hirahos
Kıdemli Üye
- Katılım
- 9 Kas 2006
- Mesajlar
- 35,948
- Tepkime puanı
- 483
- Puanları
- 0
- Yaş
- 55
Bakarız, ama görmeyiz??
***
Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokuldu ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa:
- Buraların yabancısıyım, dedi. Parkın hemen yanıbaşındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler.
Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:
- Ben de buraya ilk defa geliyorum, dedi. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde.
Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sordu ister istemez. Çocuk:
- Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsedi. Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.
- İyi ama, dedi adam, bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malûm?
- Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atıldı çocuk. Üstelik, manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız.
Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir şeker çıkarıp teşekkür etmek isterken, çocuğun kör olduğunu fark etti.
Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anladı, adamın kendisini fark ettiğini.
Işığa hasret gözlerini adamdan saklamaya çalışırken:
- Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim, görmeyi o kadar çok özledim ki... Sizinkiler sağlam öyle değil mi?
dedi. Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönünü döndü, bir müddet sustu ve:
- Sağlam olup olmadığından artık emin değilim.. Emin olduğum tek şey, benden iyi gördüğündür..
***
Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokuldu ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa:
- Buraların yabancısıyım, dedi. Parkın hemen yanıbaşındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler.
Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:
- Ben de buraya ilk defa geliyorum, dedi. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde.
Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sordu ister istemez. Çocuk:
- Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsedi. Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.
- İyi ama, dedi adam, bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malûm?
- Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atıldı çocuk. Üstelik, manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız.
Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir şeker çıkarıp teşekkür etmek isterken, çocuğun kör olduğunu fark etti.
Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anladı, adamın kendisini fark ettiğini.
Işığa hasret gözlerini adamdan saklamaya çalışırken:
- Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim, görmeyi o kadar çok özledim ki... Sizinkiler sağlam öyle değil mi?
dedi. Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönünü döndü, bir müddet sustu ve:
- Sağlam olup olmadığından artık emin değilim.. Emin olduğum tek şey, benden iyi gördüğündür..