İlişkilerde 'yan sanayi' olursa ne olur?

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
İnsanlar, telefon, araba ya da ihtiyacınız oılan herhangi bir ürünü alırken genellikle yan sanayi olmamasına dikkat ediyorlar. Peki, insan insana ilişkilerde neden “yan sanayi davranışlar” sergileniyor?


Yan sanayi davranış olur mu Mehtap Hanım?” diyenler için hemen açıklayayım:
Telefon alırken, yan sanayi ürün mü kullanıyorsunuz? Genel cevap: Hayır! Orijinal telefon kullanmayı tercih ediyoruz.
Arabanıza yedek parça alırken, yan sanayi ürün mü tercih ediyorsunuz? Genel cevap: Hayır! O kadar para vermişiz arabamıza, neden yan sanayi ürünle zarar verelim ki. Orijinal alıyoruz.
Oturacağınız evleri seçerken, kaçak malla yapıldığını bildiğiniz binaları mı seçiyorsunuz? Genel cevap: Allah korusun! Deprem yönetmeliğine uygun orijinal malzemeyle yapılmış sağlam evler istiyoruz.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Kısaca günlük hayatımızı kolaylaştıracak araç gereçlerin tamamını orijinal ürünlerden seçmeye çalışıyoruz da, insan insana ilişkilerimizde neden “yan sanayi davranışlar” sergiliyoruz?
Şöyle bir kendimizi gözden geçirelim mi? Kaçımız “aslında o hareketi yapmanın” bize pahalıya patlayacağını, işi daha da kötü noktalara getireceğini bildiğimiz halde, yapmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz? Parmak kaldıranlar çok gibi geliyor bana J sayı oldukça kabarık. Biliriz ki eşimizle aramızdaki sorun, iyice çözümlenemeyen noktalara gidecek. Ama ahh o söyleme anında bize iyi gelen acaip duygu yok mu! Ne geliyorsa başımıza o duygu yüzünden geliyor zaten. Ardından başlıyoruz üzülmeye, kendimizi suçlamaya, mahvettiğimiz ilişkiyi güzelleştirmeye çalışmaya. Derken benzer bir sıkışmışlık hayatı bir kez daha yokluyor bizi. Bir öncekinden ders çıkarmak ne mümkün! Biz yine aynı biz L… yine söylüyoruz o işi yokuşa sürükleyecek olumsuz cümleleri… ardından yine üzüntü, pişmanlık, kahır duyguları… en sonunda dayanamıyoruz ve kendimizi rahatlatan cümleyi bulup çıkarıyoruz hafızalarımızdan, tanımlıyoruz kendimizi “İyi de ne yapayım, ben böyleyim işte!”
“Böyleyim” demekle olmuyor sevgili okurlar. Tam da bu nedenle, insanın doğasına uygun olan düşünme özelliklerimizi devreye sokan davranışlar sergilememiz gerekir. Bir insan aynı pencereden iki kez düşmemeli, aynı arabanın altına iki kez girmemeli değil mi? İşte o düşünme sistemi, günlük aileiçi ilişkide de kendisini hissettirmeli.
Annemin çok kırılacağı ve ilişkimizin iyice zedeleneceği, ama duygularıma çok iyi gelen o “yan sanayi davranış” içerikli cümleyi kullanmamalıyım. Eşimi sinir etmek için, ilişkimizi hukuk bürolarına, adliyelere taşıyacak “yan sanayi” ifadeleri savurup durmamalıyım.
Evet, kabul… psikolojide ikincil fayda dediğimiz bir durum var. Şikayet ettiğimiz bir durum, her ne kadar şikayet ediyor olsak da içimizde bir yerlerde bize iyi geliyordur. O nedenle, şikayet ettiğimiz davranışı istemesek de yapmaya devam ediyoruz. Ve ikincil faydadan istifade ederek yaşayıp gidiyoruz.
Oysa… her şeyin orjinalini kullanırken, neden davranışlarımızın yan sanayi taraflarını kullanıyoruz? Neden alette, elevatta, hırdavatta, eşyada “kaliteli” olmaya çalışırken, bizi biz yapan davranış biçimlerimizde “kalitesiz” olandan yana tercih kullanıyoruz? Sonra ilişkiler bozuluyor, üzülüyoruz. Mutsuz oluyoruz. Kendimizi yalnız hissediyoruz.
Yoksa biz kendimizi sevmiyor muyuz? Kendimizi sevmenin, aslında karşımızdaki insanlara yansıttığımız olumlu davranışların dönüp bize yansıması olduğunu bilmiyor muyuz? O yansımayı olumlu süreçlere çevirmek için minik akıl oyunlarıyla kendimize dur komutları verebilmek olduğunu düşünemiyor muyuz? Allah’ın biz insanlara verdiği akıl nimetini, insan ilişkileri gibi çok nadide hususlarda devreye sokmamız gerektiğini hissedebiliyor muyuz?
Peki bu yazıyı okuduktan sonra aklımıza estiği gibi davranmanın bile eskisi kadar kolay olmayacağını/olamayacağını fark edebiliyor muyuz? Zihin böyle bir yapılanma çünkü. Oraya doğru ve sağlıklı bir bilgi, fıtri özelliklerimize uygun yerleştiğinde, aksini yapmak zorlaşır.
Hepimizde olabilen yan sanayi ürünü kalitesiz davranışlara engel olması dileğiyle.


Mehtap Kayaoğlu (Danışman Psikolog&Psikoterapist)
 
Üst