girdap
Ordinaryus
- Katılım
- 8 Şub 2007
- Mesajlar
- 2,541
- Tepkime puanı
- 252
- Puanları
- 0
"Hz. Ebubekir, Ebu Zer'den daha mı az müslüman yani?!" - İslami Sol tartışması
"Bizim yerimiz sosyalist taraf olmalıdır"
İhsan Eliaçık :
Türkiye 60'lı yıllardan sonra hız kazanan İslami hizmet ve cemaat hareketleri zirveye ulaştı. Müslümanlar, kendine özgü bir iktidar dili oluşturmakta zorlandı. İş, Avrupa Birliği'nin liberal-kapitalist anlayışına evrildi. Sonuçta bu 30 yıllık süreçten sonra adına "abdestli kapitalizm" dediğimiz durum ortaya çıktı. Bu işin sonu buraya kadardı ve bu noktadan sonra deniz tükendi, bitti. Bundan sonra ne söyleyeceksin? Bu bana göre kaybedilmiş bir dildir. Ben buna direkt 'İslami sol' demiyorum. Ama bu dili yakalamaya çalışıyoruz. Kur'an'daki mülk kavramını ortaya çıkarıyoruz, infak kavramını derinlemesine araştırıyoruz. Emek kavramı üzerinde duruyoruz. Bunların hepsi Kur'an'da geçen kavramlardır ve Kur'an'a bu açıdan yaklaşmak, özellikle Türkiye müslümanları tarafından son 30-40 yıldır ihmal edilmiştir. Burada bir çöküş ve iflas söz konusudur. Biz bu kavramları insanlara hatırlatıyoruz. 'Das Kapital'de 5 tane temel kavram var. Önce meta, sonra mal, emek, para ve sermaye. Bu beş kavram da Kur'an'da geçiyor. Bu söyleme İslami sol denmesi dışardan biri için mümkün olabilir. İslam'ı Marksizm'e ya da sola yamama gibi bir şey söz konusu değildir. Ebu Zer'in davasını ve çığlığını çağa taşıma işidir bu. Buna birileri İslami sol diyor. Ben de diyorum ki, "kardeşim derseniz deyin, yolunuz açık olsun." Aynı davalardan bahseden dinler ve fikir akımları eninde sonunda bir yerde buluşurlar. Eğer siz "ihtiyaçtan fazla malın dağıtılması lazım", "insan için emeğinden başka hakkı yoktur", "Müslümanlar yanındakilerle eşit hale gelmelidirler", "Mallar zenginler arasında dolaşıp duran bir tahakküm aracı haline gelmemelidir" diyorsanız, -bu söylediğim 4 maddenin hepsi ayettir- emekten, maldan, biriktirmekten, paylaşmaktan, bölüşmekten bahsediyor, mazlumları, ezilenleri, yoksulları savunuyorsanız... Mesele insanlara kitapta geçen esas mesajı doğru düzgün vermektir. Bunu kabul etmemiz gerekir. Müslümanların olmadığı dünyada son 300 yıldır dinlerin nispeten tarihten çekildiği bir dönemde çağın tanrısı para ve tabusu mülkiyet olan bir çağda buna karşı bir ses yükseltilmiş. Buna sosyalist dünya deniyor. Eğer İslami söylem tekrar çağa dönmek, çağın atardamarlarlarına girmek istiyorsa duracağı taraf kapitalist dünya değil, sosyalist dünyadır. Fakat bu, sosyalizmin aynısı olması anlamına gelmiyor. Ben sosyalizmi de eleştiriyorum, Marksizm'i de eleştiriyorum. Ama ikili bir ayrım yapıldığında, kapitalist tarafta mısın sosyalist tarafta mısın denilse, bizim yerimizin sosyalist tara olması gerekir.
"Bizim yerimiz sosyalist taraf olmalıdır"
İhsan Eliaçık :
Türkiye 60'lı yıllardan sonra hız kazanan İslami hizmet ve cemaat hareketleri zirveye ulaştı. Müslümanlar, kendine özgü bir iktidar dili oluşturmakta zorlandı. İş, Avrupa Birliği'nin liberal-kapitalist anlayışına evrildi. Sonuçta bu 30 yıllık süreçten sonra adına "abdestli kapitalizm" dediğimiz durum ortaya çıktı. Bu işin sonu buraya kadardı ve bu noktadan sonra deniz tükendi, bitti. Bundan sonra ne söyleyeceksin? Bu bana göre kaybedilmiş bir dildir. Ben buna direkt 'İslami sol' demiyorum. Ama bu dili yakalamaya çalışıyoruz. Kur'an'daki mülk kavramını ortaya çıkarıyoruz, infak kavramını derinlemesine araştırıyoruz. Emek kavramı üzerinde duruyoruz. Bunların hepsi Kur'an'da geçen kavramlardır ve Kur'an'a bu açıdan yaklaşmak, özellikle Türkiye müslümanları tarafından son 30-40 yıldır ihmal edilmiştir. Burada bir çöküş ve iflas söz konusudur. Biz bu kavramları insanlara hatırlatıyoruz. 'Das Kapital'de 5 tane temel kavram var. Önce meta, sonra mal, emek, para ve sermaye. Bu beş kavram da Kur'an'da geçiyor. Bu söyleme İslami sol denmesi dışardan biri için mümkün olabilir. İslam'ı Marksizm'e ya da sola yamama gibi bir şey söz konusu değildir. Ebu Zer'in davasını ve çığlığını çağa taşıma işidir bu. Buna birileri İslami sol diyor. Ben de diyorum ki, "kardeşim derseniz deyin, yolunuz açık olsun." Aynı davalardan bahseden dinler ve fikir akımları eninde sonunda bir yerde buluşurlar. Eğer siz "ihtiyaçtan fazla malın dağıtılması lazım", "insan için emeğinden başka hakkı yoktur", "Müslümanlar yanındakilerle eşit hale gelmelidirler", "Mallar zenginler arasında dolaşıp duran bir tahakküm aracı haline gelmemelidir" diyorsanız, -bu söylediğim 4 maddenin hepsi ayettir- emekten, maldan, biriktirmekten, paylaşmaktan, bölüşmekten bahsediyor, mazlumları, ezilenleri, yoksulları savunuyorsanız... Mesele insanlara kitapta geçen esas mesajı doğru düzgün vermektir. Bunu kabul etmemiz gerekir. Müslümanların olmadığı dünyada son 300 yıldır dinlerin nispeten tarihten çekildiği bir dönemde çağın tanrısı para ve tabusu mülkiyet olan bir çağda buna karşı bir ses yükseltilmiş. Buna sosyalist dünya deniyor. Eğer İslami söylem tekrar çağa dönmek, çağın atardamarlarlarına girmek istiyorsa duracağı taraf kapitalist dünya değil, sosyalist dünyadır. Fakat bu, sosyalizmin aynısı olması anlamına gelmiyor. Ben sosyalizmi de eleştiriyorum, Marksizm'i de eleştiriyorum. Ama ikili bir ayrım yapıldığında, kapitalist tarafta mısın sosyalist tarafta mısın denilse, bizim yerimizin sosyalist tara olması gerekir.