İnsanın ilmi arttıkça korkusu artar

bulut_bey79

Kıdemli Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
12,118
Tepkime puanı
324
Puanları
0
Konum
istanbul
Web sitesi
3422unitedstates.spaces.live.com
İnsanın ilmi arttıkça korkusu artar 20 Aralık 2010 Pazartesi
İnsanın şerefi, kıymeti, ilmi ve edebi ile ölçülür. Malı, makamı ve nesebi ile değil. Peygamber efendimiz;
(İnsanların en kıymetlisi, mü’minlerin âlimleridir) buyurmuştur.
Allahü teâlânın kendisini her an gördüğünü bilen bir kimse, günâh işlemekten utanır, Onun azâbından ve cezâsından çok korkar. Allahü teâlânın her şeyden onu hesâba çekeceğini bildiği için, hiçbir nefesini zâyi etmez, boşuna geçirmez. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin hanımı anlatır:

“MÂZUR BUYUR Y RABBΔ
“Mevlânâ hazretleri, bir gün namaza durdu. Sükûnet ve tevâzu içinde tâzim ve hürmetle Kur’ân-ı kerîm okuyor, bir taraftan da gözlerinden yaşlar akıtıyordu. Evde bulunanlarla birlikte Onun bu hâlini görüyor, hayretle ona bakıyorduk. Namazdan sonra her zamanki gibi tesbihini çekip cenâb-ı Hakka uzun uzun yalvarıp duâsını yaptı. Onun bu hâli bana çok tesir etti, ağlamaya başladım. Sonra;
-Ey efendi! Dünyâda ve âhirette biz günahkârların ümîdi sensin. Bu kadar çok ibâdetinle, böyle korkar, ağlar, yalvarırsan, biz bu tembel hâlimizle kıyâmet gününde ne yaparız? diye sordum. Yemîn ederek;
-Allahü teâlânın bana verdiği nîmetlerin, ihsânların yanında benim yaptığım ibâdetler, yalvarışlar, bütün hareketlerim, ziyâde kusûr ve nihâyetsiz eksiklikten başka bir şey değildir. Bütün bu korku ve yakarışlarımla;
‘Ey Kerîm olan Allahım! Benim gibi bir âcizin, bir çâresizin kuvveti ve tâkati ancak bu kadardır, mâzur buyur yâ Rabbî!’ demek istiyorum. Yoksa Ona lâyık bir ibâdeti kim yapabilir? buyurdu.”
İnsan, nefsini ne kadar aşağılarsa, Allahü teâlâ indindeki kıymeti o kadar yükselir. Kendine kıymet verenin, Allahü teâlâ katında kıymeti olmaz. İnsanın ilmi arttıkça, Allahü teâlâdan korkması artar. Günâh işlemeye cesâret edemez. Bunun için, Peygamberler, tevâzu sâhibi idiler. Allahü teâlâdan çok korkarlardı. Kendilerinde kibir ve ucub gibi kötü huylar hiç yoktu. Fâtır sûresinin 27. âyetinde meâlen;
(Allahü teâlâdan ancak ilim sâhipleri korkar) buyurulmaktadır.
Bir kimsenin ilmi arttıkça, evliyâlık derecelerinde yükseldikçe, Allahü teâlâdan korkusu da artar. Hucurât sûresinin 13. âyetinde meâlen;
(Allahü teâlâ indinde en yükseğiniz, Ondan en çok korkanınızdır) buyurulmuştur.
Bu sebeple Peygamber efendimiz, Allahü teâlânın sevgilisi, resûlü ve makbûlü iken;
(Allahü teâlâyı en iyi tanıyanınız ve Ondan en çok korkanınız benim) buyurmuştur.
Resûlullah efendimiz, havada bir bulut görünce;
(Yâ Rabbî! Bu bulutla bize azâb gönderme!) Bir rüzgâr esince;
(Yâ Rabbî! Bize hayırlı rüzgâr gönder) ve gök gürleyince de;
(Yâ Rabbî! Bizi gadabınla öldürme, azâbınla helâk etme ve bundan önce bize âfiyet ihsân eyle!) diye duâ ederlerdi.
Peygamber efendimizin, namâza dururken, ağlayan kimsenin içini çektiği gibi, göğsünden ses işitilirdi. Kur’ân-ı kerîm okurken de, böyle olurdu ve;
(Benim gördüğümü görseydiniz, az güler, çok ağlardınız) buyururdu.

“DÜNYÂ BİR GÖLGEDİR!..”
Netice olarak, insânın parası arttıkça düşmânı, ilmi arttıkça da Allahü teâlâdan korkusu artar. Yönünü kabristana, âhirete çeviren, rahat eder. Ama yönünü dünyâya ve insanlara çeviren kimse ise, her zaman sıkıntı çeker. Dünyâya düşkün olmayanlar, âhireti için yatırım yapanlar, âhir ömründe muhtâç olmazlar. Allahü teâlânın rızâsı için yaptıkları hizmetlerinin karşılığını dünyâda da âhirette de görürler ve çevresi onları unutmaz.
Hedefi, gâyesi dünyâ olanın, ibâdetinde de, dünyâsında da hayır kalmaz. Her dakikası hüsrândadır. Kavuşmak istediği dünyâ, her kavuştuğunda tekrar bir serap gibi uzağa gider. Dünyâ bir gölgedir, hiç kimse bu gölgeye yetişememiştir, kavuşmak da mümkün değildir. Eğer dünyâdan yüz çevirirsek, ışığa dönersek, gölge arkamızdan gelecektir. Biz kaçtıkça o da koşacak ve bize yetişemeyecektir. Yahyâ bin Mu’âz-ı Râzî hazretlerinin buyurduğu gibi:
“Allahü teâlâyı sevdiğin kadar, herkes seni sever. Allahü teâlâdan korktuğun kadar herkes senden korkar. Allahü teâlâya kulluk ettiğin miktârda, herkes sana yardımcı olur.”





osman ünlü makale[/B]
 

türkü

Kıdemli Üye
Katılım
18 Tem 2007
Mesajlar
4,973
Tepkime puanı
975
Puanları
0
hangi bilmek? bu okuyarak bilgilenmek ise korkutucu cümlelerin fazlalıgı iledir. başkaları'nın kendi anlayışları, yorumları ve tezahürlerinin etkisi altında kalıyorsunuz; sakındırılıyorsunuz demektir. yok maksat "kendini bilmek"se, kişi, evet, kendine yakınlaştıkça cahilligi azalır, sırlarını keşfeder, açıklarını,zayıflıgını, gücünü farkeder ve yapabileceklerini..kendinin sahibi olamamaktan korkar. iradenin istemsiz dışı kalmasından :) bence öyle işte :p
 
Üst