insanları birbiriyle bağlayan ip uhuvvettir

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
ÂYET-İ KERİME MEÂLİ



Hani o (İbrahim), babasına ve kavmine demişti ki: “Siz nelere tapıyorsunuz? Allah'tan başka ilahlar uydurmak mı istiyorsunuz?”


Sâffât Sûresi: 85-86


09.12.2006




HADİS-İ ŞERİF MEÂLİ



Hz. Peygamber kişinin meyveli bir ağacın altında ve akar su kenarında büyük abdest yapmasını nehyetti.


Câmi'ü's-Sağîr, c: 3, 3826


09.12.2006




İnsanları birbiriyle bağlayan ip uhuvvettir



İ’lem eyyühe’l-aziz! (Ey aziz kardeşim, bil ki!)

Kâfirlerin medeniyetiyle mü’minlerin medeniyeti arasındaki fark:

Birincisi, medeniyet libasını giymiş korkunç bir vahşettir. Zahiri parlıyor, bâtını da yakıyor. Dışı süs, içi pis; sureti me’nus, sîreti mâkûs bir şeytandır.

İkincisi, bâtını nur, zahiri rahmet; içi muhabbet, dışı uhuvvet; sureti muâvenet, sîreti şefkat, câzibedar bir melektir.

Evet, mü’min olan kimse, iman ve tevhid iktizâsıyla, kâinata bir mehd-i uhuvvet nazarıyla baktığı gibi; bütün mahlûkatı, bilhassa insanları, bilhassa İslâmları birbiriyle bağlayan ip de, ancak uhuvvettir. Çünkü, imân bütün mü’minleri bir babanın cenah-ı şefkati altında yaşayan kardeşler gibi kardeş addediyor.

Küfür ise, öyle bir burudettir ki, kardeşleri bile kardeşlikten çıkarır. Ve bütün eşyada bir nevi ecnebîlik tohumunu ekiyor. Ve herşeyi herşeye düşman yapıyor.

Evet, hamiyet-i milliyelerinde bir uhuvvet varsa da, muvakkattir. Ve ezelî, ebedî iftirak ve firakla muttasıl ve mahduttur. Ama kâfirlerin medeniyetinde görülen mehâsin ve yüksek terakkiyât-ı sanayi, (bunlar) tamamen medeniyet-i İslâmiyeden, Kur’ân’ın irşâdâtından, edyân-ı semâviyeden in’ikâs ve iktibas edildiği, Lemeat ile Sünuhat eserlerimde istenildiği gibi izah ve ispat edilmiştir. Onlara müracaat et; orada insanların gaflet ettikleri büyük bir hakikat bulacaksın.


Mesnevî-i Nuriye, s. 77


Lügatçe:


bâtın: İç.

burudet: Soğukluk.

edyân-ı semâviye: Semavi dinler.

hamiyet-i milliye: Milli duygulardan kaynaklanan gayret.

iftirak: Ayrılık.

in’ikâs: Yansıma.

libas: Elbise.

mâkûs: Tersine dönmüş.

me’nus: Dost, ünsiyetli.

mehâsin: Güzellikler.

mehd-i uhuvvet: Kardeşlik beşiği.

muâvenet: Yardımlaşma.

muttasıl: Birleşik.

sîret: İç.

uhuvvet: Kardeşlik.

zahir: Dış.

Bediüzzaman Said NURSÎ

09.12.2006
kaynak:Yeni asya
 

&Ta-Ha&

Doçent
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
1,044
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Web sitesi
hayattanizler.spaces.live.com
Allah razı olsun... bizim uhuvvetimiz için o kadar sebepler var ki...saymakla bitmez...bu bağları bilmemiz gerekiyor...

Evet, mü’min olan kimse, iman ve tevhid iktizâsıyla, kâinata bir mehd-i uhuvvet nazarıyla baktığı gibi bütün mahlûkatı, bilhassa insanları, bilhassa İslâmları birbiriyle bağlayan ip de, ancak uhuvvettir. Çünkü, imân bütün mü’minleri bir babanın cenah-ı şefkati altında yaşayan kardeşler gibi kardeş addediyor.
.
 

gumus_Tesbih

Paylaşımcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
van
sağol kardeş
keşke bu düsturları uygulayabilsek
 
Üst