İbni Arabiye iftira edenler

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
Yavuz Sultan Selim’in emriyle hazırlanan İbni Arabi müdafaası adlı eserden alınan Şeyh Mekki Efendi ve Ahmed Neyli Efendinin ilmi açıklamaları;

Cenab-ı Hakk her şeyin batınıdır.
Mezahir (zuhur eden eşya, tecelli yerleri) her an helak ve fani olmakta ona rücu etmektedir.
Baki ve kadim olan yegane vücud (varlık) Hakkın vücududur.Allah kadim eşya ise hadistir.
Şeyh-i Ekber ve mutasavvıflara göre muhakkak ve kesin olan bir şey vardır ki,Hakk'ın vücudundan başka vücud (varlık) yoktur ve diğer eşya, O'nun vücudunun feyzinden taşarak mecazi bir varlık (vücud) sahibi olmuşlardır.Yani eşya O'nun vücudunda zahir olmuştur.
Esasen kadim ve vacib olan bu vücud mecazi olarak eşyaya nisbet edildiğinde hadis ve mümkün olarak isimlendirilir.
Hakikatte vücud (varlık) bir olunca yaratan ile yaratılanların sudür (olan) birbirinden tamamen ayrılmayıp, bazı yönlerle ayrılmaları zaruridir.

Muhyiddin ibn Arabi vücudla (varlık) ilgili meseleye vahdet-i vücud sistemi ışığında bakmaktadır ve bu hususta şunları söylemektedir.Suret ve taayyünler çoğalsa bile, hakikat birdir. Bu hakikatlerin suretler halinde çoğalması, keşfe ve zevke dayanmayan sınırlı aklın hükmettiği
vehmi bir çoğalmadır.Eğer akıldan perde kalksaydı, herşeyi Birde (Tekbir) görürdü.
Ve hapsinden hepsinde zahir olan Ayn'ın bir olduğunu idrak ederdi.
Vücudu çokluk, kendilerinde Hakkın zatının, sıfatlarının ve isimlerinin görüldüğü ezeli aynaların
suretlerinden başka bir şey değildir.Bu ezeli aynalar a'yanı sabitleridir.
Ayanı sabite ilm-i İlahideki ma'kul suretlerden ibarettir.
Ayan-ı sabite Adem üzerinde bulunmaktadır ve bunlar harici varlık kokusu koklamamışlardır.
O halde harici çokluk (eşya) özünde tek hakikattır ya da bir hakikatın tecelligahıdır.

Eğer meseleye bu cihetten bakılırsa bütün varlık tek hakikattır.
Hakıkata bir açıdan baktığımızda, O'nu Hakk'' başka bir açıdan baktığımızda ise, halk olarak
isimlendiririz.Ya da Hakikate zat açısından baktığımızda, ''bir'' isim ve sıfatları açısından baktığımızda ise çok ve mütaaddid olduğunu söyleriz.
Muhyiddin Arabi, futuhatın çeşitli yerlerinde Allah ile yaratıkları arasındaki ayrımları yapmış ve Hakkın bizim anladığımız eşya ile aynı olmadığını açıklamıştır.
Mesela, 205 babda, O' zuhurda herşeyin aynıdır, zatı itibari ile eşyanın aynı değildir.
Cenab-ı Allah bundan münezzehtir.
Allah, Allahtır eşya da eşyadır buyurmaktadır.
Şeyhin ifadelerine göre bütün alem arazdan ibarettir.
Alem yani eşya arazdan ibaret olunca,Cenab-ı Allah eşyanın aynıdır demek bu eşyanın mukavvimi
(Yaratanı kıvama getireni) mabihi'l kıyamdır (kendisiyle var olan) demek olduğunda şüphe kalmaz.
Çünkü araz için “Ayn” lazımdır.
Bu “ayn”yani Hakikat O'nun vücududur.

Şeyh Mekki Efendi, yukarıda zikredilen fikirlerden çoğunu kendisi de eserinde açıklayarak
bu mesede Şeyhin makul ve iman açısından mutabık şöz söylediğini bu sözlerden dolayı
küfürle itham edilemiyeceğini belirtmektedir.

kalpteniman
http://kalpteniman2.weebly.com/304bni-arabiye-iftira-edenler.html
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
@kurt26 varlık hakkında görüşün nedir?

1-Varlık ezelidir,ebedidir,dolayısıyla yaratılmamıştır.
2-Allah tarafından "yoktan " yaratılmıştır.
3-Tek bir varlık vardır o da Allahtır,diğer varlıklar Onun parçasıdır.
 

Tahsin EMİN

Kıdemli Üye
Katılım
7 Şub 2012
Mesajlar
11,757
Tepkime puanı
490
Puanları
83
Bazı hadiseler için "iftira" benzetmesi yapılamaz...

Mesela biri: "Ben Hakk'ım (Allah'ım)" demiştir...

1- Hukuk bu cümleye somut bakmıştır... (İftira yoktur...)

2- Bu sözü söyleyen, bu sözü "somut" manada söylememiştir... Mesela: "Ben Allah'ın eseriyim" manasına gelebilecek şekilde söylemiştir...

Söylemiştir ama, "hukuk" bunu da dinlememiştir...

Yani burada diyeceğiniz şey:

Hukuk da haklı... Söyleyen de haklı...

Ama olan "idamına karar verilene olmuştur" dersiniz...

Ruhuna el fatihah...

Geçmiş olsun...

Başka..?????
 
Üst