İlk İnsan Hakları Mahkemesi

Huzeyme

Paylaşımcı
Katılım
4 Kas 2006
Mesajlar
266
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Hicretin 17. senesinde Halife Hazreti Ömer (r.a.), ziyaretçi çokluğundan dolayi Resulullah (s.a.v.)’in mescidini genişletmek istemişti.
Bunun için Türbe-i Saadet’’’’in etrafındaki arsalari istimlak edip mescide katması gerekiyordu.
Çevredeki arsa ve ev sahiplerine tekliflerde bulundu:
-Evinizi, arsanızı Resulullah (s.a.v.)’in mescidini genişletmek için satın almak istiyorum. Kimse malına değerinden aşağısını vereceğimi sanmasın. Herkes kıymetini söylesin, gönlünden geçirdiği fiyatı bildirsin. Resulullah (s.a.v.)’in mescidine zorla alınmış arsa ilave etmeyi düşünmüyorum, der.
Herkes arsa ve evinin değerini söyler, binalar, arsalar satın alınır, Resulullah (s.a.v.)’in mescidi genişletilmeye müsait duruma gelir. Ancak bir pürüz var. Onu da halletmek gerekiyor.
- Nedir o pürüz?
Hazreti Abbas.
Abbas, arsasini satmak istemiyor.
Mescide de olsa vermeyi düşünmüyor. Halife bizzat meşgul olur, tekliflerini tekrar eder:
-Ya Abbas, arsanın değerinden aşağısını vermeyi düşünmüyoruz. Resulullah (s.a.v.)’in mescidine böyle zorla alınmış bir arsa ilave etmeyi de uygun bulmuyoruz.
Şayet verilen fiyat az geliyorsa emsallerinden de fazla fiyat vereyim, arsani ver de bu iş bitsin. Mescid-i Nebi ziyaretçileri içine alacak genişliğe ulaşmiş olsun, ihtiyaci karşılayacak hale gelsin.
Hayret! Abbas (r.a.)'tan beklenmeyen tavir:
-Hayir, mülk benimse fazla fiyat verseniz de satmak istemiyorum. Zorla alacaksanız o başka!
İçinden çikilmaz bir durum söz konusu olunca Halife olayı mahkemeye intikal ettirir. Hakim meşhur hukukçu Übeyd bin Kab. Taraflar huzurdalar.
Devletin iddiası: - Biz yönetim olarak Abbas(r.a.)'a değerinden fazla fiyat verdik, artık diretmemeli, arsasını vermeli ki, Resulullah(s.a.v.)’in mescidi ihtiyacı karşılayacak şekilde genişleme imkanı bulsun.
Abbas (r.a.)’in cevabı: - Arsa benimse, mülküme ben sahipsem, değerinden fazla da verseler vermek istemiyorum. Ne para zoruyla, ne de mescide ilave etmek iddiasıyla mülkümü elimden kimse alamaz.
Mahkemenin kararı: - İslam hukukunun gereği kimse başkasının mülküne ve arazisini isterse para zoruyla olsun, alamaz. Mescid için de olsa mal sahibini zorlayamaz.
Abbas(r.a.)’in mülkü Abbas(r.a.)’ta kalacak, hükümet istimlak için zorlamayacaktır. Mahkemenin tartişma götürmez bu kararı kesinleştikten sonra taraflar kalkıp gitmek üzere kapıya yönelmişken bir ses işitilir. Bu ses Abbas(r.a.)’tan başkasının sesi değildir. Bakın ne diyor Abbas (r.a.): - Ya Übey, mahkeme bitmiş, karar kesinleşmiştir değil mi?
- Evet mahkeme bitmiş, karar kesinleşmiştir. Kimse senin arsanı fazla fiyat vererek de olsa zorla alamaz.
- Öyle ise der, şimdi beni dinleyin. Mahkemenize açıkça ifade ediyorum. Arsamı şu andan itibaren Resulullah (s.a.v.)’in mescidine ilhak edilmek üzere hibe ediyorum. Hem de tek kuruş almadan, hiçbir maddi menfaat beklemeden. Hepiniz şahit olun, parayla alınamayan arsam, hiçbir karşılık verilmeden Resulullah(s.a.v.)’in mescidine hibe edilmiştir ve mülk bu andan itibaren halifenin tasarrufuna girmiştir.
Übeyd bin Kab(r.a.)’in sorusu: - Ey Abbas, neden böyle bir tutumu tercih ettin? Önce aşiri fiyatla da olsa vermedin, şimdi ise parasız hibe ediyorsun?
Abbas(r.a.)’ın kitaplık çapta cevabı tek cümleden ibaret:
-İslam’in insan haklarına gösterdiği saygıyı dünyaya duyurmak için!...
 

Zeynep Özmen

Kevok_84
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
3,306
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Allah razı olsun çok güzel bilgiler insan haklarının kaynağının islamiyet olduğunu öğrenmiş olduk.
 
Üst