Çocuğa 'Allah'a şükür' dedirtmenin yolları
Toplum hayatında başkalarına yardım etme, paylaşma zevki tattırılmadan büyütülen çocuklar, ergenlik dönemlerinden sonra asabileşiyor, hırçınlaşabiliyorlar. Şükretmesini bilen çocuklar da ise durum çok farklı. Peki bu eğitim nasıl verilmeli...
Kanaat, insanın hiç tükenmeyeceği en kıymetli hazinelerinden biridir. Hür olabilmenin öncül şartı olarak da tanımlanmıştır. Çünkü hür insan, ihtiyaçlarını karşılayabilen insandır, dolayısıyla bir başka insana yük olmaz, muhtaç duruma düşmez. Her ihtiyacını karşılayabilen insandan ziyade, en önde gelen ihtiyacını, yani kanaat edebilme ihtiyacını elde eden insandır, hür insan. İmam Şafi divanında kanaat getirmeye şöyle değinir:
"Sabah sabah insanını denedim dünyanın
cimrilikle dolu deriler yürüyordu
başka bir şey göremedim
sonra kanaat kınından bir kılıç çektim
keskin tarafıyla onlardan
ümitlerimi kestim"
Şükür kavramı ise, her nimetin Allah’tan geldiğini bilip dil, kalp ve gönül ile hamd etmektir. Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmektir. Diğer bir anlatımla, resmi değil ressamı keşfetmektir. Nimeti vereni bilip gereğiyle amel etmek, ressamı bildirmeyi gerektirir. İbrahim suresi 7. ayeti şöyledir:
"Şükredecek olursanız, ben de size verdiğim nimetleri artırırım." Şu üç şeyi yapan tam şükretmiş olur:
1-) Bir nimet gelince bunu Allahtan bilip şükretmek
2-) Allah-u Teâlâ’nın verdiği her şeye razı olmak
3-) Verilen nimetten istifade edildiği müddetçe, Allah-u Teâlâ’ya isyan etmemek
Şükür ve kanaat, medeniyetimizin insana bakış açısını özetleyen, doğru perspektifle bakılmasını sağlayan en önemli ahlaki unsurlarımızdandır. Mutlu olmanın, toplum hayatında çevreye mutluluk yaymanın, hayatı dolu olmanın en baş özellikleri; kendini tanımaktan, hayatı anlayıp sürekli ümitvâr olmaktan, sevmenin ve sevilmenin sırlarına ermekten geçiyor. Kendinle, Allah'la toplumla ve tabiatla barışık olmanın göstergesidir aynı zamanda şükür ve kanaat. İbn Mace'de geçen bir hadise göre, Rasulullah şöyle buyurmuştur: "Kanaat eden, en çok şükredenlerden sayılır."
Yunus Emre Tozal / Haber 7