Hz. Musa'nın Canını Almaya Gelen Meleğe Tokat Atması ?

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Ebu Hureyre (ra) dan rivayet, Resul-i Ekrem (asm) ferman etmiş ki:

"Melekül Mevt (yani Azrail) Musa Aleyhisselama ruhunu kabzetmek için gönderilmiş. Hz. Musa'ya geldiği zaman, Ona tokat vurmuş, bir gözü çıkmış. Azrail Aleyhisselam Rabbine dönmüş, demiş ki: "Beni öyle bir kula gönderdin ki, ölümü istemiyor." Cenabı Hak tekrar ona gözünü iade etmiş."

Kaynaklar:

1. Sahihi Buhari, 2/113 ve 4/191; Sahihi Müslim 4/1843

Böyle bir hadise rastladım. Bazıları ısrarla bir şekilde hadisin doğruluğunu tevil etmeye çalışıyor. Diğer taraftan bakınca hadisin akılla mantıkla hiç bir şekilde örtüşen yanı yok. Hazreti Musa tokat atacak Azrail'in gözü çıkacak. Garip bir mesele.

Bu konuda ki görüşlerinizi alabilirmiyiz.

Selam ve dua ile...
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Neden akılla örtüşen bir yanı yok dediniz? Hadisde açık olan ifade sadece vurup gözünü çıkardığı. Hangi şartlar altında vurduğu yok.

Belki evinde bir adam gördü ve nefsi mudafaa için melek olduğunu bilemedi ve vurdu. Melek olduğunu bilse neden vursun.

Ölümü istemiyordan kasıt da nefsi müdafaa için vurduğuna delil de olabilir. Kendisine saldıracak biri sandı da canını korumak maksatlı vurdu.
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
Bazıları ısrarla bir şekilde hadisin doğruluğunu tevil etmeye çalışıyor. Diğer taraftan bakınca hadisin akılla mantıkla hiç bir şekilde örtüşen yanı yok. Hazreti Musa tokat atacak Azrail'in gözü çıkacak. Garip bir mesele.

Bu konuda ki görüşlerinizi alabilirmiyiz.

Selam ve dua ile...

Kazanın doğurduğuna inanıyorsunda öldüğüne neden inanmıyorsun!!!
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Değerli kardeşimiz,
Ebu Hureyre (ra) dan rivayet, Resul-i Ekrem (asm) ferman etmiş ki:
"Melekül Mevt (yani Azrail) Musa Aleyhisselama ruhunu kabzetmek için gönderilmiş. Hz. Musa'ya geldiği zaman, Ona tokat vurmuş, bir gözü çıkmış. Azrail Aleyhisselam Rabbine dönmüş, demiş ki: "Beni öyle bir kula gönderdin ki, ölümü istemiyor." Cenabı Hak tekrar ona gözünü iade etmiş." (Sahihi Buhari, 2/113 ve 4/191; Sahihi Müslim 4/1843)
Allah Teâlâ ölüm meleğini Musa'ya ruhunu kabzetmek için göndermemiş; ancak ve ancak imtihan ve ibtilâ için göndermiştir. Ni*tekim Allah Teâlâ Halili İbrahim (Aleyhisselâm)'a oğlunu kesme*sini emretmiş, fakat bunun hakikatim kasdetmemiştir. Eğer Musa (Aleyhisselâm) tokat vurduğu vakit onun ruhunu kabzetmek isteseydi, murad ettiği olurdu. Musa (Aleyhisseiâm) şeriatında tokat vurmak mubah*tı. Kendisi yanına giren bir adam görmüş. Onun ölüm meleği olduğunu tanımamıştı.
Bizim Peygamberimiz (asm) de izinsiz bir Müslümamn evine ba*kan kimsenin gözünü çıkarmayı mubah kılmıştır. Hz. Musa (as)'ın ölüm meleğini tanıdığı halde gözünü çıkarması imkânsızdır. Melekler İbrâhim (Aleyhisselâm)'a da gelmiş, o dahi ilk görüşde onları tanıyamamış*tı. Tanımış olsa kendilerine dana eti takdim etmesi muhal olurdu. Çünkü melekler yemek yemezler.

Melek Meryem'e dahi gelmiş, o da melek olduğunu tanıyama*mıştı. Tanısa ondan Allah'a sığınmazdı. Keza iki melek insan kılığında Dâvud (Aleyhisselâm)'in yanına girmiş, onun huzurunda dâvaya dur*muşlardı. O da melek olduklarını tanıyamamıştı. Cebrail (Aleyhisselâm) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e gelerek ona imanı, islamı, ihsanı ve kıyameti sormuştu. O da kendisini tanıyamamış, gözden kaybolduktan sonra Cebrâîl olduğunu anlamıştı. (Bk. İbn Balabân, el-İhsân fî Takrîbi Sahîhi İbn Hibbân, hzr. Şuayb el-Arnavut, Beyrut-1991, XIV/115, rakam: 6223)
Şu halde Hz. Musa (as)'ın ölüm meleğini tanıyamaması na*sıl yadırganabilir.

Cehmi'nin Allah melek için -kısas yapmamıştır, sözü ise cehline delildir. İnsanlarla melekler arasında kısas cereyan ettiğini yahut mele*ğin kısas istediğini, fakat kısas yapılmadığını kim haber vermiştir. Bu*nun kasden yapıldığına delil nedir?..»

Gerek İbni Huzeyme, gerekse Hattâbî bu babda bir hayli söz daha etmişlerdir.

Hulâsa; alimler üç şekilde cevap vermişlerdir:

1. Allah Teâlâ'nın Hz. Mûsa (as)'ya bu tokadı vurması için izin ver*miş olması imkânsız değildir. Allah dilediğini yapar ve dilediği şekilde imtihan eder.

2. Bu göz çıkarma meselesi mecazdır. Maksat Hz. Musa (as)'nın me*lekle münazara yaparak hüccetle ona galebe çalmasıdır. Fakat bu kavil zayıf görülmüştür.

3. Musa (Aleyhisselâm) gelenin Allah tarafından gönderilen melek olduğunu bilememiş, kendisine hücum edecek bir insan zannetmiş ve nef*sini müdafaya kalkışmıştır. Bu da kasdı olmaksızın meleğin gözünün çık*masına müncer olmuştur. Ebû Bekr, İbni Huzeyme ile diğer mutekaddiminin cevapları budur. Mâziri ile Kaadî Iyâz da bunu ihtiyar etmişlerdir. Çünkü hadîsde kasıt bulunduğuna bir sara*hat yoktur.

Bu Hadisden Çıkarılan Hükümler:

1. Mûsa (Aleyhisselâm) 'in Allah indinde büyük mertebesi vardır. Meleğin gözünü çıkardığı halde kendisini muaheze buyurmaması buna de*lildir.

2. Faziletli yerlere ve sülehanın yakınlarına defnolunmak müstehabdır.

3. Melek,kendi suretinden başka şekillere girebilir.

Not: Konuyla ilgili şu bilgileri de okumanızı tavsiye ederiz.

Hadîsin, Kur'ân gibi bazı müteşabihâtı var; ancak havass onların mânâlarını bulabilir. Şu hadîsin zâhiri dahi, müşkülât-ı hadîsin müteşabihat kısmından olmak ihtimali var.

Melâike, insan gibi bir surete inhisar etmez; müşahhas iken, bir küllî hükmündedir. Hazret-i Azrâil Aleyhisselâm, kabz-ı ervâha müekkel olan melâikelerin nâzırıdır.

Her ölünün ruhunu Hazret-i Azrâil Aleyhisselâm mı bizzat kabzediyor? Yoksa aveneleri mi kabzediyorlar?

Bu hususta üç meslek var:

Birinci meslek: Azrâil Aleyhisselâm, herkesin ruhunu kabzeder. Bir iş bir işe mâni olmaz. Çünkü nuranîdir. Nuranî birşey, hadsiz âyineler vasıtasıyla hadsiz yerlerde bizzat bulunabilir ve temessül eder. Nuranînin temessülâtı, o nuranî zâtın hassasına mâliktir; onun aynı sayılır, gayrı değildir. Güneşin âyinelerdeki misalleri güneşin ziya ve hararetini gösterdiği gibi, melâike gibi ruhanîlerin dahi, âlem-i misalin ayrı ayrı âyinelerinde misalleri, onların aynılarıdır, hassalarını gösterirler. Fakat âyinelerin kàbiliyetine göre temessül ediyorlar. Nasıl ki Hazret-i Cebrâil Aleyhisselâm, bir vakitte Dıhye suretinde sahabeler içinde göründüğü dakikada, binler yerde başka suretlerde ve Arş-ı Âzam önünde, şarktan garba kadar geniş ve muhteşem kanatlarıyla secde ediyordu. Her yerde, o yerin kàbiliyetine göre temessülü varmış; bir anda binler yerde bulunuyormuş.

İşte, şu mesleğe göre, kabz-ı ruh vaktinde insanın âyinesine temessül eden melekü'l-mevtin insanî ve cüz'î bir misali, Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm gibi bir ulü'l-azm ve celâlli ve hiddetli bir zâtın tokadına maruz olmak ve o misalî melekü'l-mevtin libası hükmündeki suret-i misaliyesindeki gözünü çıkarmak ne muhaldir, ne fevkalâdedir, ne de gayr-ı makuldür.

İkinci meslek odur ki, Hazret-i Cebrâil, Mikâil, Azrâil gibi melâike-i izâm, birer nâzır-ı umumî hükmünde, kendi nevilerinden ve kendilerine benzer küçük tarzda avâneleri vardır. Ve o muavinler, envâ-ı mahlûkata göre ayrı ayrıdırlar. Sulehânın ervâhını kabzeden başkadır, ehl-i şekavetin ervâhını kabzeden yine başkadır.

Nasıl ki, ÙˆÙ￾النÙ￾ّازÙ￾عÙ￾اتÙ￾ غÙ￾رْقًا - ÙˆÙ￾النÙ￾ّاشÙ￾Ø·Ù￾اتÙ￾ Ù†Ù￾شْطًاâyeti işaret ediyor ki, kabz-ı ervâh eden, taife taifedir.

Bu mesleğe göre, Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm, Hazret-i Azrâil Aleyhisselâma değil, belki Azrâil'in bir avânesinin misalî cesedine, fıtrî celâletine ve hulkî celâdetine ve Cenâb-ı Hakk'ın yanında nazdar olmasına binaen, ona bir tokat aşk etmek gayet makuldür.

Üçüncü meslek: "Bazı melâikeler var ki, kırk bin başı var. Her başında kırk bin dili var (demek seksen bin gözü dahi var). Herbir dilde kırk bin tesbihat var."

Evet, madem melâikeler âlem-i şehadetin envâına göre müekkeldirler, âlem-i ervahta o envâın tesbihatlarını temsil ediyorlar; elbette öyle olmak lâzım gelir. Çünkü, meselâ küre-i arz bir mahlûktur, Cenâb-ı Hakkı tesbih ediyor. Değil kırk bin, belki yüz binler baş hükmünde envâları var. Her nev'in, yüz binler dil hükmünde efradları var, ve hâkezâ... Demek, küre-i arza müekkel meleğin kırk bin, belki yüz binler başı olmalı ve her başında da yüz binler dil olmalı, ve hâkezâ...

İşte bu mesleğe binaen, Hazret-i Azrâil Aleyhisselâmın her ferde müteveccih bir yüzü ve bakar bir gözü vardır. Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâmın Hazret-i Azrâil Aleyhisselâma tokat vurması, -hâşâ- Azrâil Aleyhisselâmın mahiyet-i asliyesine ve şekl-i hakikîsine değil ve bir tahkir değil ve adem-i kabul değil; belki vazife-i risaletin daha devamını ve bekàsını arzu ettiği için, kendi eceline dikkat eden ve hizmetine sed çekmek isteyen bir göze şamar vurmuş ve vurur. (Bediüzzaman, Mektubat, s.350)
Selam ve dua ile...


Sorularla İslamiyet
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
O da birşey mi, ya İhsan Şenocak'in böyük bir ilim adami ciddiyeti ve hassasiyetiyle aklamaya çalıştığı aşağıdaki Buhari hadisine ne demeli;

Amr ibn Meymûn şöyle demiştir.

"Ben Câhiliyet devrinde zina etmiş olan bir maymunun üzerine birçok maymunların toplanmış olduklarını gördüm. Maymunlar o zina eden maymunu recm ettiler. Ben de o maymunlar topluluğunun beraberinde zina eden maymuna taş attım"

Nasıl ama, komediye bakar mısınız. Biri meleğin gözünü çıkarıyor diğeri maymunu recmediyor. Bir başkası çıkıyor peygamberin idrarını içiyor...falan filan. Dini kuşa çeviriniz be. Vallahi millet bunlar yüzünden ateist oluyor.

Allah ve Resulü dışında kimse eleştirilemez değildir.
Buhari'nin böylesi sallama, saçma sapan uydurma sözleri hadis diye eserine alması büyük bir hatadır.

Ulan Buhari bu hadisi almakla hata etmiştir demek bu kadar mı zor? Allah değil peygamber değil, hata yapamaz mı yaw. Ya rivayeti kurtarma adına sergilenen kepazeliklere ne demeli?
 

ihvanistanbul

AkhenAton
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
7,655
Tepkime puanı
2,337
Puanları
113
Konum
istanbul
Hayatimin bir doneminde ( ki lise zamanina denk geliyordu )
5 vakite 5 daha katiyordum. Tadili erkan uzere namaz kilar, tesbihatlari birakmazdim. Efenim gunun birinde seytan durttu. Dedim ki tesbihatlari cami disinda da yapsam olur. Once tesbihati biraktim. Sonra Allahin farz ettigini yerine getirsem yeter derken buldum kendimi sonra sunnetleri kilmamaya basladim. Derken bir baktim farzida kilmiyorum. Velhasili konu nereye geldi ha once buhariden sunlari bu ayiklayalim, sonra buhariye ne gerek var, sonra Allah bu ayetiyle bunu kastetmedi, sonra Kuran ayeteri tarihseldir ve son halkasi Allah var mi yok mu bilmek tam anlamiyla mumkun degildir...
 

ömerusta

Kıdemli Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
6,913
Tepkime puanı
239
Puanları
0
birileri bizleri öyle tokatlıyor ki adeta bizimle oynuyor haklımı haklı kuran okumayan vede dşünmeyen akletmeyen bir ümmetiz vay bizeki vay
 

Ebu Computer

Kıdemli Üye
Katılım
11 Haz 2013
Mesajlar
24,988
Tepkime puanı
1,501
Puanları
113
Sayın @düşünür

Konuyu açmadan önce eklediğiniz yazıyı okumuştum.

Nasıl tevil edilmeye çalışılırsa çalışılsın, Hazreti Musa'nın Azrail'e tokat atması ve Azrail'in bir gözünün çıkması hadisine yapılan açıklamalar beni tatmin etmedi.

Doğrusunu Allah bilir.

Selam ve dua ile...
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Hayatimin bir doneminde ( ki lise zamanina denk geliyordu )
5 vakite 5 daha katiyordum. Tadili erkan uzere namaz kilar, tesbihatlari birakmazdim. Efenim gunun birinde seytan durttu. Dedim ki tesbihatlari cami disinda da yapsam olur. Once tesbihati biraktim. Sonra Allahin farz ettigini yerine getirsem yeter derken buldum kendimi sonra sunnetleri kilmamaya basladim. Derken bir baktim farzida kilmiyorum. Velhasili konu nereye geldi ha once buhariden sunlari bu ayiklayalim, sonra buhariye ne gerek var, sonra Allah bu ayetiyle bunu kastetmedi, sonra Kuran ayeteri tarihseldir ve son halkasi Allah var mi yok mu bilmek tam anlamiyla mumkun degildir...

kesinlikle katiliyorum
ayni süreci ben de yasadim
bu tür meselelerin ulu orta tartisilmasi ve her önüne gelenin ahkam kesmesine bir dur demek lazim artik.
bir takim uydurma hadisler üzerinden topyekun hadisleri yok sayma, önemsiz gösterme egilimi hizla cogaliyor.
cogaldikca dinin temel degerlerine karsi lakayt bir söylem, ibadetlerde eksiltme yoluna gitme ve bir isteksizlik hasil oluyor.
önüne nasil gecilir bilemiyorum ama harbiden isin cilki cikti.
ha böyledir diye konuyu irdelemeyelim mi, elbette hayir
ancak bu isin de bir usulü olmali ama nasil onu ben de bilmiyorum
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,879
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
kesinlikle katiliyorum
ayni süreci ben de yasadim
bu tür meselelerin ulu orta tartisilmasi ve her önüne gelenin ahkam kesmesine bir dur demek lazim artik.
bir takim uydurma hadisler üzerinden topyekun hadisleri yok sayma, önemsiz gösterme egilimi hizla cogaliyor.
cogaldikca dinin temel degerlerine karsi lakayt bir söylem, ibadetlerde eksiltme yoluna gitme ve bir isteksizlik hasil oluyor.
önüne nasil gecilir bilemiyorum ama harbiden isin cilki cikti.
ha böyledir diye konuyu irdelemeyelim mi, elbette hayir
ancak bu isin de bir usulü olmali ama nasil onu ben de bilmiyorum

:) evet katılıyorum.
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Buharide 10 bine yakın hadis var. Beğenmediklerinizi kenara koyun öbürleriyle yola devam edin. :)
 
Üst