Hristiyanlık,bir nevi İslamiyete inkılap edecektir

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0
ÂYET-İ KERİME MEÂLİ



And olsun ki onlara da kendi içlerinden peygamber göndermiştik. Şimdi bak, Allah'ın azâbından sakındırıldıkları halde onu yalanlayanların hali ne oldu?


Sâffât Sûresi: 72-73


29.11.2006




HADİS-İ ŞERİF MEÂLİ



Güzel niyet, sahibini Cennete sokar.


Câmi'ü's-Sağîr, c: 3, 3814


29.11.2006




Hıristiyanlık, bir nevî İslâmiyete inkılâp edecektir



Tabiiyyun, maddiyyun felsefesinden tevellüt eden bir cereyan-ı nemrudâne, gittikçe âhirzamanda felsefe-i maddiye vasıtasıyla intişar ederek kuvvet bulup, Ulûhiyeti inkâr edecek bir dereceye gelir. (...)

İşte böyle bir sırada, o cereyan pek kuvvetli göründüğü bir zamanda, Hazret-i İsâ Aleyhisselâmın şahsiyet-i mâneviyesinden ibaret olan hakikî İsevîlik dini zuhur edecek, yani rahmet-i İlâhiyenin semâsından nüzul edecek, hâlihazır Hıristiyanlık dini o hakikate karşı tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaik-i İslâmiye ile birleşecek, mânen Hıristiyanlık bir nev'î İslâmiyete inkılâp edecektir. Ve Kur’ân’a iktida ederek, o İsevîlik şahs-ı mânevîsi tâbi ve İslâmiyet metbû makamında kalacak, din-i hak bu iltihak neticesinde azîm bir kuvvet bulacaktır. Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlûp olan İsevîlik ve İslâmiyet, ittihad neticesinde dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken, âlem-i semâvatta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsâ Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadîr-i Külli Şeyin vaadine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır. Madem Kadîr-i Külli Şey vaad etmiş, elbette yapacaktır.

Evet, her vakit semâvattan melâikeleri yere gönderen ve bazı vakitte insan sûretine vaz’ eden (Hazret-i Cibril’in Dıhye sûretine girmesi gibi) ve ruhanîleri âlem-i ervahtan gönderip beşer sûretine temessül ettiren, hattâ ölmüş evliyaların çoklarının ervahlarını cesed-i misaliyle dünyaya gönderen bir Hakîm-i Zülcelâl, Hazret-i İsâ Aleyhisselâmı, İsâ dinine ait en mühim bir hüsn-ü hâtimesi için, değil semâ-i dünyada cesediyle bulunan ve hayatta olan Hazret-i İsâ, belki âlem-i âhiretin en uzak köşesine gitseydi ve hakikaten ölseydi, yine şöyle bir netice-i azîme için ona yeniden ceset giydirip dünyaya göndermek, o Hakîmin hikmetinden uzak değil. Belki onun hikmeti öyle iktiza ettiği için vaad etmiş ve vaad ettiği için elbette gönderecek.

Hazret-i İsâ Aleyhisselâm geldiği vakit, herkes onun hakikî İsâ olduğunu bilmek lâzım değildir. Onun mukarreb ve havassı, nur-u imanla onu tanır. Yoksa, bedâhet derecesinde herkes onu tanımayacaktır.

Mektubat, s. 60


Lügatçe:


cereyan-ı nemrudâne: Nemrud gibi zulüm ve cebir ile iş gören cereyan. Ulûhiyet: Allah’ın ilâhlığı. tasaffi: Saflaşma. hurafat: Hurafeler. iktida: Uyma. metbû: Tabî olunan

Muhbir-i Sadık: Doğru haberci; Allah ve âhiretle ilgili doğru haberler veren Peygamberimiz (asm).


29.11.2006
 

furk

Üye
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
98
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Hıristiyanlaştırmada nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini Misyoner papazlarından Geo G. Harris, “Müslümanlar Nasıl Hıristiyan Yapılır?” isimli kitabında (özetle) şöyle açıklar:

“Müslümanları Hıristiyan yapmak çok zordur. Çünkü Müslümanlar, inançlarına, ananelerine bağlıdır ve çok inatçıdırlar. Bunları Hıristiyan yapmak için şu hususlara dikkat edilmesi gerekir.

1- Onları Hıristiyan olmak için açıktan katiyyen zorlamayınız. Hiç olmazsa, kalblerine bir şüphe salarsınız, başlangıçta bu şüphe bile bize yeter.

2 – Müslümanlar genellikle fakir kimselerdir. Fakir bir Müslümana bol para, hediye ve eşya vererek veya ona bir Hıristiyan yanında iş imkanı sağlıyarak, kendisini Hıristiyanlığa teşvik etmelidir.

3 – Müslümanların çoğu, din ve fen bilgilerinde cahildir. Ne Hıristiyanlık ne de Müslümanlık hakkında geniş bilgileri yoktur. Çoğu islam ilimlerinden ve islam alimlerinin kitaplarındaki ince bilgilerden tamamen habersizdir. Dağıttığımız kitapların onların anlıyabilecekleri kadar basit ve açık ifadeli olmasına son derecede dikkat edin. Karşınızdaki insanların çok cahil olduğunu ve kafalarının ancak basit ifadeleri anlıyabileceklerini unutmayın. İçlerinden elde ettiğiniz kimselerle İslamiyete hurafeler sokun. Bunlar vasıtasıyla, reformu; dinin emir ve yasaklarının çağa uymadığını sık sık gündeme getirin. Geçmişle irtibatlarını kesin; herkesin dinin kurallarını kendisinin yorumlamasını sağlayın! Bu fikirde olanlara el altından destek verin! İslamiyet ne kadar bozulursa, asli unsurlarından ne kadar uzaklaştırılırsa bizim işimiz de o kadar kolaylaşır.

4 – Onlara daima şunu anlatın:” Siz de biz de aynı Allah’a inanıyoruz. Ancak gerçek din Hıristiyanlıktır. Bunun isbatı meydandadır. Görüyorsunuz ki, teknolojide zirvede olan devletler Hıristiyan; dünyada en zengin, en medeni, en bahtiyar insanlar yine Hıristiyanlar. İslam memleketleri Hıristiyan memleketlerinden yardım dilenmekte... Allah, gerçek din olan Hıristiyanlığa girmeyenleri cezalandırmak için, onları daima sefil, hakir, perişan bir halde bırakmakta. Bunun için Müslümanların hiçbir zaman iki yakası biraraya gelmiyecektir.”

İşte misyonerler, bu yalan, iftira sözler ile, Müslümanları aldatmaya, Hıristiyan yapmaya uğraşmaktadırlar. Cenab-ı Hakka, hamd-ü sena olsun ki, Müslümanlar onların zannettikleri kadar cahil insanlar değildir. Misyonerlerin bu yalan propagandalarına ancak gülerler. Çünkü, Hıristiyanlığın refah, servet, bereket, saadet getirdiği hakkında söyledikleri sözler doğru değildir. Hıristiyanlığın bir memleketin gelişmesine, ilerlemesine, zengin olmasına hizmet ettiği şöyle dursun, tamamen aksine olarak, bütün bunlara mani olduğu, Hıristiyanlığın Avrupa devletlerine hakim olduğu Orta Çağ’da görülmüştür.

Hıristiyanlar, ilerlemelere mani olmuşlar, ilim ve fennin bulduğu herşeyi günah saymışlar, dünyanın döndüğünü söyleyen Galile’yi idama mahkum etmişler, insanların dünyaya ancak çile çekmek için geldiğini ileri sürerek, eski Yunan ve Roma fen adamlarının eserlerini ortadan kaldırmışlar, eski medeniyet eserlerini yakıp yıkmışlar, dünyayı karanlığa sokmuşlar, harabeye çevirmişlerdir.
Ancak, İslamiyetin zuhurundan ve dünyaya intişarından sonra, eski medeniyet eserleri tekrar meydana çıkarılmış, eski fen bilgileri, Müslümanlar tarafından elde edilen yeni buluşlarla zenginleştirilerek, okutulmaya başlanmış, İslam üniversiteleri kurulmuş, sanayi, ticaret gelişmiş, insanlar barış ve refaha kavuşmuştur. İlm, fen ve tıb yalnız Müslümanlarda olduğundan, Papa İkinci Silvester, Endülüs İslam Üniversitesinde okumuş, İspanya krallarından Sancho, hastalığını tedavi ettirmek için, İslam hekimlerine müracaat etmiştir. Avrupa’da yeni bir devir olan “Rönesans”ın kurucuları, Müslümanlardır. Bugün insaflı bütün Avrupalı ilim adamları, bunu kabul etmektedir.
Hıristiyanlığın insanlığa ne getirdiği hakkında en güzel ifadeyi meşhur Alman filozofu Nietsche söylemiştir: “Hıristiyanlığın, dünyayı çirkin ve fena görmek arzusu, dünyayı gerçekten çirkin ve fena yapmıştır”.
Müslümanların bugünkü durumlarına gelince; aklı başında olan herkes, bunda kabahatin İslamiyette değil, bu dinin esaslarını bilmiyen veya yanlış bilen veya bildiği halde tatbik etmeyen kimselerde olduğunu bilir. Bizim dinimizde, çalışmak, dürüst ve sebat sahibi olmak, herşeyi öğrenmek tekrar tekrar emrolunduğu halde, bunu yapmayanlar şüphesiz ki, Allahü teâlânın gadabına uğrayacaklardır. Yoksa, Müslümanların geri kalmalarının sebebi, Hıristiyan olmadıklarından değil, tam tersine, hakiki Müslüman olmadıkları içindir.
Bakınız, Japonlar Hıristiyan olmadıkları halde, Kur'an-ı kerimin emrettiği gayret, çalışma azmi ve dürüstlük neticesi olarak Amerika ile yarışıyorlar. Misyonerler acaba buna ne diyecekler?
Bu tehlikeden korunabilmemiz için, dinimizi, dinimizin güzel ahlakını iyi bilmek, bildiklerimizi tatbik etmek, yaşayışımızla dinli dinsiz herkese güzel bir örnek olmamız gerekir. ( Misyonerlik faaliyetleri, Müslümanlık ve Hıristiyanlık konularında geniş bilgi sahibi olmak istiyenlere, Hakikat Kitabevi’nin yayınladığı “Cevab Veremedi” kitabını önemle tavsiye ederim.)
 

@yoruk

Üye
Katılım
25 Kas 2006
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
allta düzeltilmiş mesaj tekrar yayınlanmıştır.
 

Risale-i Nur Talebesi

Diyar-ı Bekirli
Katılım
30 Haz 2006
Mesajlar
1,460
Tepkime puanı
11
Puanları
0

Bak şimdi kardeşim...
bektaşi gibi sözün sonunu alırsan yok yaa dersin...
Bu ne uslup...
Ve eğer üçlü inancı bıraksa bir hristiyan tevhide yanaşır ve islamın hak din olduğunu böylece anlar.Ve isevilikte olan Allah inancı batıldan arınmış olur ve müslüman olmaya mecbur olur denmek istiyor...
 
Üst