Hocaefendi'ye açık mektup

  • Konbuyu başlatan Kaçak
  • Başlangıç tarihi
K

Kaçak

Guest
Mavi Marmara ve İHH İnsani Yardım Vakfı ile ilgili olarak Amerikan basınına verdiğiniz demeçler bizi derinden yaraladığı halde bu konuyu bağrımıza taş basarak kapatmayı tercih etmiştik.
Şu veya bu saikle verdiğiniz o demeçlerin bizi ne kadar yaraladığını hesap edeceğinizi ve yaramızı deşmeyeceğinizi umuyorduk.
Geçenlerde evinizde ağırlayıp sohbet ettiğiniz gazeteci arkadaşlarımız "Fethullah Gülen bize Mavi Marmara'dakilerin 'Şehit olmaya gidiyoruz' diye yola çıktıklarını, bile bile ölüme gittiklerini, onların şehit sayılamayacağını söyledi" deyince kanımız beynimize sıçradı!
Öncelikle şunu ifade edeyim ki biz 'bile bile ölüme' gitmedik.
"İsraillilerin yolumuza çıkmayacaklarını, yolumuza çıksalar bile önümüzü kesmekle veya bizi rotamızı değiştirmeye zorlamakla yetineceklerini, gemimize saldırmayacaklarını umuyoruz; saldırırlarsa kendimizi savunuruz ama ölümüne değil; direnişimiz sembolik olur ve İsraillilerin gemiyi ele geçirmelerini engelleyemeyeceğimizi anladığımız yerde biter" diyerek gittik.
Aklımızdan "İşin ucunda ölüm de olabilir" diye geçirdik tabii, fakat bu ihtimali göz önünde tutarak gitmekle 'bile bile ölüme gitmek' aynı şey değil.
Velev ki "Şehit olmaya gidiyoruz" diyerek gitmiş olalım; Gazzeli kardeşlerimizin mustarip olduğu korkunç ambargoyu yarmak niyetiyle yola çıkan, Allah yolunda mazlumların imdadına koşarken öldürülen dokuz arkadaşımızın "şehit sayılamayacağına" nasıl hükmedebiliyorsunuz?
Ashab-ı Kiram'dan Amr Bin Cemûh (radyallahu anh), Uhud'a, "Allâh'ım! Bana şehidlik nasîb et! Beni mahrum ve me'yûs olarak ev halkımın yanına döndürme!" diye dua ederek gitmemiş miydi? Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), Uhud'da katledilen bu zâtı "cennette gördüğüne" yemin etmemiş miydi?
3 Haziran günü Mavi Marmara şehitleri için yayınladığınız taziye mesajında demiştiniz ki: "Filistin'de yaşanan bu drama son verebilmek beklentisiyle yola çıkan, uğradıkları müessif saldırıda hayatlarını kaybederek ŞEHİT olan insanlarımıza Allah'tan rahmet diler, başta aileleri olmak üzere, milletimize ve bütün insanlığa taziyelerimi bildiririm."
Bu mesajınızı tekzip mi ediyorsunuz?
Yoksa, "3 Haziran'da şehittiler ama şimdi değiller" mi diyorsunuz?
Arkadaşlarımız, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin de kabul ettiği ve dikkat çektiği gibi "tamamen gereksiz bir müdahale"de ve "taammüden" öldürüldüler.
Mezkûr konsey, uluslararası hukuka atıfta bulunarak, İsrail'in Gazze üzerindeki 'abluka otoritesi'nin yasa dışı olduğuna da dikkat çekiyor. Dünya bunları tartışırken sizin durduk yerde şehitlik tartışması başlatmanızı, şehit arkadaşlarımızın aziz hatıralarına durduk yerde gölge düşürmeye çalışmanızı, onların ailelerini ve bütün Mavi Marmara camiasını durduk yerde incitmenizi nasıl izah edeceğiz?
Bizimle niye uğraşıyorsunuz Hocam?
Bizimle uğraşmakta niçin ısrar ediyorsunuz?
Ne adına, kimlerin hatırına?
Zât-ı âliniz ve cemaatiniz ile aramızdaki gönül bağını zedelememek için bizim gösterdiğimiz hassasiyeti siz neden göstermiyorsunuz?
HİZMET'e hürmet ve muhabbetimiz elbette baki; fakat Ümmet-i Muhammed'in ve bütün insanlığın kanayan vicdanını temsil eden Mavi Marmara aleyhindeki anlaşılmaz tutumunuzdan ötürü teessüflerimizi bildiririz, vesselam.

Hakan Albayrak
yenişafak
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
muhterem kaçak kardeşimizin alıntı yaptığı Hakan beyler..

öncelikle Hocaefendi Amerikan basınına demeç vermemiş bir ay kadar öncesinden yazılı soruları cevaplamıştır. Muhabirler fotoğraf çekmek için kısa süre randevu verildiğinde bu olay gerçekleşmesinden dolayı soru sorularak kısaca yorum almışlardır.. yani bu olay oldu yorum yapıldı değildir.. lütfen yanlışınızı düzeltiniz..

Efendim ortada savaş ve cihad hali yoktur, ve bu karar devlet tarafından alınır bireylerin aldığı savaş ve cihad kavramı tam yerine oturmaz... Bu açıdan bakılırsa hem daha önce kardeşlerimin bahsettiği Çanakkale savaşı ve hem de syn yazarın bahsettiği Uhud savaşı ile benzerlik özelliği yoktur.. birinde içinde bulunulan savaş hali, bu olayda ise gemiyle yardım amaçlanmaktadır..

Eğer ayet ve hadisleri bu olaya benzetmek ve çağrışım yaparak çıkarım yapmak gerekirse:

Cenab-ı Hakk (CC) bakara süresinde 195 ayeti kerimede **kendinizi tehlikeye atmayınız ** ve

Peygamber Efendimiz (SAV) hadis-i şeriflerde **düşmanınızın silahıyla silahlanınız** sözlerini nereye koyacağız..

Kaldı ki savaş hali olmayıp yardım amaçlandığı ve bazı kardeşlerimiz ise şehit olmaya gidiyoruz sözleri de meydandadır.. Hocaefendinin taziye mesajında Filistindeki drama son vermek için giden kardeşlerimiz için ŞEHİTLİK den mertebesinden döndüğü bir durum da yoktur.. başında şehit deyip sonradan vazgeçip başka bir şey söylediği de yoktur..

Bazı yazar ve çizerler olayı çarpıtıp kendi mahvil ve görüşlerini ve hased ve sü-i zann larını ilave ederek yorumlayıp makaleler düzmekte ve hata yapmaktadır.. daha önce de başka bir vakit yazarı da kimse yok mu diye bir başlıkta Gazze, İsrail devletinin içinde bir şehir kelimelerini gazze israilin dir kelimesi ile anlamış cahilliğini ortaya koymuştu.

http://www.ihvanforum.org/showthread.php?t=85053&highlight=kimse+yok+mu

....selam ve dualarımı iletir... dualarınızı eklerim....
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Demeç ya da soru cevaplama arasında pek önem arz edecek durum yok ama, boşuna ölüyorlar ile şehid arsında dağlaar dağlaaaar ... var :)

( Ve savaş meydanına çıkarken herkes ya ölürüm şehid olu um inşaallah, ya dönerim gazi dileği ile çıkar... aman bana kimse bulaşmasın diyen savaş meydanına çıkmaz..., oraya gidenlerden çok tanıdığım var bu düşünce ile helalleşerek yola çıkan..... ilkinde yaşamış oldukları onları 2. seferden caydırmadı asla.... insan hem rahatı bozulmasın ona bir şey olmasın isteyecek hem de mükafaat bekleyecek öyle mi? )
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
yazıya başlarken yalan ifade kullanmak size göre normal tabii ki .. bu durum doğal hale geldi artık..

daha önceki ifadeyi de cahillik veya adavet ve hased ve sü-i zann gibi müslümana yakışmayacak kavramlarla yaklaşan kardeşlerimiz için söyleyecek bir durum yoktur..

başka bir konuda alıntı yaptığım hocaefendinin bir sözünü şahsım ayrı, sizler farklı mana vermiştiniz... mesajımda verdiğim sözleri aynen alıp kendinize göre farklı yorum yapmışsınız hatırlarsanız hanımefendi...

Demek ki niyetlere göre yorumlarda farklı olabiliyor... ama kesinlikle kendim gibi eminim ki Hocaefendinin görüşü ve düşünceleri yerinde ve bizim bilmediğimiz bir husus üzerine bu sözler sarfedilmektedir...
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
( Ve savaş meydanına çıkarken herkes ya ölürüm şehid olu um inşaallah, ya dönerim gazi dileği ile çıkar... aman bana kimse bulaşmasın diyen savaş meydanına çıkmaz..., oraya gidenlerden çok tanıdığım var bu düşünce ile helalleşerek yola çıkan..... ilkinde yaşamış oldukları onları 2. seferden caydırmadı asla.... insan hem rahatı bozulmasın ona bir şey olmasın isteyecek hem de mükafaat bekleyecek öyle mi? )

mesajımdan sonraki ilavenize İLAVE mesajımdır..

Bu yardım seferi ile savaş olayını hayla daha karıştırıyor olmanız esef verici...

savaş ve cihad bireysel ve 300 - 500 kişinin alacağı kararla olmaz.. ve Çanakkale ve Uhud savaşıyla bu yardım seferinini hiç bir benzerliği yoktur.. elma ile armut gibi dir avamca manada.. ama anlamakta zorlanan kardeşlerimiz varsa derinlemesine alıntılar yapabilirim..

Dolayısı ile oraya gidenler savaşmak ve cenk etmek veya cihat için gitmişlerse nasıl olur siz karar verin..

Verdiğim ayet-i kerime ve Hadislere de aykırı bir durum... karşında kudurmuş bir katil sürüsü var.. sen de şehit olmak üzere yola çık ve karşı karşıya gel... neyse fazla uzatmaya gerek yok..

Rabbim (CC) yardım seferinde vefat eden kardeşlerimize rahmetiyle muamele etsin inşaallah..

 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Bakın beyefendi orada bir savaş var afete maruz kalmış insanlar değil.....

Dolayısı ile oraya gitmeye kalkışan savaş meydanına indiğinin bilincinde olur....

Siz ister kabul edin ister etmeyin :)

Biz gittik gördük oraları buradan ezbere konuşmak pek uymuyor duruma...
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Ben tersten giderek cevaplamış olayım :

Bu arada kayıtsız şartsız elbette ne derse ne yaparsa onaylıyor olacaksınız hocanızı öyle yetiştiriliyorsunuz zira...

Pek yadırgamıyoruz, alıştık :)
 
K

Kaçak

Guest
Bizimle niye uğraşıyorsunuz Hocam?
Bizimle uğraşmakta niçin ısrar ediyorsunuz?

Ne adına, kimlerin hatırına?

Varsa Sorulara cevabınız buyrunuz ...
Gerisi teferruattır ...
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Ben tersten giderek cevaplamış olayım :

Bu arada kayıtsız şartsız elbette ne derse ne yaparsa onaylıyor olacaksınız hocanızı öyle yetiştiriliyorsunuz zira...

Pek yadırgamıyoruz, alıştık :)


adı üstünde sadece hocamız ... şeyhimiz değil veya haşa peygamberimiz hiç değil (bazı safsataların safrası üzre) ..

Elbette aklımız kendimize hizmet eder, başkasının cebine atmayız (bazı safdiller gibi değiliz)..

Eğer kendi bilgi birikimi ve itikadi konulara zıt bir durum varsa değerlendirir, aslını öğrenerek de ikaz edebiliriz..

Ama sizler ve bazı zevatlar gibi de direkt olarak düşman olmayız, her dediğine hayır, edille-yi şeriyeye muhalif diye de tutturmayız..
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Bakın beyefendi orada bir savaş var afete maruz kalmış insanlar değil.....

Dolayısı ile oraya gitmeye kalkışan savaş meydanına indiğinin bilincinde olur....

Siz ister kabul edin ister etmeyin :)

Biz gittik gördük oraları buradan ezbere konuşmak pek uymuyor duruma...

savaş olduğunu sizler kadar bizler de biliyoruz zaten.. mavi marmara ile gidenler ülkemizin savaşta olmadığını biliyor ama savaşın olduğu bir yere gidiyorlardı..

peki savaşa nasıl gidilir... nerde *düşmanının silahıyla silahlan** hadis-i şerifi, savaşmaya giden veya o ortamda bulunan kişi en azından kendini, canını ve kanını koruması lazım değil midir..?? bazıları daha 1 yaşına girmemiş çocuğunu alacak, bazıları pikniğe gider gibi kadın - kızlarını yanına alacak ve yola çıkacak..

nerde kaldı bakara-195. ayetteki - kendinizi tehlikeye atmayınız-- emri, hem savaşa gidiyorum diye düşün ve hem de bu farz ve sünnetleri göz ardı et.. uyuyor mu müslüman ve mü'min insanların vasfına... biz sadece usulüne karşı çıktık..

Heyhat bilinmeyen önemli bir kaç nokta daha var ama zamanla meydana çıkmasına beklemekteyim... o zaman ak koyun - kara koyun daha iyi anlaşılacak inşaallah..
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Neyse kardeş hadi siz başkası ile çene yarıştırın benim zamanım kıymetli :)
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
işinize gelmediği zaman çene yarıştırmaca oluyor herhalde...

bazı şeyleri görebilmek için zaman gerekecek ve Cübbeli Ahmet Hocamdan, Hocaefendi haklıydı mesajını alacaksınız... o zaman da sizleri bulup görüşemeyeceğiz..
şimdilerde 3-4 tarikattan icazetliyim yalanını zamanında yutturmaya çalışıp risale-i nura ve Üstad Hz. lerine ve Hocaefendi hakkında söylemediğini bırakmayan VE şimdilerde tarikatci değilim sözüyle suskunluğunu koruyan zatlar gibi...

Bizim zamanımız da kıymetli ama siz ve sizin gibi düşünenler için Rızay- İlahi için yazışıyoruz işte...
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
13.jpg

Erkam'ın tekzibi


Hakan Albayrak
[email protected]
06 Ekim 2010 Çarşamba Saat 10:51
Reklam




Dünkü yazımdaki iddianın doğru olmadığını söylendi.
Özetle dedi ki:
'Hocaefendi ile o görüşmede Ferhat Boratav, Cüneyt Özdemir, Bejan Matur ve Serdar Turgut'un yanında ben de vardım. Mavi Marmara'dakilerin şehit sayılamayacağını kesinlikle söylemedi. O günlerde yayınladığı taziye mesajında şehit demişken şimdi böyle bir şey söyleyebileceğini nasıl düşünebilirsin? Bir yanlış anlaşılma sözkonusu. Başka bir bağlamda konuşurken söylediği şeyler yanlışlıkla oraya çekilmiş.'
Erkam'ın Haber 7'deki "Sevgili Hakan Albayrak'a Açık Mektup" başlıklı yazısından da bir alıntı yapayım:
"Mavi Marmara olayı Serdar Turgut'un sorusu üzerine gündeme geldi. Fethullah Gülen'in bu konudaki çıkışının isabetini dile getirdi. Sayın Gülen de inandığımı söyledim deyip konuyu orada bitirdi, daha fazla uzatmadı. Arkasından Serdar Turgut İHH'nın ABD kongresinde terörist örgüt olarak kabul edilmesinin söz konusu olduğunu ve bu konuda ne düşündüğünü sordu. Sayın Gülen de çok kısa olarak 'maalesef öyleymiş ben de duydum' diyerek üzüntülerini ifade etti. Daha sonra sohbet bizlerin soruları üzerine başka konulara doğru aktı. Terör konusuna girildi. Sayın Gülen bir ABD'li akademisyenin kendisine terörizm konusunda dininiz de buna zemin hazırlıyor şeklinde ifadede bulunduğunu buna karşı kendisinin cevaben; terörizme İslam'ın cevaz vermediğini, bir insanın bu şekilde bilerek ölüme gitmesinin bırakın cenneti doğrudan cehenneme götüreceğini söylediğini ifade etti. Tabii bu cümleyi aklımda kaldığı kadarı ile mealen aktarıyorum..."
Erkam'ın şahitliği benim için muteberdir, fakat
CNN Türk'teki 5N1K programında kendisine böyle bir söz isnat edilen Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 8 gündür niye tekzip mesajı yayınlamadığını –sevgili Erkam'ın da bu açıklamayı yapmak için neden 8 gün beklediğini- sormak durumundayım.
Cüneyt Özdemir, www.dipnot.tv'de yer alan "Pensilvanya'da Fethullah Gülen İle Bir Gün" başlıklı yazısının bir yerinde, "cemaatin önde gelen isimlerinden biri"nin, kendisine, "Hocaefendi senin yayınları takip ediyor" dediğini aktarıyor; madem Hocaefendi 5N1K'yı takip ediyor, öyleyse o sözleri duyar duymaz tekzip derdine düşmesi gerekmez miydi?
Şu cümleler de Cüneyt Özdemir'in www.dipnot.tv'deki yazısından:
"Fethullah Gülen, Mavi Marmara'da pek çok gönüllünün sürekli tekrar ettiği 'şehit olmaya gidiyoruz' retoriğine şiddetle karşı çıkıyor. Böylesine bir şeyin şehitlik bile kabul edilemeyeceğini söylüyor."
Bu yazı sadece www.dipnot.tv'de değil, Fethullah Gülen Web Sitesi'nde de var (http://tr.fgulen.com/content/view/18615/12/).
Hocaefendi'ye yakın kimselerin hazırladığı ve onların tasvip ettikleri yazıların yer aldığı bir siteden söz ediyorum.
Yukarıdaki ifadeleri tekzip etmek şöyle dursun, Cüneyt Özdemir'in yazısını olduğu gibi –hiçbir şerh düşmeden- siteye koymuşlar.
Ben o siteyi (de) referans aldım.
Demek ki almamam gerekirmiş.

* * *
Hülasa:
Ortada büyük bir karışıklığın olduğu anlaşılıyor.
Bu karışıklıkta hataya düştüğümü kabul ediyorum; Hocaefendi'ye Açık Mekup'ta "Şayet bunu gerçekten söylediyseniz..." ve "Bilgi yanlışsa niçin tekzip etmiyorsunuz?" gibi ifadeler kullanmalı, kesin hüküm vermekten kaçınmalıydım.
Hocaefendi'nin hakkına girdiysem helallik dilerim.
Bir şey daha dilerim:
Hocaefendi bundan sonra gazetecilerle-televizyoncularla konuşurken lütfen teypleri-kameraları kapattırmasın.
Ne dediğini ve nasıl dediğini kendi kulaklarımızla duyalım, kendi gözlerimizle görelim. Hocaefendi'yi rivayet yoluyla takip etmek çok yorucu ve hepimiz için çok yıpratıcı oluyor.
islamigündem
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
rica ederim. o eklediğiniz tekzip yazısını burayla birleştirmiştim :)

o nedenle silindi son mesajınız yine.
 

arifan yolcusu

Profesör
Katılım
9 Ağu 2010
Mesajlar
1,303
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Yaş
41
Konum
Dergah-ı Mualla
bu haber albayrak kardeşimizin de ifade ettiği gibi bazı açılardan önem kazanmakta evvelen fasık haber ve kul hakkı bizler açısından çok önemli olsa gerektir...
hocaefendinin uslubunu beğenelim yada beğenmeyelim ama hiçbir zaman iftiraya kaçmamak gerekmektedir...
hocaefendinin buna mahal vermemesi lazım, verdİği açıklamaları abidik gubidik hatunlara vermektense ehil kardeşlerimize verirse umulur li daha faideli olacaktır...


Hocaefendi bundan sonra gazetecilerle-televizyoncularla konuşurken lütfen teypleri-kameraları kapattırmasın.
Ne dediğini ve nasıl dediğini kendi kulaklarımızla duyalım, kendi gözlerimizle görelim. Hocaefendi'yi rivayet yoluyla takip etmek çok yorucu ve hepimiz için çok yıpratıcı oluyor.
 
Üst