İnsan

Cenan

Ordinaryus
Katılım
13 Eyl 2007
Mesajlar
3,059
Tepkime puanı
1,751
Puanları
113

Gözün aç perdeyi kaldır duracak yer mi gör Dünya,
Kati mecnun durur buna gönül verip duran insan.

Kafeste tutiye sükker verirler hiç karar etmez,
Aceb niçün karar eder bu zindâna giren insan.

Ne müşkül hâl olur gaflette yatup hiç uyanmayıp,
Ölüm vaktinde Azrâil gelince uyanan insan.

Kararmış kalbin ey gâfil nasihat neylesin sana,
Hacerden katıdır kalbi öğüt kâr etmeyen insan.

Bu derdin çâresin bul sen elinde var iken fırsat,
Ne ıssı sonra âh u zâr edüp hayfâ diyen insan.

Niyâzî bu öğüdü sen ver evvel kendi nefsine,
Değil gayriye andan kim tuta her işiten insân.

Gel ey gurbet diyârında esir olup kalan insan,
Gel ey Dünya harâbında yatıp gâfil olan insan.


Vezin: Mefâ’îlün Mefâ’îlün Mefâ’îlün Mefâ’îlün

Kafes en emniyetli yer iken, papağan orada karar etmek istemez. Çünkü onun emniyeti öz vatanına kavuşma engelidir. İnsan bu nedenle dünyaya gelince asıl vatanını unutup dünyaya bağlanmaktan kendini kurtarmalıdır.

Hikâye
Bir tacirin bir papağanı vardı. Bir gün tüccar Hindistan’a gitmek için yol hazırlığına başladı. Kölelerinin, cariyelerinin her birine ayrı ayrı:

“Hindistan’dan ne getireyim ne istersin?” diye sordu.
Her biri ayrı bir şey istedi. Tüccar papağanına da sordu:

“Ey güzel kuşum, sana ne getireyim Sen Hindistan’dan ne istersin?” dedi.
Papağan:

“Oradaki papağanları görünce hâlimi anlat ve de ki, falan papağan benim mahpusumdur, ben onu kafeste besliyorum. Size selâm söyledi. Ben gurbet ellerde kafeslerde sizin hasretinizle can vereyim, siz serbestçe ağaçlıklarda kayalıklarda dolaşın bu reva mıdır? Hiç değilse bir seher vakti ben garibi de hatırlayın ki, ben de birazcık mutlu olayım, dedi,” de. Başka da bir şey istemem” dedi.

Günler geceler boyu yol gitti, nihayet Hindistan’a vardı. Giderken birkaç papağan gördü kayalıklara konmuş, bekliyorlardı, atını durdurup seslendi:
“Ben falan memlekette filan kişiyim, ticaret yapmak için buralara geldim. Benim bir papağanım var size selâm söyledi ve böyle böyle dememi istedi” dedi.

Tüccar sözlerini bitirir bitirmez, o papağanlardan birisi titredi, nefesi kesildi düşüp öldü.
Tüccar bu haberi verdiğinden dolayı bin pişman oldu.
“Ne yaptım, bu zavallı kuşun ölümüne sebep oldum. Galiba bu benim kuşumun bir yakını, candan seveni olsa gerek” diye düşündü.
Aradan bir hayli zaman geçti, tüccar alışverişini bitirip memleketine döndü. Herkesin istediğini bir bir verdi.
Kuş kafesinde tüccara sordu:

“Benim istediğim nerede. Hem cinslerimi, papağanları gördün mü, ne söyledin, ne gördünse bana anlat, beni de mutlu et” dedi.
Tüccar:

“Sevgili kuşum kusura bakma, fakat söylemesem daha iyi olacak sanıyorum, çünkü hâlâ o saçma sapan haberi götürerek yaptığım akılsızlığa ve cahilliğe yanmaktayım, onun için anlatmasam daha iyi” dedi.
Papağan ısrar etti; bunun üzerine tüccar istemeye istemeye olanları anlattı:

“Tarif ettiğin yere varıp dostların olan papağanları görünce senin söylediklerini ve selâmını “söyledim içlerinden biri buna dayanamadı üzüldü titredi ve hareketsiz kaldı, ödü patladı dayanamadı öldü gitti” dedi. Bunu görünce çok pişman oldum, fakat nafile bir kere söylemiş bulundum” dedi. Tüccarın sözlerini duyan papağan kafesin içinde titredi, hareketsiz kaldı ve biraz sonra düşüp öldü.

Tüccar bunu görünce aklı başından gitti, ağlayıp sızlamaya başladı, külahını yere vurdu.
“Ey güzel sesli kuşum, sana ne oldu neden bu hâle geldin, ben ne yaptım başıma ne işler açtım” diye dövündü. Sonunda ölü papağanı, kafesten çıkarıp pencerenin kenarına getirdi, getirir getirmez papağan hemen canlanıp uçtu, bir ağacın en yüksek dalına kondu. Tüccar buna şaşıp kaldı.
“Ey güzel kuş, bu ne iştir, bu ne haldir, bana anlat, bu hileyi nasıl öğrendin de beni kandırdın” dedi. Papağan konduğu yerden seslendi:

“Sevgili Efendim, o Hindistan’da gördüğün papağan benim selâmımı alınca düşüp ölmüş gibi yaparak bana bu haberi gönderdi. “Eğer kurtulmak istiyorsan öl!” dedi. Ben de gördüğün gibi onun dediğini yaparak hapisten kurtuldum. Kısaca öldüm kurtuldum kafeslerde tutulmaktan” dedi.

 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Mustafa ÇAMRAN in insan ve Allah isimli bir kitabı var. Son kısmında bir dervişten bahs eder. Çıkınını yere koyar başını da çıkınının üstüne koyar ve ruhunu teslim eder. ... Dünyada yaşar ama dünyaya pamuk ipligiyle bağlıdır. Koparır ve karşıya geçer. Darısı başımıza. ?
 
Üst