Hud Aleyhisselâm

EHLİ-SUNNET

Paylaşımcı
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
384
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Konum
Dünya
Web sitesi
www.islamlehrer.de
Hud Aleyhisselâm


Uzun zaman geçtikten sonra insanların bazıları Allâh’a ortak koşup, Allâh’tan başkasına ibadet etmeye başladılar. Allâh, Yemen’de bulunan ismi Hûd olan ilk Arap Peygamberi gönderdi.
Hûd Peygamber insanlara “Ey insanlar! Allâh’tan başkasına ibadet etmeyi bırakın. Tek olan, eşi ve şeriki olmayan Allâh’a ibadet edin” diyordu. İnsanların bir kısmı O’na iman ettiler diğerleri de yalanladılar.

Hûd Peygamber Kavminin Kıssası
İnsanların bir kısmı Hûd Peygambere iman etti, diğerleri ise O’nu yalanladı. Allâh, onları bir fırtına ile helâk etti.
Allâh, kâfirlere çok şiddetli bir fırtına gönderdi. Sekiz gün, yedi gece boyunca o fırtına devam etti. Kâfirleri havaya uçuruyor daha sonra yere vuruyordu. Ta ki başları vücutlarından ayrılana kadar. Sonra kâfirler hepsi öldü sadece mü’minler kaldı.
Hûd Peygamber ilk Arap Peygamberdir. Kabilesinin adı “Ad’dır”.
Hûd Peygamber, insanları benzeri olmayan Allâh’ın ibadetine davet edip, onları putlara tapmaktan nehyetti (sakındırdı). İnsanların bir kısmı O’na iman ederken diğerleri de onu yalanlayıp, iman etmediler. Allâh, onları bir fırtına ile helak etti. Fırtına onları yükseklere uçurup yere vuruyor ve başları gövdelerinden ayrılıyordu. Mü’min olan insanlar hariç, diğerleri öldüler. Bu mü’minler uzun bir zaman yaşadıktan sonra aralarında tekrar küfür başladı.
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Hûd -aleyhisselâm- 09/05/2008 cuma

Hûd -aleyhisselâm-, Sâm'ın torunlarındandır. Âd kavmine peygamber olarak gönderilmiştir.

Hûd; “hevâdet” kökünden olup yumuşaklık, sâkinlik, sulh ve sükûnete vesîle olması ümid edilen mâ*nâsına gelir. Hûd -aleyhisselâm-'ın diğer ismi Âbir, lakabı ise Nebiyyullâh'tır.

Hazret-i Hûd -aleyhisselâm-, Ahkâf diyârında doğup yetişti.

Âd kavmi içinde soyu şerefli bir kişiydi. Peygamberlikten önce ticâretle uğraşırdı.

Orta boylu, esmer tenli, gür saçlı, güzel yüzlü idi.

Âdem -aleyhisselâm-'a benzerdi. 1 Zâhid, müttakî ve ibâdete düşkün idi.

Cömert ve şefkatli idi; yoksullara bol bol sadaka verirdi .


1 Bkz. Hâkim, el-Müstedrek, II, 614-616.

http://www.nebilersilsilesi.com
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Âd Kavmi 09/05/2008 cuma

Kur'ân-ı Kerîm'de A'râf, Hûd, Mü'minûn, Şuarâ, Fussilet,

Ahkâf, Zâriyât, Kamer, Hâkka ve Fecr sûrelerinde, Âd kavminden bahsedilmektedir.

Âd kavmi, yirmi üç kabîleden meydana gelen bir Arap kavmidir.

Kavme ismi verilmiş bulunan Âd, Hazret-i Nûh'un torunlarındandır.

Zamanları, tahmînen Hazret-i Nûh'tan sekizyüz sene sonradır.

Helâk oluşları bütün in*sanlığa ibret olan Âd kavminin yaşadığı Ahkâf diyârı,

Yemen , Aden ve Ummân arasın*dadır.

Âd kavmi Arabu'l-âribe denilen, Arabistan yarımadasına ilk yerleşen kavimlerdendir.

Verimli toprakları olan bu kavim; otu, suyu, ve çeşitli nîmetleri bol, bağlık-bahçe*lik bir yerdi.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Âd Kavmi -devamı- 09/05/2008 cuma

Yerin üzerinde gürül gürül akan ırmakları, bağları, bahçeleri,

sürü sürü davarları; yer altında da, muhtelif su depoları ve köşkleri vardı. 1

Hattâ Ahkâf mıntıkası, “ İrem ” adıyla tanınmıştır.

Meşhûr “ İrem Bağları ” tâ*biri oradan gelmektedir.

Bu kavmin insanları güçlü-kuvvetli, cüsseli, uzun boylu ve uzun ömürlü idi.

Âd kavmi, kayaları yontarak evler yapar, gösterişli binâlar inşâ ederlerdi.

Bunların içinde bağlar-bahçeler ve güzel havuzlar bulunurdu.

Her yer göz kamaştı*rıcı güzelliklerle doluydu.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Âd Kavmi -devamı- 09/05/2008 cuma

Âd kavmi, Nûh Tûfânı'ndan sonra putperestliğe dönen ilk kavimdir.

Bu kavim, zamanla dünyâ nîmetlerine gark olmaları sebebiyle Allâh'tan gâfil kaldılar,

fitne ve fesâd ile dinlerinden uzaklaştılar.

Nûh Tûfânı'nın dehşet ve hikmetini düşünmeyip iyice dünyâya daldılar.

Gelen nîmetlerin çokluğuna bakarak aldandılar.

Kibre kapıldılar, böbürlendiler.

Allâh Teâlâ onlar hakkında şöyle buyurur:

“Âd kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve: «Bizden daha kuvvetli kim var?» dediler. Onlar, kendilerini yaratan Allâh'ın, onlardan daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Onlar, bizim âyetlerimizi inkâr ediyorlardı.” (Fussilet, 15)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Âd Kavmi -devamı- 11/05/2008 pazar

Onlar, ilâhî istikâmetten o kadar ayrıldılar ki, Samed, Samûd,

Sadâ ve Hebâ adlı putlar edindiler ve onlara tapmağa başladılar.

Zâlim ve gaddar oldular. Güçsüzleri, kimsesizleri eziyorlardı.

Zavallı kimseleri, yüksek binâların üstüne çıkartır, oradan aşağıya atarlardı.

Sonra onun parçalanmış manzarasını seyrederler ve bundan zevk alırlardı.

Yâni kalbleri, bu kadar katılaşmıştı. Zulüm, akıl almaz derecede artmıştı.

Zayıf kabîlelere baskınlar yapıp mallarını yağmalarlardı. Lüks ve gösterişte de çok aşırı gitmiş*lerdi.

Nûh Tûfânı'ndan sonra ilk helâk edilen kavim, Hûd -aleyhisselâm-'ın bu Âd kavmi oldu.

Ancak Hazret-i Hûd -aleyhisselâm-'ın, bu kavimle yalnız soy itibâriyle alâ*kası vardı.

Yaşayış tarzı olarak ise, onlarla hiçbir alâkası yoktu. O, temiz ve soylu bir âilenin oğlu idi.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Âd Kavmi -devamı- 11/05/2008 pazar

Âd kavminin azgınlık ve isyanda çok aşırı gitmeleri ve taşkınlıklarını gün geç*tikçe artırmaları üzerine Cenâb-ı Hak, Hazret-i Hûd -aleyhisselâm-'a şöyle vahyetti:

“Ey Hûd! Kavmin arasından seni seçtim. Onlara git; kendilerinden korkma!

Ben onlara senin için mûcizeler göstereceğim...”

Hûd -aleyhisselâm-, vahiyden sonra kavminin toplandığı yere gitti.

Melikleri Halcân, altından bir taht üzerine oturmuş idi.

Hazret-i Hûd, gür sesi ile söze başladı:

“–Ey kavmim! İbâdet edilecek yalnız Allâh'tır. O'na şirk koşmayın! Düşünün ki Nûh kavmi, bu yüzden helâk oldu!”

Âyet-i kerîmede, Hûd -aleyhisselâm-'ın bu tebliği şöyle bildirilmektedir:

“Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret dileyin! Sonra da O'na tevbe edin ki, üzerinize bol bol yağmur göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın!

Günah işleyerek (Allâh'tan) yüz çevirmeyin!” (Hûd, 52)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Âd Kavmi -devamı- 11/05/2008 pazar

Halcân sinirlendi:

“–Ey Hûd! Yazıklar olsun! Biz bu kadar güçlü ve kalabalık kimseler olduğu*muz hâlde, sen bize gâlip geleceğini mi zannediyorsun?

Bilmez misin ki sen, sadece bir kişisin!

Hem bilmez misin ki, bizim hergün bin tane çocuğumuz dünyâya gelir!” dedi.

Velhâsıl Halcân ve Âd kavmi, evlâd ve mala mağrûr olarak Hûd -aleyhisselâm-'ı küçük gördüler ve îmân etmediler.

Bu hâdise, âyet-i kerîmelerde şöyle zikredilir:

“Âd kavmine de kardeşleri Hûd'u (gönderdik). O dedi ki: «Ey kavmim! Allâh'a kulluk edin; sizin O'ndan başka ilâhınız yoktur.

Hâlâ sakınmayacak mısınız?»

Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: «Biz seni kesinlikle bir beyinsizlik içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz!»

(Hûd) «Ey kavmim! dedi: Ben beyinsiz değilim; fakat ben âlemlerin Rabbinin gönderdiği bir elçiyim!»” (el-A'râf, 65-67)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Âd Kavmi -devamı- 14/05/2008 çarşamba

Kavminin Hûd -aleyhisselâm-'a olan îtiraz ve inkârları Hûd Sûresi'nde şöyle bildirilir:

“Dediler ki: «Ey Hûd! Sen bize açık bir mûcize getirmedin; biz, senin sö­zünle tanrılarımızı bırakacak değiliz ve biz sana îmân edecek de değiliz!

Biz, “Tanrılarımızdan biri seni fenâ çarpmış!” demekten başka bir söz söy­lemeyiz!»” (Hûd, 53-54)
Âd kavminin, Hazret-i Hûd -aleyhisselâm-'a karşı çıkarken ileri sürdükleri îtirazlar,

diğer peygamberlere karşı muârızlarının ileri sürdüklerinden farklı değildir.

Hattâ günümüz münkirlerinin de îtirazları aynı hususlarda olmaktadır.

Bu îtirazlar her zaman olduğu gibi daha çok kavmin ileri gelenleri tarafından yapılmıştır.

Bu inat ve îtirazların temel sebebi ise, bu insanların dünyevî menfaatlerinin tehlikeye düşmesidir.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Âd Kavmi -devamı- 14/05/2008 çarşamba

Kavminin Hûd -aleyhisselâm-'a yaptığı îtirazları şu maddelerle hülâsa etmek mümkündür:

1. Hazret-i Hûd'u sapıklık ve beyinsizlikle ithâm etmişler ve âyet-i kerîmelerde de bildirildiği üzere:

“…Biz seni açık bir sapıklık içinde görüyoruz.” (el-A'râf, 60) ;

“…Biz seni bir beyinsizlik içinde görüyoruz ve senin yalancılardan olduğuna inanıyoruz.” (el-A'râf, 66) deme bedbahtlığına düşmüşlerdir.

2. Atalarının dîninin en doğru yol olduğunu düşünüp ona büyük bir taassupla bağlı kalmışlardır.

Âyet-i kerîmede onların bu hâli şöyle bildirilmektedir:

“Dediler ki: Sen, tek Allâh'a kulluk edelim ve atalarımızın taptıklarını bırakalım diye mi bize geldin!?.” (el-A'râf, 70)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Âd Kavmi -devamı- 14/05/2008 çarşamba


3. Kendilerinin güçlü kuvvetli olduklarını söyleyip

Hazret-i Hûd tarafından kendilerine bir zarar verilemeyeceğini ileri sürmüşlerdir.

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Âd kavmi, yeryüzünde haksız olarak büyüklük tasladılar ve; «Bizden daha kuvvetli kim var?» dediler…” (Fussilet, 15)

4. Âhireti inkâr edip hayatın sâdece dünya hayatından ibâret olduğunu söylemişlerdir.

Onların bu gâfilâne ve câhilâne iddiâlarını Rabbimiz âyet-i kerîmede şöyle haber vermektedir:

“Hayat bizim yaşadığımız şu dünya hayatımızdan başka bir şey değildir. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yaşarız; öldükten sonra da diriltilecek değiliz.” (el-Mü'minûn, 37)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Âd Kavmi -devamı- 14/05/2008 çarşamba


5. Hûd -aleyhisselâm-'ı ve mü'minleri tahkîr ederek alaya almışlardır.

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Onun kavminden, kâfir olup âhiret hayatına kavuşmayı yalanlayan ve kendilerine dünyâda refah verdiğimiz eşraf takımı dedi ki;

«Bu da sizin gibi bir insandan başka birşey değildir. Sizin yediğinizden yiyor, içtiğinizden içiyor.

Eğer sizin gibi bir beşere itaat ederseniz o takdirde siz, mutlaka ziyâna uğrayanlardan olursunuz.»” (el-Mü'minûn, 33-34)
__________
1. Bkz. eş-Şuarâ, 129, 133, 134.

http://www.nebilersilsilesi.com
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hud aleyhisselam İbret Dolu İlâhî Îkâzlar

Hûd -aleyhisselâm-, kavminin davranışlarına çok üzülmüştü.

Ellerini hüzünle semâya kaldırıp Cenâb-ı Hakk'a ilticâ etti.

Bunun üzerine, kavminin kadınları kısır kaldı; çocuk doğurmaz hâle geldi.

Bu hâl on sene devâm etti.

Mecbûren Hûd -aleyhisselâm-'a geldiler.

Ancak hâlâ gaflet içindeydiler.

Şâhid oldukları mûcizeye rağmen yine:

“–Sen bize bir mûcize göster!” dediler.

Ardından daha da ileri giderek, Ahkâf Sûresi'nin 22. âyetinde bildirildiği gibi azar ve istihzâ ile azâb talebinde bulundular:

“«Sen bizi tanrılarımızdan çevirmek için mi geldin? Haydi, doğru söy­leyenlerden isen, bizi tehdîd ettiğin şeyi (azâbı) başımıza getir!» dediler.” (el-Ahkâf, 22)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hud aleyhisselam İbret Dolu İlâhî Îkâzlar -devamı-15/05/2008 perşembe


Bunun üzerine pınarlar kurudu, bağlar-bahçeler sarardı.

O güzel “İrem Bağları” yok oldu. İri cüsseli insanlar, bir lokmaya muhtaç duruma geldi.

Hûd -aleyhisselâm-, onları tekrar topladı. Yeniden kendilerine öğüt verdi:

«Allâh'tan mağfiret dileyin!» dedi ve ardından küfr-i inâdîleri sebebiyle onları açık bir şekilde îkâz etti:

“... (Hûd) dedi ki: «Ben Allâh'ı şâhid tutuyorum; siz de şâhid olun ki, ben sizin ortak koştuklarınızdan uzağım! O'ndan başka (taptıklarınızın hepsinden uzağım).

Haydi hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin!

Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allâh'a tevekkül ettim.

Çünkü hiçbir canlı yoktur ki, Allâh, onun perçeminden tutmuş olmasın.

Şüphesiz Rabbim, dosdoğru yoldadır. 1” (Hûd, 54-56)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hud aleyhisselam İbret Dolu İlâhî Îkâzlar -devamı-
15/05/2008 perşembe


“ Eğer yüz çevirirseniz, tebliğ etmek için gönderildiğim şeyleri size bildirdim.

Rabbim (dilerse), başka bir kavmi sizin yerinize getirir de O'na hiçbir zarar vere­mezsiniz!

Çünkü benim Rabbim, her şeyi hakkıyla gözetendir.” (Hûd, 57)

Bu âyet-i kerîmelerde Hûd -aleyhisselâm- müşrik kavmine açıkça meydan okumaktadır:

“Hepiniz toplanınız ve beni yok etmek üzere elinizden ne geliyorsa, neye gücünüz yetiyorsa hepsini yapınız.

Göz açıp kapayıncaya kadar bile asla beklemeyiniz.

Şüphesiz ben size aldırmam, sizin bana ne yapacağınızı düşünmem ve size hiç bakmam.

Çünkü ben sâdece Allâh'a tevekkül etmekteyim, O'na dayanmaktayım.

O'na dayanan, asla zarara uğramaz. O'ndan başkasına aldıracak değilim.

Ben ancak Allâh'a dayanır ve O'na kulluk ederim.”

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hud aleyhisselam İbret Dolu İlâhî Îkâzlar -devamı-
15/05/2008 perşembe

Sâdece bu sözler bile Hûd -aleyhisselâm-'ın Allâh'ın kulu ve peygamberi olduğunun, karşısındakilerin ise cehâlet ve sapıklık üzere bulunduğunun apaçık bir delilidir.

Bu sözüne karşı düşmanları ona hiçbir zarar verememişler, onu dâvâsından vazgeçirememişlerdir.

Bu da onun dâvâsının hak olduğunu göstermektedir.

Âd kavminin hidâyeti için bu tehdîdler de kâfî gelmedi.

O kadar sıkıntı ve kıtlık çekmelerine rağmen, yine de istiğfâr edip, Allâh'a ve tevhîd akîdesine dönmediler.

Zîrâ aşırı zenginliğin verdiği gaflet, rehâvet ve azgınlık sebebiyle Allâh'a kulluktan çok uzaklaşmışlardı.

Bu durumda, eğer peygamberlere tâbî olsalardı, bir­çok haramları işleyemeyecekler, haksızlık yapamayacaklar, zayıfları ezemeyeceklerdi.

Çünkü hak dîn olan tevhîd dîni, birtakım tahdîdler (sınırlandırmalar) getirmekteydi.

Ancak, nefsânî yaşayışa alışmış olan bu insanlar, dînî tahdîdlere girmek istemediler. Gâfilâne bir şekilde ve nefsânî bir rahatlık içinde yaşamayı arzu ettiler.
_________
1. Yâni Rabbimizin hüküm ve tasarrufları tamâmen doğrudur. O, haksızlık ve zulümden, yanlış ve hatâdan münezzehtir.

http://www.nebilersilsilesi.com
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hud aleyhisselam ve Altüst Eden Kasırga 15/05/2008 perşembe

Bunun üzerine, Allâh Teâlâ onlardan üç yıl yağmuru kesti.

Onlar yağmur için Mekke'ye bir heyet gönderdiler.

Çok geçmeden gökyüzünde bulutlar peydâ oldu.

Âd kavmi, semâyı baştan­başa kaplamış bulunan bulutları görünce, birden sevindiler:

“Yağmur geldi!” dediler. Hâlbuki bunlar, azâb bulutları idi. Hazret-i Hûd, son kez:

“–Îmâna gelin!” diyerek azâbdan kurtulmaları için kavmini îkâz etti.

Fakat onlar, yine büyük bir gaflet içinde:

“–Yok! Bunlar, yağmurdan evvel gelen bulutlardır!” dediler.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hud aleyhisselam ve Altüst Eden Kasırga -devamı-16/05/2008 cuma


Böylece son ilâhî îkâza da kör ve sağır davrandılar.

Nihâyet vazîfeli melekler, gökte peydâh olan bulutlar ile bütün kavmi kuşattı.

Çarşamba sabahı rüzgâr şiddet­lendi. Gücü, ağaçları kökünden sökecek kuvvette idi.

Gitgide fırtınanın şiddetli sesi ve soğuğu arttı.

Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

“Biz de onlara dünyâ hayâtında rezillik azâbını tattırmak için o uğursuz gün­lerde üzerlerine dondurucu bir rüzgar gönderdik. Âhiret azâbı ise, daha da perişân edicidir. Onlara aslâ yardım edilmeyecektir.” (Fussilet, 16)

“Biz onların üstüne uğursuz mu uğursuz bir günde uğultulu bir kasırga sal­dık.” (el-Kamer, 19)

“Âd kavminde (ibretler vardır). Onlara, kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik. Üzerinden geçtiği şeyi sağlam bırakmıyor, onu kül gibi ediyordu.” (ez-Zâriyât, 41-42)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hud aleyhisselam ve Altüst Eden Kasırga -devamı-16/05/2008 cuma


Bu kasırganın tesiriyle insanlar, çekirgeler gibi havada uçuşmağa başladılar.

Uçmamak için eteklerini birbirine bağlayıp halka oldular.

Fakat bu da çâre olmadı.

Bâzıları, develerin ve dev cüs­seli insanların, havalarda uçmaya başladığını görünce, evlerine doğru koşuştular.

Fakat aynı âkıbet, oralarda da kendilerini yakalıyor, onları bir saman çöpü gibi evlerinden dışarıya atıyordu.

Kur'ân-ı Kerîm, bu durumu şöyle tasvîr eder:

“İnsanları sanki köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi koparıp deviriyordu.” (el-Kamer, 20)

Allâh - celle celâlühû- rüzgâra emretti.

Kum tepelerini onların üzerlerine yığdı.

Bu, yedi gece, sekiz gün devâm etti.

O azgın kavim, hazin bir âkıbete dûçar oldu.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Hz. Hûd -aleyhisselâm- (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hud aleyhisselam ve Altüst Eden Kasırga -devamı-16/05/2008 cuma

Âd kavminin helâk edilişi, âyet-i kerîmelerde şöyle bildirilmektedir:

“Allâh onu (fırtınayı), ardarda yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti.

Öyle ki ( eğer orada olsaydın),

o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş hâlde görürdün.

Şimdi onlardan arda kalan bir şey görebiliyor musun?” (el-Hâkka, 7-8)

“…Âyetlerimizi ya­lanlayıp da îmân etmeyenlerin ise kökünü kestik.” (el-A'râf, 72)

“İşte Âd (kavmi)! Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler.

O'nun peygamberine âsî oldular ve her inatçı zorbanın emrine uydular.

Onlar, hem bu dünyâda, hem de kıyâmet gününde lânete tâbî tutuldular.

Biliniz ki, Âd (kavmi) Rablerini inkâr ettiler. (Şunu da) bilin ki Hûd'un kavmi Âd, Allâh'ın rahmetinden uzak kılındı.” (Hûd, 59-60)

devamı var
 
Üst