Hz. İsa(a.s) Hatemi Veli Midir?

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com



"Şeyh-ül Ekber Muhyiddînİbnü’l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri ;
"Velî velâyeti ve resullerin velâyetiarasındaki farklı mertebeler için, velîlerin velâyetini hatmeden Hatmü’l-Velâyeti’l-Muhammedî bir velî olarak indirilince; Muhammed -sallallahualeyhi ve sellem- "Hâteme’n-nebiyyîn" olduğu gibi,Hâtemü’l-evliyâ da,diğer şeriatlara hâkim olan bu ümmetten olmaması nedeniyle, İsâ’nın velâyetinindahî hatmedicisi olur ve İsâ ondan daha sonra zuhûr eder.Velîlerin velâyetininHâtem’inin zamanla öne geçmesiyle, İsâ’nın velâyeti hakkındaki hüküm de böyle olur. Dolayısıyla İsâ da onlardandır.
Nitekim biz onun tertîbini ‘Ankâ-i Muğrib’adlı kitabımızda; hem ondan (Hâtemü’l-evliyâ’dan) sözederek, hem de Resulullah-sallallahu aleyhi ve sellem-in zikrettiği Mehdî’den sözederek zikretmiştik.İşte bu kitapta ondan ve onun artık gizliliği kalmayan menzilinden geniş birbiçimde sözedilmiştir. İsâ ise, beyan buyurulduğu gibi; "Allah’ın resûlü,Meryem’e ilkâ ettiği kelimesi ve O’ndan bir ruhtur." Allah Hakk’ı söyleyenve yola hidâyet edendir!"
(Fütûhâtü’l-Mekkiyye fî Ma’rifetiEsrâri’l-Mâlikiyye ve’l-Mülkiyye; c.7, s.357-358, Bas.: Beyrut, 1994.)"

Orjinal eser ortada iken itiraz edenler oldu.Bizde bu bilgileri ilave ediyoruz.


Batı Tarafından Zuhûru:
Molla Abdurrahman Câmî -kuddise sırruh- Hazretleri “Kitâbu’n-Nusûsu’n-Ni’em fî Şerh-i Fusûsu’l-Hikem” isimli eserinde ise, Şeyhü’l-ekber -kuddise sırruh- Hazretleri’nin “Ankâ-i Muğrib” kitabındaki beyanları doğrultusunda, Hâtemü’l-evliyâ’nın batı tarafından zuhur edecek bir kimse olduğunu haber vermektedir:
“Hâtemü’l-velâye, Şeyh’in ‘Ankâ-i Muğrib fî Ma’rifeti Hatmü’l-evliyâ ve Şemsü’l-Mağrib’ adlı kitabındaki bir açıklamasına göre; İsâ Aleyhisselâm’ın devri dışında zuhûr edecek bir tahsis iledir. Zirâ Hâtemü’l-velâyeti’l-Muhammediyye batıdan bir kimsedir. Zikri geçen şahıs, diğer peygamberlerin velâyetinden farklı olarak, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-e mahsus olan velâyet’le zuhur edecektir. Nitekim Ankâ’da ona da işâret edilmiştir. Şu hâle göre, onun Hâtemü’l-velâye’liği herkes için geçerlidir.” (en-Nusûsu’n-Ni’em fî Şerh-i Fusûsu’l-Hikem; Âtıf ef. no: 1442, 52b yaprağı.)

Bâzı zevât-ı kirâm her ne kadar İsâ Aleyhisselâm’dan sonra mutlak bir sûrette velî gelmeyeceğini ve bu nedenle “Hâtemü’l-velâye”nin ona tahsis edildiğini ileri sürmüşlerse de, Molla Abdurrahman Câmî -kuddise sırruh- Hazretleri burada ciddî bir ayırım noktası ortaya koymuş ve bu zât-ı muhteremin İsâ Aleyhisselâm’ın nüzul edeceği devirden farklı bir devirde, Muhammed Aleyhisselâm’a has kılınan velâyet’le, batı tarafından zuhur edeceğini haber vermiştir. Böylelikle o, daha önce “Ankâ-i Muğrib” kitabında; Hâtemü’l-velî, Mehdi Resul ve İsâ Aleyhisselâm’ın zuhûru husûsunda üç farklı devirden sözeden Şeyhü’l-ekber -kuddise sırruh- Hazretleri’nin beyanlarını tasdik edip, bilinmesi gereken hakikati gözler önüne sermiştir.

Âhir Zamanda
Hâtemü’l-Velî, Mehdi Resul ve İsâ Aleyhisselâm’ın
Zuhur Edeceği Üç Devir:

Şeyhü’l-ekber Muhyiddîn İbnü’l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri “Anka-i Mağrib fî Ma’rifeti Hatmü’l-evliyâ” kitabında “Hatmü’l-evliyâ” kitabı’ndankine benzer bir üslûpla, âhir zamanda fitne ve fesadın çok oluşuna aldanarak, bu zamâna kötü bir nazarla bakanların; Hâtemü’l-velî, Mehdi Resul ve İsâ Aleyhisselâm’ın zuhur edeceği üç devri gözardı ettiklerine dikkati çekerek şöyle buyurmuştur:
“Onlarla ilgili olan üç asrı değerlendirdikleri esnâda, ne zaman ki onu küçümseyerek kestirip atarlar; değerlendirme üstüne değerlendirmede, atıf üstüne atıfta bulunurlar. Nihâyetinde de: ‘(O devirde) artık herhangi bir hayır ve emir kalmaz!’ diyerek neticeye ererler. Zirâ onlar, ona eriştikleri an, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- in;
‘Gelecek her zaman sizin için bir öncekinden daha kötüdür.’
Hadis’ine tutunurlar. (Çünkü) onlar; Mehdî, Hâtemü’l-velî ve İsâ peygamber’in -salavâtullâhi aleyh- zamânından ibâret olan, üçüne tâbi olunduktan sonra gelecek dördüncü devri bilmezler. Halbuki beşer içinde (asıl) fesad, (bu) üç devir nihâyete erdiği zaman zuhûr eder.” (Anka-i Mağrib fî Ma’rifeti Hatmü’l-evliyâ; Şehid Ali Paşa, no: 1287, 54b yaprağı.)

Hâtemü'l-Evliyâ Hakkında Konuşan
Hakîkat Ehli ile Dalâlet Ehli'nin İçyüzü:

Şeyhü'l-Ekber Muhyiddîn İbnü'l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri "Ankâ'-i Mugrib fî Ma'rifeti Hatmü'l-Evliyâ" adlı eserinde; Hâtemü'l-evliyâ'nın Hazret-i Mehdî ya da İsâ Aleyhisselâm olduğunu zannedenlerin, veya bu iki zâttan başka Hâtemü'l-evliyâ bulunmadığını iddiâ edenlerin, bu taassuba nefislerinin hastalıkları nedeniyle saplandıklarına dikkati çekerek; bu hususta avâm kimselerin boş iddiâlarına değil, ancak keskin görüş ve basîret ehli velîlerin sözlerine itibâr etmek gerektiğini haber vermiştir:
"Bil ki Allah-u Teâlâ, kendisine tâbi olunan en büyük imamı; velâyet bayrağının ve mühürünün taşıyıcısı, cemaatin ve hikmet ehlinin öncüsü olan bu kerem sahibi 'Hatm'i zikretmiş; Azîz Kitab'ının pek çok yerinde ondan haber vererek, bir ayırım ortaya koymak için, onun mertebesiyle ilgili olarak tembihte bulunmuştur.
İmam Mehdî, kendisine tâbî olunan bir imam olduğu vakit, Peygamber Aleyhisselâm'ın ehl-i beyt'ine mensup olacaktır. İşi duyanlar kimi zaman (onu), onun sıfatı üzere bir şahsa benzetirler ve ondan dolayı onun kim olduğunu karıştırırlar.

'İsâ Aleyhisselâm'a gelince; onun alâmetleri husûsunda ise herhangi bir ortaklık ortaya konulmaz. Zîrâ onun bir peygamber olduğunda hiçbir şüphe ve karışıklık yoktur.


'Hatm' ve 'Mehdî' ortaya konulduğu vakit, kimi zaman her iki velînin ikisinin birden karıştırıldığı vâki' olur ve nefsin hastalıkları nedeniyle bir taassup husûle gelir. Zira bu büyük işle ilgili olan şeyleri haber verebilmek, ancak keskin görüş ve basîret ehli olan için geçerlidir. Avâm'a gelince; onların sözü bizimkiyle bir değildir. Dolayısıyla onların parçaları birleştirip genişletmeleri mümkün de değildir." ("Ankâ'-i Mugrib fî Ma'rifeti Hatmü'l-Evliyâ' ve Şemsü'l-Mağrib", s. 72 bas.: Mısır, 1954)
Bu zevât-ı kirâm "Âlim" değil, birer "Âlem"dir. İlâhî ilhamla konuşan, hakîkati ortaya koyan zevât-ı kirâm bunlardır; diğerleri ise nefsini beğenmiş, yoldan sapmış insanlardır.
Hakîkat ehli ile dalâlet ehlinin içyüzü;
Hakîkat ehli Hakk ile, dalâlet ehli ise şeytan ile hareket eder, benliğiyle icraatını yapar. Onun içindir ki size bunların içyüzünün ortamını yapıyoruz...."


Hâtemü'l-Evliyâ'nın Vefâtı
ve Mehdî'nin Zuhur Zamânı:

"Ankâ'-i Muğrib"in son satırlarında Hazret-i Mehdî hakkında rumuzlar veren Hazret, şu şifreli sözleriyle Allah-u Teâlâ'nın onu, "Hâtemü'l-evliyâ"sını yeryüzünden aldıktan sonra göndereceğine işâret etmiştir:
"O, sesli harflerden 'Hâ' bittikten hemen sonra doğmuş olur. O'nun mîlâdı ise, parçaların inşâsının ve intizâmının ardından; 'Sâd' ve 'Se'nin bitişinden hemen sonra olur. İlim husûsunda da, peşînen yedi'ye girmesi umulur. Buna, şiirde zikri geçen tek sayıların yok oluşuna göre; O'nun 'Hatm-i evliyâ'sının varlığının yok olmasına karşılık onun zuhûr etmesiyle, büyük bir devlette hükmünü yürüteceği anlardır da diyebilirsin!.." ("Ankâ'-i Mugrib fî Ma'rifeti Hatmü'l-Evliyâ' ve Şemsü'l-Mağrib", s. 77 bas.: Mısır 1954)
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Hatemül evliya olmasına karşı değilim, lakin bunun Ömer Öngüt olduğuna deliliniz nedir? Böyle bir şey yok.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
delilimiz öngütün topal olması ve kindeli olması.

Es'ad Erbili hazretlerinden sonra irşad vazifesi on yıl kadar büyük oranda ortadan kalkmış. Es'ad Efendi'nin halifelerinden bazıları manevi işaretlerin artmasından sonra Sami Efendi'ye varmışlar ve "efendim müridan dağılmış vaziyette, artık bunları toparlasanız ve irşada başlasınız" demişler. Sami Efendi de, bize de böyle işaretler geliyordu ama teyit için en az 3 tane halifenin gelmesi lazımdı demişler ve ondan sonra irşada başlamışlar.

Es'ad Efendi'den tam icazetli olmalarına rağmen, on yıl gibi bir süre de geçse, manevi işaretler de alsalar göreve başlamamışlar. Ta ki halifeler de gelip teyit edene kadar.

Tabi Es'ad Efendi'nin başka halifeleri vardır, onlar irşad yapmışlar, onları bilemem... Mevzuu o değil.

Mevzuu şu ki, teyit lazım. Büyüklerden kim mesela Ömer Öngüt için bu yönde bir şeyler söylemişlerdir. Bediüzzaman'ın mehdiliği gibi olmasın bu. Kerametimiz kendimizden menkul olmasın ya da cemaatimizden. O asırda yaşamış nice büyükler var, herhangi bir söz var mıdır bu durumda.
 

kebîkec

İhvan Forum Üye
Katılım
21 Eyl 2007
Mesajlar
8,080
Tepkime puanı
1,922
Puanları
113
Çok mantıklı. Hz. İsa Peygamber olduğuna göre velilik makamı Ömer Öngüte kalmış. :)

Ancak anlamadığım nokta şurası. Niye velilerin sonuncusu oluyor. Mesela bende Allah'ın veli bir kuluyum. İnşallah benden sonrada veli kullar olacaktır. Kapıyı kapatma yetkisini kim kime vermiş. :(
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Çok mantıklı. Hz. İsa Peygamber olduğuna göre velilik makamı Ömer Öngüte kalmış. :)

Ancak anlamadığım nokta şurası. Niye velilerin sonuncusu oluyor. Mesela bende Allah'ın veli bir kuluyum. İnşallah benden sonrada veli kullar olacaktır. Kapıyı kapatma yetkisini kim kime vermiş. :(

Bunu kendileri de bilmiyor :)

Sami Ramazanoğlu Efendi için hatmül evliya diyen ricalullah dan zatlar var. Şunun için diyorlar, bir daha o ayarda bir evliya gelmeyecek, yoksa her zamanda veli vardır.
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Çok mantıklı. Hz. İsa Peygamber olduğuna göre velilik makamı Ömer Öngüte kalmış. :)

Ancak anlamadığım nokta şurası. Niye velilerin sonuncusu oluyor. Mesela bende Allah'ın veli bir kuluyum. İnşallah benden sonrada veli kullar olacaktır. Kapıyı kapatma yetkisini kim kime vermiş. :(


Olalım hep beraber inşaallah dilek ve duasındayız... Büyüktür, Lûtufkardır verir inşaallah Vesselam :)
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
şimdiye kadar yazmadığım,konulardan birisi. ama mademki sohbet buraya kadar geldi,o zaman yazalım bizde. hatemül veli. son veli demek. bu hemen hemen herkes tarafından nasıl anlaşılıp tartışılıyor. son veli.kıyametten önce gelecek olan son evliya. ama bu aslında böyle değildir.hatemül veli demek veli olan kişinin kendi velayetindeki en son mertebeye gelmiş olmasıdır.yoksa umumi manada veliliğin son merbeside değil,yanlış anlaşılmasın.kendi kapasitesinin son merhalesine geliştir bu.buda aslında her veliye nasip olmayabilir. mevzu bahis ömer efendiyse eğer,bu yönüyle evet ömer efendi kendi velayetinde hatemül veli noktasına gelmiştir. ayrıca ülkemize dine önemli hizmetleri olmuştur.o dönemlerde kendinden başkasını müslüman saymayan refah dini mensuplarına,süleymancılara ismailağa mollalarına anladıkları dilden gereken cevabı vermiştir.allah razı olsun kendisinden.biz ömer efendiyi seviyoruz. ömer efendi hakkında konuşacak olanlar yazacak olanlar dikkatli yazsınlar.kendisi gerçek bir velidir,gazaba uğramasınlar.günümüzdeki bir kısım sahtelerine benzemezler.
 

Ahter

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2009
Mesajlar
5,252
Tepkime puanı
186
Puanları
0
Konum
antalya
@Kurtuluş26 nikli üye alıntıladığı yazıda :''Âhir Zamanda
Hâtemü’l-Velî, Mehdi Resul ve İsâ Aleyhisselâm’ın

Zuhur Edeceği Üç Devir:

Şeyhü’l-ekber Muhyiddîn İbnü’l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri “Anka-i Mağrib fî Ma’rifeti Hatmü’l-evliyâ” kitabında “Hatmü’l-evliyâ” kitabı’ndankine benzer bir üslûpla, âhir zamanda fitne ve fesadın çok oluşuna aldanarak, bu zamâna kötü bir nazarla bakanların; Hâtemü’l-velî, Mehdi Resul ve İsâ Aleyhisselâm’ın zuhur edeceği üç devri gözardı ettiklerine dikkati çekerek şöyle buyurmuştur:''

diye aktarmış.Mehdi resul tabirini bildiğimiz kadar ABD de ikamet eden sapık iskender Evrenesoğlu ve tabileri kullanmaktadır..İlginçtir, yukarıdaki yazıyı nakleden şahıs biraz altta şeyhulekberden aktardığı kısımda sadece ''mehdi'' kelimesini kullanarak , kendi kendini nakzetmektedir..Hiçbir islami kaynakta ''mehdi resul'' tabirinin kullanıldığını şu ana kadar görmedik..İskender evrenesoğlu isimli sapık hariç!
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Hatemül evliya olmasına karşı değilim, lakin bunun Ömer Öngüt olduğuna deliliniz nedir? Böyle bir şey yok.

Tabi Es'ad Efendi'nin başka halifeleri vardır, onlar irşad yapmışlar, onları bilemem... Mevzuu o değil.
Mevzuu şu ki, teyit lazım. Büyüklerden kim mesela Ömer Öngüt için bu yönde bir şeyler söylemişlerdir. Bediüzzaman'ın mehdiliği gibi olmasın bu. Kerametimiz kendimizden menkul olmasın ya da cemaatimizden. O asırda yaşamış nice büyükler var, herhangi bir söz var mıdır bu durumda.

Ey gerek Hatem-i Veli ve gerekse tasavvuf konusunda çok bilmiş pozlarına giren-bürünen hiçbir şey bilmeyen eçhel!

Es'ad Efendinin (k.s.)başka halifeleri seni neden ilgilendirmez biliyor musun? Çünkü, senin bu yolla ve büyüklerle hiçbir nasibin ve ilgin yoktur da ondan! Merhum Ömer Efendinin Hatem-i Veli olduğuna madem elinde delil yok; şu halde olmadığına delilin nerde ?.. Hatem-i Veli'nin şu veya bu şahıs olduğuna dair büyükler senin için özel beyanat mı vereceklerdi?.. Ne kadar da akıllısın ya ?..ı
Bak şu menakıbı ibretle oku da İsmail Ağa Yobazları gibi sivrisinek bataklığına girme !

Beyazid-i Bistami hazretlerinin "rahmetullahi aleyh"yaşadığı devirde binlerce Evliya vardı.

Hepsi de, ilim irfansahibi zatlardı.

Ama zamanın kutbu, bir“Ümmi demirci” idi.

Bistami hazretleri, iştebunu merak ediyordu.

Kutubluk makamı, nedenbir demirciye verilmiş, bunu öğrenmek istiyordu.

Sorup soruşturdu.

O demirciyi bulup, girdidükkanına:

- Selamün aleyküm!

- Aleyküm selam!

Demirci o sırada, örsbaşında demir dövüyordu.

Görünce Bistamihazretlerini, işini bırakıp koştu.

Elini hürmetle öpüp, birricada bulundu kendisinden:

- Lütfen bana dua edinefendim.

- Olur, ama ne için?

- Derdimin hafiflemesiiçin.

- Hayrola, nedir derdin?

Demirci başladıkonuşmaya:

- İnsanlar bir bir ölüpahirete gidiyorlar. Kıyamet gününün şiddeti dil ile anlatılmaz. Hele Cehennem.O ateşe bir an dayanılmaz.

Bistami hazretlerimerakla onu dinliyordu.

Demirci devam etti:

- Bu insanlar nasılyanar o ateşte? O ateşe nasıl dayanılır? Oraya hiçbir Müslüman girmesin. İştederdim bu! Dedi.

Ve başladı ağlamaya.

Gözyaşları üstünü başınııslattı.

Bistami hazretlerini deağlattı.

Hazret-i Bayezidağlarken, bir ses duydu gaibten.

Diyordu ki:

- O, “Nefsi! nefsi!”diyenlerden değil,

“Ümmeti! ümmeti!”diyenlerdendir.

İşte o zaman anladıdemircinin ne demek istediğini.


Şimdi, içine sadece gübre koyduğun saksına bir şey yerleşti mi ? Aldın mı boyunun ölçüsünü !..

 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Bunlar çok ucuz laflar... Daha olmamışsın fakiri...

Esad efendimizin halifeleri beni ilgilendirmiyor demedim. Hepsini bilemem dedim.

İddia sahibi iddiasını kanıtlamak zorundadır. Buna gücünüz yoksa, biz böyle inanıyoruz, bizi zannımız ile başbaşa bırakın diyebilirsiniz... Yoksa başkasından olmadığını hadi siz ispatlayın demek pek akıl kârı değildir. Beyaz çilek var diyorsan alırsın bir tane gösterirsin. Olmadığını siz ispat edin demek, bana tüm kainatı göster olmadığını göreyim demektir.

Pek çok alıntı var tabi. Kitaplardan nakiller yapmışsınız ama tatmin edici değil.
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
Bunlar çok ucuz laflar... Daha olmamışsın fakiri...

Esad efendimizin halifeleri beni ilgilendirmiyor demedim. Hepsini bilemem dedim.

İddia sahibi iddiasını kanıtlamak zorundadır. Buna gücünüz yoksa, biz böyle inanıyoruz, bizi zannımız ile başbaşa bırakın diyebilirsiniz... Yoksa başkasından olmadığını hadi siz ispatlayın demek pek akıl kârı değildir. Beyaz çilek var diyorsan alırsın bir tane gösterirsin. Olmadığını siz ispat edin demek, bana tüm kainatı göster olmadığını göreyim demektir.

Pek çok alıntı var tabi. Kitaplardan nakiller yapmışsınız ama tatmin edici değil.

Okumak istersen çok bilgi var?Bilgileri oku kim hatemi velidir söyle.
http://hatemievliya.blogspot.com.tr/2015/05/hatemi-evliya-hakkinda-tum-bilgiler.html
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bunlar çok ucuz laflar... Daha olmamışsın fakiri...
Esad efendimizin halifeleri beni ilgilendirmiyor demedim. Hepsini bilemem dedim.
İddia sahibi iddiasını kanıtlamak zorundadır. Buna gücünüz yoksa, biz böyle inanıyoruz, bizi zannımız ile başbaşa bırakın diyebilirsiniz... Yoksa başkasından olmadığını hadi siz ispatlayın demek pek akıl kârı değildir. Beyaz çilek var diyorsan alırsın bir tane gösterirsin. Olmadığını siz ispat edin demek, bana tüm kainatı göster olmadığını göreyim demektir.
Pek çok alıntı var tabi. Kitaplardan nakiller yapmışsınız ama tatmin edici değil.

Hatem-i Veli hakkında hiç birşey bilmediğini söylemekten neden kaçınıyorsun ? Bırak senin bilmeni, güya içinde olduğun cemaatindahi bu konudabir bilgi sahibi olduğunu hiç düşünmüyoruz! Ayrıca, Biz seni ne tatmin ediyor onu da çok iyi biliriz-biliyoruz ! Şimdi, seni rezil ve rüsva edebilecek ağzımızı açtırma bize !.. Kalkmış burada thiç bir selâhiyet ve hakkın olmadığı hâlde tasavvufi konularda ahkâm kesmeye çalışıyorsun ! Sen kimsin? Cirmin ve okkan ne ? Çakma ve sureta mürid!
 

PUTKIRAN

Kıdemli Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
3,228
Tepkime puanı
189
Puanları
0
Konum
Ankara
Hz. İsa(a.s) Hatemi Veli Midir?

Hayır değildir.
Son veli kıymet kopmadan önceki son mümindir.


اللّهُ وَلِيُّ الَّذِينَ آمَنُواْ يُخْرِجُهُم مِّنَ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّوُرِ وَالَّذِينَ كَفَرُواْ أَوْلِيَآؤُهُمُ الطَّاغُوتُ يُخْرِجُونَهُم مِّنَ النُّورِ إِلَى الظُّلُمَاتِ أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ
Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilân nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).



KURAN 257:
Allah, iman edenlerin velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkâr edenlerin velileri ise tağut'tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55

Talib abiyle olan konudan dolayı değil, genel olarak söylüyorum: Bid'atçilerin bid'atçilerle mücadele ediyor görüntüsü hiç inandırıcı değil. Önce kendi sapkınlıklarınızdan kurtulun. Bu forumda halen yazabiliyor olmanız pişkinlik. Azazil'den melek olmaz.
 
Üst