel

Nam-ı diğer TÜRBEDAR
Katılım
20 Eyl 2007
Mesajlar
1,629
Tepkime puanı
260
Puanları
0
Yaş
55
Ben olmamıştır mı dedim yazdıklarımı iyi okuyun. Ayrıca alıntı yaptığınız yazının devamında yazılanları da lütfen ekleyin.

Ancak burada Ebû Hureyre'nin doğrudan rüşvete tevessül ettiği söylenemez. Akla bile getirilemez. Çalışan kişilerin alacağı hediyeleri Ebû Hureyre "câiz" sanmıştır. Hz. Ömer ise, tüm devlet memurlarının görevleriyle ilgili olarak alacakları hediyelerin "rüşvet" sayılacağı görüşünde idi. Bu yüzden Ebû Hureyre'nin bir kısım malını musadere etmiştir.

Yazının devamında yazılanlar sonuç olarak böyle veriliyor. Siz neden illaki cımbızlayıpta işinize gelen yeri alıyorsunuz.
 
Üst