İki Gün Bir Değil! (Her Güne 1 Ayet, 1 Hadis)

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara
Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Öyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz; hiç kimseden (Allah izin vermedikçe) şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz.” (Bakara, 48)


Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz.” (Tirmizî, Kıyâmet, 25/2459)


İkrime (ra)’den şöyle rivâyet edilmiştir:

Kıyâmet gününde baba oğluna gidecek ve: “Oğulcağızım, ben senin dünyâda babandım. Eğer hasenâtından bir tane vermezsen, cehenneme gideceğim” diyecek. Oğlu da: “Senin korktuğundan ben de korkuyorum. Sana sevâbımı veremem” diyecek. Adam üzülecek ve hanımına gidecek ve diyecek ki: “Sen, benim dünyâda hanımımdın.” Hanımı onu hatırlayacak, kocası: “Senden beni kurtaracak bir sevâb istiyorum” deyince hanımı: “Senin korktuğun durumdan ben de korkmaktayım. Sana sevâbımdan veremem” diyecek. Allah Teâlâ: “Eğer yükü ağır gelen kimse, onu taşımak için akrabasını bile çağırsa, onun yükünden hiçbir şey yüklenemez…” (Fâtır, 18) buyurmaktadır. Yâni kendi günahı kendine ağır gelenler, başkasının günahını yüklenemezler. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l Beyân, I.Cilt, 366-367. Sayfa, Erkam Yay.)


Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Hâfıd: Kâfirleri, felâketlere uğratarak, düşmanlarını kendinden uzak kılarak alçaltan, en üst mertebelerden en aşağı mertebelere indiren demektir.


Kısa Günün Kârı

O günde kişi kardeşinden kaçar. O gün evlâd, babasını görmezden gelip firâr eder. Âhırette her dost, âdetâ birbirine düşman kesilir. Senin burada taparcasına sevdiğin, o gün yoluna engel olur.
 

salimabi

Kısıtlı Erişim
Katılım
1 Kas 2011
Mesajlar
0
Tepkime puanı
1,396
Puanları
0
285429_281044302001837_1998537277_n.jpg
 

ŞehbaL

Kıdemli Üye
Katılım
7 Haz 2006
Mesajlar
7,330
Tepkime puanı
643
Puanları
0
Konum
Ankara

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan her şey O’nu tesbîh eder. O’nu hamd ile tesbîh etmeyen hiçbir şey yoktur… Ne var ki siz, onların tesbîhini anlayamazsınız! O, Halîm’dir, bağışlayıcıdır.” (İsrâ, 44)



Rasûlullah (sav) buyurdular:

“Allâh’ı zikreden kimseyle zikretmeyenin misâli, diri ile ölü gibidir.” (Buhârî, Deavât, 66)


Bir gece Dâvud (as) kendi kendine: “Allah’a benzeriyle kimsenin ibâdet etmediği bir ibâdet edeceğim.” dedi. Bunu söyleyip ibâdet ve tesbihatla meşgul olmak için dağa gitti. Gece yarısı kendisine bir korku, ürperti geldi. O an âlemlerin Rabbi olan Allah dağa, Davud’un gönlünün sükûneti için tesbih ve tahlilde ona yardımcı olmasını emretti. Dağdan öyle bir tesbih ve tehlil sesi yükseldi ki: “Bütün bu seslerle birlikte benim sesim nasıl duyulacak?!” dedi. Bunun üzerine bir melek indi. Dâvud (as)’ın pazusundan tutup onu denize ulaştırdı. Melek ayağını denize koydu ve deniz yarıldı. Nihayet denizin altındaki yere ulaştı. Ayağını yine denizin altındaki yere koydu, nihayet o da yarılıp açıldı. Böylece yerin altındaki balığa ulaştı. Sonra balığın altındaki kayaya ulaştı. Ayağını bu kayanın üstüne koydu, o da yarıldı. Ortaya bir böcek çıktı. Böcek ses ve vızıltı çıkarıyordu. Melek Dâvud (as)’a: “Ey Dâvud, işte senin Rabbin yedi kat yerin altında bu yerdeki bu böceğin vızıltısını duyuyor. Kayaların ve dağların sesleri arasında senin sesini nasıl duymasın?!” dedi. Dâvud (as) bu durumu anladı ve makamına döndü. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l Beyân 16. Cilt, 30. Sayfa, Erkam Yay.)


Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

er-Râfi’:
Yükselten, dilediğine şeref bahşeden, yücelten, dereceler bahşederek istediği kulunu, diğer kullarından üstün kılan demektir.


Kısa Günün Kârı

Güzel ahlâk ve hasletler, ancak Cenâb-ı Hak’tan korkan, O’nu çok seven ve çok zikredenlere mahsûstur.
 

Turkbeyi

Ordinaryus
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
2,960
Tepkime puanı
273
Puanları
83
Konum
Karaman
Şeytan’ın Vesvesesi!

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“O size ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.” (Bakara, 169)
ayirac.jpg


Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Allah’ım, kalbimi senin zikrin ile imar et ve şeytanın vesvesesini benden uzaklaştır.” (Süyûtî, Lekatü’l-Mercân, s. 128)

ayirac.jpg


Şeytan’ın emretmesi, onun insanlara vesvese vermesi demektir.
Biz, şeytanı görüp sesini duymadığımız halde şeytan bize nasıl emredebilir, vesvesesi nasıldır ve kalbe nasıl yol bulur? sorusunun cevabı şudur: Denildiğine göre şeytan ve onun vesvesesi, nefislerin temâyül gösterdiği gizli hislerdir. Bir görüşe göre ise, latîf bir cisim olması hasebiyle şeytan insanın cesedine girer ve vesvese ile insanın aklına kötü düşünceler getirir. Nitekim Allah Teâlâ: “İnsanların kalblerine şüphe ve tereddüd sokan (vesvese veren şeytan)’ın şerrinden…” (Nâs, 5) kendisine sığınılmasını emretmiştir. (İsmail Hakkı Bursevî, Ruhu’l Beyân 2.Cilt, 141, Erkam Yay.)
ayirac.jpg

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna
(Allah’ın En Güzel İsimleri)
es-Semî’: Kâinattaki her sesi; içte saklansın yahut açıkça söylensin duyan, gizliyi, fısıltıyı bile işiten demektir.

ayirac.jpg

Kısa Günün Kârı

Şeytan daima cehenneme ve ayrılığa çağırır.
ayirac.jpg

Lügatçe

vesvese: Şüphe, kuruntu.
temâyül:
Eğilim.
tereddüd:
Gidip gelme.
ayirac.jpg
 

Turkbeyi

Ordinaryus
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
2,960
Tepkime puanı
273
Puanları
83
Konum
Karaman
İki Gün Bir Değil 2G1D

15 Kasım 2012
1 Muharrem 1434
Günün Tarihi: Hicri Yılbaşınız Mübarek Olsun
Zamanı Gelmedi mi?
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“İnananların gönüllerinin Allah’ı anması ve O’ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Mü’minler, daha önce kendilerine kitap verilip de, üzerlerinden uzun zaman geçmesi yüzünden kalbleri katılaşan kimseler gibi olmasınlar.” (Hadîd, 16)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
Kul bir hata işlediği zaman, kalbine siyah bir nokta vurulur. Şâyet günahtan vazgeçer, istiğfâr ve tevbe ederse kalbi cilâlanır. Böyle yapmaz da tekrar hatalara yönelirse siyah nokta artırılır ve netîcede bütün kalbini kaplar.” (Tirmizî, Tefsîr, 83; İbn-i Mâce, Zühd, 29)
İbrâhîm Ethem hazretleri anlatır:
Bir gün Beyt-i Makdismescidinde, hasıra sarınıp yatmıştım. Gece yarısı olunca mescidin kapısı açıldı, içeri bir pîr girdi. İki rekât namaz kıldıktan sonra arkasını mihrâba dönerek oturdu. Oraya kırk kişi daha geldi. İçlerinden biri:
“–Burada bir kişi yatıyor.” dedi. Pîr gülümseyerek:
“–O İbrâhîm Ethem’dir. Kırk gündür, kıldığı namazın tadını bulamıyor!” dedi. O sözü işitince dayanamayıp pîrin huzûruna geldim. Selam verip:
“–Allâh aşkına, benim bu hâlimin sebebi nedir?” diye sordum. Şöyle dedi:
“–Falan gün, Basra’da hurma satın almıştın. Farkında olmadan yere düşen hurmaları kendinin zannederek heybene koydun. Hâlbuki onlar satıcıya âitti. Bu sebeple mâneviyattan bir miktar uzak düştün.” dedi.
Hemen gidip hurma aldığım kimseyle helâlleştim. Bu durum, satıcıya da çok tesir etti ve infâk sâhibi sâlih kimselerden birisi oldu. (Feridüddin Attâr, Tezkiretü’l-Evliyâ, 122-123)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Mâcid: Şanı yüce olan, keremi bol olan, yardımı çok olan, in’âm ve ihsânı bol olan demektir.
Kısa Günün Kârı
Yeni Hicri yılın maddî ve mânevî dünyamıza saadetler, hayırlar getirmesini diliyoruz.
Lügatçe
istiğfâr: Diliyle Allah Teâlâ’dan bağışlanma niyaz ederken, bedenini mümkün olduğunca günahlardan uzak tutmaktır.
 

Turkbeyi

Ordinaryus
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
2,960
Tepkime puanı
273
Puanları
83
Konum
Karaman
100116.jpg
Yeter Artık Ey Nefis!
Cenâb-ı Hak buyuruyor: “…Nefislerinin onlar için (ahiret hayatlarıiçin) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: Allah onlara gazabetmiştir ve onlar azap içinde devamlıkalıcıdırlar!” (Mâide, 80)
ayirac.jpg
Rasûlullah (sav) buyurdular: “Akıllı nefsine hâkim olup onu hesâba çekerek ölümden sonrası için çalışan; ahmak ise nefsini hevâsına tâbî kıldığıhâlde, Allah’tan (hayır) umandır.” (Tirmizî, Kıyâmet, 25/2459)
ayirac.jpg
İmâm Gazâli Hazretleri: “Nefs, rûhun bineğidir. Eğer insan, nefsin dizginlerini salıverir ve onun gittiği istikâmete kendini bırakırsa, helâk olması mukadderdir… O hâlde nefsinin dizginlerini sımsıkı tut ve bineğinden istifâde etmeye bak! (Zira Hakk’a kulluk, beden ile, yani nefs bineği üzerinde îfâ edilebilir.)” Nefs tezkiyesine muvaffak olabilen bir mü’minin rûhu, dâimâ güçlü, sıhhatli ve huzurlu olur. Nitekim peygamberler, sahâbe-i kiram, evliyâullah ve sâlih mü’minler, hayat imtihanlarında, büyük çile ve meşakkatlerin kıskacında yoğrulmuşlar, fakat ten plânındaki bu maddi sıkıntılara rağmen, gönül saâdetinin kalbî sekînetin ve vicdan huzurunun zirvelerinde yaşamışlardır. Dolayısıyla mü’min için huzur ve saâdetin sırrı, aslâ doymayacak olan nefsi doyurmaya çalışmakta değil, onu hodgâmlıktan kurtarıp terbiye etmekte gizlidir. Yûsuf Has Hâcib’in Kutadgu Bilig adlı eserindeki şu nasihati ne kadar hikmetlidir: “Ey büyük ilim sahibi! Nefsinin esiri olma! Çünkü nefsin seni esir ederse, kurtuluş fidyesi olarak, dinini ister!..” (Osman Nûri Topbaş,Altınoluk Dergisi, Aralık-2012)
ayirac.jpg
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna(Allah’ın En Güzel İsimleri) el-Câmi’: Bütün iyilik ve güzellikleri, erdem ve övgüleri zatında toplayan, evrendeki tüm varlıkları, tam bir âhenkle toplayıp düzenleyen, tabiatları zıt olan birçok unsuru birleştiren, insanları birbirlerine sevdirip kalpleri ısındıran, mahlûkatıhesaba çekmek ve insanlara, kazandıklarının karşılığınıvermek için, kıyamet gününde bir araya toplayan demektir.
ayirac.jpg
Kısa Günün Kârı Nefsimizin hevâ ve heveslerine, bizleri ibadetten alıkoyan arzularına “Yeter artık” demenin vakti gelmedi mi? Yeter artık ey nefis diyelim ve nefsimizin dizginlerini ele alalım.
ayirac.jpg
Lügatçe hevâ: Nefsin isteği. Düşkünlük. Gelip geçici olan heves. Nefsin zararlı ve günah olan arzuları. mukadder: Yazgıda var olan, yazgı ile ilgili olan, alında yazılı olan. îfâ: Yapma, yerine getirme. tezkiye: Temize çıkarma, aklama. muvaffak: 1. Allah’ın yardımını görmüş. 2. Başarmış olan, başarılı. meşakkat:Güçlük, sıkıntı. sekînet:Gönül rahatlığı. hodgamlık: Bencillik, egoizm.
 

Hattabi

Ordinaryus
Katılım
24 Ara 2013
Mesajlar
2,452
Tepkime puanı
36
Puanları
0
Peygambere itaat eden, gerçekten de Allah'a itaat etmiştir(Nisa,80)

Bana Kuran ve onunla beraber bir misli verildi (Hadis)


 

UBEYDUN

Ordinaryus
Katılım
16 Ara 2006
Mesajlar
2,548
Tepkime puanı
286
Puanları
0
Konum
göçmen
İbni Mes’ud (r.a)’dan Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:

“İsrail oğullarının dinde eksiklikleri şöyle başladı: Onlardan bir adam bir adamın günah işlediğini görünce ona:

“Ey Adam! Allah (c.c)’tan kork ve günah işlemeyi terket! Zira o senin için helal değildir” derdi. Fakat ertesi gün, o kişinin aynı günahı işlemeye devam ettiğini görmesine rağmen onunla beraber oturup yemek yer, su içerdi. Bunların böyle yapmaları üzerine Allah (c.c), kalplerini birbirine benzetti.” Sonra Rasulullah (s.a.s):

“İsrail oğullarından inkar edenlere Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanet edilmiştir...” ayetini okudu ve sözlerine devam ederek şöyle dedi:

“Hayır! Onlar gibi yapmayın! VAllahi, emri bi’l maruf ve nehyi ani’l münker yapmaz, zalime karşı gelerek onu zulmünden vazgeçirmeye ve döndürmeye zorlamazsanız şüphesiz Allah (c.c), kalplerinizi birbirine benzetir ve İsrail oğullarına lanet ettiği gibi size de lanet eder.” (Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace)
 

ebumusab

Üye
Katılım
9 Eki 2006
Mesajlar
252
Tepkime puanı
90
Puanları
28
Aldanmayın !

* * *
İbnu Eban diyorki:

Osman İbnu Affan Makaid’de oturuyordu. Kendisine abdest suyu getirdim. Abdest aldı. Abdestini de mükemmel aldı. Sonra da şöyle
dedi:
“Ben Peygamber aleyhisselamın burada iken abdest aldığını ve
abdestini güzel yaptığını gördüm. Ardından da demişti ki:
‘Kim benim abdest alışım gibi abdest alır, sonra mescide gelir ve
iki rekat namaz kılar da oturursa, onun geçmiş günahları mağfiret
olunur.’
Osman diyor ki : Sonra da şöyle buyurmuş tu:
‘Aldanmayınız’ ! (Buhari, Rikak, 8/6433; Müslim,538)

Deylemi’nin Ebu Hureyre’den rivayet ettiği bir hadiste şöyle
buyurmuştur:

Ey İnsanlar !
Allah hakkında yanlış düşünerek aldanmayın. Eğer Allah Bir şeyi unutacak olsa topraktaki bir toğumu, sivrisineği unuturdu.
(Kenz,43746)

* * *

Mağfirete aldanıp günaha cüret etmek aldanmaktır!


 
Üst