Hüseyin Tunç / Katılım Bankacılığı

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
114492.jpg


Katılım Bankacılığı

( Felsefesi, Teorisi ve Türkiye Uygulaması )

Kasım 2010

- Faizsiz bankacılığın faizli bankalardan farkı nedir? - Faize bulaşmadan bankacılık nasıl gerçekleşiyor?- Kâr payının faizden farkı nedir?- Faizsiz bankacılık sistemi nasıl işliyor ve nasıl işlemesi gerekiyor? - Batılılar faizsiz bankacılığa nasıl bakıyorlar? - 2001 Ekonomik Krizi'nin faizsiz bankacılık sektörüne etkileri neler olmuştur? - Katılım bankaları yaşanabilecek ekonomik krizlere çözüm olabilir mi? Sektörün içinden gelen, uzman bir kalemin eseri olan Katılım Bankacılığı, bütün bu ve benzeri sorulara cevaplar getiriyor. Ve bunu yaparken, faizsiz bankacılık sistemini teori ve uygulamalarıyla anlatarak, sektörde yaşanan problemlere de çözüm yolları sunuyor.
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Faizsiz bankacılığın faizlilerden farkı ne?

Müslümanların sermaye ve ekonomi ile olan ilişkilerinde çok tartışılan konulardan birisi de “Katılım Bankacılığı”dır. Yani diğer adıyla: “Faizsiz Bankacılık” Peki bu sistemin faizli sistemden farkı ne?



“İnsan insanın kurdudur ” diyen bir bakış açısından, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” felsefesini anlamanın yolu nereden geçiyor? Faizsiz bankacılığın faizli bankalardan farkı nedir? Faizsiz ekonomi ve faizsiz bankacılık eğer dünyaya hâkim olabilirse, medeniyetimizin ıslahı da mümkün olabilir mi?
Müslümanların sermaye ve ekonomi ile olan ilişkilerinde çok tartışılan konulardan birisi de “Katılım Bankacılığı”dır. Yani diğer adıyla: “Faizsiz Bankacılık”

Katılımcılardan topladığı fonları değerlendirip elde edilen kârı da dönem sonunda katılım payları doğrultusunda paylaştıran bir sistem, Türkiye’de faaliyet göstermeye başladığı 1985 yılından bu yana felsefesi ve tanımı üzerinde oldukça yoğun bir şekilde tartışılmakta. Peki, nedir mevzu? Neresinden bakmak gerekiyor?
Al Baraka’da Kurumsal Krediler Müdürü Hüseyin Tunç, Türkiye’de çok tartışılan ve fakat derinliğine hiç inilmeyen bu mevzuu hakkında bir kitap yazdı. “Katılım Bankacılığı Felsefesi Teorisi ve Türkiye Uygulaması” ismiyle Nesil Yayınları’ndan yayımlanan kitap, alanında bir ilk olma özelliğini taşıyor. Çünkü “Özel Finans Kurumu”, “Katılım Bankası”, “İslami Bankacılık”, “Faizsiz Bankacılık” gibi adlarla anılan bu sistem hakkında ilk defa derinlemesine analizler yapılıyor.
Hüseyin Tunç, akademisyenlerin ve entelektüel kesimlerin bu alanı ihmal etmeleri nedeniyle de ülkemizde faizsiz bankacılık alanında yeterince kaynak oluşmadığını, üstelik 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu dönemine ilişkin kütüphaneler dolusu evrakların da incelenmeyi beklediklerini söylüyor.
Kitapta Neler Var?
Kitapta katılım bankacılığının felsefesi ve teorisi genişçe işlenmiş. Zira felsefesi bilindikçe ve anlaşıldıkça modelin uygulanma ve başarılı olma şansının artacağı görüşü hâkim. Katılım Bankacılığının tarihsel süreç ve felsefenin ışığında katılım bankacılığının Türkiye uygulaması üzerine ilişkin bölümlerde, fon kullandırma, fon toplama ve diğer faizsiz bankacılık uygulamaları hakkında teori ile uygulamanın kesişmeleri izah ediliyor. Son bölümde de, katılım bankacılığının bugünü ve geleceği hakkında durum tespiti yapılmış ve sistemin geleceğine yön verecek hususlara değinilmiş.
Faizin yer almadığı bir ekonomi modeli nasıl inşa edilir?
Sezai Karakoç "İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü" kitabında Medine devletindeki iktisadi yapı ile başlayıp, liberalizm ve komünizm ile kıyaslayarak İslam toplumunun nasıl olması gerektiğini anlatıyor ve İslam iktisat sistemini ancak, İslam düşünürleri ve iktisatçıları ortaya koyabilir diyor. Karakoç, İslam’ın her cephesinde olduğu gibi iktisat görüşünün aranmasında da birinci prensip onun İslam dışı sistemlerden farklılığını kabul etmekse, ikinci prensipte İslam’ın bu cephesinin öbür cephelerinden, yani, inanç, ibadet, ahlak, hukuk, sosyal hayat ve genel dünya görüşü cephelerinden ayrı ve bağımsız ele alınamayacağını belirtiyor.
Vakıf Müessesesi, Faizsiz Bankacılığın anlaşılmasında önemli örneklerden. Hüseyin Tunç İslam’da vakıf müessesesinin İslam inancının en önemli kurumlarından biri olup, sadece dini alanlarda değil toplumsal hayatın hemen her alanında katkı sağladığını belirterek, Hz. Peygamber’in bizzat kendisinin vakıf kurduğu gibi, ashaptan birçok kişinin peygamberimizi izleyerek vakıflar oluşturduklarını söylüyor. Vakıflar nasıl serveti hizmete ve üretime dönüştürüyorsa İslam inancına göre bankaların rolü de parayı üretim faktörüne dönüştürmek olmalıdır. Ancak bu şekilde Faizin yer almadığı bir ekonomi modeli nasıl inşa edilir. Paranın hizmete yönelik kullanılacağından dolayı, “paradan para kazanmak” yerine “parayla üretime yönelik hizmet sektörü oluşturmak” felsefesi ile toplumsal ve bireysel yatırımları üretime dönüştürmek, kalkınma açısından mühim bir noktayı teşkil ediyor.
Katılım Bankacılığı Batı Bankacılık Sistemine Karşıt Olması İçin mi Çıktı?
Katılım bankacılığının çıkış itibariyle Batılı bankacılık sistemine bir alternatif olarak çıkmadığını söyleyen Tunç, bugün katılım bankacılığında sistematik olarak uygulanan yöntemler aslında 1400 yıldır şu veya bu şekilde İslam toplumları içinde uygulandığını ifade ediyor. İslam toplumlarının farklı bir hayat tarzı arama yönünde bilinçlenmelerinin sürecini yaşadığımızı belirten Tunç, bu bilinçlenmenin zenginlik artışıyla desteklendiğini gözlemlediğini belirtiyor. Ayrıca Batılı ekonomi modellerinin sıkıntıları ve açmazları, dünyayı yeni arayışlara yönlendirdiğini, bu arayışta da katılım bankacılığı dünyanın hemen her tarafında incelendiğini ve büyük ilgi gördüğünü ifade ediyor. Hocaların hocası Prof. Sabahattin Zaim’e göre; “Bu sistemin başarısı Müslümanlara bağlıdır. Çünkü bu sistemi uygulayacak ve başarıya götürecek olan insanlardır, Müslümanlardır.”
Peki, Bir Müslüman’ın 25 Gömleği Olabilir mi?
Kendisinin iktisatçı olmadığını söyleyen Mustafa Kutlu, bir iktisatçının şu cümleyle iktisat ilmine başlaması gerektiğini söyleyerek: “Kanaat en tükenmez hazinedir.” Kutlu, bir Müslüman’ın 25 tane gömleğinin olmaması gerektiğini de belirtmişti. İslami sosyalizm’in tartışıldığı günlerden bu günlere geldiğimizde, şimdilerde Müslümanların kendilerini kapitalist ekonomi modeline göre uyarladıkları gözlemleniyor. Yarın bir başka sistem geldiğinde Müslümanlar yine gelen sisteme adapte olmaya mı çalışacak, yoksa kendi sistemleriyle yükselip, o sistemin içinde bulunmadan da varlıklarını devam mı ettirecek? Hüseyin Tunç sorulması gereken soruyu şöyle soruyor: “Yarınki ekonomik modelin tesisinde Müslümanlar ne kadar rol alacak?”
Tunç, kanaate yönelik şu açıklamalarda bulunuyor: “Müslüman kanaatkâr olacak. Ama bu kanaatkârlık onu harama bulaşmaktan, kul hakkına tecavüzden, hasetten ve yıkıcı rekabetten, sosyal ve ailevi ilişkilerini ihmalden ve onu manevi boşluğa düşmekten korumak içindir. Kanaatkârlık tembelliğin mazereti olmayacaktır. Müslüman izzeti nefsini korumak ve zillete düşmemek için araştıracak, çalışacak ve üretecektir.”
Katılım bankacılığının klasik görüşe oranla uygulanabilir ve hakkaniyetli olduğu gerçeği gözlerden kaçmamalıdır. Teorilerin çoğunlukla sorunsuz olmasına rağmen uygulayıcısı insanlar olunca, elbette hatalı uygulamaların, yanlış anlaşılmaların neticesinde olumsuz sonuçların alındığı aşikârdır ve fakat Katılım bankacılığında bunu asgariye indirgeyen uygulama, bankanın fon sahibi tarafından da denetlenebilir olmasından kaynaklanıyor. Bu minvalde kitabın katılım bankacılığının yaygınlaştırılması ve hakkındaki ön yargının kırılması açısından önemli bir kaynak olduğunu düşünüyorum.

Haber 7
 
Üst