Hz Muhammed(SAV) -NAAT

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,306
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
Kâinat üzerinde bilir efendisi,
Âlemlere rahmet, Allah sevgilisi
Kutlu olsun doğum günün evveli
Ne kadar sevinsek az, anlasak biraz…

Kâinat titredi nasıl bayram etti,
Melekler doğduğun eve sur, kanattı
Yayıldı furkanın, her yere rahmetin,
Her gölgen güzellik cemalin yakamoz!

Altıncı yaşına geldiğinde yetim
Ana, baba deden anılarda resim,
Ebu Talip şefkati, unutturdu özlem
Allah melekleriyle korundun tarifsiz…

Emin bilinirdin, Mekke güvenirdi
Hacer-ül Evsed’i koymaya atandın
Kâbe imarına ellerin dokundun
Kimseyi üzmezdin benleri yaptın biz...

Rahip gördüğünde peygamberlik mührü
Övgüyle söz etti gönlünde huzuru
Şam’a gitme dedi ederse zuhuru
Ederler anında on birinde infaz

Busra’dan döndüler kervanla Mekke’ye
Yakıcı güneşte döndü çöl tekkeye
Melekler büründü buluttan takkeye
Dünya emrinde her adımına nafiz

Yirmi beş yaşında evlenmişti yetim
Hatice anamız şefkatine teslim
Saadetti baki fotoğrafta resim
Ümmetine örnek yeşerendi filiz

Mekke’de çılgınlık azgınlık manzara
Huzur vermiyordu her görüntü tasa
Kırkına gelince girdin inzivaya
Cebel-i Nur'du yar, dinlerdi sessiz!

Nur dağında “Oku! ” diyordu alaz
Korkuyla “Bilmem ki…” dedin Cebrail’e
Tekrar soruyordu nur parlayan dille
Betin benzin solmuş döndün sarı güle…

Peygamberlik o gün sunuldu müjdesi
Teselli ve iman etti ki zevcesi
Bekir Zeyd ve Ali ilkti şeceresi
Öğrendin öğrettin kılındı ilk namaz

İslam’ın yaşanan Mekkeli yılları
İşkence bilirdi müşrik akılları
Hatice anamız teselli dalları
Kâfir azgın olsa da, sabırdı niyaz...

Ömer’in biatiyle erişince kırklar,
Yürüdüler Kâbe’ye tek yürek ayaklar,
Sokakta ilahi cengâver ataklar,
Tekbirler ummana yükselmişti eşsiz

Amcan Ebu Talip kâfirin yanında
Sevse de resulü gelenek kanında
Din değiştirmek zor vazgeçmek şanından
Ne kadar üzüldün yok derken şüphesiz

Birinci akabe ikinci akabe
Biat etti Ensar, birlikte Medine
Bir kerecik ne ah çektiler nede naz
Muhacir oldular hicretle sahabe

Hüzünlüydü gece, Ali yatağında
Yasin okuyarak evinden çıktılar
Kimse göremedi, hicrete aktılar
Rabbim müşriklere sanki çekmişti bez

Ebu Bekir Sıddık içtenlikte şahane
Her şeyini feda ederdi bir ona,
Paylaşmaya hazır arardı bahane,
Sevr mağarasında tek teselli tek yüz…

Ensar her şeyini verdi muhacire,
Tanımak değildi derdi tek kaide,
“Ver…” derken akardı infak maideye!
Resulün ağzından dinlenirken vaaz

Uhud’ta teninden yaralar almıştın
Taif’te Zeyd’le taş selinde kalmıştın
Kâbe’de namazdan ağıtla gelmiştin
Yinede kâfire etmedin tek bir buğz…

Uhud savaşından sonra her yıl gelir,
Mübarek dilinle yaşananı bilir,
“Uhud bizi sever bizde Uhud’u” der
Şehitlere ağlar, ağıtla titrerdi arz…

Mekke alınırken kâfirde korkular
İhtişamlı ordu herkesi sorgular
Hüzünlüydün o gün maziden öyküler
Her taşı havası Kâbe’de kordan iz…

Toprağa karışmış amcası, Hatice
Cennet-i Mualla özlemdi netice
Billal-i Habeş’i okuyorken ezan
Şükürler dilinde kıldırırken namaz…

Mekke’de kalmadın Medine’ydi şehrin
Doğduğun yer değil verdiğin yer mihrin
Ölünceye kadar zafer gördü mührün
Asr-ı saadet’tir Müslüman’a eskiz…

Elleri ağzında sessizce gülerdi
Gerektiği kadar sözleri alırdı
Öğlen namazından sonra az dalardı
Cemaline baksa aşka düşerdi göz

Sahaben konuşsa dikkatle dinlerdin
Dünyalıksa sözler doğruyu söylerdin
Güzel dillenirse keyifle izlerdin
Hareketin sünnet hadislerindi söz…

Ne uzun ne kısa hoş sakalın vardı
Gözlerine bakan kâinata yardı
Dünya emanet der ömür kadar kordu
Sümbüllerde kokar güldeydi izleri…

At deve yarışı izler, yarışırdı
Sıradan bir insan gibi dolaşırdı
Ne makam padişah nede atışırdı
Sevgiyle doluydu yüreği, paslanmaz…

Cebinde taşırdı koku ayna tarak
Elbisesi temiz, kir teninden uzak
Her işi elinde istemezdi uşak
Misafire hizmeti, ederdi cevaz…

Kötü söz bilmezdi dilinde iltifat
Ne kinci ne kızgın sunardı şefkat
Hiç israf etmezdi bilirdi emanet
Ne varsa verirdi muhtaçlara deniz…

Torunlar üstünde bir gün secdede
Kalmıştı uzunca hareketsiz öyle
Çocuklar inince ciddiyet içinde
Secdeden doğrulup başlardı namaza…

Yirmi yıllık İslam düşmanı İkrime,
Hamza’yı öldürten Süfyan’ın nedime
Günahlara tövbe eden bizimledir
Diyerek affettin değişmeyen tarzla…

Her sözde emindin yalanı bilmezdin
Doğruyu tavsiye ederdin yılmazdın
Çirkini sevmezdin ağzına almazdın
Sukut altın derdin, çok dinle ki kal temiz

Cebel-i Nur indi, tefekkür kalesi
Kâbe’yi seyrettin derince halesi
Eğimler kıvrımlar yürürken hanesi
Tıkanmadan nefes yürümekteydin tez…

Günahkâr nefsimiz zorlanmakta her an
Tırmanırken nefes nefese solar can
Koklarken kayası mis kokun yaygın
Hala izlerin var, kalabildim ne az…

Her şey ana yenik derdin bir emanet
Yiyin için israf etmeyin cemaat
Müslüman kardeşin, onda bul sefahat
Ensar gibi paylaş yığmayın çaput, bez…

Savaşta kim aman dilerse öldürme
Dinsiz bile olsa canını verdirme
Nerede olursan gıybet ettirme
İntihar edipte ateşte olma köz…

Çöl kuraklığında her adımın cennet
Şemsiyen bulutlar esen yel afiyet
Sahaben yanında İslamiyet devlet
Veda hutbesinde yüz binler verdi söz…

Hz. Muhammed(SAV) sonsuz manevi efendim,
Sünnetin yaşarım her anım-son andım,
Sahabe gözünde düşlerinde yandım
Görmek dilerim hep, ben fakir, aciz...

Saffet Kuramaz
[TR]
[TD="width: 100%, align: left"]
[/TD]
[/TR]
[TR]
[TD="width: 100%, align: left"]
[/TD]
[/TR]
[TR]
[TD="width: 100%"] [/TD]
[/TR]
[TR]
[TD="width: 100%"][/TD]
[/TR]
 

abdullah birisi

Kıdemli Üye
Katılım
12 Mar 2013
Mesajlar
10,357
Tepkime puanı
517
Puanları
0
Konum
istanbul
Necid Çöllerinde
Yâ Nebi…
Şu halime bak
Nasıl ki bağrı yanar gün kızınca sahranın,
Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın.
Hârimi Pâkine can atmak istedim durdum,
Gerildi karşıma yıllarca ailem yurdum.
Tahammül et dediler, hangi bir zamana kadar,
Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var.
Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak,
Önümde durmadı artık ne hanuman ne ocak.
Yıkıldı hepsi, ben aştım diyar-ı Sudan’ı,
Üç ay tihame deyip çiğnedim beyebanı.
Kemiklerim bile yanmıştı belki sahrada,
Yetişmeseydin eğer Ya Muhammed imdada.
Eserdi kumda yüzerken serin serin nefesin,
Akarsular gibi çağlardı her tarafta sesin.
İradem olduğu gündür senin iradene râm,
Bir an olsun yollarda durmak bana oldu haram.
Bütün hayakil-i hilkat ile hasbihal ettim,
Leyâle derdimi döktüm, cibali söylettim.
Yanıp tutuşmadan yummadım gözümü,
Nücuma sor ki bu kirpikler uyku görmüş mü?
Azab-ı Hecrine katlandım elli üç senedir,
Sonunda anlıma çarpan bu zalim örtü nedir?
Üç beş sineyi hicran içinde inleterek,
Çıkan yüreklere husran mı, merhamet mi gerek.
Demir nikabını kaldır mezarı pâkinden,
Bu hasta ruhumu artık, ayırma hakinden.
nedir o meşale, nurun mu ya Resulallah
Sükûn içinde bir an geçti, sonra kısa bir âh….
Mehmet Akif Ersoy
 

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,306
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
ne güzel bir şiir okudum... o çölleri, o toprağının hasret ateşini... hissettim tüm kalbimde..
dostum, bu güzel şiir paylaştığın için çok teşekkür ederim. bugün ölüm yıldönümü olan şaire, bir Fatiha okuyalım,
en azından... Allah rahmet eylesin...
 

saf deha

Profesör
Katılım
26 Kas 2007
Mesajlar
1,306
Tepkime puanı
120
Puanları
63
Konum
ankara-kayseri
Kutlu Doğum haftanızı kutluyorum... Allah, Peygamber efendimizin şefaatine ermeyi, kevser nehri -kenarında haşr edilmeyi cümle Müslüman kardeşime nasip eylesin, Amin....
 
Üst