Hz. İsa(a.s) Hatemi Veli Midir?

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Velayetin historik bireylerde ki makamları bütün makamları geçen tarafından tespit edilebilir. Gerisi sadece şöhret üzerinden bir tahmin yürütmek olur ki bu fevkalade yanıltıcı olur. Zira şöhret ve hitabet kabiliyetleri dünyevîdir. Uhrevî makamlara delil teşkil edemez. İbâdetlerde ki çokluk ve dış takva dahi parametre değildir. Zira velayet makamları tamamen kalple ilintilidir.. Niyet düzleminde seyreder. Namaz kılarken hayalinde öfkelendiği kişileri döven adamın namazı onu velayete taşımaz..

İmâm-ı Rabbanî kuddissesirruhu hazretleri Şah-ı Nakşibend kuddissesirruhu hazretlerinden çok daha üstün makamlarda veliler tespit ettiğini yazar. Lakin hiçbirisininin insanlar arasında şöhret bulmadığını, isimlerinin dahi kimse tarafından bilinmediğini zikreder Mektubâtında..
 

Aşk Şairi

Kıdemli Üye
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,286
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Web sitesi
www.haksairi.com
icon1.png

quote_icon.png
DeliŞair Nickli Üyeden Alıntı
Hz. İsa(a.s) Hatemi Veli Midir? Değilmidir
bunu bilmemin yada bilmememin bana faydası yada zararı nedir ?

Madem, böyle bir konuda kendine bir fayda mülâhaza etmiyorsun ne diye geldin burada arz-ı endam edip, boy gösteriyorsun?
Sana fayda sağlayan (!) herhalde forumda bir sürü başka konu var ! Oralara takılsana ! Sana bu konuya gel de mesaj yaz diye biri mektub mu yazdı?
Yaw, şu forumda ne tuhaf canlılar var azizim!




merak ettik sorduk
ama anlaşılan bir faydası yok

asıl tuhaf olan
forumda aslında kimseye faydası olmayan bir konuda bu kadar yazı yazmanız zaman harcamanız
birbirinizi tekfir etmeniz hakaret etmeniz falan filan ilginç bir durum
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Talib abiyle olan konudan dolayı değil, genel olarak söylüyorum: Bid'atçilerin bid'atçilerle mücadele ediyor görüntüsü hiç inandırıcı değil. Önce kendi sapkınlıklarınızdan kurtulun. Bu forumda halen yazabiliyor olmanız pişkinlik. Azazil'den melek olmaz.

Güncelleme... :)
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
merak ettik sorduk
ama anlaşılan bir faydası yok

asıl tuhaf olan
forumda aslında kimseye faydası olmayan bir konuda bu kadar yazı yazmanız zaman harcamanız
birbirinizi tekfir etmeniz hakaret etmeniz falan filan ilginç bir durum

Önemi şurda azizim. Mehdi As'ın zuhuru ile İsa As'ın nüzulüne inanmak akaiddendir ve aksi kabul kişiyi bid'at ehli yapar.

Hz. İsa As'ın son veli olduğunu bilmenin ise doğrudan bir önemi yok.

Fakat, kendini İsa As. yerine koyan Öngütçülerin bid'atlerini çürütmek emr-i bil maruf, nehy-i anil münkerdir. Ümmeti sakındırmak en önemli iş. + Bildiğini açıklamayan kişiye tehdit vardır.

Fi emanillah.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
İmâm-ı Rabbanî kuddissesirruhu hazretleri Şah-ı Nakşibend kuddissesirruhu hazretlerinden çok daha üstün makamlarda veliler tespit ettiğini yazar. Lakin hiçbirisininin insanlar arasında şöhret bulmadığını, isimlerinin dahi kimse tarafından bilinmediğini zikreder Mektubâtında..

Hangi mektup?
 

Aşk Şairi

Kıdemli Üye
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,286
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Web sitesi
www.haksairi.com
Kona sana hem fayda sağlamıyor, hem de yazmaya devam
ediyorsun! Asıl İlginç olan senin bu durumun değil mi ? Bir de astığın yazılarda sanki bir hikmet varmış gibi, yazılarına teşekkür eden dalkavuğun seni kafa-kola almaya çalışması çok daha ilginç gelmiyor mu sana ??.. Ne dersin ?
Gerçi siz, bu inceliklerden ne anlarsınız ya !..


evet fayda sağlamıyor
ve gördüğüm kadarı ile sizlerede bir faydası yok

her müslüman kardeş kendince iyiyi emredip kötüden alı koymaya çalışıyor
bende bu şekilde bir fayda sağlamak istedim

ne size nede forumda bir başkasına fayda sağlamayan bir konuda didişmeye ne devam ediyorsunuz
sonuç olarak faydadan çok zararı oluyor
sinirlenmeler tekfirler falan filan
zamanıza yazık gözlerinize yazık yazık da yazık
 

Aşk Şairi

Kıdemli Üye
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,286
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Web sitesi
www.haksairi.com
Önemi şurda azizim. Mehdi As'ın zuhuru ile İsa As'ın nüzulüne inanmak akaiddendir ve aksi kabul kişiyi bid'at ehli yapar.

Hz. İsa As'ın son veli olduğunu bilmenin ise doğrudan bir önemi yok.

Fakat, kendini İsa As. yerine koyan Öngütçülerin bid'atlerini çürütmek emr-i bil maruf, nehy-i anil münkerdir. Ümmeti sakındırmak en önemli iş. + Bildiğini açıklamayan kişiye tehdit vardır.

Fi emanillah.

benimde şöyle bir bildiğim var yani okuduğum kitaplarda gördüğüm

her an gibi konuda önce ayet sonra hadis ardından konuyla ilgili alimlerden sözler sonra ariflerden ediplerden örnekler verilir

burada gördüğüm ise daha çok ayetsiz hadissiz alimsiz dayatmalar var

vesselam


not: burada derken direk bu konuyu kast etmiyorum genelde bir çok konuda yani
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Valla ta talebelik zamanımızda şehit Bayram Hoca İsmailağa Camiinin kürsüsünden mektupları sırasıyla okurdu.. Oradan aklımda kalmıştı. Bakmam lazım. Böyle bir mektup olduğunu biliyorum..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Valla ta talebelik zamanımızda şehit Bayram Hoca İsmailağa Camiinin kürsüsünden mektupları sırasıyla okurdu.. Oradan aklımda kalmıştı. Bakmam lazım. Böyle bir mektup olduğunu biliyorum..

Bakarsan memnun olurum.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
evet fayda sağlamıyor
ve gördüğüm kadarı ile sizlerede bir faydası yok

her müslüman kardeş kendince iyiyi emredip kötüden alı koymaya çalışıyor
bende bu şekilde bir fayda sağlamak istedim

ne size nede forumda bir başkasına fayda sağlamayan bir konuda didişmeye ne devam ediyorsunuz
sonuç olarak faydadan çok zararı oluyor
sinirlenmeler tekfirler falan filan
zamanıza yazık gözlerinize yazık yazık da yazık


Bak arkadaş !
Önce deliliğinden bir kurtul öyle gel karşımıza ! İkincisi, Hangi konu ve konunun tarafları kimler olursa olsun, kim haklı, kim doğru söylüyor araştırıp, incelmeden toptancılık yapma ! Bak sana, sadece yazılarına hemen teşekkür basan birinin dalkavukluğuna örnek vererek açıklama yaptım! Bu derse çok iyi çalış ! İleride hayatında sana lazım olur-olacaktır!
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Neyse. Sen kendi kendine lanet oku, tekfir et, hakaret et vs. Terbiyeden nasibi olmayana yapacağımız bir şey yok.

Bu forumda durduğumuz müddetçe, hatalarınızı yazmaya devam edeceğiz.
 

Aşk Şairi

Kıdemli Üye
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,286
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Web sitesi
www.haksairi.com
Bak arkadaş !
Önce deliliğinden bir kurtul öyle gel karşımıza ! İkincisi, Hangi konu ve konunun tarafları kimler olursa olsun, kim haklı, kim doğru söylüyor araştırıp, incelmeden toptancılık yapma ! Bak sana, sadece yazılarına hemen teşekkür basan birinin dalkavukluğuna örnek vererek açıklama yaptım! Bu derse çok iyi çalış ! İleride hayatında sana lazım olur-olacaktır!

toptancılık ? bu kısmı açarmısınız
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ



"Şeyh-ül Ekber Muhyiddînİbnü’l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri ;
"Velî velâyeti ve resullerin velâyetiarasındaki farklı mertebeler için, velîlerin velâyetini hatmeden Hatmü’l-Velâyeti’l-Muhammedî bir velî olarak indirilince; Muhammed -sallallahualeyhi ve sellem- "Hâteme’n-nebiyyîn" olduğu gibi,Hâtemü’l-evliyâ da,diğer şeriatlara hâkim olan bu ümmetten olmaması nedeniyle, İsâ’nın velâyetinindahî hatmedicisi olur ve İsâ ondan daha sonra zuhûr eder.Velîlerin velâyetininHâtem’inin zamanla öne geçmesiyle, İsâ’nın velâyeti hakkındaki hüküm de böyle olur. Dolayısıyla İsâ da onlardandır.
Nitekim biz onun tertîbini ‘Ankâ-i Muğrib’adlı kitabımızda; hem ondan (Hâtemü’l-evliyâ’dan) sözederek, hem de Resulullah-sallallahu aleyhi ve sellem-in zikrettiği Mehdî’den sözederek zikretmiştik.İşte bu kitapta ondan ve onun artık gizliliği kalmayan menzilinden geniş birbiçimde sözedilmiştir. İsâ ise, beyan buyurulduğu gibi; "Allah’ın resûlü,Meryem’e ilkâ ettiği kelimesi ve O’ndan bir ruhtur." Allah Hakk’ı söyleyenve yola hidâyet edendir!"
(Fütûhâtü’l-Mekkiyye fî Ma’rifetiEsrâri’l-Mâlikiyye ve’l-Mülkiyye; c.7, s.357-358, Bas.: Beyrut, 1994.)"

Orjinal eser ortada iken itiraz edenler oldu.Bizde bu bilgileri ilave ediyoruz.


Batı Tarafından Zuhûru:
Molla Abdurrahman Câmî -kuddise sırruh- Hazretleri “Kitâbu’n-Nusûsu’n-Ni’em fî Şerh-i Fusûsu’l-Hikem” isimli eserinde ise, Şeyhü’l-ekber -kuddise sırruh- Hazretleri’nin “Ankâ-i Muğrib” kitabındaki beyanları doğrultusunda, Hâtemü’l-evliyâ’nın batı tarafından zuhur edecek bir kimse olduğunu haber vermektedir:
“Hâtemü’l-velâye, Şeyh’in ‘Ankâ-i Muğrib fî Ma’rifeti Hatmü’l-evliyâ ve Şemsü’l-Mağrib’ adlı kitabındaki bir açıklamasına göre; İsâ Aleyhisselâm’ın devri dışında zuhûr edecek bir tahsis iledir. Zirâ Hâtemü’l-velâyeti’l-Muhammediyye batıdan bir kimsedir. Zikri geçen şahıs, diğer peygamberlerin velâyetinden farklı olarak, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-e mahsus olan velâyet’le zuhur edecektir. Nitekim Ankâ’da ona da işâret edilmiştir. Şu hâle göre, onun Hâtemü’l-velâye’liği herkes için geçerlidir.” (en-Nusûsu’n-Ni’em fî Şerh-i Fusûsu’l-Hikem; Âtıf ef. no: 1442, 52b yaprağı.)

Bâzı zevât-ı kirâm her ne kadar İsâ Aleyhisselâm’dan sonra mutlak bir sûrette velî gelmeyeceğini ve bu nedenle “Hâtemü’l-velâye”nin ona tahsis edildiğini ileri sürmüşlerse de, Molla Abdurrahman Câmî -kuddise sırruh- Hazretleri burada ciddî bir ayırım noktası ortaya koymuş ve bu zât-ı muhteremin İsâ Aleyhisselâm’ın nüzul edeceği devirden farklı bir devirde, Muhammed Aleyhisselâm’a has kılınan velâyet’le, batı tarafından zuhur edeceğini haber vermiştir. Böylelikle o, daha önce “Ankâ-i Muğrib” kitabında; Hâtemü’l-velî, Mehdi Resul ve İsâ Aleyhisselâm’ın zuhûru husûsunda üç farklı devirden sözeden Şeyhü’l-ekber -kuddise sırruh- Hazretleri’nin beyanlarını tasdik edip, bilinmesi gereken hakikati gözler önüne sermiştir.

Âhir Zamanda
Hâtemü’l-Velî, Mehdi Resul ve İsâ Aleyhisselâm’ın
Zuhur Edeceği Üç Devir:

Şeyhü’l-ekber Muhyiddîn İbnü’l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri “Anka-i Mağrib fî Ma’rifeti Hatmü’l-evliyâ” kitabında “Hatmü’l-evliyâ” kitabı’ndankine benzer bir üslûpla, âhir zamanda fitne ve fesadın çok oluşuna aldanarak, bu zamâna kötü bir nazarla bakanların; Hâtemü’l-velî, Mehdi Resul ve İsâ Aleyhisselâm’ın zuhur edeceği üç devri gözardı ettiklerine dikkati çekerek şöyle buyurmuştur:
“Onlarla ilgili olan üç asrı değerlendirdikleri esnâda, ne zaman ki onu küçümseyerek kestirip atarlar; değerlendirme üstüne değerlendirmede, atıf üstüne atıfta bulunurlar. Nihâyetinde de: ‘(O devirde) artık herhangi bir hayır ve emir kalmaz!’ diyerek neticeye ererler. Zirâ onlar, ona eriştikleri an, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- in;
‘Gelecek her zaman sizin için bir öncekinden daha kötüdür.’
Hadis’ine tutunurlar. (Çünkü) onlar; Mehdî, Hâtemü’l-velî ve İsâ peygamber’in -salavâtullâhi aleyh- zamânından ibâret olan, üçüne tâbi olunduktan sonra gelecek dördüncü devri bilmezler. Halbuki beşer içinde (asıl) fesad, (bu) üç devir nihâyete erdiği zaman zuhûr eder.” (Anka-i Mağrib fî Ma’rifeti Hatmü’l-evliyâ; Şehid Ali Paşa, no: 1287, 54b yaprağı.)

Hâtemü'l-Evliyâ Hakkında Konuşan
Hakîkat Ehli ile Dalâlet Ehli'nin İçyüzü:

Şeyhü'l-Ekber Muhyiddîn İbnü'l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri "Ankâ'-i Mugrib fî Ma'rifeti Hatmü'l-Evliyâ" adlı eserinde; Hâtemü'l-evliyâ'nın Hazret-i Mehdî ya da İsâ Aleyhisselâm olduğunu zannedenlerin, veya bu iki zâttan başka Hâtemü'l-evliyâ bulunmadığını iddiâ edenlerin, bu taassuba nefislerinin hastalıkları nedeniyle saplandıklarına dikkati çekerek; bu hususta avâm kimselerin boş iddiâlarına değil, ancak keskin görüş ve basîret ehli velîlerin sözlerine itibâr etmek gerektiğini haber vermiştir:
"Bil ki Allah-u Teâlâ, kendisine tâbi olunan en büyük imamı; velâyet bayrağının ve mühürünün taşıyıcısı, cemaatin ve hikmet ehlinin öncüsü olan bu kerem sahibi 'Hatm'i zikretmiş; Azîz Kitab'ının pek çok yerinde ondan haber vererek, bir ayırım ortaya koymak için, onun mertebesiyle ilgili olarak tembihte bulunmuştur.
İmam Mehdî, kendisine tâbî olunan bir imam olduğu vakit, Peygamber Aleyhisselâm'ın ehl-i beyt'ine mensup olacaktır. İşi duyanlar kimi zaman (onu), onun sıfatı üzere bir şahsa benzetirler ve ondan dolayı onun kim olduğunu karıştırırlar.

'İsâ Aleyhisselâm'a gelince; onun alâmetleri husûsunda ise herhangi bir ortaklık ortaya konulmaz. Zîrâ onun bir peygamber olduğunda hiçbir şüphe ve karışıklık yoktur.


'Hatm' ve 'Mehdî' ortaya konulduğu vakit, kimi zaman her iki velînin ikisinin birden karıştırıldığı vâki' olur ve nefsin hastalıkları nedeniyle bir taassup husûle gelir. Zira bu büyük işle ilgili olan şeyleri haber verebilmek, ancak keskin görüş ve basîret ehli olan için geçerlidir. Avâm'a gelince; onların sözü bizimkiyle bir değildir. Dolayısıyla onların parçaları birleştirip genişletmeleri mümkün de değildir." ("Ankâ'-i Mugrib fî Ma'rifeti Hatmü'l-Evliyâ' ve Şemsü'l-Mağrib", s. 72 bas.: Mısır, 1954)
Bu zevât-ı kirâm "Âlim" değil, birer "Âlem"dir. İlâhî ilhamla konuşan, hakîkati ortaya koyan zevât-ı kirâm bunlardır; diğerleri ise nefsini beğenmiş, yoldan sapmış insanlardır.
Hakîkat ehli ile dalâlet ehlinin içyüzü;
Hakîkat ehli Hakk ile, dalâlet ehli ise şeytan ile hareket eder, benliğiyle icraatını yapar. Onun içindir ki size bunların içyüzünün ortamını yapıyoruz...."


Hâtemü'l-Evliyâ'nın Vefâtı
ve Mehdî'nin Zuhur Zamânı:

"Ankâ'-i Muğrib"in son satırlarında Hazret-i Mehdî hakkında rumuzlar veren Hazret, şu şifreli sözleriyle Allah-u Teâlâ'nın onu, "Hâtemü'l-evliyâ"sını yeryüzünden aldıktan sonra göndereceğine işâret etmiştir:
"O, sesli harflerden 'Hâ' bittikten hemen sonra doğmuş olur. O'nun mîlâdı ise, parçaların inşâsının ve intizâmının ardından; 'Sâd' ve 'Se'nin bitişinden hemen sonra olur. İlim husûsunda da, peşînen yedi'ye girmesi umulur. Buna, şiirde zikri geçen tek sayıların yok oluşuna göre; O'nun 'Hatm-i evliyâ'sının varlığının yok olmasına karşılık onun zuhûr etmesiyle, büyük bir devlette hükmünü yürüteceği anlardır da diyebilirsin!.." ("Ankâ'-i Mugrib fî Ma'rifeti Hatmü'l-Evliyâ' ve Şemsü'l-Mağrib", s. 77 bas.: Mısır 1954)

..................................
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
Forumdaşlar kusura bakmasın, bu peşpeşe yazılar, doğru bilgilenme hesabına mühim olduğu için bunları buraya da aldık. Okuyup öğrenmek isteyecek meraklılar için....

Orjinal eserlerle cevap verildi eski mesajları hala ekrana taşıyorsun.Sırf senin cevapların doğru yani?
Hatemi veli konusunun tamamını bile okumamış biri burada alimlik taslıyor.


İftiraya cevaptır...(Buradada birçok cevap verilmiştir.Orjinal metin hala duruyor orada...)
http://www.ihvanforum.org/showthread.php?151566-İftiraya-cevaptır/page24

Hepsi kaynaklı bilgiler ilmi olan buyursun incelesinler.
http://hatemievliya.blogspot.com.tr/

Bir daha hatırlatıyoruz hatemi veli konusunu çoğunun işine gelmez.Biraz düşünürseniz neden işlerine gelmekdiklerini anlarsınız.

“Sizden Hiçbir Ücret İstemeyenlere Uyun,
Onlar Doğru Yoldadırlar.”
(Yâsin: 21)

Evet bu ayeti görmezden geldikleri gibi bazıları hatemi veli konusunun bilinmesini asla istemezler.

 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
O yazdığın, delil dediğin, size göre değil. Sizin işinize yaramaz. Çarpıtıp manasını bozarak kullanmaktasınız.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Fakiri dede, takıldın, lügatinde başka galiza yok mu? :)
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
O yazdığın, delil dediğin, size göre değil. Sizin işinize yaramaz. Çarpıtıp manasını bozarak kullanmaktasınız.

İftira atıp durma.
@hirahos sana cevap vermek zaman kaybı.

Alim olanlar buyursun incelesinler zaten hepsi kaynaklı bilgidir.
http://hatemiveli.blogspot.com.tr/

Hatemi veli konusunu zaten basit bir konuda değil .Bu sebeble siz gidin o alim gördüğünüz hocalara yüze yakın evliya hatemi veliden bahsetmiş siz neden hiç bahsetmediniz? diye sorun ne diyecekler size?

____

BAZI GERÇEKLER

Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri’ni
Tirmiz’den Sürdüren Sözler:


Bin küsür sene evvel Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri "Hatmü’l-evliyâ’" adlı kitabında, Allah-u Teâlâ’nın bu fakire ihsan ve ikram edeceği lütufları izah ve ifşâ ettiği için, o zamanın ulemâsı; "Sen onu peygamberden üstün yaptın!" diyerek onu memleketinden sürdüler.

Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri "Hatmü’l-evliyâ" kitabı’nda;

"Allah’ın ne peygamber, ne de şehid olmayan öyle kulları vardır ki; peygamberler ve şehidler onların yerlerine ve Allah’a olan yakınlıklarına gıpta ederler." (Ebu Dâvud: 3527; Suyûtî, "ed-Dürrü’l-Mensûr", c. 2, s. 336)

Hadis-i şerîf’i ile ilgili olarak şöyle buyurmuştu:

"O’nunla konuşan dedi ki: Bu haberlerde peygamberlerden başkalarının, peygamberlerden üstün olduklarına dair bir işaret yok mudur?

Buyurdu ki: Böyle sözlerden Allah’a sığınırım! Onların nübüvvetlerine ve yerlerine kadar ulaşabilenler dışında, hiç kimse peygamberlerin herhangi birinden üstün tutulamaz.

Dedi ki: Peygamberlerin kendilerine gıpta etmelerine kıyasla da, onlara nispetle üstünlükleri yok mudur?

Buyurdu ki: Haber’de de açıklandığı şekliyle, bu onların ‘Allah’a olan yerleri ve yakınlıkları’ ile ilgilidir." ("Hatmü’l-evliyâ’", s. 335. bas. Hakikat yay.)



_____


Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri
"Hatmü’l-Evliyâ’" Kitabı’nı Sandığa Koyup Nehre Atmıştı!..


İmâm-ı Şa‘rânî -kuddise sırruh- Hazretleri "Tabâkatü’l-Kübrâ" kitabında; Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Harzetleri’nin "Hatmü’l-evliyâ’" ve "İlelü’ş-Şerî‘a" kitaplarını câhillerin hışmından kurtarmak için bir sandığa koyup nehre attığını naklederek, bizleri ilginç bir hâdiseden haberdâr etmektedir:

"İmâm Muhammed et-Tirmizî, bir fıkıh kitabı ile tasavvuf’a âit bir kitap yazmıştı. Bir kimse ona gelip; ‘Senin bu kitabını okuyanlar, velînin peygamberden üstün olduğunu sanacaklar!’ dedi. Bunun üzerine Muhammed et-Tirmizî bir sandık yaptırıp, o iki kitabı onun içine koydu ve sandığı nehre attırdı. Orada bulunanlar nehirden iki elin çıkıp sandığı aldığını gördüler ve o an; ‘Suların âmiri olan melek, bize ‘Şu sandığı muhâfaza edin!’ dedi.’ şeklinde bir ses işittiler.

Aradan bir müddet geçtikten sonra sandık tekrar dışarıya çıktı. Sandığı açtıklarında, içindeki iki kitabın da hiç ıslanmamış olduğunu gördüler. Ancak, sandığı bulduklarında artık o vefât etmişti." ("Tabâkatü’l-Kübrâ"; c. 1, s. 101. bas.: Mısır, 1954.)
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
şimdiye kadar yazmadığım,konulardan birisi. ama mademki sohbet buraya kadar geldi,o zaman yazalım bizde. hatemül veli. son veli demek. bu hemen hemen herkes tarafından nasıl anlaşılıp tartışılıyor. son veli.kıyametten önce gelecek olan son evliya. ama bu aslında böyle değildir.hatemül veli demek veli olan kişinin kendi velayetindeki en son mertebeye gelmiş olmasıdır.yoksa umumi manada veliliğin son merbeside değil,yanlış anlaşılmasın.kendi kapasitesinin son merhalesine geliştir bu.buda aslında her veliye nasip olmayabilir. mevzu bahis ömer efendiyse eğer,bu yönüyle evet ömer efendi kendi velayetinde hatemül veli noktasına gelmiştir. ayrıca ülkemize dine önemli hizmetleri olmuştur.o dönemlerde kendinden başkasını müslüman saymayan refah dini mensuplarına,süleymancılara ismailağa mollalarına anladıkları dilden gereken cevabı vermiştir.allah razı olsun kendisinden.biz ömer efendiyi seviyoruz. ömer efendi hakkında konuşacak olanlar yazacak olanlar dikkatli yazsınlar.kendisi gerçek bir velidir,gazaba uğramasınlar.günümüzdeki bir kısım sahtelerine benzemezler.

Neden şimdi yazdınız merak ettik?
 
Üst