İnsanı Şahsi Kemalata Götüren Üç Yol:

_ikLiL_

VUSLATA HASRET.....
Katılım
24 May 2010
Mesajlar
2,117
Tepkime puanı
344
Puanları
0
Yaş
31
Konum
ANKARA
İnsanı Şahsi Kemalata Götüren Üç Yol:Az Yemek, Az Uyumak, Az Konuşmak
Abdülkadir IŞIK


Yüce Mevla, insanı en mükemmel şekilde, Ahsen-i takvim üzere yaratmıştır. İnsanı sonsuz güzelliğinin ve sınırsız mükemmelliğinin ve esmaül hünsasının tecellileri olan harika eserlerinin seyircisi, takdir ve tahsin edicisi olarak yarattı. İnsanın ruh ve bedenine, bu ulvi görevi yerine getirmesini sağlayacak pek çok duyular, duygular, latifeler yerleştirerek harika cihazlarla donattı. İnsan fıtratında yaratılan bu harika cihazları kullanarak, yaratılış amacını yerine getirecektir. Bediüzzaman'ın ifadesi ile 8220;insan bu aleme ilim ve dua vesilesi ile tekemmül etmek(mükemmelleşerek yaratılış amacını yerine getirmek) için gönderilmiştir.8221;
İnsan sahip olduğu duyu ve duygu cihazlarını kullanış şekline göre ala-i illine kadar yükselerek cennete layık bir halede gelebilir, esfeli safiline kadar alçalarak cehenneme müstehak olacak bir halede düşebilir. İnsanın yapması gereken şey ise, tıpkı bir kaptan veya şoför gibi davranarak duyu, duygu, his ve latifelerini iyi yöneterek doğru istikamete yöneltmesi ve yaratılış amacına uygun olarak kullanmasıdır. Yani insanı batıranda yükseltende yaratılıştan sahip olduğu maddi ve manevi cihazlarını kullanma şeklidir. Onun için büyük zatlar insanı kemale ulaştıracak yolları aramışlar, fıtraten sahip olduğumuz harika kabiliyetleri inkişaf etticek tavsiyelerde bulunmuşlardır.
İbrahim Hakkı Hazretleri, insanı şahsi kemalata götürecek üç önemli yol tavsiye etmektedir: Az yemek, az uyumak ve az konuşmak.
Az ye, az uyu, az iç
Ten mezbelesinden geç
Dil gülşenine gel göç
Mevla görelim neyler.
Neylerse güzel eyler.
Ne güzel söylemiş İbrahim Hakkı hazretleri tefviznâmesinde. Evet İbrahim Hakkı hazretleri Marifetname adlı eserinde az yemenin, az uyumanın ve az konuşmanın sır ve hikmetlerini anlatır.
AZ YEMEK;
Cenab-ı Allah inayetiyle kullarına yemek yemenin doğru ve edepli şeklini öğretmiştir. Kuran-ı Kerimde 8220;Yiyiniz,içiniz ve israf etmeyiniz.Çünkü Allah israf edenleri sevmez.8221; (Araf 31) buyurmuştur.Bir kudsi hadiste de şöyle buyurmuştur. 8220;Ey Ademoğlu: Ben şeref ve yüksekliği itaat etmeye verdim,insanlar onu sultanların kapısında arıyorlar,nasıl bulacaklar? İlmi açlıkta takdir ettim,insanlar onu çok yemekte arıyorlar,nasıl bulsunlar?Gönül parlaklığını gece uykusuzluğunda bulundurdum,insanlar onu derin uykularda arıyorlar, nasıl bulurlar?Ey ademoğlu! ilim ve ameli tok karınla ,gönül parlaklığını derin uykuyla,hikmet ve inceliği çok konuşmayla;ülfet ve dostluğu insanlarla iç içe bulunmakla ve nihayet benim sevgimi dünya sevgisiyle dolmuş olarak,nasıl isteyebilirsin ? Öyleyse ilim ve ameli açlıkta,gönül parlaklığını gece uykusuzluğunda, hikmet ve inceliği sükutta, dostluğu ve bana kavuşmayı uzlette, sevgimi ve hoşnutluğumu dünyayı terketmekte ara.8221;
Hazreti Peygamber(s.a.v) dahi ümmetine şefkat göstermiş ve onlara yemek yemenin edebini öğreterek, çok yemenin felaketlerini ve az yemenin yararlarını anlatmıştır. Nitekim şöyle buyurmuştur. 8220;İnsanoğlu kendi karnından daha kötü bir kab doldurmamıştır. Oysa ona bedenini güçlendirip olgunlaştıracak üç lokma yetişir. Eğer kim yemek şehvetine tutulur, karnını doldurmak isterse; hiç olmazsa üçte birini yemeklere, üçte birini içeceklere, üçte birini de kendine tahsis etsin .8221; Bir başka hadisinde de 8220;fazla yemek kötüdür,çok yiyen ve çok uyuyan yerilmiştir.8221; buyurmuştur.
Yemek içmekten başka nimet bilmeyenin bilgisi az ve azabı çok olur.Az yemek hastalıkları azaltır.Çok yemekse hastalıklara sebep olur ve yine çok yemek kalbe katılık ve bedene sakatlık verir.Üç şey kalbi karartır; çok yemek,çok uyumak,çok konuşmak.Karın doydukça ruh bedenleşir.Karın acıkırsa ruh kendine gelir.Bedenin sağlığı az yemekte,ruhun sağlığı az uyumaktadır.
Evet az yemek, az uyumaya, az uyku da az konuşmaya sebep olur. Tokluk hastalığı, hastalık da elemi davet eder.Bütün hastalıkların temelinde tokluk vardır.Açlıksa cümle devanın esasıdır.
Çok yemek kalbi katılaştırır ve nurunu söndürür. İbadeti azaltır. Zira insanın yemesi aşırı olunca bedeni hantallaşır, uyku bastırır, takatten düşer ve duygular faaliyetsiz kalır ibadete yönelemez. İnsan olduğu yere yığılır uykuya dalar.
Halbuki ibadet öyle bir sanattır ki, o ancak yalnızlık tezgahında işlenir. Onu işleyebilecek aletler de nefsin isteklerine karşı yapılan direnişlerdir.
AZ UYUMAK:
Allah Teala lütufla kullarını gafletten sıyırıp, kendi huzuruna davet etmiş ve gece ibadetle meşgul olmanın faziletlerini bildirmiştir. Nitekim Kuran-ı Keriminde şöyle buyurmuştur. 8220; O takva sahipleri, taat ve musibetlere sabreden, sadakat gösteren, itaat eden mallarından Allah için veren, seherlerde ondan bağış dileyenlerdir(Al-i İmran süresi ayet:17)
8220;Onlar ki Rablerine secde ederek ve namaz kılarak geceyi geçirirler (Furkan süresi ayet 64)
Bir hadis-i kudside de şöyle buyurmuştur:8221;Ey ademoğlu çok uyumakla gönül aydınlığını nasıl istersin? Uykunu toprağa göm.Kalbinin nurunu az uykuda ara ve geceyi ibadetle geçir.Kim beni sevdiğini söyleyip de, gece bastırdığında beni unutup uykuya dalarsa, o yalancıdır.8221;
Peygamberimiz Hz.Muhammed(S.A.V) de gece ibadete kalkmayı Teşvik etmiş ve her gece gelen ilahi sesten ümmetine haber vermiştir. Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur. 8220;Her gecenin son yarısında kalkana Cenab-ı hak, gökyüzüne tecelli edip şöyle nida eder: 8220;Kim bana dua ederse,duasını kabul ederim.Kim benden bir şey isterse,ona veririm. Kim benden bağış dilerse onu bağışlarım.
Evet uykuyu azaltmak, Mevla'ya yönelmekte mühimdir. Saadetimizin sermayesi gecelerdir. Gece aşıkların dert ortağı, ariflerin sırdaşıdır. Seher vakti mübarek saattir. O saatte uyanık olan saadet ehlidir. Seher vakti aşıkların(ilahi aşk)gözü uyku tutmaz ve arifler gönülden uzak düşmezler. O vakitte rahmet kapısı açılmış olur ki; uyanık olanlar, ruh zevkini ve düşünce duruluğunu bulurlar. Nitekim İbrahim Hakkı Hazretleri bir şiirinde şöyle seslenmiştir:
Hakkı bidâr ol seher vaktinde tembel olma kim
Uyumak insana aybu âr olur vakt-i seher
(Hakkı seher vakti uyanık ol. Tenbel olma; insana ayıp ve ar olur, uyumak, seher vakti)
Erenler yoluna giden, üç hasletle gitmiştir. İlki: zaruret olan dışında yememek. İkincisi:imkan sınırı içinde uyumamak.Üçüncüsü: gerekli olandan fazla konuşmamak.
Hasılı, uykusu çok olanın ruhu hasta ve işi zordur.Yine bir şiirinde
Ey dide nedir uyku gel uyan gecelerde
Kevkeblerin et seyrini seyran gecelerde
Bak heyet-i alemde bu hikmetleri seyret
Bul sanini ol ana hayran gecelerde.
(Ey göz uyku nedir? Gel uyan gecelerde. yıldızları seyret,seyran gecelerde.Bak,alemin manzarasında bu hikmetleri seyret bak da onun sanatkarını bul ona hayran gecelerde)
Evet ilahi sırları müşahede etmek isteyen nefsiyle mücadele etmelidir. nefisle mücadele etmek isteyen aç kalıp, gece uyanık olmalıdır. İrfan yolunun isteklisi uykudayken berzah alemine varıp rahat bulduğu gibi: uyanıkken de hem berzah, hemde melekut alemlerine muttali olarak rahat ve mesud olur.
Şu halde kıvamında uyku, bedene rahatlık verdiği gibi, ruhun da rahatıdır. Nitekim Hak Teala Kuranda: 8220; uykunuzu bir dinlenme yaptık(Nebe 9) buyurmuş ve itidalli uykunun vücud ve ruh için bir rahatlık olduğunu duyurmuştur.
Çok uyumak gaflet ve tenbelliğe yol açar öyleyse uyku büsbütün bastırmadıkça, ona iltifat olunmaz. Zira onunla olgunluk ve kemal elde edilmez.
Mevla'ya muhabbetin alâmetleri üçtür: Geceleri uyumamak, güzel söz söylemek ve Şanı yüce olan Allah'a(c.c)hamdetmektir.
AZ KONUŞMAK
Hak Teala kullarına lütfederek, az konuşmanın büyüklerin adeti halkın işlerinin düzeni, kurtuluş kapısının anahtarı ve devamlı huzur sebebi olduğunu herkese duyurmuştur.Nitekim Kuran-ı Kerimde şöyle buyurmuştur;
8220;Ve inanan kullarıma de ki ( O Müşriklere ) sözün en güzelini söylesinler.(İsra53)
8220;Rahmanın makbul kulları, o kimselerdir ki, yeryüzünde hafifçe yürüler ve cahiller onlara hitap ettiklerinde (terslik etmeyip, güzel bir cevap olarak ) selam olsun 8220; derler. (Furkan 63)
Yüce Allah(c.c) bir hadis-i kudsisinde ise şöyle buyurmuştur:
8220;Ey âdemoğlu! Kalbinde bir katılık, bedeninde bir hastalık ve rızkında bir eksiklik bulduğun zaman; bil ki, boş şeyler konuştun.Ey âdemoğlu! Çok konuşmakla hikmet ve inceliği nasıl arzularsın? Hikmeti dilinin ve kalbinin sükutunda ara.8221;
Resulü Ekrem (s.a.v) de az konuşmanın, günahlardan kaçınma sebebi, merâma ulaştırıcı, halkta sevgiyi doğrucu ve üstün sırları saklayıcı olduğunu duyurmuştur. Bir çok Hadis-i Şeriflerinde Şöyle buyurmuştur;
8220;İnsanın selameti dilini tutmasıdır.8221;
8220;Ya hayır söyle, ya sus.8221;
8220;Dilin maddesi, diğer uzuvların maddelerinden küçük, fakat suçu hepsinin suçundan büyüktür. İşi de, denâeti de onlarınkinden büyüktür.8221;
8220;Kim sükût ederse her beladan kurutulur.8221;
Evet insan, iki küçücük şeyin rehini olmuştur, biri yürek diğeri de dildir.Dil insanın ölçeğidir.Konuşmadıkça sözün tesirli olur.Konuştukça da sözün tesirli olur. Konuştukça da sözün tesiri gider ve ona hükmedemezsin. Az konuşmak azardan emniyettir.Kimin Sükûtu uzun olursa onun kadri güzel olur.Kim her zaman insanların ayıplarını örterse onunda, ayıpları örtülür ve kalplerin sevgilisi olur.
Çok konuşmak ayıp ve ar; dilini tutmaksa şeref ve vakardır.Dilin tehlikesi çoktur, zira o hedeften şaşmaz, hata etmez bir oktur.
Üç şey bütün felaketleri üzerine çeker; Biri şaka, diğeri mizah, öbürü de boş laftır. Yalan, gıybet, dedikodu, koğuculuk ve iftira dilin âfetlerindendir. Fazla laf ayıpları meydana çıkarır ve kalplerin düşmanlığını tahrik eder.
Mizah, dalkavukluk afetidir ve yapılan iyiliği başa kakmak da cömertliğin felaketidir.Konuşursan doğru konuş, söz verirsen yerine getir.Yumuşak söz ve selam yayılması üstün sünnetlerdendir.Dilin doğruluğu, insanın kurtuluş ve güvenliğidir.
Çok konuşmak, dinlenme bıkkınlığı verir ve çok ısrar caydırma sebebidir.Sükûtun çokluğu vakanın sebebidir.Çok gülmek hafiflik ve ardır.Çokça mizah da ithamları üzerine çeker.Yine de çok gülmek kalbi öldürür.Çok şaka cahillik işaretidir.Lafız çokluğu mana eksikliğidir.
Susmak, aklın hoş zineti ve cehaletin örtüsüdür.Sözleri doğru olanın güzelliği artar, lafı az olanın günahları da azalır.Halktan şikâyet eden Hak'tan şikâyet etmiş olur şükürsüz olur.
Gizlileri, ayıpları araştıran, kalplerin sevgisini kazanamaz. Kendini öven, kendini bıçakla kesmiş olur. Nefsini yeren selamet bulur.
Kişi diliyle insandır. Oysaki dili kendisine düşmandır. Cevabı kötü olan şeyleri söylemek; sonunda pişmanlığı doğurur.
Allah dostları şöyle demişlerdir:
8220;Susmak, ilimlerin en üstünü ve Allah Teâla'nın hikmetidir.Söz gümüşse, sükût altındır.Çok konuşan pişman, hep susan salim olur.8221;
8220;Yine sükût, konuşmaksızın itibar kazanmadır.Susmakla gönül gözü açılır, akıl kazanç ve rahat bulur.8221;
8220;Dilin korunmasında ahiret felaketlerinden de kurtuluş vardır.8221;
8220;Susmasını bilen, güvenli ve korkusuzdur.Dil sürçmesi en şiddetli bir helaktır.8221;
8220;İnsanın iyi olması dilini tutması bol ihsanda bulunmasıdır.Önce düşün sonra söyle.8221;
8220;Sözün en güzeli kısa ve anlamı derin olandır.8221;
 
Üst