İkinci Hadis/Müslüman Müslümanın Kardeşidir

-Muhammed-

Profesör
Katılım
18 Kas 2010
Mesajlar
1,740
Tepkime puanı
234
Puanları
63
İkinci Hadis/Müslüman Müslümanın Kardeşidir

İkinci Hadis
{الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ، لاَ يَظْلِمُهُ وَلاَ يُسْلِمُهُ، وَمَنْ كَانَ فِي حَاجَةِ أَخِيهِ كَانَ اللَّهُ فِي حَاجَتِهِ، وَمَنْ فَرَّجَ عَنْ مُسْلِمٍ كُرْبَةً فَرَّجَ اللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرُبَاتِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِمًا سَتَرَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ‏}‏‏
[Müslüman Müslümanın kardeşidir ona zulmetmez; onu düşmana teslim etmez. Kim bir Müslüman kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamette onun bir sıkıntısını giderir. Kim de bir Müslümanın ayıbını örterse, Allah da kıyamette onun bir ayıbını örter.]
[Buhârî, Mezâlim 3]
Hadis bütün beşeri münasebetleri belli bir istikamete sokmayı amaçlayan bir muhtevaya sahiptir. Anahtar kavramı “İslam kardeşliği”dir.
Hadis, İslam kardeşliğinin nasıl olması gerektiği konusunda bazı noktalara dikkat çekmektedir.
Kardeşlik, sadece aynı anne veya babadan dünyaya gelen kişilerin oluşturduğu bir birliktelik değildir. İslamiyet, bir de, ‘aynı inancı paylaşma’ esasına dayalı İslam kardeşliğini tesis etmiştir. Bu kardeşlik, nesep, ırk, renk, dil ve coğrafya birliğinin ötesinde, aynı inanç ve idealler çerçevesinde bir araya gelip daha kapsamlı ve sağlam birlikteliklerin kurulmasını esas alır.
Karındaşlık aynı anadan doğan kişileri kapsar; alanı dardır. Milliyet aynı ırktan gelenleri kapsar, bunun da alanı sınırlıdır. Bu alana dışardan girmek isteyenler olsa da bu mümkün değildir. Renk birliği de böyledir. Ama inanç birliği öyle değildir; o, sınırsızdır. Irkı ve rengi ne olursa olsun, herkes bu alana girebilir ve sistem herkesi kucaklar; bağları da daha güçlüdür. Çatışma ve anlaşmazlıkların en aza indirgendiği birliktelikler, şüphesiz aşkın değerlerin içselleştirildiği Müslüman toplumların kardeşliğidir. Çünkü bu kardeşliğin dünya hayatının ötesinde, bir de uhrevi boyutu vardır. Bir Müslüman, başka bir Müslümana yönelik sergilediği her uyumlu davranış, ona ahirette sevap olarak yansıyacağı gibi, ona yönelik yaptığı her haksız davranış da ceza olarak karşısına çıkacaktır. İslam kardeşliğinin böylesine güçlü manevi bir motivasyonu vardır. Bu yüzden İslam kardeşliği daha samimi bir birliktelik sağlar.
Hadiste İslam kardeşliğinin sorumlulukları da şöyle dile getiriliyor:
*Müslüman Müslümana zulmetmeyecek,
*Onu düşmana teslim etmeyecek,
*Bir ihtiyacı varsa ve kendisinin de o ihtiyacı giderme imkânı varsa, onu giderecek,
*Bir sıkıntısı varsa sıkıntısıyla ilgilenecek,
*Ayıbı varsa ayıbını örtecek.
Aslında bu hadis, herkese kendi kendini test etme imkânı da vermektedir. Örneğin, bir kimse bu kurallara ne kadar uyup uymadığına bakarak kendisinin Müslümanlık kalitesini ölçebilir. Aile içindeki bireylerden başlayarak, yakın ve uzak komşuya doğru açılarak ülke ve dünya Müslümanlarına karşı nasıl bir tavır takındığı, yaptıklarıyla, söyledikleriyle, ticaretiyle, yazıp çizdikleriyle, eylemleriyle, her türlü ilişkileriyle, kullandığı yetkileriyle Müslüman kardeşine zararı dokunuyor mu, dokumuyor mu? Onu incitiyor mu, incitmiyor mu? Ona haksızlık yapıyor mu, yapmıyor mu?
Sonuç itibariyle şöyle söylemek mümkündür: Müslümanlık sadece belli ibadetlerin yerine getirildiği bir din değildir. Asıl Müslümanlık iman ve ibadetlerin yanı sıra bütün hayatı kucaklayan kurallara hassasiyetle uymaktır. Bu hassasiyetleri koruyan bir toplumda terör olmaz, terörün ağına düşülmez. Bir kimse, sırf ırkı ayrı diye, birlikten, Müslüman toplumundan ayrılma isteğinde bulunmaz; bu istek konusunda olumsuz bir eylemde bulunmaz; bulunamaz. Müslümanlar arasında bu tür olumsuzluklar varsa, İslam kardeşliği topluma anlatılamamış demektir. Bu değerlere karşı çıkmak aslında dolaylı olarak toplumun kötülüğüne çalışmaktır.
***
[14. 05. 2007]
Doç. Dr. Cemal AĞIRMAN
 
Üst