Hüsameddin Ferzizâde hakkında İran'da idam kararı!..

Hüsameddin Ferzizâde...
20li yaşlarda Müslüman bir genç...
25 sayfalık bir makale yazdı diye İdama mahkum edilmiş...
"İslam'dan İslam'a" başlıklı makalesini okuyorum. Makale ortalama olarak Türkiye'de yazılan mutedillikte sıradan bir çalışma. Şia ve Sünnilik arasındaki ihtilafları inceliyor. Ümmet arasındaki ayrılığı her iki taraftan da uydurulan siyasi içerikli rivayetlerin olduğunu Kur'ân'a dönülmesi, Hadislerin Kur'an süzgecinden geçirilmesi gerektiği temasını işliyor.
(Yakında tercümesi de yayınlanacak)
Ama İran'da idamı hak ediyor...
2 yıldır hapiste olan ve idamı bekleyen Azeri gencin kurtarılması için kampanyalar düzenlenmeli. 25 sayfalık, içinde hiçbir hakaret içermeyen bir makale için ipe gönderen zihniyet de ifşâ edilmeli!

B.Şahin Erdeğer.

Arkadaşlar daha çok kişiye ulaşması ve bu saçma kararın durdurulması için sizler de sosyal ortamda paylaşın lütfen.

Ben bu arkadaş için ifade etmiyorum ama bu şekilde çıkışları Kur'an da kabul etmez zaten. Dolayısıyla, Kur'an'la idare edilen bir toplum da olsa, bu çıkışlar, İslam'ı, Kur'an'ı, Şeriat'ı bozmaya havi çıkışlardır.

İdam gayet normaldir.

Derdimi anlatabildim mi bilemiyorum.

Buhari'nin, Müslim'in, Ebu Davud'un, İbn Mace'nin Kur'an'dan haberi yoktu değil mi, yoktu ki bu serseriler çıktı ortaya oldular Kur'an'dan haberli...

İdam normaldir çünkü bu çıkışlar Kur'an'ı lağvetmeye yönelik çıkışlardır.

Çünkü bu serseriler Kur'an'la yönetilelim demezler, böyle derlerse kankalarını da kendilerine düşman kılarlar ve dahi kendileri de istemezler Kur'an'la idare olunmayı,

Hem Kur'an'ı ve hem de ilmi birikimi (İslam Hukukunu) lağvetme anlamında,

Hadislerin Kur'an'a arzı geyiğini gündeme getirirler.

Ki herkesin Kur'an noktasında beyni sulansın isterler.

Elbet idam yerindedir.

NOT

Yorumumun bu gençle alakası yoktur, çünkü İran sapık düşüncesi ekseninde de idam lararını vermiş olabilir bilemiyorum.

Tahsin EMİN' Alıntı:

Ben bu arkadaş için ifade etmiyorum ama bu şekilde çıkışları Kur'an da kabul etmez zaten. Dolayısıyla, Kur'an'la idare edilen bir toplum da olsa, bu çıkışlar, İslam'ı, Kur'an'ı, Şeriat'ı bozmaya havi çıkışlardır.

İdam gayet normaldir.

Derdimi anlatabildim mi bilemiyorum.

Buhari'nin, Müslim'in, Ebu Davud'un, İbn Mace'nin Kur'an'dan haberi yoktu değil mi, yoktu ki bu serseriler çıktı ortaya oldular Kur'an'dan haberli...

İdam normaldir çünkü bu çıkışlar Kur'an'ı lağvetmeye yönelik çıkışlardır.

Çünkü bu serseriler Kur'an'la yönetilelim demezler, böyle derlerse kankalarını da kendilerine düşman kılarlar ve dahi kendileri de istemezler Kur'an'la idare olunmayı,

Hem Kur'an'ı ve hem de ilmi birikimi (İslam Hukukunu) lağvetme anlamında,

Hadislerin Kur'an'a arzı geyiğini gündeme getirirler.

Ki herkesin Kur'an noktasında beyni sulansın isterler.

Elbet idam yerindedir.

NOT

Yorumumun bu gençle alakası yoktur, çünkü İran sapık düşüncesi ekseninde de idam lararını vermiş olabilir bilemiyorum.

Genişletmek için tıkla ...

Haklısın...
Azıcık zorlasak seni de idam ededek bir iki şey buluruz o müthiş külliyattan syn demokratik imam. Biliyosun Ebu hanife hariç diğerleri namaz terkini bile idama bağlamışlar.
Siz de boğazlama standart bir şey yemek içmek gibi sıradan bir şey.


Sent from my iPad using Tapatalk

Yahayy' Alıntı:

Haklısın...
Azıcık zorlasak seni de idam ededek bir iki şey buluruz o müthiş külliyattan syn demokratik imam. Biliyosun Ebu hanife hariç diğerleri namaz terkini bile idama bağlamışlar.
Siz de boğazlama standart bir şey yemek içmek gibi sıradan bir şey.


Sent from my iPad using Tapatalk

Genişletmek için tıkla ...

İşine gelirse...

Burada lak lak edeceğine "İslam Hukuku" neşret ümmet faydalansın...

Senin buradaki geyiklerinle İslam Hukuku lağvedilecek değildir...

İslam, kanun ve kaideleriyle güçlü ve kuvvetlidir.

Her bir hukukun emirleri ve yasakları vardır.

Emirlerini yapmayanlar ve cezalarından kaçınmayanlar ceza görürler, bu hapis olur, sürgün olur, para cezası olabilir, idam olabilir....

İslam da bir hukuk bütünü ise yerine göre idamdan doğal ne vardır...

Demokrasinin idamlarına alkışı tutuyorsunuz ya...

Sizi samimiyetsizler sizi...

Tahsin EMİN' Alıntı:

İşine gelirse...

Burada lak lak edeceğine "İslam Hukuku" neşret ümmet faydalansın...

Senin buradaki geyiklerinle İslam Hukuku lağvedilecek değildir...

İslam, kanun ve kaideleriyle güçlü ve kuvvetlidir.

Her bir hukukun emirleri ve yasakları vardır.

Emirlerini yapmayanlar ve cezalarından kaçınmayanlar ceza görürler, bu hapis olur, sürgün olur, para cezası olabilir, idam olabilir....

İslam da bir hukuk bütünü ise yerine göre idamdan doğal ne vardır...

Demokrasinin idamlarına alkışı tutuyorsunuz ya...

Sizi samimiyetsizler sizi...

Genişletmek için tıkla ...

O Hak dediğiniz şey kafanıza balyoz gibi inecek, bugün olmadı din günü.
Allah'ın barışı, hakkı, hukuku, fıtrati yaşamı tesis etmek için katından indirdiği Hak din İslâm yani Selâm, yani barış, yani Hakk kafanıza balyoz gibi iniyor, inecek.

Allah'ın bin bir türlü ordusu var...






Sent from my iPad using Tapatalk

Bozanın şahidi şıracı, siz busunuz işte.

İslam öyle gökten zenbille gelip, caddeye, sokağa, devlete, okula, eğitim yuvalarına, orduya ve bulunan her bir moktaya hükmünü, iyiliğini ve güzelliğini, barış dersen barışını arzeden olmuyor.

Bunu kendine tabi olanlara icra ediyor. Kendi değerlerinin hayata hakim kılınması noktasında gayret sarfeden müslümanlarla İslam barışını ancak tesis ediyor.

Ediyor ama, kafir, müşrik, münafık, yahudi, hıristiyan ve en azılı islam düşmanı olanlar (Yahayy sen de dahil ve senin kankaların da dahil) olmak üzere,

İslam'ın ve O'na tabi olan müslümanların karşısına dimdik dikiliyor(sunuz)lar,

O'nun idaresi ve yönetimi altında asla barışa, iyiliğe, güzelliğe ve olması gerekene yanaşmıyorlar,

Ellerinde kılıç nerede bir müslüman var onun kellesini gövdesinden ayırmak için can atıyor ve savaşını veriyor (veriyorsunuz)...

Müslümanlar da onlarla mücadele ederek, barış'ı bina etmeye çalışıyorlar ama,

Batıl olduğu müddetçe dünyada bu savaş ortamının da kıyamete kadar baki kalacağı ve asla sonlanmayacağı da bir aşikar... Çünkü ayet var,

Hak varsa hak için mücadele olacak; batıl varsa batıl için mücadele verecek ve bunların çarpışmaları kıyamete kadar baki kalacaktır.

Siz kafirlerin safında barış aradığınızdan sizin için normaldir "barış"ın tesisi, bir avuç müslümanı kırarız kafalarına balyoz gibi ineriz diye düşünüyorsunuz ama bu dediğin kadar kolay olmayacaktır.

Ebu Cehil de Bedir Kuyuları'na kadar geldiğinde Muhammed'in ve ordusunun işi bitti diyordu, çünkü müslümanlar onlara göre bir avuçtu,

Aynen senin gibi nara atıyordu Ebu Cehil, "Kafalarına balyoz gibi ineceğiz" diyordu ama ne oldu kendisi "murt" gitti...

Öldüreceğiz derken kendisi geberdi...

Dolayısıyla kelam ederken bunları da düşün o balyoz kendi kafana inivermesin hem de kafirlerin safında...

İslam insanların tamamını yönetecek ve insanlar da O'na ram olacaklardır, işte bu "BARIŞ"tır...!!!!

Müslümanlar emir ve yasaklarını yapmakla ona ram olacak itaat edeceklerdir...

Diğer inançlılar da cizye ve haraçlarıyla O'na itaat edeceklerdir...

İslam'ın bu barışı müslümanların cihadıyla ancak mümkündür...

Yahayy gibi olanlar, Peygamberlerden de bu dini iyi okuduklarından ve bildiklerinden onlar savaşsız bu barışı tesis edeceklermiş(!!!)

Hz Adem'den Sevgili Peygamberimiz'e kadar savaşsız ve mücadelesiz hiçbir şekilde barış sağlanamadı ama Yahayy gibiler ve onların kankaları bu ikame edecekler...

----)))))

İran bu idamı durdurmalı! Tepkisiz kalma destek ver!

İran'da 22 yaşında bir öğrenci olan Hüsameddin Ferzizade İslam aleminin bölünmüşlüğü ile ilgili düşüncelerini dile getirmek için kaleme aldığı yazıdan dolayı idama mahkum edildi.İdam kararını protesto için bu gün saat 20:30'da sosyal medyada #HüsameddinidamEdilmesin diyoruz.

İslam Dünyası İran'ın 22 yaşındaki bir öğrenci için verdiği idam kararını konuşuyor. İran yargısı tarafından Fıtri Mürted ilan edilen Hüsameddin Ferzizade'nin suçu, 25 sayfadan oluşan Kur'an merkezli yazısı..İran yargısına göre suçlu ilan edilen Ferzizade'ye, tövbeye davet edilme imkanı bile tanınmıyor.

İŞTE MAHKEMENİN İDAM KARARI BELGESİ İşte, İran tarafından idama mahkum edilen Hüsameddin Ferzizade'nin gerek sünnileri gerekse de şiileri eleştirel anlamda ele aldığı yazının bir bölümü;

İSLAM TOPLUMU BİRLİĞİ BAŞARAMADI

Anladığımızı ve tanıdığımızı sandığımız İslam toplumu çok büyük bir toplumdur. Tanıdığımız da teessüfleniriz. Çünkü bu büyük topluluk birlik anlayışı içinde doğru yolu tercih edememektedir. Çünkü Şiiler görünürde "Sünni kardeşler" ifadesini kullansalar da, aslında Ömerilerin ve nasibilerin kafir olduklarına inanırlar. Ehli sünnet de şiayı Yahudiliğin ürünü olarak görerek kendilerinden uzaklaştırırlar.

YAHUDİLER VE YAHUDİLEŞME

Her iki akım İslami birliğin parçalanmasında Yahudileri suçlu görürler. Çünkü Yahudiler gerektiğinde Sünni veya Şii olabiliyorlardı. Şiileşirken ya da Ali hakkında aşırı medihler yazarken, ilk üç halife hakkında sevimsiz bilgiler oluşturmuşlar. Sünnileşen Yahudiler de Ebubekir ve Ömer hakkında medh bilgileri oluşturmuşlar. Ümmet arasında ayrılık yaratarak değişik grupları karşı karşıya koymak amacı ile müminlerin annesi Aişe adına hadisler rivayet etmişlerdir. Zerdüştiler Ali hakkında aşırı güzel sözler söylerken, ilk üç halife ve Ayşe hakkında hakaret dolu bilgiler metinleşdirdiler. Ayrıca Persler eski çağlardan beri kutsal cenine inandıkları için Ali'nin evlatları hakkında da İslam öğretileri ile uygun olmayan bilgiler oluşturdular.

HZ ÖMER'İN ÖLÜMÜNÜ ÖNCEDEN HABER VEREN HADİSÇİ

Yine de Ka'b-ul Ahbâr gibi Yahudi bilim adamları ilk üç halifelerin medhi ve Ali'ye eleştirel olarak bilgi üretmişler. Bu Yahudi desteler İslam düşmanlığı ile tanınıyorlardı. Yahudiler şimdiki zamanda olduğu gibi, o zaman da zihinsel ve şeriat bilimlerinde öncül idiler. Ka'b-ul Ahbâr Ömer'in öldürüleceğini daha önceden ön görmüştü. Ömer'in katili Ebu Lu'lu'nun tehtidinden sonra Ahbar Ömer'e üç gün sonra öldürüleceğini önceden haber vermişti. Bu öngürüsünü de Tevrat'a dayanarak açıklıyordu. Onun ve diğer Yahudilerin zerdüştilerle bir yerde İslam'a karşı muhalefet olduğu tarih için bellidir. Yahudiler, İslamı içinden parçalamak için takımlar, gruplar teşkil ediyorlardı. İlginç olan şudur ki, Ka'b-ul Ahbar'ın kendisi Ömer'in öldürülme fikrini oluşturan kişilerden biri olmuştur. O, Ömer'in öldürüleceği fikrini Tevrat'ta okuduğunu iddia ederek, bir yandan Ömer'in öldürülmesi fikrini yaygınlaştırır, diğer yandan da Ömer'i methedip duruyordu. Yahudiler diğer yandan Şiiler adına Ömer hakkında hadisler uydurdular ki, güya Ömer'in babası belli değil ve kendisi de eşcinsel olmuş! Hem de Ali ve oğulları hakkında aşırı hadisler uydurdular. Güya Cebrail iblisin tuzağına düşerek peygamberlik bilgilerini Ali yerine, Muhammed'e bildirdi! Bunun devamında Ali ve evladlarını Ehlibeyt olarak adlandırdılar. Herkese malum olduğu üzere ehli-beyt kavramı kişinin kadınlarını, çocuklarını, kızlarını içerir. Ayrıca, kişi hayatta iken ehli-beyt kavramı bir anlam taşır ve öldükten sonra hiç bir anlam ifade etmez.Özellikle Ehlibeyt anlayışı kadınları içine alır, çünkü oğul ve kız evlenip başka aile kurarak, başka Beyt'e mensup olur, kendileri için Ehlibeyt teşkil ederler.

EHLİ BEYT VE İMAMLARIN MASUMİYETİ

Şia'nın kendi hadisleri Ali ve evlatlarının "Ehlibeyt" lik iddialarında bulunmadıklarını açıkça göstermektedir.Şii alimlerinin iddia ettiği gibi, Ali ve torunları hiçbir zaman masumiyetleri hakkında bir söz söylememiş ve hilafetin kendi hakkı olduğuna ilişkin beyanda bulunmamış, kendilerini özel seçkin insanlar olarak nitelememişler. Alevi bilgelerinin rivayetine göre, Şia'nın beşinci imamı Bakır'a "neden Şii aşırıları Ali'yi Allah veya peyqamber olarak görürler?" Diye sorulduğunda "hadisi nakleden fırkaları ve hadis sahiplerini onlar tanımamışlar" diye yanıtlamıştır.

12 İMAMLAR VE MEHDİYYET MESELESİ

Yahudiler çeşitli hadisler uydurarak gelecekte parçalanmanın temelini koymuşlardır. Peygamber adına uydurulan "benim devamcılarım 12 imam olacak" hadisi de Yahudi uydurmasıdır. Bu sahte ve uydurma hadis sünnet ehlinin kitabında da yer almıştır. Fakat Sefevilerden sonra yazılan hadis kitaplarında daha ayrıntı bu sahte ve yalan hadis üzerine bilgi üretmişler. Safevi sonrasında 12 imamın isimleri de belli edilmiş. Bu sahte hadis "Cabir hadisi" olarak tanınmaktadır. Hadisin tarihinden de belli olduğu gibi rivayetçileri de sahtedir. İsnâ-eseri Şiasının haklılığını kanıtlamak için bu sahte kimlikler sonradan uydurulmuştur. Bu sahte hadis tarihte isna-eseri Şiasının şekillenmesine yol açtı. Böyle ki, Şia 11. imamı sayılan Hasan Askeri öldükten sonra Şiiler onun kardeşini imam görmek istediler, fakat o, fasık olduğu veya böyle çalışmaları anlamsız sandığı için Şiiler başka yol seçtiler. Hasan Askeri için yalancı bir oğul uydurdular. Hiç dünyaya gelmemiş ve kimsenin görmediği bu oğlanı daha sonra gayba gönderdiler. Onun son imam veya halife olması üzerine ittifak-göz ettiler. Bu şekilde rivayet edilen sahte hadisin ön görüsü de gerçekleşmiş olurdu. Ayrıca, bu sahte hadis Muhammed'in dilinden değil, Tevrat'tan diyordu. Tevrat'ın "tekvin seferi" bölümüne dikkat edilirse, İsmail'in neslinden 12 padişahın meydana çıkacağı ön görülmektedir. Kuşkusuz ki, 12 imamla ilgili bu sahte hadisin kaynağı Muhammed değil, Tevrat. Dikkat edilirse, Tevrat'ta 14 değil veya 13 değil, sırf 12 olması çok düşündürücüdür. Alevi görüşünde Muhammed ve Fatıma masum olarak görülseler de ancak imamlık mertebesinden aşağıdadırlar.

KUR'ANSIZ BİR DİN İNŞA ETTİLER

Ömer hadis rivayetini, özellikle Muhemmed'le çok az irtibatlı kişilerin hadis rivayet etmesini yasaklamıştı.Ebu Hüreyre "Ömer zamanında hadis rivayet etseydim, cəzalandırılırdım" diye beyanda bulunmuştu. Ali de Ömer gibi davrandı ve hadis rivayetini yasakladı. Alevi ve Sünni hadis kitaplarına bakarsak, hadislerin çoğunun Yahudiler tarafından rivayet edildiğine tanık oluruz. Hadis uyduran bir Yahudi ölüme mahkum edilir ve öldürülüyorken "ben kendi görevimi başarıyla gerçekleştirerek, binlerce sahte hadis uydurdum" demişti. Bu sahte hadisleri uydurmaktan amaçları Kur'an'ı arka plana atarak Kur'an'sız bir din oluşdurmak idi. Çünkü Kur'an'a değil, hadislere dayanan bir din çabuk parçalanır ve büyük ihtilaflara meydan açar. Bu sahte hadisler yüzünden Kur'an ayetleri de yanlış yorumlanmaktadır. Çünkü Kur'an'ın açıklanmasında bu sahte hadisler esas alınmaktadır.

KUR'AN SOYA DEĞİL ADALETE İŞARET EDER

Sadece Havariçler Kur'an'a inanarak ve Kur'an üzerine davranmıştır. Çünkü havariç Kur'an'ın da ısrarla belirttiği gibi hilafeti ve yönetimi bir soya değil, adaleti herkese şamil bilmektedir. Bu şahsın Kureyşli olmaması bir yana dursun, hatta Arap olup olmaması da önemli değildir. Çünkü Kur'an soya değil, adalete işaret eder. Sadece havariç İslam kitabının metnine göre bir bakış açısı ortaya koydu.

HZ HÜSEYİN KUR'AN EKSENLİ DAVRANDI

Hüseyin Kur'an eksenli davranıyordu ve Kur'an'a göre de Peygamber soyundan olmanın hiçbir önemi yoktur, önemli olan bireyin takvasıdır. Yezide karşı çıkmasını Peygamber torunu olmasına bağlamamaktadır. Sadece adaletten yana olduğunu yazıyor. Hüseyin'in öldürülüşündən sonra ortaya çıkan bütün rivayetler yalan ve sahtedir. Hüseyin'in Peyqember torunu olduğundan kendisini hilafete layık görmesi sonradan uydurulmuştur ve bunun Hüseyin'in bakış açısı ile hiçbir bağlantısı yoktur.

HİLAL HABERhttp://www.hilalhaber.com/islam-dun...rdurmali-tepkisiz-kalma-destek-ver-h6847.html

Hilal Haber

Şiayı eleştiren Azeri gence idam!

22 Yaşında azeri bir genç, Hüsamettin Ferzizade " islam dam islama" isimli 25 sayfalık internetta yazdığı bir makale yüzünden şiidan mürted olmak, dolayısıyla dinden çıkmak yüzünden mürted ilan edildi ve idama mahkum edildi.

Hadiseyi hilaltv üzerinden duyanınız olmuşturr belki, başka bir sitede kardeşiyle yapılmış bir röportaja ulaşma imkanım oldu azeri türkçesi olmasına rağmen anlaşışıyor epey.

http://m.amerikaninsesi.org/a/husameddin-ferzizade/2941875.html

Ceza aldığı makale : http://www.hilalhaber.com/islam-dun...rdurmali-tepkisiz-kalma-destek-ver-h6847.html

ümmetin fitne başı, sahte kabadayısı İran, başka ne yapabilirki,,,,

Ehl-i Sünne ve'l Cemea ile İran Şiası'nın hemen hemen hiçbir ortak yönü yoktur.

Dikkat ederseniz konunun merkezinde,

Hadisleri lağvetmek, arkasından alimleri de, sonradan "Kur'an bize yeter"i haykırmak...

Bir devleti ehl-i sünne ve'l cemea da yönetse bu gencin son gideceği yer orasıdır.

Benim yorumum buraya havi idi.

"Gelin sadece Kur'an'da buluşalım"a ehl-i sünne de rağbet etmez...

Yalnız Kur an diyenlerin, Kur an a gittkleri, yalanların katmerlilerindendir....

dikkat ederseniz diyen kardeş, belki önce siz dikkat ederseniz. Zann batını yakın eder!
Ferzizade kardeş, KURAN a uygunluk noktasında başta şia olmak üzere fırkaları sorgulayan bir makale kaleme almış. Mezhebini din edinmişlerde onu bundan dolayı mürted ilan ediyorlar. @tahsin emin

evet, makalenin tamamına ulaşmakta nasip oldu. Belki kellesini verecek ama inanıyorumki birçok insana yol gösterici olacaktır.

Baştan sonra şia eleştirisi diyebileceğimiz, uydurulan sahte hadislerle ümmetin nasıl parçalandığını, şiilerin nasıl ümmetten uzaklaştığını , ve bunlarda yahudilerin ne roller oynadığını okuyunca öğreneceksiniz. Aynı zamanda şianın kısa tarihi diyebileceğimiz bir makale olmuş.

http://tercume1.blogspot.fi/2015/09/edama-mehkum-edilen-iranl-turk-gencin.html?m=1

Konular birleştirildi.

Hüsamettin kardeş, sen bunları İran'da nasıl söylersin? Bunlar seni hiç sağ bırakırlarmı ?
Resmen Kral çıplak demişsin!!

...Səfəvilərlə eyni zamanda şiə İranda iqtidarı ələ keçirdi. O gündən bu günə bir tək düşüncə adamı, bir tək alim meydana çıxmamışdır. İran coğrafiyasında, Biruni, İbni-Sina, Bəhmənyar, Mövlana, Nizami, Xaqani, Əttar, Hafiz kimi alim, bilgə və arif meydana çıxmışsa, hamısı Səfəvi öncəsinə aiddir. Çünkü Səfəvi sonrası siyasi, iqtisadi və hərbi gücü ələ keçirən şiənin molla-feodal sinfi hər tür düşüncə qıpırdanışını yerindəcə boğmuşdur.

Zatən onların bu başarılı boğmaları olmasaydı ölkə də bu qədər cəhalətin qaranlıq bataqlığına gömülməzdi. Ölkə əhalisi sırf bu uyqulamalar üzündən Allaha tapınmağı buraxıb peyqəmbərə, imama, imamzadaya, seyyidə və mollaya tapınaraq daha qapsamlı bütpərəstliyə və şirkə yuvarlanmışdır. Səfəvilərdən bəri qorxu qılıcı insan ağlı üzərində dolaşmışdır. Çağımız düşüncə adamları bilə bu qorxu üzündən görüşlərini ifadə edə bilməz olmuş, ancaq yurd dışına fərar etdikdən sonra bu qaranlıq bataqlıq haqqında fikirlərini bəyan edirlər..."

"...Səfəvilərdən sonra rəsmi görüş halına gələn şiilik hər tür elmi düşüncəni söndürdü. Bəşər tarixinə bir tək cahanşümul düşünən (İbni-Sina, Biruni, Farabi, ... kimi) alim sunulmadı. İslam elminin parlaq çağları sünniliyin İranda yayqın olduğu dönəmlərə təsadüf etməkdədir..."

Güncelleme.

bu formda bile bu tip uyanışları dinsizlik sayacak ben ehli sünnetim diyecek kadar yobaz var mesep bölümü yapanlar tarikat vede cömaatlerle islamı parçalayan yobazlar ellerinde gelse bizi idam ederler ama ali şeriati vede husamettin gibi insanlar bu yobaz zihniyete kurban edilmişlerdir bir gün gelecek kuran hakim olacak kazanan bizler olacağız
uydurulmuş bir din değil islama davetimiz devam edecek