İftiraya cevaptır...

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
2-)
Yavaş gel kardeş. Cübbeli evet güleni destekledi veya destekliyor amma Hacı Mahmud Efendi hazretlerinden bu yönde bir sözde yok harekette.

Sana ilk defa cevap yazıyorum, inşallah diğerlerinde yaşadığımız uslüp bozukluğu, iftira ve karalama seviyesine düşmez sohbetimiz.
Sana sorularım var, Mahmut Usta Osmanoğlunun, F.GÜLEN'i destekleme yönünde bir sözü ve hareketi yok demişsin,
* PEKİ bu sözü söylemiş mi? “Ehl-i Sünnet bir âlimdir, ona hüsn-ü zannımız var” MAHMUD USTA OSMANOĞLU
* Ne zaman söylemiş?
*
Karşısında konuşan müridlerinden biri f.gülen'den bahsederken sadece ismini söylemesi üzerine, kişiyi uyarmak üzere: “Fethullah Hoca Efendi diye konuş” diye ikaz etmiş midir?
* “Fethullah Hoca Efendi Ehl-i Sünnet ulemâsından okumuştur, batıla sapmaz" beyanı var mıdır?
* F.GÜLEN'e hediyeler göndermiş mi?
* Ne zaman göndermiş?
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
bak kardeş, mensubu bulunduğunuz cemaati, hiçbir ehli sünnet cemaati, tasvib etmemektedir.....yazdılarınızın hepsi, kendi zannınız.....bu kadar ile iktifa ediyorum....kendi cemaatinizdirbir şey demiyorum...cemaatiniz hakkındada fazlada bir şey yazmıyorum...tartışmaya gerek yok...
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Bütün hepsinin sehven yazılması mümkün değil. Misallerini toptan vereceğiz okuma bitince. Şimdi bir misal:

1. Başka yerde yazmış edeb, ahlak, itikad ve feraset fakiri; Rasulullah efendimiz ve Öngüt, İKİ AYRI KANDİL olarak, ikisi de Adem As'dan önce yaratılmış güya... Haşa haşa...

2. Bunlar Öngüt'ün iddiaları. Foruma da taşımışlar. Bazı yerde nurcu, bazı yerde harici, bazı yerde batınici herif, Müslümanlara neler yutturmuş.

Bu alıntının ilk parağrafı yani birinci madde Öngüt'ün iddiaları. Kırmızı yer. Rasulullah efendimizle ben İki kandiliz diyor. İkinci madde sadece 1. maddeye ait.

Seyyid Ali el-Hemedânî -kuddise sırruh- Hz.lerinin beyanlarını sanki merhum Ömer Öngüt Efendi söylüyormuş, O’nun ifadesiymiş gibi buraya getirşmiş asıyorlar !

1. maddeyi yazan fakiri, onun yazısından okumuştum; ne yazdığından bile haberi yok demek. Öngüt efendin altına da imzasını atmış yazdığın o yazının. Sankiymiş. Öngüt adına kendin mi uydurdun yoksa?! Dön, kendi mesajlarına bak. Ne yapıştırdığını hatırla.

1-)

Bu yalanına gelince, burada bir ustalık yaparak, sanki alıntıladığı lafları HATEM-İ VELİ Ömer ÖNGÜT-K.S.- hazretlerinin beyanı gibi veriyor. Halbuki o beyanların Allah Dostu Evliya-i Kiram'a ait olduğunu biliyor ve onlara yaptığı REDDİYE ile gerçek yüzünü ortaya döküyor

Sen de ya anlamamışsın, anlamadan yazı döşenmişsin ya da gerçekten efendinizden senin de haberin yok. ya da fakirinin uydurması, o nedenle fark edemedin.

***

Sizlere verilecek cevap çok. Ama artık gerek görmüyorum. Şu yukardaki ve aşağıdaki kadarını yazayım da içine düştüğünüz kargaşa, alıştığınız rezalet biraz olsun anlaşılsın.

Sizlerin İslam hakkında gerçekten bilginiz vardı ise "Bütün Peygamberler, ancak Öngüt'ün kandilinden Hakkı görür; bütün Peygamberler Öngüt'ün tabisi ve müntesibidir" inancının nasıl bir hezeyan, nasıl bir dalalet, nasıl bir şeytan zırvası olduğunu fark ederdiniz. İlim ve idrak olmayınca, "ben Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vessellemden sonra gelmiş bir Rasulüm" hezeyanını dahi yutanlar görmüşüzdür. Sizinki dünden normal. Neler gördük neler. Hatemciler, dış kapının mandalı..

Alimleri, eserleri çarpıtıp tanınmaz hale getirdiğiniz için o cümlenin aslını yazayım:

"Bütün Peygamberler, ancak Hatemül Enbiyanın (Rasulullah aleyhi salatu vesselam efendimizin) kandilinden Hakkı görür; bütün Peygamberler, Hatemül Enbiyanın (Rasulullah aleyhi salatu vesselam efendimizin) tabisi ve müntesibidir"

Bir alim bundan başka bir şey yazmaz. Yazamaz. Gerçekten fark edemiyor musunuz? Çarpıtma var burda. Öyleyse yuvarlandığınız uçurumda sizi kim tutacak? Fe eyne tezhebun?

İnşallah uyanırsınız.

Kelamdan anlamayacağınızı tecrübe etmiş olsak da ümit kesmedik.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Akıl var, izan var. Göz var, mizan var. Alimleri, eserleri çarpıtarak dava peşinde koşmayı bir alışkanlık haline getirdiğinizin resmidir. Bu misali de başkaları için yazıyoruz ki aman uzak dursunlar:

Aşağıdaki mesajı atan @alanyali07 idi:Öngütçüler sitelerinde yazmışlar: " ... Sultan Veled -kuddise sırruh- Hazretleri buyururlar ki:

'Onun tevazusu bütün peygamberlerden fazla olduğundan, yerinde olarak ona Hatemü’l evliya denilir.' (Maarif, s. 143) ... "

Maarif adlı esere bakayım dedim bu söz var mı diye, bunlar sayfa no 143 demişler ama maarif adlı eserin tamamı 117 sayfa.

http://dosyalar.semazen.net/MAARIF-I_SULTAN_VELED.pdf

Bu nasıl bir aldatmadır böyle... @lafons7275

---------------------

Sayfa sayısı değişik olabilir. onu geçtim.. eserde aratayım dedim o cümleyi buldum.. ama çok şaşırtan bir şey buldum..

O cümlede hatemi veliden değil hatemi enbiyadan bahsediyor yani Resulullah (sav)'dan bahsediyor.. 38. sayfada:

"... Biz seni ancak alemlere rahmet olmak üzere gönderdik (Sure: 21, Ayet: 107). Kafirleri öldürmesinin sebebi, merhamet ve şefkatinin çokluğundan ve onları küfürden biran evvel kurtarmak içindi. Mesela, bir bahçıvan şefkatinin çokluğundan, zararlı olan zayıf dalları, yerine iyi ve sağlam dallar bitmesi için keser. Böylece o cılız ve hasta dalların, öbür kuvvetli dallara zararı dokunmaz. Onların yüzünden, bu dallar da meyvesiz kalmazlar. Belki daha olgun ve daha fazla meyve verirler. Mesela bir parmak veya el kangren olduğu zaman diğer bir uzva da bulaşmaması ve vücudun o afetten korunması için derhal onu keserler. Bu söylediğimiz uzvun veya dalın kesilmesi, şefkatin çokluğundan ileri gelir. Binaenaleyh kafirleri öldürmek, bu temiz dinin, doğru bir şekilde zahir olması ve o ölülerin çocukları üzerinde nesilden nesile, kıyamete kadar kalması içindir. Bu sebepten Peygamber: Gülerek öldüren benim (H.), diyor. Zira onun öldürmesi merhamet, şefkat ve islah düşüncesiyledir. Kin ve garazdan değildir. Nitekim onun tevazuu, bütün peygamberlerden fazla olduğundan, yerinde olarak ona Hatem-i Enbiya denilir. ..."


hayatımda gördüğüm en büyük çarpıtmalardan birisi buydu, doğrusu çok şaşırdım..

Hatemi Enbiyayı, Hatemi evliya yap, bir de "o benim" de, yetmedi bir de kendi tevazusunun nasıl peygamberlerden büyük olduğunu açıklamaya çalış.. pes doğrusu..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
KİMMİŞ MASKARA???

Fakiri ve Kurt26'nın getirdikleri yüzlerce eserin değil aslına, tercümelerine dahi baktıklarını zannetmiyorum.

Aksine sende araştırma iştahı var.

Şu bahis:

Seyyîd Ali el-Hemedânî -kuddise sırruh- Hazretleri "Şerh-i Fusûsu'l-Hikem" adlı eserinde, peygamberlerin ve velîlerin Hakk'ı ancak arada "Hâtemü'l-velâye" kandili bulunduğu taktirde görebildiklerine dikkati çekerek; "Hatm-i velâyet"e vâris olan velînin "İsm-i A'zam"ın yegâne mazharı olan Hâtemü'r-rüsul'ün bâtınına vâris olduğunu haber vermiştir:

"Hâtem-i rusül'ün rûhundan istimdâd etmedikçe, peygamberlerden hiç kimse Hakk'ı göremez, bilemez ve Hakk'a erişemez. Resullerin bile Hakk'ı ancak arada Hâtem-i evliyâ'nın kandili bulunduğu taktirde görebilmesi nedeniyle, aynı şekilde velîler de O'nu veliyy-i Hâtem'in kandilinden başka bir yerden göremezler. Şu hâlde Hakk'ın isimlerinin mazharları olan Enbiyâ -'aleyhimüsselâm-ın cümlesini (ona) muhtaç kılan öne geçme nerede olur?"

"Muhammedî velâyetin hazînesi olan Hâtem-i evliyâ da böyledir; peygamberler de, velîler de onun tâbî ve müntesibleridir. 'Âdem benim bayrağım altındadır.' Şu hâlde velîler ve resuller Hakk'ı ancak Hâtem-i evliyâ mişkâtından (kandilinden, ışığından, nurundan) görebilirler"

Bunu yazan Fakiri. İmdi, alitufan2003 :

1- Sen, bu alıntıya katılıyor musun?

2- Burda bir çarpıtma olmadığını söyleyebilir misin?

3- Bu kısımların, aslındaki arapçasını veya osmanlıcasını ya da tercümesinin taramasını verebilir misin?
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
@hirahos önemli bir meseleye parmak basmış.Eğer yazıdaki hatemül evliyadan kasıt Resulu ekremin velayeti ise durum başka, yok , değilse bu , tıpkı Şiaların imamların bazı özelliklerini resullerden öteye taşımaları gibi merdud bir görüştür..Tasavvufta ölçü/mizan ehli sünnetin kriterleridir..uyarsa kabul edilir , uymazsa reddedilir..İmamı rabbani Hazretlerinin mektubatında bu ölçüler verilmiştir.
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Akıl var, izan var. Göz var, mizan var. Alimleri, eserleri çarpıtarak dava peşinde koşmayı bir alışkanlık haline getirdiğinizin resmidir.........


@hirahos önemli bir meseleye parmak basmış.Eğer yazıdaki hatemül evliyadan kasıt Resulu ekremin velayeti ise durum başka, yok , değilse bu , tıpkı Şiaların imamların bazı özelliklerini resullerden öteye taşımaları gibi merdud bir görüştür....

Şimdi bu şahıs (@hirahos) aynı iftira ve karalamayı bir bahiste daha yapmıştı, orjinal arapça metin tüm forum huzurunda teşhir edildi. İftirası ortaya çıkınca uzunca bir zaman benim yazılarıma cevap vermedi.
Şimdi bu iftirasını da belgesiyle ortaya dökelim, eğer biraz yüzü varsa bu sefer çıkar özür diler!!!
Çünkü iftira ve yalanın kimlerin hasletleri olduğunu mukaddes kitabımız ve peygamber efendimiz bizlere bildirmiştir...

Ne dedi bu zerzevat?

Sizlerin İslam hakkında gerçekten bilginiz vardı ise "Bütün Peygamberler, ancak Öngüt'ün kandilinden Hakkı görür; bütün Peygamberler Öngüt'ün tabisi ve müntesibidir" inancının nasıl bir hezeyan, nasıl bir dalalet, nasıl bir şeytan zırvası olduğunu fark ederdiniz.........
Alimleri, eserleri çarpıtıp tanınmaz hale getirdiğiniz ........


Benim yayınladığım cevap

Muhyiddîn İbnü'l-Arâbî-kuddise sırruh- Hazretleri;
"Fusûsu'l-Hikem" isimli eserinin başka bir noktasında Hâtemü'l-evliyâ'nın "Velâyet kandili" hakkında şöyle buyurmaktadır:
"İşte bu ilim, ilm-ibillâh'ın âlâsıdır. Bu ilim, ancak peygamberlerin ve velîlerin sonuncusuna verilmiştir. Bu ilmi Nebî ve resullerden görebilenler ancak 'Hâtemü'n-nübüvve' olan Muhammed Aleyhisselâm'ın mişkâtından görürler. Velîlerden görebilenler de ancak (onunmirasçısı olan) Hâtemü'l-velî'nin mişkâtından
(kandilinden) görürler."
Ya Hâtemü'l-enbiyâ'dan görür, ya Hatemü'l-evliyâ'dan görür; Çünkü Allah-u Teâlâbu nûru başkasına değil, bu ikisinin kandiline koymuştur!
"Hattâ peygamberler o ilmi ne zaman müşâhade etseler, ancak 'Hâtemü'l-velâye'kandilinin ışığıyla görürler. Çünkü resullük ve nebîlikkeyfiyyeti sona ermiştir, velîlik ise aslâ nihâyete ermez. Kitap ile gönderilen peygamberler aynı zamanda velîlerden de olduklarından, bahsettiğimiz ilmi ancak Hâtemü'l-evliyâ mişkâtından alırlar. Şu hâle göre onlardan aşağı mertebede bulunan velîler nasıl olur da o kaynaktan almazlar?"("Fusûsu'l-Hikem ve't-Ta'likat aleyhi", s. 62-63, bas.:Beyrut, 1946)




Bu da herkesin google'dan basit bir arama ile elde edeceği tercümesi!!!





Şimdi bu akl-ı evvel yukarıdaki beyanları ile kimin ifşaatlarına
* HEZEYAN, ŞEYTAN ZIRVASI ve DALALET diyor???

ŞEYH-ÜL EKBER Muhyiddîn İbn’ül-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri'ne...

Allah'ım sizi bu inkar, iftira ve yalan batağından kurtasın...
Bu meziyetler müslümanların meziyetleri değildir vesselam...
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
fakiri Nickli Üyeden Alıntı
“Bil ki Allah-u Teâlâ, mükerrem ve büyüklerin kendisine tâbi olduğu, zikri geçen bu Hatm’i, velâyet bayrağının ve mührünün taşıyıcısı, cemaatin ve hikmet ehlinin imamı yapmıştır.”
Sıddîk-ı Ekber dahi onun bayrağı altındadır ve nasıl ki Efendimiz enbiyânın seyyidi ise, o da evliyânın seyyididir.”


""""Bu makama büyük seçkin Peygamber’den sonra, Hatmü’l-evliyâ’dan başkası erişemez.”""""

bu öngütçüler ömer öngütü sahabeden hatta Hz. Ebubekir ra. dan bile üstün görüyor.
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Akıl var, izan var. Göz var, mizan var. Alimleri, eserleri çarpıtarak dava peşinde koşmayı bir alışkanlık haline getirdiğinizin resmidir.........
@lafons7275

@hirahos önemli bir meseleye parmak basmış.Eğer yazıdaki hatemül evliyadan kasıt Resulu ekremin velayeti ise durum başka, yok , değilse bu , tıpkı Şiaların imamların bazı özelliklerini resullerden öteye taşımaları gibi merdud bir görüştür....

Şimdi bu şahıs (@hirahos) aynı iftira ve karalamayı bir bahiste daha yapmıştı, orjinal arapça metin tüm forum huzurunda teşhir edildi. İftirası ortaya çıkınca uzunca bir zaman benim yazılarıma cevap vermedi.
Şimdi bu iftirasını da belgesiyle ortaya dökelim, eğer biraz yüzü varsa bu sefer çıkar özür diler!!!
Çünkü iftira ve yalanın kimlerin hasletleri olduğunu mukaddes kitabımız ve peygamber efendimiz bizlere bildirmiştir...

Ne dedi bu zerzevat?

Sizlerin İslam hakkında gerçekten bilginiz vardı ise "Bütün Peygamberler, ancak Öngüt'ün kandilinden Hakkı görür; bütün Peygamberler Öngüt'ün tabisi ve müntesibidir" inancının nasıl bir hezeyan, nasıl bir dalalet, nasıl bir şeytan zırvası olduğunu fark ederdiniz.........
Alimleri, eserleri çarpıtıp tanınmaz hale getirdiğiniz ........


Benim yayınladığım cevap

Muhyiddîn İbnü'l-Arâbî-kuddise sırruh- Hazretleri;
"Fusûsu'l-Hikem" isimli eserinin başka bir noktasında Hâtemü'l-evliyâ'nın "Velâyet kandili" hakkında şöyle buyurmaktadır:
"İşte bu ilim, ilm-ibillâh'ın âlâsıdır. Bu ilim, ancak peygamberlerin ve velîlerin sonuncusuna verilmiştir. Bu ilmi Nebî ve resullerden görebilenler ancak 'Hâtemü'n-nübüvve' olan Muhammed Aleyhisselâm'ın mişkâtından görürler. Velîlerden görebilenler de ancak (onunmirasçısı olan) Hâtemü'l-velî'nin mişkâtından
(kandilinden) görürler."
Ya Hâtemü'l-enbiyâ'dan görür, ya Hatemü'l-evliyâ'dan görür; Çünkü Allah-u Teâlâbu nûru başkasına değil, bu ikisinin kandiline koymuştur!
"Hattâ peygamberler o ilmi ne zaman müşâhade etseler, ancak 'Hâtemü'l-velâye'kandilinin ışığıyla görürler. Çünkü resullük ve nebîlikkeyfiyyeti sona ermiştir, velîlik ise aslâ nihâyete ermez. Kitap ile gönderilen peygamberler aynı zamanda velîlerden de olduklarından, bahsettiğimiz ilmi ancak Hâtemü'l-evliyâ mişkâtından alırlar. Şu hâle göre onlardan aşağı mertebede bulunan velîler nasıl olur da o kaynaktan almazlar?"("Fusûsu'l-Hikem ve't-Ta'likat aleyhi", s. 62-63, bas.:Beyrut, 1946)




Bu da herkesin google'dan basit bir arama ile elde edeceği tercümesi!!!





Şimdi bu akl-ı evvel yukarıdaki beyanları ile kimin ifşaatlarına
* HEZEYAN, ŞEYTAN ZIRVASI ve DALALET diyor???

ŞEYH-ÜL EKBER Muhyiddîn İbn’ül-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri'ni...

Allah'ım sizi bu inkar, iftira ve yalan batağından kurtasın...
Bu meziyetler müslümanların meziyetleri değildir vesselam...
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,662
Tepkime puanı
2,338
Puanları
113
Konum
istanbul
2-)

Sana ilk defa cevap yazıyorum, inşallah diğerlerinde yaşadığımız uslüp bozukluğu, iftira ve karalama seviyesine düşmez sohbetimiz.
Sana sorularım var, Mahmut Usta Osmanoğlunun, F.GÜLEN'i destekleme yönünde bir sözü ve hareketi yok demişsin,
* PEKİ bu sözü söylemiş mi? “Ehl-i Sünnet bir âlimdir, ona hüsn-ü zannımız var” MAHMUD USTA OSMANOĞLU
* Ne zaman söylemiş?
*
Karşısında konuşan müridlerinden biri f.gülen'den bahsederken sadece ismini söylemesi üzerine, kişiyi uyarmak üzere: “Fethullah Hoca Efendi diye konuş” diye ikaz etmiş midir?
* “Fethullah Hoca Efendi Ehl-i Sünnet ulemâsından okumuştur, batıla sapmaz" beyanı var mıdır?
* F.GÜLEN'e hediyeler göndermiş mi?
* Ne zaman göndermiş?

Efendi Hazretlerinin bu sözü söylediğine dair Cübbeliden başka hiç kimse konuşmamaktadır. Cübbelinin böyle bir beyanı olmasa bu konu hiç gündeme gelmeyecekti. Aynı cübbeli hapisten çıkartırsanız bir daha kimse aleyhine konuşmayacağım da demiştir. Velhasılı kelam ben cübbelinin yalan söylediği yahut meseleyi çarpıttığı kanaatindeyim.
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,662
Tepkime puanı
2,338
Puanları
113
Konum
istanbul
Dostum siz tezgahı ne güzel kurmuş yapılandırmışsınız.insan hayran kalıyor. Cübbeli hocanın konuştuğu tüm olumlu konuşmaların arkasından mahmut efendinin nurlu yüzünü hemen gösteriryorsunuz. Halkdan gelen olumsuz bir tepki ve eleştiri varsa"mahamut efendinin bundan hiç haberi yoktur" deyip kesip atıyorsunuz.hiç yakıştıramıyorum.diğer cemaatleri çok aptal görüyorsunuz.

Halktan gelen tepkilerden çekinseydi Efendi hazretleri kürsülerden yıllarca çarşaf giyin, sakal bırakın, kız çocuklarınızı çalıştırmayın...vs demezdi. Sen bilmediğinin ardına düşmüş konuşuyorsun.
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Efendi Hazretlerinin bu sözü söylediğine dair Cübbeliden başka hiç kimse konuşmamaktadır. Cübbelinin böyle bir beyanı olmasa bu konu hiç gündeme gelmeyecekti. Aynı cübbeli hapisten çıkartırsanız bir daha kimse aleyhine konuşmayacağım da demiştir. Velhasılı kelam ben cübbelinin yalan söylediği yahut meseleyi çarpıttığı kanaatindeyim.

Bu itiraf bile içyüzünü görebilmek için yeter de artar bile...
Liveçillah için çalışan nice Allah dostları hayatlarını vermişler, zindanlar da çürümüşler, lakin islam'ı şiar bilip, en üst düzeyde tutmuşlardır...
Eğer bu söz cübbelinin bir iftirası olsaydı, mürşid'inizin bu adamı teşhir edip, beyan ile cemaatinizden uzaklaştırması gerekirdi...
Fakat ne cübbeli, ne de almanya'daki müslümanları dolandırdığı belgelerle sabit mısıroğlu aleyhine tek bir kelamı yok vesselam...
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
bu öngütçüler ömer öngütü sahabeden hatta Hz. Ebubekir ra. dan bile üstün görüyor.

Lafonten de evliya-ı kiram inkarcısı çıktı...

Şeyhü’l-Ekber Muhyiddîn İbnü’l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri;
Hiç şüphe yok ki Sıddîk-ı Ekber dahî onun bayrağı altındadır ve Peygamber’imiz nasıl ki O’nun peygamberlerinin seyyidi ise, o da evliyânın seyyididir. Onu sana sayılar sâyesinde izâh etmek ve bu yerleştirdiklerimle ayırdettirmek istedim. Hiç şüphe yok ki o, herkesin kendisine muhtaç olduğu bir ‘Seyyid’dir.
(“Ankâ’-i Muğrib fî Ma’rifeti Hatmü’l-Evliyâ ve Şemsü’l-Muğrib”, s. 72-75, bas.: Muhammed Ali Sabîh Matba’ası, Mısır, 1954)
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Lafonten de evliya-ı kiram inkarcısı çıktı...

Şeyhü’l-Ekber Muhyiddîn İbnü’l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri;
Hiç şüphe yok ki Sıddîk-ı Ekber dahî onun bayrağı altındadır ve Peygamber’imiz nasıl ki O’nun peygamberlerinin seyyidi ise, o da evliyânın seyyididir. Onu sana sayılar sâyesinde izâh etmek ve bu yerleştirdiklerimle ayırdettirmek istedim. Hiç şüphe yok ki o, herkesin kendisine muhtaç olduğu bir ‘Seyyid’dir.
(“Ankâ’-i Muğrib fî Ma’rifeti Hatmü’l-Evliyâ ve Şemsü’l-Muğrib”, s. 72-75, bas.: Muhammed Ali Sabîh Matba’ası, Mısır, 1954)

Şeyhul Ekber'in kitaplarına yahudiler birşeyler sokuşturmuş mudur yoksa Şeyhul Ekberin yazdığı herşey günümüze kadar korunmuştur mu diyorsun?
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Öngüt harici mantığıyla bir ayete bakarak müslümanları kafir ilan etti, üstelik arapçası, medrese ilmi olmayan biri olmasına rağmen.

Bunların ÖMER ÖNGÜT -K.S.- Hazretlerine düşmanlığı "İÇYÜZLERİNİ" ortaya dökmesi, yaptıkları bir takım davranışların islam'a ters olmasını ayet-i kerime ve hadis-i şerif ile ortaya dökmesindendir. Yoksa 38 ciltlik külliyatına,birçok islam ülkesinden takdir, liyakat ödülü ve teşekkürmektupları gelmesine rağmen, bu zerzevatlar 27.000 sayfayı geçenkülliyatın tek bir sayfasına dahi REDDİYE yazamamışlardır."Arapça bilmez, medrese ilmi yoktur, o zaman alim olamaz" diye laflar eden bu zerzevatların bu kısır teşhisleri bile Din-i İslam Cahilliklerinin en basit örnekleridir. Şöyle ki;
Bu lafı eden cahil MARİFETULLAH ilmi hakkında bilgi sahibi olmadığını itiraf etti.Şimdi bu cahile ilmi açıklayalım.

İlim ikidir:
Sadır ilmi, satır ilmi.
Satır ilmi duymakla,okumakla öğrenilir, medreselerde tahsil edilir. Bu ilim sahiplerişeriatın zâhirine vâristirler. Şeriat ahkâmını tâlim ederler. Bir zâhirî hoca vardır, öğretmeye “Elif”ten başlar.Kişi günâ gün öğrenir. Daha derin hoca vardır, ilimdenöğretir. Açıklayabildiği kadar Âyet-i kerime’leri açıklar.Hadis-i şerif’leri izah edebildiği kadar izah eder, en güzeliniöğretmeye çalışır. Fakat bu öğrettiği şey satırdanalınmıştır. Satırdan aldığını nakletmeye çalışır.

Sadır ilmi Allah-uTeâlâ’nın kalbe koyduğu ilimdir. Buna “Marifetullah ilmi”de denir. Marifetullah ehli bu gayeye ulaşmış ve bu faydalı olanmarifetullah ilmine vâkıf olmuşlardır. Allah-u Teâlâ’nıntalebeleri sadırdan alır. Allah-u Teâlâ an be an yenitecelliyatlarda bulunur. Nurunu kalbine akıtması ve nakşetmesiylegizli sırlara muttali olur. Kalbindeki esrarı kitaba döktüğüzaman herkes hayret eder. Çünkü halk satır ilmini biliyor, bu ilim ise sadırdan çıktı. Satırın muallimi benî beşer, sadırın muallimi ise Allah-u Teâlâ’dır.
Âyet-i kerime’sindebuyurur ki:
“Her şeyden haberdar olanAllah gibi sana hiç kimse haber veremez.” (Fâtır: 14)
Sana hakikatı bildirecek olan, her şeyden kemâliyle haberdar olan zât-ı kibriyâ’dır,diğer haber verenler değil.
Bunlar yüz senede bir,vazifeli olarak gönderilmiş olanlardır ve tam vâristirler.
Resulullah -sallallahualeyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:
“Allah-u Teâlâ bu ümmete, her yüzyıl başında dinini yenileyecek bir müceddid gönderir.” (Ebu Dâvud)
.....
http://www.hakikat.com/nur/tsvf/tsvf05.html
http://www.hakikat.com/dergi/118/bsyz11803.html



Şeyban-ı Rai -K.S.-Hazretleri okuma - yazma bilmeyen bir çoban idi, fakat İmam Şâfii-rahmetullahi aleyh- Hazretleri Şeybân Râî -kuddise sırruh-isminde evliyâ-i kiramdan bir zâtın huzurunda, mektebe giden bir çocuk gibi diz çöker ve yapacağı işleri kendisinden sorardı.Onun bu durumunu bazı âlimler hazmedemediler. "Senin gibi bir âlim nasıl olur da bir çobandan bilgi alır?"dediklerinde "Bu zât bizim bilmediklerimizi bilir."cevabını verdi. (İhyâ-u ulûm'id-dîn)
Düşün İMAM-I ŞAFİİ...

Anlayabilene çok lafettik...
Son olarak HATEM-İ VELİ'nin zaten medrese ilmi, zahiri tahsili olmayacağını Şeyh-ül Ekber bildirmişti!!! Bak da ibret al!!!!
Şeyhü'l-Ekber Muhyiddînİbnü'l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri "Fusûsu'l-Hikem"adlı eserinde
"Hâtemü'l-evliyâ herne kadar unsurî olan terkîbi cihetinden bunu bilmezse de, hakikat ve mertebesi bakımından bunun hepsini bilir. Şu hâle göreHâtemü'l-evliyâ hakikat ve derecesi itibâriyle âlim, cismânîve unsurî benliği itibâriyle câhildir. Demek oluyor ki asıl olanvarlık birbirine benzemeyen sıfatlarla vasıflanmayı kabul ettiğigibi, Hâtemü'l-evliya da birbirine zıt sıfatlar takınmayı kabuleder. Celîl ve Cemîl, Zâhir ve Bâtın, Evvel ve Âhir gibi.Halbuki o kendi nefsinin aynıdır, kendisinden başka değildir.Fakat o hem bilir, hem bilmez; hem anlar, hem anlamaz; hem görür,hem görmez." ("Fusûsu'l-Hikem ve't-Ta'likat aleyhi",s. 65-66. Ebu'l-Ala Afifi'nin ta'lik ve tahkîkiyle. Beyrut, 1946)

ŞİMDİ LAFONTEN...
ANLAYANA, İDRAK EDEBİLENE HERŞEY AÇIK!!!!

Bakın sizlerde görün maskarayı!!!
Utanmadan bir de bu maskaralığına o büyük zat'ın eserlerine yahudiler bir takım şeyler katmış olabilir diyor...
Bu tabirler size kimleri hatırlatıyor bir düşünün bakalım!!!!


@ihvanistanbul @Hattabi, @Kurtubi @ukubat @Dut_agaci @zulk@rneyn @LuckyStrike @talib @ummuhan @hirahos
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Hatırlatma!!!!

Akıl var, izan var. Göz var, mizan var. Alimleri, eserleri çarpıtarak dava peşinde koşmayı bir alışkanlık haline getirdiğinizin resmidir.........
@lafons7275

@hirahos önemli bir meseleye parmak basmış.Eğer yazıdaki hatemül evliyadan kasıt Resulu ekremin velayeti ise durum başka, yok , değilse bu , tıpkı Şiaların imamların bazı özelliklerini resullerden öteye taşımaları gibi merdud bir görüştür....

Şimdi bu şahıs (@hirahos) aynı iftira ve karalamayı bir bahiste daha yapmıştı, orjinal arapça metin tüm forum huzurunda teşhir edildi. İftirası ortaya çıkınca uzunca bir zaman benim yazılarıma cevap vermedi.
Şimdi bu iftirasını da belgesiyle ortaya dökelim, eğer biraz yüzü varsa bu sefer çıkar özür diler!!!
Çünkü iftira ve yalanın kimlerin hasletleri olduğunu mukaddes kitabımız ve peygamber efendimiz bizlere bildirmiştir...

Ne dedi bu zerzevat?

Sizlerin İslam hakkında gerçekten bilginiz vardı ise "Bütün Peygamberler, ancak Öngüt'ün kandilinden Hakkı görür; bütün Peygamberler Öngüt'ün tabisi ve müntesibidir" inancının nasıl bir hezeyan, nasıl bir dalalet, nasıl bir şeytan zırvası olduğunu fark ederdiniz.........
Alimleri, eserleri çarpıtıp tanınmaz hale getirdiğiniz ........


Benim yayınladığım cevap

Muhyiddîn İbnü'l-Arâbî-kuddise sırruh- Hazretleri;
"Fusûsu'l-Hikem" isimli eserinin başka bir noktasında Hâtemü'l-evliyâ'nın "Velâyet kandili" hakkında şöyle buyurmaktadır:
"İşte bu ilim, ilm-ibillâh'ın âlâsıdır. Bu ilim, ancak peygamberlerin ve velîlerin sonuncusuna verilmiştir. Bu ilmi Nebî ve resullerden görebilenler ancak 'Hâtemü'n-nübüvve' olan Muhammed Aleyhisselâm'ın mişkâtından görürler. Velîlerden görebilenler de ancak (onunmirasçısı olan) Hâtemü'l-velî'nin mişkâtından
(kandilinden) görürler."
Ya Hâtemü'l-enbiyâ'dan görür, ya Hatemü'l-evliyâ'dan görür; Çünkü Allah-u Teâlâbu nûru başkasına değil, bu ikisinin kandiline koymuştur!
"Hattâ peygamberler o ilmi ne zaman müşâhade etseler, ancak 'Hâtemü'l-velâye'kandilinin ışığıyla görürler. Çünkü resullük ve nebîlikkeyfiyyeti sona ermiştir, velîlik ise aslâ nihâyete ermez. Kitap ile gönderilen peygamberler aynı zamanda velîlerden de olduklarından, bahsettiğimiz ilmi ancak Hâtemü'l-evliyâ mişkâtından alırlar. Şu hâle göre onlardan aşağı mertebede bulunan velîler nasıl olur da o kaynaktan almazlar?"("Fusûsu'l-Hikem ve't-Ta'likat aleyhi", s. 62-63, bas.:Beyrut, 1946)




Bu da herkesin google'dan basit bir arama ile elde edeceği tercümesi!!!





Şimdi bu akl-ı evvel yukarıdaki beyanları ile kimin ifşaatlarına
* HEZEYAN, ŞEYTAN ZIRVASI ve DALALET diyor???

ŞEYH-ÜL EKBER Muhyiddîn İbn’ül-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri'ni...

Allah'ım sizi bu inkar, iftira ve yalan batağından kurtasın...
Bu meziyetler müslümanların meziyetleri değildir vesselam...
 

Yahayy

Kıdemli Üye
Katılım
25 Ocak 2014
Mesajlar
4,603
Tepkime puanı
147
Puanları
63
Konum
İstanbul
Arkadaş düşmanlık eden filan yok çünkü etkisiz elamana neden düşmanlık edilsin, ne etkisi olmuş İslam ümmetine de dost düşman addedilsin.
Kendi kendinize macera üretmişsiniz film çevirmeye devam ediyorsunuz.
 

alitufan2003

Profesör
Katılım
27 Ağu 2013
Mesajlar
1,370
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Konum
Yalova
Arkadaş düşmanlık eden filan yok çünkü etkisiz elamana neden düşmanlık edilsin, ne etkisi olmuş İslam ümmetine de dost düşman addedilsin.
Kendi kendinize macera üretmişsiniz film çevirmeye devam ediyorsunuz.




Samimiyetle itiraf et!!!
38 Ciltlik külliyat ve 27.000 sahifeden hangisini okudun?
Bu Türkçe Külliyat....




Bu da yabancı yayınlardan bazıları..









Sen nasipsiz isen suç kimde?





Şimdi bu örnekler şunu gösteriyor, Bu zat-ı muhteremi, Hatem-i veli'yi inkar edenlerin çoğu ya sağdan soldan laflar ile bilgi sahibi olanlar, ya da bu zat-ı muhterem'in ikaz ettiği gruplara müntesip olanlar...
Halbuki bu eserler Türkiye ve dünyanın birçok ülkesine yayıldı, yayılıyor....
Az buçuk aklı olan okur, ondan sonra varsa bir reddiyesi çıkar gösterir..
Lakin Hatem-i veli'nin inkarının çok olacağı ve kitaplarının dünyanın dört bir yanına dağılacağını zaten Evliya-i Kiram bize bildirmişti...

1-) "Hatmü'l-evliyâ üzerine inkârın çok ve fazla oluşu, tam mazhar oluşundandır." (İsmail Hakkı Bursevî, "Kitabu'n-Netice")

2-) “Hatemü’l-veli ise -kuddise sırruh-, bütün velilerden üstündür. Çünkü, en kâmil vâris odur. Buna delil ise, tasnif ettiği eserlerinin pek çok olacağıdır. Nasıl ki bu, ehline gizli değildir.” (Kenz-i Mahfî. 10. Bahis)
 
Üst