HSYK ve Ergenekon

Dergaz

Profesör
Katılım
31 Ara 2007
Mesajlar
1,685
Tepkime puanı
28
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Ne fark eder ki
HSYK'nın adı, Ergenekon davasına müdahale etmeye çalıştığı sıralarda kamuoyuna mal oldu. Atamaların önünü kesmek için, Adalet Bakanı müsteşarı toplantıya bile girmedi; kriz çıktı. Sonra bir uzlaşma bulundu, kararnameler yayınlandı. Bir baktık, HSYK'nın İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atamak için ısrar ettiği Oktay Kuban, nöbetçi hâkim olarak görev yaptığı bir sırada, 19 Balyoz sanığının tümünü peş peşe tahliye edivermiş.
HSYK'nın "Kenan Evren yargılansın" diyen Sacit Kayasu ile Şemdinli davası savcısı Ferhat Sarıkaya'yı re'sen emekliye sevk ettiği; Ali Kaya ve Özcan İldeniz hakkında 39 yıl hapis cezası veren Van Ağır Ceza Mahkemesi hâkimlerini de tayin yoluyla başka yerlere dağıttığı hatırlardadır. HSYK'nın Ergenekon davasını yozlaştırmasına izin vermeme arzusu da, benim "evet" oyu gerekçelerimden biri.
Kıyamet neden kopuyor?
Eleştirilen noktalardan biri Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısının değiştirilmesi.
HSYK'nın seçilmiş üyelerinin sayısı 5'ten 20'ye çıkıyor. Bu yüzden büyük oranda yenilenme söz konusu. Mevcut durumda, 5 üyenin tümünü Yargıtay ve Danıştay'ın gösterdiği adaylar arasından cumhurbaşkanı atıyor. Yeni düzenlemeye göre, mevcut 5 üye, sürelerini tamamlayıncaya kadar görevlerini sürdürecek. 15 yeni üye geliyor. Ama 15 yeni üyenin, yalnız 4'ünü cumhurbaşkanı re'sen atıyor; 1'ini Adalet Akademisi seçiyor; 10'unu ise, alt kademe mahkemelerinin savcıları ve hâkimleri, birinci dereceye yükselmiş 4 bin 500 hâkim ve savcı arasından belirleyecek. Evet HSYK'nın yapısı büyük ölçüde değişiyor ama, siyasi iktidarın bu Kurul'u ele geçirdiğinden söz etmek mümkün değil. Sadece Yüksek Yargı'nın ağırlığının azaldığı söylenebilir. Zaten kıyamet de bu yüzden kopuyor.
HSYK'ya, adli mahkemeler 7 üye, idari mahkemeler ise 3 üye gönderecek. 11 bini aşkın hâkim ve savcı, birinci dereceye yükselmiş 4 bin 500 hâkim ve savcı arasından tercihini kullanacak. Oysa, HSYK'ya sadece Yargıtay ve Danıştay üyeleri seçilebiliyordu. Birinci dereceye ayrılmış olsalar bile, diğer 4 bin 500 hâkim ve savcı dışlanıyordu. Peki Yargıtay ve Danıştay üyelerini kim seçiyordu? Onların atanması da, HSYK'nın yetkisindeydi. İşte şimdi bu kapalı devre, bu imtiyazlı yapı yıkılıyor, kıyamet bundan kopuyor.
HSYK'nın yeni yapısı
HSYK bünyesinde farklı işlere bakan 3 ayrı daire kuruluyor. Birinci Daire, hâkim atama ve nakillerinde ya da mahkeme ve savcılara yetki verilmesinde görevli. İkinci Daire, hâkim ve savcıların terfileriyle ilgilenecek ve disiplin dosyalarını görüşecek. Üçüncü Daire ise, denetim konularına bakıyor; müfettiş görevlendiriyor ve gerektiğinde soruşturma iznini almak için Kurul Başkanı'na (Adalet Bakanı'na) konuyu iletiyor.
Adalet Bakanı, bugünkü haliyle, HSYK'da bütün işlemlerin içinde yer alabiliyor. Oysa yeni düzenlemede, sıraladığımız 3 Daire'nin de faaliyetine iştirak etmeyecek. Yani, bakan, ilk soruşturma kararında yok; atamada, nakillerde, yetkilendirmede yok; terfilerde ve disiplin dosyaları görüşülürken yok. Bütün bu çalışmalar onun gıyabında yapılacak. Adalet Bakanlığı Müsteşarı ise, yalnız, Birinci Daire'de görev alacak; diğer dairelerin işine karışamayacak.
Adalet Bakanı, HSYK'nın başkanı. Ama, Kurul, itirazları inceleyen bir merci haline geliyor. Meselâ, atamaya itiraz ediyor bir hâkim; o zaman, atamayı yapan daire haricinde, geri kalan iki dairenin üyeleri, bakanın da katılımıyla toplanıyor ve itirazı değerlendiriyor. Bakan, 14 kişiden biri olarak oy kullanıyor. Kararı veren dairenin üyeleri, itirazlar görüşülürken Kurul'da bulunmayacak. Bu da adalet ve hakkaniyete doğru önemli bir adım. (Bugün, itirazlar incelenirken, kararı veren asıl üyeler de, yedek üyelerle birlikte toplanıyor)
Bugün eleştirilen hususlardan biri, bakanlık müfettişlerinin yargıç ve savcıları denetlemesi. Halbuki anayasa paketinde, HSYK tarafından seçilen ve Kurul'a bağlı olarak çalışan müfettişlerin bu denetimi yapması öngörülüyor. Soruşturma iznini ise, Kurul Başkanı sıfatıyla Adalet Bakanı veriyor.
Bugün, üye tam sayısı ile Kurul'un toplanması mecburiyeti, müsteşar katılmadığı takdirde karar alınamaması neticesini doğruyor. Hükûmet, üye tam sayısı ile toplantı yapılmasını kaldırıyor. Muhtemelen 3'te 2 gibi bir oran belirlenecek. Böylece 7 kişilik daireler, 5 kişiyle toplanabilecek. Kararlar ise, üye tam sayısının salt çoğunluğuyla verilecek.


NAZLI ILICAK (Sabah / 31.07.2010)
 
Üst